Havalar iyiden iyiye soğudu, kış kapıya dayandı. Hepimizin evinde o malum gergin bekleyiş başladı: Isınma meselesi. Kombinin derecesini yükseltirken veya sobanın kapağını açarken elimiz titriyor desek yeridir. Hatta bazen faturayı görünce ısınmak yerine stresten terlediğimiz bile oluyor, değil mi? İşin şakası bir yana, ay sonunda cebimizden çıkan o paralar sadece birer rakam değil; aslında küresel bir satranç oyununun, bizim hanelerimize yansıyan küçük birer sonucudur. Gelin, bu kış ısınırken aslında neyin bedelini ödediğimize ve arka planda dönen o büyük dolaplara hep birlikte, uzman bir gözlükle bakalım.
Hayat sevince güzel şarkısında olduğu gibi dünyayı döndüren şeyin sevgi olmasını çok isterdik ama maalesef modern dünyayı döndüren asıl güç enerji. Bugün Arap Baharı dediğimiz o büyük toplumsal olayları, sadece halkların özgürlük talebi zannetmek biraz saflık olur. Irak'taki bitmek bilmeyen kargaşa, Suriye'de yaşanan yönetim krizleri ve iç savaş; hepsinin temelinde enerji piyasasına hakim olma arzusu yatar. Bir dönem ABD'nin "demokrasi götürüyorum" diyerek girdiği coğrafyalara bakarsanız, tesadüf bu ya, hepsinin petrol veya doğalgaz zengini olduğunu görürsünüz. Tıpkı şimdi Venezuela üzerinde oynanan oyunlar gibi. Venezuela, dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip ülkesi olduğu için, oradaki siyasi çalkantılar asla sadece "iç mesele" değildir. Yani küresel güçler, enerji vanasını kimin tutacağı konusunda bilek güreşi yaparken, faturayı maalesef hem o ülkelerin masum halkları hem de bizim gibi enerji ithalatçısı ülkelerin vatandaşları ödüyor.
Ülkemiz bu devasa enerji okyanusunun tam ortasında, adeta bir köprü gibi duruyor. Jeopolitik önemimiz, sadece kıtaları birbirine bağlamamızdan değil, enerji yollarının tam kalbinde olmamızdan kaynaklanıyor. Ek olarak da son yıllarda Karadeniz'de bulunan doğalgaz rezervleri ve Doğu Anadolu'daki petrol aramaları, işte bu yüzden hayati önem taşıyor. Enerjide dışa bağımlılığımızı kırmak, sadece cebimizi değil, ticari ve siyasal bağımsızlığımızı da korumak demek. Akdeniz'de ise sular sadece rüzgardan dalgalanmıyor; Kıbrıs adası, etrafındaki kıta sahanlığı haklarımız için bir kale niteliğinde. Diğer yandan İsrail'in Gazze şeridinde uyguladığı soykırımın bir diğer, az konuşulan sebebi de Gazze kıyılarındaki zengin doğalgaz yataklarına hakim olma arzusudur. Yani mesele sadece toprak değil, o toprağın altındaki ve kıyısındaki servettir.