Faizler ve küresel ritimler

Mustafa Özver

Mustafa Özver

Tüm Yazıları

Öncelikle geçmiş Mevlüt Kandilinizi en içten dileklerimle kutlarım; bu mübarek zamanların sizlere huzur, umut ve güzel bir nefes getirmesini dilerim.

Gelelim konumuza: Faiz. Adeta tüm dünyanın beraber tuttuğu bir ritimdir: bazen yüksek seyreder, bazen de düşer. Kimi ülkede çok yüksektir, kimi ülkede ise bazen sıfırın altı bile görülebilir. Ancak bütün ülkelerin bu melodiyi senkron şekilde takip etmesi, ülkelerin faiz politikasının ne kadar benzer ve aynı zamanda mahrem olduğunu gösterir. İşte şimdi, bu küresel ama mahrem konuda “indirimi” konuşma zamanı yavaş yavaş gündeme gelmeye başladı, hem Türkiye’de hem dünyada…

DÜNYA ÇAPINDA FAİZ İNDİRİMİ BEKLENTİLERİ

“Faiz indirimi gündeme gelmeye başladı”: Bu cümle, son aylarda pek çok merkez bankasının parmak bastığı ortak notadır. Gelişmiş ekonomilerde, yüksek faiz politikalarından bir miktar gevşeme sinyalleri duyulmaya başladı. Avrupa Merkez Bankası, FED, Japonya gibi ekonomi devlerinde, enflasyon baskılarının biraz olsun azalması; risk primi ve küresel büyüme endişelerinin azalmasıyla faiz indirimi değerlendirmelerine geldi. Negatif faiz gibi alışılmışın dışında enstrümanlar bir yandan rafa kalkarken, faiz oranları yavaş yavaş makul seviyelere doğru yönelmeye başladı. Elbette bu trend Türkiye için de faiz konusunda rahatlama olarak yansıyacaktır. Faiz indirimi gelmişti önceden ancak bu seferki bir trend olarak gündemde olduğundan bu günler daha kritik diyebilirim faiz konusunda.

TÜRKİYE’NİN GECİKMELİ ADIMI VE SICAK PARANIN TAVRI

Türkiye bağlamında faiz indiriminde biraz gecikmeli bir adım görebileceğimizi düşünüyorum. Neden mi? Çünkü “sıcak para” dediğimiz kısa vadeli ve yüksek faizli cazibe, henüz ihtiyaçlarımızı yeni tolere ediyor. Faizler dünyada düşmeye başlarsa da bizimkiler hâlâ yüksek kalırsa ve bir süre gecikmeli indirime giderse, sıcak para hala Türkiye’ye akışta bulunabilir. O yüzden, hükümet “sistemsiz ve plansız” bir indirim yerine; “zor ve zaman alıcı” ama elzem bir planlama tercih edilecektir. İnşallah, umarım, yine bir suni kriz çıkmazsa. Bu benim temennim ve inşallah yanılmıyorumdur.

Faizi yavaş yavaş düşürmek, düşer düşmez “borçlanma maliyetinin aniden yükselmesi”, “kur şokları” ya da “enflasyonun yeniden gazlanması” gibi riskleri düşürmenin en iyi yolu. Akademik bakarsak, bu yaklaşım “güvenli iniş manevrası”na benzer: uçaktan inişi çok ani frene basmadan, kontrollü bir rampada indirmek gibi. Sağ salim inelim.

FAİZ DÜŞÜNCE: BORSA, ENFLASYON, ALTIN

Faizler düştüğünde ise borsa canlanır, çünkü sermaye için borsa daha karlı olmaya başlar, şirketlerin borçlanma maliyetleri azalır ve yatırım iştahı artar. Ancak bu durum enflasyonu da aynı şekilde tetikleyebilir; ucuz krediyle tüketim yükselir, fiyatlar da peşinden gider. Altın ise güvenli liman olarak öne çıkar, faiz geriledikçe yatırımcılar altına yönelir ve fiyatlar yükselir. Kısacası, faiz indirimi kansere yakalanmış ekonomiyi canlandıran bir ilaç gibidir; doğru dozda şifa, aşırısında ise canınızı çok yakacak ve yıllarca sürecek yan etkilere neden olur.