Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Memleketten notlar-2

Güzel ülkemin Doğu ve Güneydoğu’sundaki, iklim olarak biraz zamansız gezim devam ediyor. Bir önceki yazımda, Yüksekova, Hakkâri, Şırnak, Eruh, Siirt, Kurtalan ve Batman güzergâhındaki notlarımı aktarmıştım.

Batman’daki konaklamanın ardından, Bismil’e ve oradan Kuzeye yönelip, Malabadi Köprüsü’ne ulaştım.

Adına türküler yakılan Malabadi Köprüsü, gerçekten de gördüğü ilgiyi ve konu edildiği güzellemeleri fazlasıyla hak ediyor. Batman ile Diyarbakır sınırında bulunan Malabadi Köprüsü, kayalıkları temel edinen muhteşem bir kemer üzerine kurulmuş… Kemerin yüksekliği, tahminimce 30 metrenin üzerinde… Batman Nehri’nin taşkınları hesaba katılarak, batı istikametinde, ilaveten 3 küçük kemer daha eklenmiş.

Yazının Devamı

Memleketten notlar…

Bir önceki yazıda, güzel ülkemizin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde gezinmekte olduğunu ifade etmiştim. Memleketten gezi notlarımızla devam edelim…

Muş, Erciş ve Yüksekova’daki gecelemelerimde, yüksek rakımlı Doğu’nun ayazını iyice hissetmiştim. Güneydoğu’ya gelince rakım hızla düştü ve hava ılımanlaştı.

Yüksekova’dan sonraki güzergâhım Hakkâri oldu. Daha önce bizzat tecrübe etmemiş olsak da, Irak ve Suriye ile olan sınırlarımızın kesişme noktası olan Hakkâri’nin neredeyse tüm bölgelerinin, sarp dağlardan ve derin vadilerden oluştuğunu biliyoruz.

Yazının Devamı

Korkmayın! Bu ülke bölünemez…

Evliya Çelebi misal, 2 haftadır yine yollardayım. Bu defa rotam, güzel vatanımın Doğusu ve Güneydoğusu…

Kayseri’den yola revan olup, Malatya, Elazığ ve Bingöl… Orada bir hafta torun özlemi giderdim. Arada bir Erzurum kaçamağı… Sonrasında Solhan üzerinden Muş ve orada konaklama... Ertesi gün Hasköy, Güroymak, Bitlis, Tatvan, Ahlat, Adilcevaz ve Erciş… Ahlat’taki Selçuklu Mezarlığı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Devlet Bahçeli Köşkü mutlaka görülmeli…

Konaklama Erciş’te… Gün doğmadan hareketle; Van, Gürpınar, Başkale, Hoşap ve Yüksekova… Yazıyı, konakladığım Yüksekova’da yazıyorum.

Yazının Devamı

Eşkıya dünyaya hükümran olmaz

İnsan olarak, sabırsızız. Bir şeyin, hemen gerçekleşmesini istiyoruz. Büyük toplumsal ve tarihî olayların seyrinde bile, bu sabırsızlığımız yakamızı bırakmıyoruz.

Birkaç sayfalık bir metinde okuduğumuz koskoca bir tarihin, sanki birkaç gün veya birkaç ay, olmadı birkaç yıl içinde olup bittiğini sanıyoruz.

Mesela Türklerin, Asya derinliklerinden başlayıp, Anadolu ve Avrupa’ya doğru akan büyük yolculuğu… Her şeyin, 1071’deki Malazgirt Zaferimizle başlayıp bittiğini düşünüyoruz.

Yazının Devamı

Kırk katır mı kırk satır mı?

ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı ‘Gazze Planı’, Gazze’nin ne olacağına ilişkin, kafaları hayli karıştırdı.

Bardağın dolu tarafını görmek istediğimizde; en azından Filistinli mazlumların akan kanının duracağını… Terör örgütü İsrail’in Gazze’den çekileceğini… Kimsenin zorla yerinden yurdundan edilmeyeceğini… Gazzelilerin artık açlıktan ölmeyeceğini… İlaveten başkaca olumlu beklentilerin de gerçekleşebileceğini umuyoruz.

Bardağın boş tarafına bakınca; bugüne kadarki tüm ateşkes ve barış müzakerelerinde olduğu gibi, Gazze Planı’nın da ciddi tuzaklar içeriyor olabileceğini düşünmek için sebepler görüyoruz.

Yazının Devamı

Türkiye gerçeğini kabul edin artık

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında sergilediği başarılı diplomasi, nedense bizdeki devşirmeleri fena halde rahatsız etti.

Basit bir denklem üzerinden gidiyor, bu iflah olmaz tipler: “Efendim, eğer ABD Başkanı Trump, Başkan Erdoğan’ı âlâ-yı vâlâ ile karşıladı, ona büyük iltifatlarda bulunduysa, mutlaka Türkiye’den büyük menfaatler koparacaktır.”

Evet, uluslararası ilişkilerde karakaş karagöz denklemi yürümez. Karşılıklı menfaatler belirleyici olur. Genel kural böyledir de, her olayı bununla izah edemezsiniz.

Yazının Devamı

Tilki-fille zorlu dans

Önemli bir dünya liderine atfedilen; “Büyük devletlerle müttefik olmak, fille yatağa girmeye benzer.” ifadesiyle başlayalım… Fil kımıldamadığı sürece sorun yok. Kımıldarsa, altında ezilmek muhtemeldir.

Peki, fil aynı zamanda ‘kurnaz tilki’ ise…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump’la görkemli buluşması, nedense bana fil-tilki melezini ilham etti.

Yazının Devamı

Sen de yolcusun, Abbas!..

Asırların en büyük zulmü, soykırımı Gazze’de yaşanıyor. Tüm dünyanın gözleri önünde… Olup bitenler, anında tüm dünyanın gözleri önüne seriliyor. Siyonistlerin kontrolündeki dünya iletişim sistemi dahi gerçekleri perdeleyemiyor.

Fakat… Başta Müslüman ülkelerin yönetimleri olmak üzere dünyanın büyük bir bölümü, terör örgütü İsrail tarafından Gazzeli mazlumlara karşı 23 aydır sürdürülen soykırım karşısında bir türlü önleyici eyleme geçemiyor.

Türkiye, Siyonist zulmü durdurabilmek adına, elinden gelenin fazlasını yapıyor. Bir yandan diplomasiyi kullanarak, dünyanın vicdanını uyandırmaya çalışıyor. Öbür taraftan da halkları Müslüman olan ülkelerin yönetimlerini, İsrail’e karşı cesaretlendirmeye ve eyleme geçmeye zorluyor.

Yazının Devamı

Genel Başkan İmamoğlu olmalıydı

İnşallah bu defa kurtulur, diyeceğiz. Yine de emin değiliz. Ufukta yeni bir kurultay daha görünüyor. Galiba bu defaki ‘olağan’ olanından…

CHP, seriye bağladığı kurultay dizisinin 22’ncisini kazasız belasız gerçekleştirdi. Yine şükür ki; bu defa yumruklar konuşmadı, sandalyeler havada uçuşmadı.

Tabi bunda, salona misafir seyirci (siz parti militanları olarak anlayın) alınmamasının da büyük etkisi olmuştur. Eh, savaşacak neferler dışarıda kalınca, tarafların başı olanlar da kalkıp birbirine yumruk sallayacak değil.

Yazının Devamı

TRÇ İttifakı… Neden olmasın?

MHP Genel Başkanı Bilge Lider Dr. Devlet Bahçeli, yine gündemi silkeleyecek, önemli bir tez dillendirdi.

Dr. Bahçeli’nin önerisi; Türkiye’nin, Batılı emperyalistlere karşı, Rusya ve Çin’le birlikte sağlam bir ‘Asya İttifakı’ oluşturmasını esas alıyor.

TRÇ İttifakı önerisinin temel gerekçesi olarak, ABD-İsrail bloğunun hem Ortadoğu hem de bütün bir dünya barışını tehdit etmesi gösteriliyor. Güncel gerekçe, terör örgütü İsrail’in kuduz köpek gibi önüne gelene saldırması olsa da, Asya merkezli sağlam ittifak oluşturma ihtiyacı, daha derin sebeplerden kaynaklanıyor.

Yazının Devamı

Öldürmekten başka neyi başardılar?

Sözün özünü baştan söyleyelim: Terör örgütü İsrail, kendi sonuyla birlikte ABD’nin çöküşüne zemin hazırlıyor.

Hazreti Musa öncesinden beri; ahlâksızlığı, nankörlüğü, kötücüllüğü yüzünden defalarca katliama ve sürgüne maruz kalmış lanetli kavim, son 80 yıldır ‘masumiyet ve mazlumiyet’ ekmeği yedi.

Zulmü ve vatanından sürülmeyi, bizim ahlâkımız da imanımız da hoş görmez. Hal böyleyken, lanetli kavmin, yaşadığı zulümlerin hepsini bizzat kendi amelleriyle hak ettiği gerçeğini de yok sayamayız.

Yazının Devamı

Kaçınılmaz yüzleşme

Mahkemenin muhtemel mutlak butlan kararı, dananın kuyruğunu tam olarak kopartacak. Yazık ki CHP, kişisel hırslar ve basiretsiz yönetim sayesinde, tarihinin en büyük krizine muhatap oluyor; kelimenin tam anlamıyla bir savrulmuşluk yaşıyor.

Bizzat partililer tarafından mahkemelere taşınan, inanılması güç boyutlardaki yolsuzluk, rüşvet, irtikâp, suiistimal gibi bir yığın yüz kızartıcı suç isnadının ardı arkası kesilmiyor.

102 yıllık bir parti, geçmişte 68 kez kurultay yapmış olmasına rağmen, 2 sene önceki 38. Olağan Kurultayı yüzüne gözüne bulaştırmış. Şaibe iddiaları, kurultayın iptalini konuşturacak kadar güçlü hale gelmiş…

Yazının Devamı

Testi çatladı bir kere

Diplomaside, ABD ve Rusya gibi emperyalist devletlerle kurulan ittifaklar, ‘fil ile yatağa girmeye’ benzetilir. Fil kımıldadığında, müttefik zorda demektir.

Son 100 yılda ABD ile müttefiklik ilişkisi kuran bütün devletler, bu haydut devletin mutlaka zararlarını görmüştür.

ABD Başkanı Donald Trump, birkaç ay önce Basra Körfezi’ndeki Arap şeyhliklerine bir ‘haraç çıkarması’ yapmıştı. Kendisini, ABD’nin koruması ve teminatı altında zanneden hanedan yönetimlerinin her birine münasip miktar salmalar salmıştı. Salmanın, 3 trilyon dolardan 5 küsur trilyon dolara kadar ulaştığına dair rivayetler muhtelif…

Yazının Devamı

Kılıç kınından çıkmalı artık

Savaş goygoycusu değiliz. Felaket tellallığıyla da işimiz olmaz. Mevzu, Türk Devleti’nin bekasıdır.

Batılı müttefiklerimizin başımıza sardığı terör belasıyla, neredeyse yarım asırdır terbiye edildik.

Her ne kadar bölücü terörü; Türkiye’nin önünü kesmek, kalkınma hızını düşürmek, toplumsal bütünlüğünü zedelemek amacıyla tezgâhlamış olsalar da, Türk Devlet Aklı, yaşanan süreci yönetmesini bildi.

Yazının Devamı

Kaos

Sanki her şeyi daha da zorlaştırıp, içinden çıkılmaz bir hale getirmeye çalışıyor, CHP yönetimi… Attıkları her adım, mevcut bilmem kaç bilinmeyenli denklemi, bir o kadar daha bilinmeyenli hale getiriyor.

Oysa mevcut sorun, çözülmeyecek kadar büyük değil. Asırlık parti, daha önce 37 kez olağan ve 20 kez de olağanüstü şekilde yaptığı kurultayı, 38’inci kez yapıyor.

Buraya kadar bir sorun yok. Fakat CHP, 2023’teki 38. Kurultayını, birilerinin kişisel kariyer hesapları uğruna eline yüzüne bulaştırıyor.

Yazının Devamı

Burası muz cumhuriyeti değil, Sayın Özel!..

CHP pusulayı iyiden iyiye şaşırdı. Genel Başkan Özgür Özel’in hal ve söylemleriyse, çoktan akıl çizgisinin dışına çıktı.

Türkiye, demokratik bir hukuk devletidir. Kimsenin babasının çiftliği değildir. Anayasa’dan başlayıp, en alt düzeydeki yönetmeliklere kadar, yürürlükteki tüm hukuk kuralları, bu ülkede yaşayan herkes için bağlayıcıdır.

İşine gelmeyen her konuda kalkıp, “Mahkeme kararını tanımıyoruz. Sarayın yargısı… Bildiğimizi okuruz. Kimse bize karışamaz…” diyemezsiniz.

Yazının Devamı

Böyle olur parti içi demokrasi dediğin

Çadır iyiden iyiye karıştı. Şaibeli 38’inci Kurultayın ‘butlan sinyali’, İstanbul Kongresinin iptaliyle geldi.

CHP İstanbul Kongresinin iptali, zihnimi 36 sene geriye 1989’daki İstanbul İl Kongresinin iptaline götürdü. O yıllarda henüz meslekte yeni olan bir gazeteci sıfatıyla, SHP’yi (CHP’nin o dönemdeki adı) takip ediyordum. Dolayısıyla yaşanan olayları da yakından izleme fırsatı buluyordum.

O kongrenin kazananı da kaybedeni de tezgâhını önceden kurmuş; rakip listenin kazanması halinde kongreyi iptal ettirecek taşları, işin başında döşemişti.

Yazının Devamı

Gerçek zafer: Devlet-Millet kaynaşması

Dikkatinizi çekmiş olmalı; 26-30 Ağustos Zafer Haftası ve Silahlı Kuvvetler Günü, son birkaç yıldır, deyim yerindeyse ‘hakkını vererek’ kutlanıyor.

Son 200 yıldır bir travma yaşadı, Türk Milleti. Tanzimat’la başlayan Batılılaşma macerası, ‘millete karşı devlet eliyle’ yürütüldü. Birinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan ‘otoriter devlet anlayışı’, maalesef Türkiye’ye de sirayet etti.

Rusya merkezli Komünist devrim, Almanya-İtalya-İspanya ekseninde gelişen faşizan devlet anlayışı, sonraki yıllarda Çin’de hayata geçirilen Maocu devrim, ister istemiz bizim ülkemizi de etkiledi.

Yazının Devamı

Vatan savunması: Nereden nereye…

Anadolu’yu 106 yıl önce işgale gelen Yunan’ın nakliye kamyonları karşısında, kağnılarla, eşek ve katırlarla silah ve cephane taşımaya çalıştığımız mekkâre düzeni…

Düşmanın onlarca uçağı karşısında, elimizdeki hepi topu birkaç bez kanatlı uçağı, yırtıklarına kâğıt yapıştırarak uçurmaya çalıştığımız ‘hava kuvvetleri’miz…

Konya’dan Afyonkarahisar’daki cepheye, elimizdeki kırık dökük silah ve mühimmat ile askerimizin ayağını soğuktan korumak için mübarek annelerimizin ördüğü yün çorapları ulaştırmak için, lokomotifinde yakacak kömür bulamadığımız treni, vagon tahtalarını söküp yakmak suretiyle yürüttüğümüz zor zamanlar…

Yazının Devamı

Kılıç kından çıkarsa…

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, PKK’nın Suriye uzantısı PYD/SDG’ye son birkaç haftadır dozu artan uyarılarda bulunuyordu. Terör örgütünün, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara ile 10 Mart’ta imzaladığı mutabakata uyma çağrıları yapıyordu.

Son sözü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan söyledi:

“Yönünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacak. Kıblesini şaşıranlar, kendine yeni patron arayanlar ise kaybedecektir. Kılıç kınından çıkarsa kelama yer kalmaz.”

Yazının Devamı

Demir yumruk inmeden olmayacak

Türk Devleti, PKK terörünü sonlandırmak üzere başlattığı Terörsüz Türkiye sürecini büyük bir dikkatle yürütüyor. Deyim yerindeyse, kristal vazoyu kırmadan, mevzuyu halletmeye çalışıyor.

PKK’nın Kandil kanadı ve Türkiye içindeki uzantıları, ‘gidilecek başka yer kalmadığını’ idrak etmiş durumda. Dolayısıyla buralardan, sürece yönelik ciddi bir engelleyici gelişme beklenmiyor.

Suriye’deki PKK uzantılarına gelince, durum bir hayli değişiyor. Ülkenin Kuzeydoğusunda ‘SDG/PYD’ adı altında, İsrail ve ABD himayesinde yürütülen terör, yaşanan karmaşadan istifadeyle, bir ‘özerk yönetim’ devşirmeyi hedefliyor.

Yazının Devamı

Bahçeli Diyarbakır’a…

‘Terörsüz Türkiye’ çabalarının en büyük emekçisi, kuşkusuz, MHP Genel Başkanı Bilge Lider Dr. Devlet Bahçeli’dir.

Dr. Bahçeli, bulunduğu konum itibarıyla, çok büyük bir siyasî riski omuzlamıştır. Türk Milliyetçiliği Kalesinin doğal komutanı olan Dr. Bahçeli, Türk Devleti’ne pranga vurma gayretindeki Batılı ve Doğulu çakalların üzerimize saldığı etnik temelli bölücülüğe karşı büyük bir mücadele vermiştir.

Burada gözden kaçırılmaması gereken çok önemli bir nokta var: Konu milliyetçilik olduğunda, etnik farklılıklar genellikle ‘ayrıştırıcı’ sonuçlar doğurur. Söz konusu Türk Milliyetçiliği olduğunda, Batının formatladığı klasik kalıplar durumu izah edemiyor.

Yazının Devamı

Durdurun şu vicdan soygununu

Baştan söyleyelim: Kimse mevzuyu tam anlamadan, vicdan kasıntısı yapmasın. Yaşama hakkına saygı duymak, hastalık üzerinden ülkelerin soyulmasına rıza göstermeyi gerektirmez.

Şimdi…

Yakın tarihe kadar, SMA (Spinal Musküler Atrofi) hastalığı gerekçesiyle, Türk halkından milyonlarca dolar toplanıp, yurtdışındaki ‘umut tacirlerine’ pompalanıyordu. Tabi, sık sık gündeme gelen suiistimal vakalarını saymıyoruz.

Yazının Devamı

Düşeni pazar eylerler

Baş emperyalist ABD ile yitirdiği emperyalist gücü yeniden kazanma gayretindeki Rusya, pestilini çıkardıkları Ukrayna’yı ana menü yaptıkları Alaska Masası’ndan memnun ayrıldı.

Masanın gerekçesi, Rusya-Ukrayna Savaşı’nı sonlandırmak olsa da, savaşın ezilmiş tarafı olan Ukrayna, kurulan kurtlar sofrasında ‘taraf’ değil, ‘yemek’ olarak yer aldı.

Nasıl bir dünyadır bu?

Yazının Devamı