Durdurun şu vicdan soygununu

Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Tüm Yazıları

Baştan söyleyelim: Kimse mevzuyu tam anlamadan, vicdan kasıntısı yapmasın. Yaşama hakkına saygı duymak, hastalık üzerinden ülkelerin soyulmasına rıza göstermeyi gerektirmez.

Şimdi…

Yakın tarihe kadar, SMA (Spinal Musküler Atrofi) hastalığı gerekçesiyle, Türk halkından milyonlarca dolar toplanıp, yurtdışındaki ‘umut tacirlerine’ pompalanıyordu. Tabi, sık sık gündeme gelen suiistimal vakalarını saymıyoruz.

Şimdilerde SMA sömürüsünün modası biraz geçmiş olmalı ki, devreye DMD (Duchenne Musküler Distrofi) kas hastalığı alındı.

Elbette Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığının, anılan hastalıklarla ilgili bir tedavi süreci bulunuyor.

Fakat bu süreçler ve buna bağlı yapılan ‘sağlık soygunu’, anılan hastalıkların tedavisi umudunu kullanarak ülkeleri soyan küresel sağlık çetesini tatmin etmiyor.

Tedavi umudunu sömürerek, her bir hasta için milyonlarca dolar söğüşleyen küresel sağlık çetesi; hükümetler, sağlık bakanlıkları ve yerel kamuoyu üzerinde tam saha pres uyguluyor.

Neticede, resmî makamlar, gelen baskılardan kurtulabilmek için ‘tedavi için bağış kampanyalarına’ izin vermek zorunda kalıyor.

OLMAYAN TEDAVİYE MİLYONLARCA DOLAR

Sonrasında, AVM girişlerinde, kalabalık cadde, sokak ve meydanlarda, tek tip olarak üretilmiş, kelimenin tam anlamıyla bir ‘tezgâh’ (onlar stant diyor) kuruluyor. Sonra gelsin vicdan sömürüsü ve soygunu

Fakat SMA veya DMD hastalıklarının, uygulanan astronomik fiyatlı uygulamalara rağmen, kesin bir tedavisi bulunmuyor.

Hadi, mevzuya biraz daha yakından bakalım:

Bilgileri derlediğimiz kaynaklar, genel olarak; ‘bu tedavinin yapılması gerektiği’ ve ‘devletin ve toplumun bu maliyeti karşılaması gerektiği’ savunusunda bulunan kuruluş, mümessil ve derneklerin sunumlarına dayanmaktadır.

SMA (SPİNAL MUSKÜLER ATROFİ)

Bu hastalığın kesin tedavisi yok. Ancak hastalığın ilerleyişini yavaşlatmaya ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik çeşitli tedavi yöntemleri mevcut. Astronomik bedeller karşılığı alınan yeni ilaç ve tedaviler belirli ölçüde etkili olurken, dünyada bugüne dek SMA'yı atlatarak tamamen iyileşebilen bir vaka olmadı.

Küresel ilaç çetesinin ürettiği ve ‘işe yaradığını’ iddia ettiği ‘nusinersen sodyum’ etken maddeli ilacın liste fiyatı; ilk yıl için 750 bin dolar, ardından 350 bin dolar ve 10 yıllık bir tedavinin maliyeti yaklaşık 4 milyon dolar.

ABD merkezli AveXis tarafından pazarlanan ve dünyanın en pahalı ilacı olarak nitelendirilen gen tedavisi, Mayıs 2019'da Amerikan İlaç Dairesi FDA'dan onay aldı.

Bu tedavi, ABD'de hastalığın tipinden bağımsız olarak 2 yaşından küçük, Avrupa'da ise azami 13,5 kilogram ağırlığındaki çocuklara uygulanıyor.

Uzmanlar, SMA hastalarına uygulanan gen tedavisinin, semptomları hiç başlamamış veya yeni başlamış bebekler için etkili olabileceğini belirtiyor.

Semptomları ortaya çıkmış, solunum cihazına bağlı veya yürüyemeyen çocuklarda ise gen tedavisinin bu etkileri geri almasının mümkün olmadığı ifade ediliyor.

DMD (DUCHENNE MUSKÜLER DİSTROFİ)

SMA üzerinden yapılan ‘ülke soygunları’, küresel sağlık çetesini tatmin etmemiş olmalı ki, son günlerde DMD kas hastalığı devreye alındı.

DMD’nin de henüz bilinen kesin bir tedavisi yok. Çocukların hareket kabiliyetlerini biraz daha uzun sürdürebilmeleri için (2-3 sene) cihazlar, steroid tedavileri ve fizik terapi uygulanabiliyor.

Kesin sonuç sağlamayan gen tedavisinin maliyeti; ABD’de 3,2 milyon dolar, Avrupa’da 2,5 milyon avro, Brezilya’da 2,9 milyon ABD doları, Türkiye’de ise 3,2 milyon ABD doları…

Yani güncel rakamlarla, 130 milyon Türk Lirası civarında…

Türkiye'de hükümetin bağış toplamak için verdiği toplam sürenin 2 yıl olması, küresel sağlık çetesine paralel hareket eden ‘internet cemaatlerini’ tatmin etmiyor. Onlar, ‘DMD'li çocukları ortalama 20 yıl veya daha fazla yaşayabildiğini’ iddia ederek, bağış toplama kampanyalarının süresiz olmasını hararetle istiyor.

DURDURUN ŞU VİCDAN SOYGUNUNU

Lafı uzatmaya gerek yok. Bizim ‘çok özel hastaneler’, insanlarda olan veya kendilerinin icat ettiği hastalık ve tedavileri bağlamında, kişileri soyardı/soyuyor.

Küresel sağlık çetesi ise, yaptığı zihin yönlendirme kampanyalarıyla, ülkelerin ve toplumların vicdanını sömürerek, anılan ülkeleri toptan soyuyor.

Türk Devleti’nin, bu küresel soyguna bir an önce dur demesi; gittiğimiz her yerde gözümüze gözümüze sokulan bu vicdan soygunu kampanyalarını yasaklaması gerekir.

Bu ülkenin çiftçisi, işçisi, esnafı, memuru, bir yıllık emeği karşılığında birkaç milyon lira gelir elde edemezken, insanların ‘yaşama umudunu’ istismar eden küresel sağlık çetesi, her bir hasta üzerinden 100 milyon TL’yi aşan soygun yapıyor.

Tekrar edelim: Bu vicdan soygunuyla, sadece kişilerin cebine el atmakla yetinilmiyor, aynı zamanda ülkeler soyuluyor.

Lütfen bu vicdan soygununu durdurun.