Zaman zaman, kamu görevlisi okuyucularımı kızdırma pahasına dile getirdiğim bir husus var: Osmanlı’dan devraldığımız en kötü miras unsurlarından birisi bürokrasidir.
‘Memur’ kavramı, Arapça kökeni itibarıyla; ‘görevlendirilmiş, emir alan’ gibi bir anlam ifade etse de geniş tanımlamayla ‘bürokrasi’ diye isimlendirdiğimiz ‘kamu personeli’, aslında kendisini ‘ülkenin sahibi’ konumunda görür.
Burada kastettiğimiz, alt kadrolardaki kamu personeli değil elbette. Bir sınır çizmek mümkünse, ‘Daire Başkanı’ statüsünden yukarı, ‘amir’ mevkiindeki kamu görevlilerinin oluşturduğu genel kadroyu kastediyoruz, ‘bürokrasi’ derken.