Fitneciler yine ters köşe
Ortalama her 3 ayda bir fitne kazanını harlarlar… Farklı zamanlarda abansalar da ateş ettikleri yer hep aynıdır. ‘Cumhur İttifakı’nda çatlak’…
O ‘çatlağı’ yakalayabilmek için, dünyanın en gelişmiş röntgen cihazlarını kullanırlar.
Sabahtan akşama, geceden gündüze, ara vermeksizin MHP Genel Başkanı Bilge Lider Dr. Devlet Bahçeli’nin ağzına, kaşına, gözüne bakar, el ve vücut hareketlerini gözlemlerler…
Şayet Dr. Bahçeli’nin yanağında bir tek kıl kıpırdadıysa, bundan bir ‘çatlak’ devşirirler.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını vesile kılarak, yine o en iyi bildikleri işi yaptılar. Ha, bir önceki ‘çatlak’ hüsranlarını da, Dr. Bahçeli’nin, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki seçim sonuçlarına dair yaptığı ‘ayar verici çıkış’ üzerine yaşamışlardı.
Her neyse… İflah olmaz muhalif tayfa ile vatan haini FETÖ alçaklarının otomatiğe bağlanmış çatlak yaygaralarına hem alıştık, hem şerbetlendik.
Peki, Cumhur İttifakı, siyaset bulvarında her an esen yellerden etkilenecek, birazcık güçlü fırtınalarla dağılıp gidecek bir ‘menfaat birlikteliği’ midir?
BİR 6+1 MASASI VARDI
Tam da bu noktada 6+PKK Masasını hatırlatalım… ABD ve diğer şer güçlerin ittirmesiyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek gayesiyle kurulan o fitne-fesat masasını unuttuk mu?
Neydi o ‘Masa’? O masanın etrafına tespih taneleri gibi dizilen muhterisleri kimler, hangi güçler bir araya getirip, masa altından sufle veren PKK’yı dahi menü niyetine yedirmişlerdi?
Yolun bir noktasında ‘su koyuveren’ Meral Akşener’i, ettiği zehir zemberek lafları son harfine kadar boğazına tıkıp, daha aradan 24 saat geçmeden, o şer masasına kuzu kuzu yeniden oturtan irade neydi?
Şimdi nerelerde o 6’lı Masa ve etrafına kurulan kifayetsiz muhterisler?
Sayalım: Kemal Kılıçdaroğlu… Meral Akşener… Temel Karamollaoğlu… Ali Babacan… Ahmet Davutoğlu… Öteki ‘sıfır ederli’ zatın adını hatırlayamadım, bağışlayın. Hatta galiba kendisiyle birlikte CHP’den milletvekilliği olarak tırtıkladığı 2 ahbap çavuş da ipi kırıp, CHP’ye kapılanmıştı…
Ha, o şer masasının altına gizlenip, aslında tüm masanın ayarını veren terör baronlarının adının zaten bir önemi yok. Onlar şimdilerde Türk Devlet Aklı’nın terörü kökten bitirme siyaseti karşısında, ‘yok olmakla ram olmak’ arasındaki ince çizgide ‘tercih’ yapmaya çalışıyor.
CUMHUR, MENFAAT BİRLİKTELİĞİ Mİ?
Tekrar Cumhur İttifakı’na dönelim… Bu ittifak, ABD’nin bir önceki Başkanı Joe Biden gibi emperyalist yamyamların ittirmesiyle kurulmadı.
Bu ittifak; Türk Milleti’nin, 15 Temmuz 2016’da FETÖ alçakları tarafından sergilenen hain darbe girişimini tuzla buz eden iradesiyle, hem de o gece kuruldu.
Cumhur İttifakı, 6+1 Masası gibi bir ‘menfaat birliği’ olarak tesis edilmedi. Hatırlayınız!.. Daha seçime girmeden Cumhurbaşkanlığı ve 7 yardımcılığının yanısıra bakanlıklar ve üst düzey bürokrasi, masa ortaklarınca paylaşılmıştı.
Oysa Cumhur İttifakı’nın 2 ana direğinden birisi olan Bilgi Lider Dr. Devlet Bahçeli, ittifak ortağı AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, bugüne kadar kişisel veya parti çıkarı uğuruna en küçük bir talepte bulunmadı. Ki, en küçük bir ‘pazarlık’ mevzusu olsa, bugünün tezviratını yapan yıkım ekibi, o pazarlığı bin kere diline dolardı.
Cumhur İttifakı’nı oluşturan yerli ve millî siyasî unsurların kendi iradeleri bir yana, Türk Devleti’nin bu ittifaka şiddetle ihtiyacı bulunuyor.
15’İNİ NİYE YIKTIK?
Bakış açımızı biraz genişletelim… 16 büyük devlet kurmuş bir milletiz. Bununla da gururlanıyoruz. Haklıyız da… Lakin bir gerçek daha var: 15 büyük devletimiz de yıkılmış..
Peki 15 devletimiz niye yıkıldı? Türk Tarihini birazcık inceleyenler bilir ki, yıkılan 15 büyük ve sayısını dahi tam bilmediğimiz irili ufaklı devletlerimizin yıkılmasının en önemli sebebi, ‘iktidar kavgaları’dır.
Evet, Cumhuriyet; ülkenin iktidar kavgalarını asgari düzeye indiren bir yönetim sistemidir. Dikkat ediniz; ‘asgari düzeye’ ifadesini kullandım. Yani Cumhuriyet de olsa, iktidar kavgasını tamamen sonlandırmaya yetmiyor. Kanıt mı istiyorsunuz? 70 senelik Cumhuriyete en az 3 kesin darbe, bir akim kalmış darbe, bir postmodern darbe, bir e-muhtıra ve bilmem ne kadar da sonuçsuz kalmış darbe teşebbüsü sığdırdık. Yeterli mi?
Bir de Cumhuriyetin, ‘yönetebilir’ olması gerekiyor. Türkiye, yönetemeyen Cumhuriyetin koalisyon hükümetlerinden az çekmedi. Ayrıntıya girmiyoruz…
BUNUN İÇİN ‘BAŞKANLIK’
Peki, Cumhuriyet hangi yolla hayat bulursa hem istikrarı sağlar hem de milletin çoğunluk iradesine dayanır?
İşte bu yüzden ‘Başkanlık’ tarzı bir Cumhuriyete ihtiyacımız vardı. Ve o düzeni, 15 Temmuz 2016’daki şerefsiz darbe girişimi sırasında, tabanda vatandaşlarımız tarafından kurulan Cumhur İttifakı hayata geçirdi.
O yüzden bu ittifak, Türk Devleti ve Milletinin huzuru, kalkınması, refahı ve bekası için gereklidir. En azından önümüzdeki belli bir zaman diliminde… Sonrası mı? Allah kerim…
Başa dönersek… Bilge Lider Dr. Devlet Bahçeli, dünkü MHP Grup Toplantısında yine klasını konuşturdu; Cumhur İttifakı’nda çatlak arayan leş kargalarına hak ettikleri cevabı verdi. Bilumum çatlakçı-fitneci güruhu ters köşeye yatırdı.
Ha, bir de Selahattin Demirtaş mesajı verdi. Eh, önümüzdeki bir-iki hafta da bu mevzu üzerinde tepinip dursun, fitneci güruh…