Bu kafayı Patara’nın kumları bile örtemez

Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Tüm Yazıları

CHP’li belediyelerdeki yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık vakalarının iddianameleri gelmeye başladı. Siftahı, Beşiktaş Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddianamesi yaptı.

Aziz İhsan Aktaş’ın, CHP’li belediyelerin ‘kadrolu rüşvetçisi’ olduğu, bizzat kendi itiraflarından anlaşılıyor. İddianame böyle söylüyor.

İddianamede, Aziz İhsan Aktaş’ın yanısıra, görevden uzaklaştırılan Beşiktaş eski Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın da aralarında olduğu 40’ı tutuklu 193 sanık hakkında ağır suçlamalar yer alıyor.

Tabi, 578 sayfalık iddianamedeki suçlamalar sadece Beşiktaş Belediyesinde dönen rüşvet ve hırsızlık çarkıyla sınırlı değil. CHP’li Avcılar, Eseryurt, Seyhan, Ceyhan, Adana Büyükşehir ve Adıyaman belediye başkanları da rüşvet almakla suçlanıyor.

İlaveten CHP Genel Başkan Yardımcıları Burhanettin Bulut ve Özgür Karabat da aynı suçlamalara muhatap. Ki, milletvekili oldukları için onların dosyaları ayrılıp, dokunulmazlık fezlekesine gönderildi.

Suç örgütü lideri olmakla suçlanan Aktaş için 450 yıla, Akpolat için 337 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Diğer sanıklar için de 3 yıldan 15 yıla kadar değişen hapis cezaları talep ediliyor.

İÇİ BOŞ(MUŞ)!

Buraya kadar olan iddianame bilgileri, dün itibarıyla Türkiye gündemine yerleşti.

Elbette ilgili mahkeme bu iddianameyi inceleyecek, usulüne uygun ise kabul edecek; değilse savcılığa iade edip, düzeltme yapılmasını isteyecek.

Tuhaf olan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, iddianame mahkemeye sunulduktan 40 dakika sonra, ‘iddianamenin içinin boş olduğu’ ve ‘tel tel döküldüğü’ yolundaki beyanıdır.

İddianame sunulduktan sonra derhal okumaya ve anlayama çalışan meslektaşlarımız, gece sabaha kadar iddianamenin ancak 100-150 sayfasını okuyabilmişken; Özgür Özel, yarım saat içinde 578 sayfalık iddianameyi okumakla kalmadı, tamamen boş ve delilsiz olduğunu da idrak etti.

Dolayısıyla Sayın Özel’i bu okuma ve anlama başarısından dolayı kutlamak lazım. Bugünkü en gelişmiş yapay zekâ uygulamaları dahi bu kadarcık sürede benzer başarıyı gösteremez.

Özgür Özel, iddianameyi yarım saatte okumakla da yetinmedi; vereceği cevabı da şıppadanak hazırladı.

İddianameden dolayı, Başsavcı Akın Gürlek’i ‘AKP’nin yargı kolları başkanı’ olmakla suçlayan Özgür Özel, iddianamenin içinin tamamen boş ve gizli tanık varsayımlarına dayalı olduğunu iddia etti.

RÜŞVET VERDİM DİYEN YOKMUŞ

Suç örgütünün lideri olduğu iddia edilen ve rüşvet verdiğini itiraf etmesinden dolayı tutuksuz yargılanan Aziz İhsan Aktaş’ın ‘rüşvet verdim’ iddiaları defalarca tekrarlanırken, CHP Genel Başkanı Özel, “Bir tane bile rüşvet verdim diyen yok…” diyebildi. Bu ‘fehminden’ dolayı kendisini ayrıcı kutlamak lazım.

Hızını alamayan Özel, delil klasörleri hariç 578 sayfalık iddianamenin ‘tel tel döküldüğünü’ söyleyebilecek kadar ileri gitti.

Yine de hızını alamadı. Soruşturma ve iddianame yargının meselesi olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Yazıklar olsun sana, ya iddialarını kanıtla ya da çek git…” diye efelendi ve ekledi: “Gelecekte de yargılanmayacağız; sizi yargılayacağız…”

Bu cüretinden dolayı Özgür Özel’i bir kez daha kutlamak lazım. Ustaları İsmet İnönü’nün, 1960’taki darbenin taşlarını döşerken ettiği, “Sizi ben bile kurtaramam…” tehdidinden bu yana, kimse bunca cesareti gösterememişti.

YANGIN CHP GENEL MERKEZİNE KADAR UZANIYOR

İşin özüne gelirsek…

Ortada, sadece Cumhuriyet tarihinin değil, tüm zamanların en büyük yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık, irtikâp ve bilumum yüz kızartıcı suçlarını içeren soruşturmalar zinciri var…

İddia olunan suç eylemleri, sadece İstanbul’daki CHP’li belediyelerle sınırlı kalmamış; neredeyse CHP’li tüm belediyelere, hatta Genel Merkez yöneticilerine kadar sıçramış…

Fakat Özgür Özel, bazı Avrupa başkentleri de dâhil 60 küsur yerde miting yapıyor… Avazı çıktığı kadar bağırıyor; hatta yırtınıyor… Arada bir gidip Silivri’deki velinimetinden talimatlar alıyor… 70 küsur itirafçının da yer aldığı soruşturma ve iddianamelere rağmen, 450 yıla kadar hapsi istenen zanlıların hepsinin suçsuz ve sütten çıkmış ak kaşık kadar masum olduklarını iddia edebiliyor.

Bu kadar pişkinliğe ne denir, bilmiyoruz. Doğrusu bu artık siyasetin veya hukukun değil, psikiyatrinin konusudur.

PATARA’NIN KUMLARI BİLE YETMEZ

Evet… Özgür Özel ve etrafı, her gün avazı çıktığı kadar bağırıp çağırarak, bunca suçlamayı geçiştirebileceğini sanıyor. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, ağır hakaretlerle oraya buraya saldırmakla, suçüstü oldukları meseleden yırtabileceklerini fehmediyor.

Aslında kafasını kuma gömüyor. Kafa kuma gömülmekle, vücudun diğer kısımlarının açıkta kalması, hatta mabat kısmının kabak gibi sırıtması bir yana… Bunca suç isnadı karşısında, o kafayı gömmek için Patara sahilinin kumları bile yetmez.

Düne kadar, “Ortada iddianame yok ki…” diyerek, minareye kılıf uydurmaya çalışan Özgür Özel ve ekibi, şimdi Aziz İhsan Aktaş Suç Örgütü iddianamesini, üstelik okumadan geçiştirme çabasında. Lakin turpun büyüğü henüz heybeden çıkmadı. Bir-iki hafta içinde ‘Ekrem İmamoğlu Suç Örgütü’ iddianamesi de açıklandığında, Özgür Öze, ses tonunun desibelini, bugünkünün birkaç katına çıkarmak zorunda kalacak. Tabi, nefesi ve ses telleri müsaade ederse…