İktidarın, ekonomik koşulların ağırlaştığı bir dönemde gündemi değiştirmeye çalışması alışıldık bir strateji. Ekonomideki olumsuzlukları perdelemek ve dikkatleri başka konulara çekmek bilinen bir hamle. Ancak muhalefetin de benzer bir yaklaşım sergilemesi düşündürücü.
Muhalefetin asıl görevi, halkın gerçek sorunlarına eğilmek, ekonomik sıkıntıları görünür kılmak ve çözüm önerileri sunmaktır. Ancak seçimlere henüz dört yıl varken tüm enerjisini "Cumhurbaşkanı kim olacak?" tartışmasına harcıyor. Oysa önce politikalar ve vaatler belirlenmelidir; yani önce temel atılır, aday sonra gelir. Zamanı geldiğinde, toplumun geniş kesimlerinden destek alabilecek ve seçimi kazanabilecek bir aday belirlenebilir. Önemli olan, bugünden itibaren halkın güvenini kazanacak, iktidarın yanlış politikalarına karşı güçlü bir duruş sergileyecek bir siyaset inşa etmektir.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı Ocak 2025 enflasyon verileri, ekonomideki sıkıntıların derinliğini gözler önüne serdi. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ocak ayında %5,03 artarken, yıllık bazda %42,12 seviyesine ulaştı. Alım gücünün her geçen gün düştüğü bu tabloda, vatandaş temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Sağlık hizmetlerindeki fiyat artışları %23,6 gibi yüksek bir orana ulaşırken, gıda ve kira fiyatları dar gelirliyi tamamen çaresiz bırakmış durumda.