Durak Karabulut

Durak Karabulut

Halkın en çok çalışanları en az yaşayanlar oldu

Vay Haline Emeklinin…Vay Haline Asgari Ücretlinin…

“Emekli” dediğimiz insanlar; çocuk yaşta çalışmaya başlayıp ömür boyu prim ödeyen, devlete her ay alın teriyle katkı sunan, bu ülkenin gerçek yük taşıyıcılarıdır. Dizlerinde derman kalmayıncaya kadar çalışırlar… Sonunda emeklilik hakkını kazanırlar… Ama ne yazık ki karşılarına çıkan maaş, bırakın insanca yaşamayı; bir kentin en uç köşesindeki mütevazı bir evin kirasını bile karşılamaktan uzaktır. Buna rağmen bir de “lütufmuş” gibi hatırlatmalarla karşı karşıya kalırlar.

Televizyon ekranlarına çıkıp “Dört çalışan bir emekliye bakıyor” diyenler var. Oysa bu söz, ya bilgisizliğin ya da başka bir hesabın ürünüdür. Gerçek açıktır: Hiçbir çalışan emekliye bakmıyor; tam tersine emekli, ömrü boyunca devlete bakmıştır. Prim ödemiş, bütçeye katkı sunmuş, üretmiş, taşımış, ülkenin yüküne omuz vermiştir.

Yazının Devamı

Temiz siyaset

Türkiye’nin gündemi yine toz duman…İstanbul’da İBB’ye dair iddianameler, Ankara’da bitmeyen tartışmalar, televizyon ekranlarında sabaha kadar süren münakaşalar…Bütün bu gürültünün ortasında aslında apaçık bir gerçek duruyor:

Türkiye’nin en temel ihtiyacı olan temiz ve dürüst siyaset.

Bugün hangi partiye oy verirsek verelim, toplumun ortak talebi aynıdır:Şeffaf, hesap verebilir ve adil bir siyaset düzeni.Çünkü siyaset kirli ilişkilere sığındığında, dokunulmazlık zırhlarına yaslandığında; hem adalete güven zayıflar hem de devletin itibarı örselenir.

Yazının Devamı

Büyük göç: zorunlu yolculuk

Ülkenin sokakları, insanlar konuşamadıkça daha çok anlatıyor. Dudaklar susuyor ama eşyasını kolilere doldurup evini terk eden aileler, sessiz bir çığlık gibi hayatın tam ortasında duruyor.

Ankara… Bir zamanlar orta gelirlilerin, memurun, öğrencinin, esnafın rahat yaşadığı bir ildi; merkez ilçelerinde rahat yaşanabilirdi. Şimdi bu ilçelerde barınma neredeyse imkânsız hale geldi. Kira yükü, geçim derdi vatandaşın belini büküyor.

Çankaya, Yenimahalle, Keçiören, Altındağ ve Mamak… Eskiden orta gelirli ve dar gelirli ailelerin rahatlıkla oturduğu, barınabildiği ilçelerdi. Bugün kira fiyatları astronomik seviyelere ulaştı. Kiralar o kadar yükseldi ki artık bu ilçelerde ikamet etmek, oturduğu evin kirasını karşılamak birçok aile için neredeyse imkânsız hale geldi.

Yazının Devamı

Gökten acı düştü – yastayız

Bundan daha önemli bir gündem olamaz.Şehitlerimiz… Vatan nöbetçileri…

Milletimizin güvenliği için gözünü kırpmadan canını feda eden o kahraman canlarımız…Onlar bu toprakların sessiz çınarları, gökyüzüne uzanan yürekleriydi.

Azerbaycan’dan havalanan Türk Silahlı Kuvvetlerine ait askeri uçağın sınır bölgesinde düşmesi sonucu 20 kahraman Mehmetçiğimiz şehit oldu.Yürekler yandı, gök karardı, bayraklar yarıya indi.

Yazının Devamı

Yükselen binalar, yıkılan değerler

Cumhuriyetimizin 102. yılı büyük bir coşkuyla kutlandı.Ancak bu coşkunun gölgesinde unuttuğumuz bir gerçek var:Cumhuriyet, sadece bir rejim değil; bir ahlak ve örnek bir duruştur.

Atatürk bu ülkeyi yalnızca bağımsız kılmadı; aklın, vicdanın ve adaletin hüküm süreceği bir düzenin temellerini attı.“Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesillerden söz ederken bir siyaset değil, bir karakter inşa ediyordu.

O günlerin Türkiye’sinde fabrika bacaları ilk kez tütüyor, kadınlar ilk kez seçme ve seçilme hakkına kavuşuyor, köy çocukları kara tahtada “vatan” kelimesini öğreniyordu.Ve bir köyde çobanlık yapan Cumhuriyet çocuğu, azmiyle gelip Ankara’da Başbakan olabiliyordu.

Yazının Devamı

Deprem? Milletimizi sarsıyor… Ne hikmetse sorumluları sarsmıyor!

Defalarca yazdık, günlerce söyledik…Sadece deprem olduğunda, canlar yitip gittiğinde birkaç gün televizyonlar, ekranlar, bilim insanları ve siyasiler, yetkililer konuşuyorlar.

Sonra? Yine suskunluk…Ta ki yeni bir deprem olana kadar.

Evet, yine Balıkesir Sındırgı’da 6.1 büyüklüğünde bir deprem oldu.Çok sayıda yıkıntı var, yaralı var.Çevre iller de sallandı, vatandaşlar korkuyla sokaklara döküldü.

Yazının Devamı

Gerçekler ortada

Faizi düşürdünüz… Peki sonra ne oldu?

Dolar, adeta “ben buradayım” dercesine 4–5 lira birden yükseldi. Altın, bir ileri bir geri, dalgalanma moduna geçti. Bankalardaki mevduatlar düşük faiz yüzünden kaçmaya başladı; bazı şubeler müşteri tutmakta zorlanıyor.

Şimdi sormak lazım; Bu mudur ekonomik istikrar?

Yazının Devamı

Taş üstünde taş, kalmadı

7 Ekim 2023’te başlayan savaş, aylar boyunca sürdü… Gözyaşının kuruduğu, çığlıkların yankısının bile yorulduğu aylar… Bir çocuğun ağlamasıyla başlayan, binlerce çocuğun ölümüyle biten bir sessizlik…

Ve o sessizliği dünya sadece izledi.

Bir ülke, şehirleriyle birlikte neredeyse haritadan silindi. Sokaklar toz bulutuna karıştı; hayatla birlikte umut da yıkıldı.

Yazının Devamı

Sessizliğin ardındaki çığlık

Köyde sabah sessiz.Horoz bile geç ötüyor artık…Sanki o da “Her şey zamlandı, sesim bile” der gibi.

Mahalle bakkalı kapatmış kepengi. Bir tabela asmış: “Ben değil, ekonomi battı.”

Fakat birileri hâlâ konuşuyor… Güçlünün merdivenlerini sayarken, halkın yokuşlarını unutmuş.

Yazının Devamı

Başkentin sessiz gücü: Ankara Kent Konseyi

Siyaset boş gündemler yaratıp konuşurken, onlar çalışıyor… Ankara’yı sessizce güzelleştiriyorlar.

Ankara Kent Konseyi’nin uzun süredir yürüttüğü çalışmaları, toplantıları ve gönüllü insanların gayretini yakından takip ediyorum. Bir köşe yazarı ve araştırmacı olarak farklı kesimlerden birçok insanla konuştum, izledim, dinledim. Edindiğim izlenim şu: Ankara’da sessiz ama derinden, etkisi giderek büyüyen güçlü bir birliktelik var.

Ankara… Cumhuriyetin kalbi. Atatürk’ün emaneti, aklın, vicdanın ve umudun başkenti.Taşında kararlılık, havasında özgürlük, insanında onur vardır.

Yazının Devamı

Mikrofonu ve kamerayı görünce övgü, icraata gelince boş

Türkiye’de Alevi nüfusunun 25 milyonun üzerinde olduğu biliniyor. Bu topraklarda yüzyıllardır yaşayan köklü bir inanç topluluğu var.

Süreç, kendi haddini bilmeyen sözde bir gazetecinin “Alevilerden hain çok çıkar” söylemiyle başladı.Bu hadsiz ifadeye her kesimden tepki çabuk geldi: Sayın Cumhurbaşkanı, siyasi parti liderleri… Herkes mikrofonu ve kamerayı görünce Alevi-Bektaşi toplumuna yapılan hakarete karşı, Alevilere destek için övgü dolu sözler söylediler.

Dikkat çeken örneklerden biri İYİ Parti Genel Başkanı’ndan geldi. Genel Başkan öyle sözler sarf etti ki:

Yazının Devamı

Alevi’den hain çıkmaz

Alevi-Bektaşi yurttaşlarımız, gazeteci Merdan Yanardağ’ın, Alevi kimliğiyle bilinen Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu ima ederek sarf ettiği “Alevilerden hain çok çıkar” sözünü büyük bir hakaret olarak değerlendiriyor.

Alevi yurttaşlarımızın tepkilerine göre bu ifade sadece bir lidere yöneltilmiş söz değil; bu topraklarda yaşayan 25 milyonun üzerinde Alevi-Bektaşi yurttaşımıza yapılmış ağır bir ithamdır. Bununla birlikte toplumun bütünü de bu sözlerden etkilenmiş ve aynı derecede rahatsız olmuştur.

Daha düne kadar Kılıçdaroğlu’nu savunan, kurduğu televizyon kanalına destek almak için kapısında bekleyen Yanardağ’ın ani bir dönüş yaparak Kılıçdaroğlu’na ve onun şahsında bütün Alevi toplumuna hakaret etmesi kabul edilebilir değildir. Alevi toplumunu “hain çok çıkar” diye itham etmek ne ahlakla ne de vicdanla bağdaşmaktadır.

Yazının Devamı

Soykırım ve vahşet dünya seyrediyor

Gazze’de taş üstünde taş, vücut üstünde baş kalmıyor…Her gün yeni bir yıkım, her gün yeni bir ölüm.Dünya ise sadece izliyor.

Avrupa ülkeleri, Müslüman Arap ülkeleri…Hepsinin yapabildiği tek şey: sadece “kınamak.”

Peki soruyorum: Ortadoğu’yu kan gölüne çevirenler, sizin kınamanızdan korkup vahşeti durduracak mı?

Yazının Devamı

“Bugün ve yarın”

Bugün yine trafikte sıkıştık, yolun karmaşasını gördük.

Bugün yine markette fiyatları görünce durduk, sırada bekleyenleri gördük.

Bugün yine vatandaşa yol gösteren bir açıklama duymadık, ilgisizliği gördük.

Yazının Devamı

30 Ağustos: Büyük Atatürk’ün milleti ile birlikte yazdığı büyük destan

Bir milletin tarihini değiştiren günler vardır. Toprağın her zerresine kanın, gözyaşının, umudun karıştığı; “Ya istiklal ya ölüm!” haykırışının dağlarda yankılandığı günler… 30 Ağustos işte böyle bir gündür.

Sakarya’dan sonra tükenmeyen azimle, Afyon ovasında sabahın ilk ışıklarıyla başlayan ve Büyük Taarruz’la doruğa ulaşan o destan, yalnızca bir askeri zafer değildir. O gün, bir milletin esareti reddedişidir. Mustafa Kemal Atatürk, Kocatepe’de dimdik ayakta… Yanında silah arkadaşları, önünde bir milletin kaderi… O an, yalnızca toprağın değil; bir ulusun geleceği de yeniden yoğruluyordu.

Bir düşünün… Yoksul, aç, cepheden cepheye koşmaktan yorgun düşmüş Anadolu insanı… Ama yüreğinde koskoca bir ateş: Bağımsızlık! Kadınlar cepheye mermi taşıyor, çocuklar kağnıların gölgesinde büyüyor. Mehmetçik, elindeki son ekmeğini bölüşüyor. Çünkü biliyor: Bu savaş yalnızca toprağın değil, haysiyetin savaşıdır.

Yazının Devamı

Neler oluyor?

İsrail: Gazze işgal planını adım adım devreye sokuyor. Filistin’de taş üstünde taş bırakmazken, Suriye’de saldırılarını artırıyor; Lübnan’ı, Ürdün’ü vuruyor, tehdit ediyor. İran’ı vurdu ve hedef aldı, tüm Ortadoğu’ya gözdağı veriyor. Türkiye’ye ise sürekli aba altından sopa gösteriyor. Doğrudan bir saldırı yapmıyor ama sık sık sert açıklamalarla mesaj veriyor. Hedefin Türkiye olduğuna dair işaretler giderek artıyor.

Rusya – Ukrayna: Savaş hâlâ sürüyor. Şu ana kadar barış görüşmelerinden somut bir sonuç çıkmadı. Her geçen gün can kayıpları artıyor.

Azerbaycan – Rusya: Karabağ sonrası dengeler sarsılıyor, Moskova ile Bakü arasında zaman zaman gerilim yükseliyor.

Yazının Devamı

İncinsen de incitme

Hacı Bektaş Veli Anma Etkinlikleri her yıl olduğu gibi bu yıl da 16 Ağustos’ta devlet erkânı, siyasetçiler, sivil toplum temsilcileri ve halkın geniş katılımıyla gerçekleşti. Gönüller coştu, meydan doldu, protokol sıralandı, konuşmalar yapıldı. Fakat meydanda bir isim yoktu; gözler onu aradı: Sayın Kemal Kılıçdaroğlu.

Hatırlanacaktır; 2024 yılı 16 Ağustos törenlerinde kamuoyuna mal olmuş çok önemli bir ayrıntı hafızalara kazınmıştı. Protokolde yalnızca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Genel Başkanı’nın önüne sehpa ve su konulmuş, bir önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun önüne ise konulmamıştı. İlk bakışta küçük görünebilir, ama aslında sıradan olmayan, önemli bir detaydı. Çünkü bazen en küçük görünen ayrıntılar, en derin anlamları taşır. Kamuoyunda bu durum uzun süre konuşuldu ve hâlâ tartışılıyor: “Kılıçdaroğlu’na su verilmedi.”

Tam da bu tartışma henüz soğumamışken, 2025’in 16 Ağustos törenlerinde Kılıçdaroğlu’nun yokluğu dikkat çekti. Meydanda, kahvelerde, sokakta, basında ve sosyal medyada hep aynı soru yankılandı: “Kılıçdaroğlu neden yok? Burada olmalıydı.”

Yazının Devamı

Sınırların ötesindeki fırtına, içerideki sessizlik

Türkiye, Suriye sahasında yeni bir döneme girerken, içeride ekonomik ve siyasi gerilim de yükseliyor; bu iki cephe birbirine paralel şekilde siyasetin nabzını belirliyor.

Ankara’da sün gerçekleşen ortak basın toplantısında, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'nin yeni yönetimiyle birlikte YPG'nin oyalama siyasetini sona erdirerek Suriye devlet yapısına entegrasyon sürecini hızlandırması gerektiğini vurguladı. Açıklamada, “YPG/SDF, Suriye entegrasyonunu geciktirmeyi bırakmalı” ifadesi öne çıktı.

Bu sözler, yalnızca diplomatik bir mesaj değil; aynı zamanda sahada süregelen bir tıkanıklığın da altını çiziyor. Zira YPG’nin silah bırakma konusunda direnç göstermesi, sürecin en zorlu ve hassas başlığını oluşturuyor. Bakan, Türkiye’nin güvenlik kaygılarının giderilmeden rahat edemeyeceğini, tüm etnik ve dini grupların birleşik bir Suriye içinde silahlı yapılar olmadan yer alması gerektiğini belirterek, “Yeni bir dönem başladı; PKK’nın silah bırakıp dağıldığı bu süreci fırsata çevirmeliler” sözleriyle çağrısını yineledi.

Yazının Devamı

Sözde enflasyon düşüyor, acı gerçekler yükseliyor

Merkez Bankası, TÜİK’in açıkladığı “enflasyon düşüyor” verilerini gerekçe göstererek 24 Temmuz 2025’te politika faizini yüzde 46’dan yüzde 43’e indirdi ancak bu kararla birlikte piyasalar rahatlamadı. Aksine, bugün itibarıyla serbest piyasada dolar kuru 40,66 TL’ye ulaştı. Faiz iniyor ama TL değer kaybediyor. Bu tablo, indirimin reel ekonomide bir karşılık bulmadığını açıkça gösteriyor.

Motorin fiyatı ise hâlâ 55 TL civarında. Bu sadece araç kullanıcılarının değil, sofrasına yiyecek bekleyen herkesin sorunu. Çünkü motorinle çalışan TIR'lar ve kamyonlar, ülkenin gıda ve ürün taşıma zincirini ayakta tutuyor. Yakıt fiyatı arttıkça taşımacılık maliyetleri artıyor, bu da doğrudan gıda fiyatlarına yansıyor. Marketteki zam sadece rafta değil, taşıma sırasında da başlıyor.

Faiz indirimi, kısa vadede olumlu bir hamle gibi görünse de, TL’nin cazibesini azaltıyor. Dövize yönelen talep kuru yukarı çekiyor; bu da ithalat maliyetlerini ve enerji fiyatlarını artırıyor. Dolayısıyla enflasyon verilerinde “düşüş” görülse de mutfaktaki gerçek değişmiyor.

Yazının Devamı

Siz geçinin de görelim!

Emekliler bu ay zamlı maaşlarını aldı: 17 bin TL.Dile kolay ama cebe zor giriyor.

Haydi gözünüzde bir emekliyi canlandırın.Evi yok, kirada. Ankara’da kenar bir semtte, giriş katta oturacak.En düşük kira ne kadar? 25 bin TL.Evet, yanlış duymadınız! 17 bin TL maaşla 25 bin TL’lik kira.

"Eşi de emekli olsun" diyelim.İki maaş toplam 34 bin TL.Kiraya 25 bin gidince ellerinde kalan: 9 bin TL.

Yazının Devamı

Yanıyoruz… Ama sıcaktan değil

Yaz geldi, güneş kavuruyor…Ama asıl yakan, gökyüzünden gelen değil; halkın içine işleyen geçim derdi, çaresizlik ve umutsuzluk.Çünkü insanlar sıcaktan değil, yoksulluktan, çaresizlikten yanıyor.

Tatile gidebilen mutlu azınlığı bir kenara bırakalım…Halkın büyük bölümü artık mahallesindeki parka bile gitmeye çekiniyor.Bir bardak çay içmek, bir simit almak bile lüks haline geldi.

TÜRK-İŞ’in Ocak 2025 raporuna göre dört kişilik bir ailenin yalnızca gıda için gereken aylık tutar 22 bin 131 TL.Tüm temel ihtiyaçlarla birlikte yoksulluk sınırı ise 72 bin 88 TL.Peki ya asgari ücret? Sadece 22 bin 104 TL!İnsanlar, evde bir bardak çayın hesabını yapar hâle geldi; kuru ekmekle günü geçirmeye çalışıyor.

Yazının Devamı

Adalet ve kimlik mücadelesi

“Bazı hakikatler vardır; susarsanız silinir, yazarsanız yaşar.”

İçinde bulunduğumuz Muharrem ayı vesilesiyle, Alevi-Bektaşi toplumunun karşı karşıya olduğu tarihsel ve güncel sorunlara dikkat çekmek istiyorum. Bu yazı bir özeleştiriden ziyade, toplumsal vicdana yönelik bir çağrıdır. Yıllardır Alevi kurumlarında görev yapan, halen de aktif sorumluluk üstlenen biri olarak; hem halkın ortak vicdanına, hem de yönetenlerin sorumluluğuna sesleniyorum.

Öncelikle Muharrem ayında oruç tutan, lokmasını paylaşan tüm canların niyetleri kabul olsun. Muharrem ayınız mübarek, aşureniz Hak katında makbul olsun.

Yazının Devamı

Al bayrağa sarılı canlarımız

İki gün önce, 12 vatan evladımızı toprağa verdik. Milletçe yüreğimiz yandı.Yine sessiz anneler, kan ağlayan babalar, boynu bükük çocuklar...Al bayrağa sarılı tabutlar, bu milletin yüreğine bir kez daha ateş düştü.

Bu ülkede bazı acılara alışılmaz, alışılmamalıdır. Şehitlerimiz bunun başında gelir.Çünkü bu vatanın evlatları siyaset üstüdür.

Parti ya da ideoloji fark etmeksizin; onlara gösterilecek vefa, sadece bir yas değil, ahlaki bir duruşun, millet olmanın gereğidir.

Yazının Devamı

Üçgenin içinde boğulan emekli ve dar gelirli

Enflasyon açıklandı. Resmî enflasyon yüzde 24,73.Gayriresmî ise market poşetlerinde, ekmek sıralarında, kiralardaki nefessizlikte…

Ancak asıl üçgen: Enflasyon, ekonomik kriz ve siyaset.Bu üçü el ele vermiş, vatandaşı —özellikle emekliyi ve dar gelirliyi— tam ortasında sıkıştırıyor.

Geçim derdiyle boğuşan halkın, çaresiz emeklinin 15 bin liraya terk ediliş süreci, milyonların çığlığıdır;ne karar verenler duyuyor,ne de 200 bin lira maaş alıp “milleti temsil ediyoruz” diyenler.

Yazının Devamı