Sınırların ötesindeki fırtına, içerideki sessizlik

Durak Karabulut

Durak Karabulut

Tüm Yazıları

Türkiye, Suriye sahasında yeni bir döneme girerken, içeride ekonomik ve siyasi gerilim de yükseliyor; bu iki cephe birbirine paralel şekilde siyasetin nabzını belirliyor.

Ankara’da sün gerçekleşen ortak basın toplantısında, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'nin yeni yönetimiyle birlikte YPG'nin oyalama siyasetini sona erdirerek Suriye devlet yapısına entegrasyon sürecini hızlandırması gerektiğini vurguladı. Açıklamada, “YPG/SDF, Suriye entegrasyonunu geciktirmeyi bırakmalı” ifadesi öne çıktı.

Bu sözler, yalnızca diplomatik bir mesaj değil; aynı zamanda sahada süregelen bir tıkanıklığın da altını çiziyor. Zira YPG’nin silah bırakma konusunda direnç göstermesi, sürecin en zorlu ve hassas başlığını oluşturuyor. Bakan, Türkiye’nin güvenlik kaygılarının giderilmeden rahat edemeyeceğini, tüm etnik ve dini grupların birleşik bir Suriye içinde silahlı yapılar olmadan yer alması gerektiğini belirterek, “Yeni bir dönem başladı; PKK’nın silah bırakıp dağıldığı bu süreci fırsata çevirmeliler” sözleriyle çağrısını yineledi.

İÇ POLİTİKADA EKONOMİ VE FAİZLER

Dış sahada diplomasi ve güvenlik denklemleri netleşirken, içeride ekonomi ve faiz politikaları yeni sınavını veriyor. Merkez Bankası, “enflasyon düşüş eğiliminde” mesajına rağmen 300 baz puan faiz indirimiyle politika faizini yüzde 43 seviyesine çekti. Bankalar da buna paralel olarak mevduat faizlerini aşağı çekti. Bu ortamda dolar/TL kuru 41 sınırına kadar yükselme eğilimi gösterdi; piyasalarda 40,7–40,8 bandı gözlemlendi.

Bu faiz indirimi, uzun vadeli enflasyon hedefiyle uyumlu görünmeyebilir; zira düşük faiz, TL’yi dövize karşı kırılgan hale getirir ve tasarruf sahiplerini alternatif arayışa iter. Bu döngü, “faiz indirim – dolar yükselişi – enflasyon baskısı” senaryosunu tetikleyebilir.

Ayrıca, bölgesel gelişmeler—örneğin İran ve enerji piyasalarındaki dalgalanmalar—ek maliyetler oluşturarak Türkiye’nin fiyat istikrarı mücadelesini daha da zorlaştırabilir.

SONUÇ

Suriye’de “YPG silah bırakmalı” çağrısı ile içeride “enflasyon yüksekken faiz indirimi” kararları yan yana duruyor—bu, Türkiye’nin güvenlik ve ekonomik istikrar ikileminde sıkıştığını gösteriyor. Dışarıda diplomasi ile pozisyon alınırken, içeride para ve maliye politikası uyumu ve güvenilirliği hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, sınırlar dışında kazanılan tüm diplomatik avantaj, içeride kurumsal istikrarsızlıkla gölgelenebilir.

Güçlü bir iç siyaset, dış politikadaki başarıların sigortasıdır; aksi halde kazanımlar hızla eriyebilir.