Gerçekler ortada

Faizi düşürdünüz… Peki sonra ne oldu?

Dolar, adeta “ben buradayım” dercesine 4–5 lira birden yükseldi. Altın, bir ileri bir geri, dalgalanma moduna geçti. Bankalardaki mevduatlar düşük faiz yüzünden kaçmaya başladı; bazı şubeler müşteri tutmakta zorlanıyor.

Şimdi sormak lazım; Bu mudur ekonomik istikrar?

Ekonomide denge, sadece faiz tablosundaki rakamlardan mı ibaret? Tabii ki değil.
Gerçek denge, çiftçinin tarlasındaki verimle, esnafın kepenk sesinde, emeklinin sofrasındaki ekmekle, işçinin cebindeki maaşla ölçülür.

Yani ekonominin kalp atışı, rakamlarla oynamakla değil, halkın yaşam standardında duyulur.

Faiz düşsün, emekliye SSK’lıya vermeyelim, enflasyon da insin…
Kulağa hoş geliyor ama fizikte de, ekonomide de böyle “mucize” diye bir formül yoktur.
Birini bastırırsanız, öteki kabarır.

Bugün faizi düşürmek için bastığımız fren, yarın başka bir yerden patlak verir.
Parası olan dolara ya da altına yönelir, yani para piyasaya yine dönmez.

Oysa gerçek çözüm, üretimi artırmakta, istihdamı genişletmekte, adil bir gelir dağılımı kurmaktadır.
Yani ekonomiyi sadece rakamlarla değil, alın teriyle düzeltmek gerekir.

Faiz düşürmek kolay, ama güveni yükseltmek zordur. Çünkü ekonomi, bir ülkenin “hesap makinesiyle değil, vicdanıyla” yürür.

En doğru ekonomik çözüm, işçinin, çiftçinin, emeklinin ve esnafın bir bütün olarak sorunlarını çözmekle mümkündür.

Rakamlar oynar, ama hayatın gerçeği değişmez; pazardaki fiyat, ekonominin vicdanıdır.