Hükümetin, Milli Eğitim Bakanlığı'nın çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı iş birlikleri, son dönemde toplumsal tartışmaların odağı haline geldi. Devletin eğitim politikalarının tüm toplumun çıkarlarını gözetmesi beklenirken, tarikatlara yakın olan vakıf ve dernekler ile son olarak da Ülkü Ocakları gibi siyasi ya da ideolojik kökenli kuruluşlarla yapılan sözleşmeler kamuoyunda farklı tepkilere neden oluyor.
Eğitim, bireyin zihinsel, ahlaki ve sosyal gelişimini sağlayan temel bir kamu hizmetidir. Bu hizmetin, hiçbir ideolojik ya da dini grubun etkisi altında olmadan, tarafsız bir şekilde, devletin sorumluluğu ve gözetiminde sunulması gerektiği aşikârdır. Ancak tarikatlara yakın vakıf ve derneklerle ya da siyasi eğilimli oluşumlarla yapılan anlaşmalar, bu tarafsızlık ilkesine gölge düşürebilir.
Peki, bu durum ne anlama geliyor?