Ali İnandım

Ali İnandım

İçimizi karıştıran kol dirseğinden kesildi

Kimine göre 60 yıl, kimine göre 50-55 yıl önce oluşmaya, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra güçlenmeye başladı bu kol. Son 30 yıldır çok zaman kaybettirdi Türkiye’ye; çok işini engelledi, çok değerli insanına kıydı, daha çoğunu liyakat linçleri, iftira, tehdit ve sürgünlerle kıyma makinesinde öğüttü. Bir kolu şimdi kendini fesheden PKK’ydı, diğeri FETÖ, 15 Temmuz 2016’da dirseğinden kesildi devletin boğazına sarılma cesareti gösteren FETÖ kolu.

ABD’nin küresel bir istihbarat örgütü planlamasıydı ama İngiltere ve İsrail anılmadan, kuyrukları Avrupa’nın körü körüne desteği olmadan olamazdı FETÖ. Sonra, PKK gibi, Türkiye aleyhine kim sipariş verse geri çevirmeyen, hizmetleri karşılığında para basma makinesine dönüşen küresel bir örgüt oldu çıktı.

Batı’nın en sinsi planı, Türk tarihinin en büyük ihanetini yazdırdı tarih sayfalarına.

Yazının Devamı

Aynı yerden 47 yıl daha kanattılar

Bin yıldır bir arada yaşayan kardeşlerin arasına fitne sokmayı başarmışlardı, son 200 yılını bu fitnelerin çatışmalarıyla geçirdi kardeşler. Kardeşler ne zaman barışacak olsa, yara ne zaman kabuk tutacak olsa kavgayı yeniden başlatmayı, kabuğu tırnaklayıp yarayı yeniden kanatmayı becerdi fitneciler.

Fitnenin kralını İngiliz Krallığı yapıyordu, Osmanlı’da da Türkiye Cumhuriyeti’nde de diğerlerine akıl hocalığı yapıp örnek olan İngilizler’in yolundan, ABDsi, Rusyası, İsrail’i Fransası, nihayetinde Avrupası Türklerle derdi olan, nereleri kurcalayınca neyi bozabileceğini öğrenmişti.

Hatta PKK, bir örgütten, kim olduğu fark etmeksizin parayı bastıranın işini halleden bir hizmet sektörü holdingine dönüşmüş, ne Marksizm-Leninizm’le ne Kürtlükle ilgisi kalmış, şirkette neredeyse Kürt kalmamıştı.

Yazının Devamı

Özel’in çıkışına FETÖ bile cesaret edemedi

Memleketin ince, kalın bütün ayarlarıyla oynanmaya, bütün düğmelerine basılmaya başlandı yine. İnceler tutmayınca kalın ayarlara geçerler her zaman. İstedikleri olmayınca cızırtılı kanala ayarlar, algınızı körleştirirler. 10 yılda bir darbesiz bırakmazlar, yaş günü kutlar gibi...

5 Temmuz’da 3 buçuk saat süren olağanüstü MYK toplantısından sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel, siyasi çekişmenin yönünü değiştirecek sokak kavgası ağzıyla sivriltilmiş basın toplantısını yaptı.

Cumhurbaşkanı, AK Parti ya da savcılara eleştiri dozu çok yüksekti ama Mısır’da 2013’teki sokak olaylarını hatırlatan ve sonrasında imadan öte açıkça içini dolduran “..Ondan sonra Mısır’daki meydanı izlediğiniz gibi televizyondan izlersiniz Türkiye’deki o demokrasi meydanlarını.. Sokağa davet edeceğim günü ben bilirim..” deyip, “..O gün sen ne hale düşeceğini kendin düşün. Ama bana bu milleti sokağa davet ettirme. Aklını başına topla..” cümleleri birleşince…

Yazının Devamı

IMF kendi silahıyla mı vuruluyor?

Ekim 2019’da ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’ye müdahalesi ihtimali üzerine “.. sınırların dışında olduğunu düşündüğüm bir şey yaparsa, Türkiye'nin ekonomisini mahvederim ve yok ederim.. Bunu daha önce yaptım..” demişti devlet adabına aykırı. Yaptılar da…

Kiminle yaptılar? Küresel sermayenin yolladığı selamı alıp, durumdan görev çıkartan Türkiye’deki şubeleriyle. Kovid-19 salgını mükemmel ortamı yarattı, ekonomide baskın ağırlığıyla hakim bu emre amade şubeler, gereğini yaptı; uçurulan fiyatlarla 6 ayda enflasyon birinciliğine taşıdılar ülkeyi.

Türkiye, Suriye, Balkanlar ve Karabağ’da olduğu gibi sınırları aşmak, Kıbrıs’ta yeni hamlelerle küflü masayı yıkmak, Libya’yla bir ‘Deniz Yetki Alanı Mutabakatı’yla çıkarlarına sahip çıkmak, savunma sanayisinde ardı ardına dizginlenemeyen adımlar atmak gibi pek çok konuda yolunda yürümekten vazgeçmedi. Bizim enflasyon da bir türlü düşmedi tabii.

Yazının Devamı

Bayrağı para olanın ülkesi neresidir?

Londra bile değilmiş!

Aşırı zenginler, zenginliğin güveniyle söyleyebilme hakkına sahip olduğunu düşündüğü büyük sözler eder, cesur davranışlar sergiler. Paranın gücüyle edinilen liderlik yanılsaması, toplum ve devletler için, saman dolu bir korkuluktan daha dolu olmayabilir.

Norveç doğumlu, Londra’da yaşayan ama Güney Kıbrıs vatandaşı çok kimlikli milyarder işadamı John Fredriksen, “İngiltere, bana Norveç’i gittikçe daha fazla hatırlatıyor. Norveç gibi cehennemin dibine gitti. Norveç’ten olabildiğince uzak durmaya çalışıyorum” diye dünyaya da duyurarak Londra’dan Birleşik Arap Emirlikleri’ne taşındı.

Yazının Devamı

Artık trilyon dolara doymuyorlar

Milyar dolarlara doymuyorlardı, trilyon dolarlara doyamıyorlar artık. Zenginlik hastalığa, zenginler de akıl hastasına dönüştü. Sermaye, son 10 yıldır çığ oldu ceplerine akıyor. Kovid-19 salgını, çığın önündeki bütün engelleri kaldırmış görünüyor. Küresel ekonomik ve toplumsal sistem, büyük bir alt-üst oluşun bir kez daha arifesindedir.

8 milyar 355 milyonluk dünya nüfusuna, 3 bin adam ağır basıyor terazinin kefesinde. ‘Eşitsizlik’ demek bile mantıksız bir tanımlama bu dengesizliğe, terazi kırılmış.

İnsanoğlu, ekonomi diye bir kez daha doyumsuzluğun çıkmaz sokağına sıkıştırdı kendini, debelenmeden, yeni hamleler, savaşlar yapmadan, küresel kargaşayla çalkalanmadan çıkamaz bu sokaktan. Akıl hastalığıyla ilgili kısmı, bile bile bu sokağa girmesidir.

Yazının Devamı

İsrail’in oyuncağını elinden aldılar

İran’ın nükleer tesisleri vurulurken çocuksu bir coşkuyla ABD ve Başkanı Donald Trump’a teşekkür eden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, oyuncağının elinden alındığının farkında mı değildi, vermeye mi zorlanmıştı? Netanyahu’nun değil, İsrail devlet politikasıydı İran’ı nükleer silah bahanesiyle düşmanlaştırmak.

İşgal ettiği ülke, bölge ve dünya siyasetinde, İran düşmanlığıyla meşruiyeti güçlenmişti İsrail’in. İşte heyecanlı Netanyahu, kendi eliyle 40 yıllık meşruiyet gerekçesini, gönüllü teslim ediyordu nükleer tesisleri ve İran’ı vururken.

2012 yılında Amerika’nın Eski Dışişleri Bakanı, Amerika Ulusal Güvenlik Müsteşarlığı yapmış ama dünya siyasetçilerinin ağzından çıkana dikkat kesildiği Henrry Kissinger, “10 yıl içinde İsrail diye bir devlet olmayacak” demişti.

Yazının Devamı

Yapay zekanın ölü interneti

Yapay zeka akla zarar hızla gelişirken intihar mı ediyor insanlığı mı öldürüyor acaba? Hem intihar edip hem insanlığı öldürüyorsa?..

2021 yılında agoraroad.com sitesinin Macintosh Cafe forumunda ‘IllimunatiPirate’ adlı kullanıcı, Ölü İnternet Teorisi: İnternetin Çoğu Yalan (Dead Internet Theory: Most of the Internet is Fake) başlıklı bir gönderi paylaşıyor. Çok ilgi görüyor.

Paylaşımın ana fikri; internetin insandan ve içerikten yoksun, özgünlük ve alınabilecek pek bir şeyin kalmadığı, ‘bot’ denen robot hesapların ele geçirdiği, şişirilen devasa bir sıcak hava balonundan ibaret hale dönüştüğü biçiminde.

Yazının Devamı

Hayvan Çiftliği

Hayvan Çiftliği, çok hareketli. Asabi finoyla fil, züccaciye dükkanını kırıp geçiriyor. Kırılanların gürültüsünden dünya sesleri duyulmaz oldu. Ezici ağırlığıyla gündemleri bastıran gündem oldu İsrail-İran savaşı. Ne ülke gündemleri ne yerel gündemler başını çıkarabiliyor.

Saatler ve günlerce Tel Aviv ile Tahran’ı gösteren kameraların sabit görüntülerine bakıyor, av ve avcının, koşturma içinde süren mücadelesinin sonucunu, merakla izliyoruz.

Ukrayna’da ayıyla güreştirdiği, aynada kendini aslan gören kedi yavrusundan sonra asabi finoyla fili de Ortadoğu dükkanına soktu kurnaz tilki İngiltere. Yeniden dünyayı paylaşacaklar, dikkat dağıtmak, kargaşa lazım, kışkırtmanın ustasıdır kendisi.

Yazının Devamı

Halkı olmayan devlet: İsrail

Topraksızken İngilizler’in Yahudileri başından savmak için kurduğu tezgahla peyda olan zorlama devlet İsrail, öğrenemiyor da öğrenemiyor devlet olmayı. Yahudileri de umursamayan, sınır içine doldurulmuş kalabalığı kalkan olarak kullanan ama başkalarına ettiği eziyeti onlardan da esirgemeyen bir örgütlenme biçimi.

Adı ‘devlet’ bir örgütlenme var, halkı yok.

Binlerce yıldır huzursuzluğu, son 80 yıldır devleti olduğu halde devam ediyor Yahudiler’in. Ne savaşları ne işgalleri ne soykırımları ne kendileri dahil herkesle kavgaları bitiyor. Devlet olmuş ama kendi devletinde hep diken üstünde yaşayan bir nüfus barındırıyor.

Yazının Devamı

Bilim tekeli de mi kırılacak?

Parayı, siyaseti, gıdayı, yaşamlarımızı kontrol ettikleri gibi bilimi de kontrol ediyordu küresel derebeyleri. Onların çıkarı ve yönlendirmesine göre araştırmalar yapılıyor, ürünler çıkarılıyor, bilimsel bilgi diye eldeki bilgiden kırıntılar, oyalamak üzere önümüze serpiliyordu.

Bütün bilim dallarında olduğu gibi tıp bilimi ve ilaç sanayisi de bu hakimiyetin altında insanlığı istediği yere yönlendiriyor, derman beklediğimiz sağlık sektörü, tekelleşen şirketleriyle canımızı, ticari değere indirgeyerek kazanç kapısı haline getiriyordu. Mutlak tedavi için yapılmıyordu araştırma, geliştirilen tedavi yöntemleri ya da üretilen ilaçlar.

Göreve gelmeden önce de bu çetelere karşı sivri çıkışlar yapan ABD Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr., dünyaca saygın ilan edilen tıp dergilerinin güvenirliğini tartışmaya açtı. Ultimate Human Podcast’ten Gary Brecka’ya konuşan bakan, “Ulusal Sağlık Enstitüleri’nin (NIH) kendi bilim insanlarının araştırmalarını yayınlamak üzere kendi dergilerini çıkaracağını” söyledi. “The Lancet, New England Journal of Medicine, JAMA ve diğer dergilerde yayınlamayı bırakacağız çünkü hepsi şaibeli” dedi.

Yazının Devamı

Bayrama gölgesi düşenler

Milli ya da dini olsun, adı üstünde ‘bayram’, ışıldama günüdür. Kabileden millete, kalplerin bir attığı, tazelenme, dayanışma besinidir toplumların. Karamsarlığın mola günüdür, birikmiş yükü zihinde hafiflettiğimiz. Bayram, bayram gibi yaşanabilirse tabii.

Siyasetin gölgesi büyük olur bayrama düşerse. Ekonomik sıkıntının daha da büyük olur. Yozlaşmanın, bayramı olmaz. Son 30-35 yıldır, bir gelgit kafasıyla yaşıyoruz bayramları, özünden koptuk amacının.

Milli bayramcılar, dini bayramcılar ayrımını soktuk aramıza. Topyekün kutlanırsa bayram sayılacak günleri, siyasi parti mitingi ya da dernek etkinliğine daraltarak zayıflattık.

Yazının Devamı

Kanada da mRNA’dan kitlesel ölümleri açıkladı

Gerçi onlar, çoktan yeni virüsler üretmek ve sözde aşı ya da ilaçlarını geliştirmeye geçtiler bile. İyileştirmeyen aşı ve ilaçlarını…

Hastalık ya da salgınlar ile onlara göre nüfus fazlası azaltılırken bozulan toplum sağlığı ile ekonomiler, toplumsal düzen ve tabii ki siyaset zayıflatılıyor. Devletleri, bir dışarıdan savaştırarak bir de böyle için için zehirleyerek çökertme çalışmaları sürüyor küresel derebeylerinin.

Son 8-9 aydır Türkiye’de alışılmadık grip salgınları yaşanıyor, haber bile yapılmıyor artık. “Kovid-19’un versiyonları” diyorlar, çok belirtilisine ‘kokteyl’ diyorlar, grip belirtileriyle uzaktan yakından ilgisi kalmamış garip hastalanmaları, ‘grip’ diyerek hafifletiyorlar.

Yazının Devamı

Avrupa’nın beyne pıhtı attı

Zaten iyi değildi, Kovid-19 salgından beri hiç iyi değil Avrupa. Yoğun bakıma, oradan hakkın rahmetine teslim edilir bu kafayla devam ederse. Dünyadaki gelişmeleri idrak edemiyor, salgın sonrası hızlanan küresel değişim ve dönüşüm sürecini okuyamıyorlar. Hayal aleminden uyanamıyor, rehavetten çıkamıyorlar.

Beyne pıhtı attı galiba, birbirinden çelişik davranış ve söylemlerinden geçilmiyor. ABD’nin gücünü kendi gücü sandıkları yanılsamaları devam ediyor.

Oysa ABD, salgından beri ellerini bıraktı. Kuzey Akım Doğalgaz Boru Hattı’nı patlatarak 80 yıl sonra böyle açıkladı boşanma kararını.

Yazının Devamı

Soykırım destekçileri hafızayı silme peşinde

Son ısırığı almadan fare gibi üfleyip, kızgınlığı soğutma girişimlerine başladılar. Aman efendim İsrail çizgiyi aşmışmış, Netanyahu çok ileri gitmişmiş, yeni yaptırımlar uygulanabilirmiş… Filistin’de dünyanın canlı yayın izlediği soykırım suçundan sıyrılma girişimlerini başlattı destekçisi Batı kafalı ülke ve kurumlar. Geçen hafta topunun kafasına saksı düştü herhalde ağızbirliği ettiklerine göre.

19 aydır yapılan soykırıma verdikleri desteğe, 1947’den beri göz yumdukları katliam, hukuksuzluk ve işgalleri ekleyerek suçu teşvik ve suça yataklık iddianamesi hazırlanabilir sahte melek Batı için.

Batı aklı, kötülüğün larva yuvası, ülkeleri de onu evrimleştirme laboratuvarı gibi. İnsanlık için daha kötü ve sinsi düşünceleri, geliştirdikleri yeni yöntemlerle evrimleştiriyorlar. İyiyi bile kötüleştirebilen bir zihin zehirlenmesi içindeler.

Yazının Devamı

Derebeylerinin ölümcül kini

Derebeylerinin güç savaşı, insanlık çimenliğini ezip, çoraklaştırmıştır tarih boyunca. Bu seferkiler küresel derebeyi. Ezdiler mi bir bölgeyi değil, dünyayı çoraklaştırıyor, doyumsuzluğun yeni sınırlarını zorluyorlar; dünyanın iliğini kemiğini kuruttukları için birbirinin malı ve hakimiyetine çökme kavgasını başlattılar.

Biz onları, son halleriyle toprakçılar ve sikkeciler olarak tanımladık.

İngiliz İmparatorluğu, bağımsız bir devlet olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin kurulmasını istemiyordu. İsteyenlerse istemeyenler gibi eğitimli, varlıklı ve ayrıcalıklı, bir anlamda dönemin derebeyleriydi aslında.

Yazının Devamı

Devlet olamayacağı kesinleşti İsrail’in

Yaklaşık 3 aydır tek bir yardım kamyonu giremedi Gazze’ye. Ne gıda ne tıbbi ve insani ihtiyaç taşıyan tek bir kamyon. Güçle bir savaş nasıl kaybedilir, mükemmel bir örneği olacak İsrail. Çünkü şirket ya da dünyaya hükmeden sivil toplum örgütü olmakla devlet olmak arasındaki çizgi kalın olduğu halde idrak edemeyen bir toplumlar demek ki.

Devlet olmak, bir kral, lider, çevresinde bakanlar, partiler, parlamentolar, kağıda yazılı yasalar, şekli kolluk güçleri, bürokrasi falan demek değil.

Her kökenden, dilden, dinden insan evladını, insanca yaşatma düzeni ve sanatıyla devlet olunuyor. Medeniyet geliştirerek yaşamı da toplumu da zenginleştirmeye devlet deniyor.

Yazının Devamı

Küresel hesaplaşmada ortaya dökülen kirli çamaşırlar

Bu hesaplaşma, bir dünya savaşıyla bedeli insanlığa ödetilmeden sonlanırsa insanlığın hayrınadır. Ortaya dökülen yolsuzluk ve istismar dosyaları, üstü kapatılmış suç dosyalarının yeniden açılması, karşılıklı gözdağı cinayetleri ve suikastler ile bir eşiğe gidiyoruz dünyaca. Hesaplaşma, ülkeler üstü güç sahibi küresel derebeyleri arasında, paçayı bunların sistemlerine fazla kaptırmamış devletlerin frenlerine basma hamleleriyle kavga, insanlık yararına çevrilmeye çalışılıyor.

ABD’nin, hesabı verilemeyen 21 trilyon dolarlık bir açığı gündeme geldi.

2001 ile 2009 yılları arasında ABD Başkanlığı yapan George W. Bush’un İskan ve Kentsel Kalkınma Bakanlığı Yardımcılığı yapmış aslen yatırım bankacısı olan hesap bilir Catherine Austin Fitts, 28 Nisan’da Eski Fox News sunucusu Tucker Carlson’la yaptığı röportajda, 2017 yılında yayınlanan bir rapordan yola çıkarak yaptığı incelemeler sonucunu yorumlarken açığı yeniden gündeme getirdi:

Yazının Devamı

Yeni sisteme geçiş artık döndürülemez

Kartopunun yuvarlanışı hızlandı, çığa dönüşmesi bu yıl olacak galiba. Bütün ülkelerin iç ve dış gündemleri, takibi ve algılaması iyice zorlaşan bir hıza erişti. Tansiyon başımızı döndürüyor, bayılması da var bunun, ayıla bayıla, yoğun bakıma gire çıka yeni küresel sistem kurulacak artık anlaşıldı.

Ekonomik, siyasi ve toplumsal düzen o kadar bitmiş ki yenisi, kanırta kanırta dayatıyor kendini.

Koca koca kendini ‘gelişmiş’ sınıfında sayan ülkeler, muhakeme yeteneğini yitirdi, yaprak gibi savruluyor daha fırtına başlamadan. Çığ önünde, kibrit çöpü gibi yıkılacaklar akıllarını başına almazlarsa. Aklını, emanet ettikleri küresel derebeylerinden kurtarmaları lazım önce.

Yazının Devamı

Şiddet ve cinneti arttıran aşı: Kovid mRNA

Yeni açıklanmış bir araştırma, 11 Nisan’da yayınlanmış. Özgün bir araştırma yani, başkalarının söylediklerini papağan gibi tekrarlama makalesi değil. Kovid mRNA aşılarının, ciddi nöropsikiyatrik rahatsızlıkları tetiklediği, intihar, şiddet içeren davranış ve cinayet gibi düşünceleri hızla arttırdığı tespit edilmiş.

Ayrıca enjeksiyon yapılan kişilerde beyin hasarı, beyin kanaması, beyin pıhtısı ve bunama vakalarında büyük artışlar yanında Kovid mRNA aşılarıyla bağlantılı 86 ciddi nöropsikiyatrik güvenlik sinyali belirlenmiş. Biz de bir doktor tanıdığımızın aşılar sonrası Türkiye’deki gözlemini ekleyerek paylaşalım; kan hastalıkları ve ilik kanserlerindeki dikkat çekici artış.

Bu konuda daha önce de çok yazdık, bir kez daha şunu peşinen söyleyelim: Biz aşı karşıtı değiliz, en başından beri insan eliyle üretilmiş yapay proteinli mRNA aşıları tartışmalı.

Yazının Devamı

Beyaz eldiven kararıyor

Ülkelerin bir eli demir yumruklu, diğeri beyaz eldivenlidir. Demir yumruğu savaş araçlarını kullandığı zaman, beyaz eldivenliyi, sinsi savaşma yöntemlerinde kullanır. Yaraları o beyaz eldivenle açar, kanatır, kardeşi kardeşe düşman eder kırdırır, silahlı savaş araçlarından çok ucuza istediklerini alıp, kazanırlar.

Beyaz eldiven, kâr amacı gütmeyen sivil toplum örgütü, enstitü, düşünce ya da dayanışma kuruluşu, dernek, vakıf, kilise şeklinde olabilir. O kadar çoklar ki birini tutsanız diğer eldivenler, azimle çalışmaya devam eder.

İçimizi kemiren kurtlar gibi, sabırla, zamana yayarak, istedikleri yaraları açıyor, kanatıyor ve ya toplumu hasta ediyor ya da ülkeyi, çıkarları doğrultusunda yıkıyorlar. NED, IRI, NDI, CIPE, CFR, CHREST Vakfı gibi birkaç isim sayalım örneğin ABD tarafından. Alman Vakıfları, ülkemizde çok etkindir beyaz eldivenlikte.

Yazının Devamı

Trump, medya düzenini de yıkıyor

Bu kavga geçici değil, yeni sistem kurulana kadar en şiddetli yıkımlar pahasına süreceği anlaşıldı. Kovid-19 salgınından sonra ‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ sloganıyla yeni dünya tasarımını uygulamaya koyanların karşısına, ‘Olamayacaksa da sizin istediğiniz de olmayacak’çılar çıktı rakip olarak. Her cephede hararet yükseliyor.

Dünya çapında toplumu yönlendiren hatta güdüleyen hakim kitle iletişim kuruluşları, çelme üzerine çelme yiyor Kovid-19’dan bu yana. Küresel ve yerel rakipleri, günden güne güçleniyor karşılarında. Google ve sosyal medyanın sansürleri bile engelleyemiyor bu güçlenişi.

İnternet, iki ucu keskin bıçak. Medya tekelinin silahıydı, insanlıkla oynamanın şakası yokmuş, kendi silahıyla yara alıyor artık bu tekel. Ulus devletler önlem almaya başladı ve bu küresel kontrolsüz güç, 150 yıla yakın hakimiyetini kaybediyor yeni dünyanın eşiğinde.

Yazının Devamı

Dünyayı karıştıranların içi de karışmış

Belli ki işler istedikleri gibi gitmiyor, başlattıkları küresel rejim değişikliği, takvimlerine uygun yürümüyor. Siyasal, ekonomik, sosyal yaşamı baştan aşağı değiştirmek ve dünyayı hakimiyeti altına almak isteyen, kendini devletler üstü güçler olarak gören küresel derebeyleri, kendi içinde temizlik çalışması başlatmış. Onlara göre temizlik, bize göre bataklığın derinleşmesi.

Temizliğin yapıldığı yer, fitne fesadın, insanlıktan çıkarılışın, savaş ve her türlü çatışmanın tasarlandığı Dünya Ekonomik Forumu (WEF) mağarası. Örgütün Başkanı Klaus Schwab’ı, görevden alıyorlarmış. Geçen yıl da örgüt yönetiminde görevli Schwab’ın çocukları ve birçok yönetici istifa ettirilmiş.

Şu nedenlerle: Örgütün milyonlarca dolarlık olanaklarını kişisel çıkarları için aile boyu kullanmak, ayrımcılık, cinsel taciz, işyeri kültürüne aykırı eylemler.

Yazının Devamı

Yahudi nefreti yüzde 900 artmış

İnsana acımayana, insan acımaz. Hele ki soykırım yapana Almanya’daki gibi, hele ki bütün dünyanın gözü önünde canlı yayın hiçbir rahatsızlık duymayan, vurdumduymazlıkla soykırım kararlığından bir saniye geri adım atmayan İsrail’de olduğu gibi. Hiçbir uluslararası yasa ve hukuk kuralının işlemediği İsrail.

Bir buçuk yıldır her gün, silahsız savunmasız, kadın çocuk demeden insan öldürüyor, aç bırakıyor, ilaçsız bırakıyor, ne kadar hastane varsa vuruyor, Birleşmiş Milletler yardım kuruluşları dahil, Kızılay, Kızılhaçlar dahil aşevlerini bile vuruyor, hedef gözeterek tavuk gibi gazeteci öldürüyor.

Ve hala “Bu kadarı yetmez” diyen siyasilerin tükürüklü avazı çınlıyor İsrail Parlamentosu’nun duvarlarında. Cinnete siyaset dememek lazım, bu kadar organize ve bilinçli cinayeti işleyenlere de siyasi. Yahudiler, çete, mafya, eşkıya türünden birileri ardından sürükleniyor. Bütün Yahudileri, acı ve korkuyla kavuracak yeni bir ateşin ortasına çekiyor Batı’nın ittirdiği Siyonist Yahudi soydaşları.

Yazının Devamı