Ali İnandım

Ali İnandım

Takvimden eksiltilen günlerimiz

Kötü insanlar, kötü günler yaşatıyor, kasvetin koyuluğuyla o günler kararıyor takvimde. Acıyla yasla yaşayamadığımız siyah kurdeleler asılı günler. Yaşam sevincimizi emen, söndüren, arsızlık ve vicdansızlığın zift çukurları. Yaşayamadığımız, ömrün takviminden eksiltilen günler.

İran, Irak, Lübnan, Kıbrıs’tan Mısır’a kadar hissedilen, Suriye’de 8 bin 500 kişinin, bizim 54 bin canımızı alan, geriye binlerce yaralı, sakat, öksüz, yetim bırakan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan depremleri, 6 Şubat 2023’te koyu kara bir gün daha ekledi takvimimize.

11 ilde 14 milyon kişinin hayatını tersyüz eden, aklımıza sığmayan, kalbimizi söken bir deprem yaşadık. Onu suç aletine çevirense arsız ve vicdansızlar çetesiydi. 1999 Gölcük ve Düzce depremlerinden zerre ders çıkarmayan müteahhitler, denetçiler, belediyeler, siyasi irade, aynı suçların işlenmesine göz yumunca doğa, altından kalkılamayacak en büyük dersi koydu önümüze.

Yazının Devamı

Muhalefet iktidar olmak istemiyor

İster genel ister yerel seçimler olsun, bitiyor, bir hafta 10 güne seçim düdüğünü öttürmeye başlıyor muhalefet. 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nin daha yılı dolmadı, geçen 10 ayın yarısını yine erken seçim çağrıları, hükümet-muhalefet belediyeleri arasındaki çekişme ve parti içi koltuk kavgalarıyla geçirdik.

Milletin canı burnunda değil, çıkıyor artık, dünyanın derebeyleri bir dünya savaşı çıkarma peşinde, uluslararası ilişkiler ve siyaset kazanı, fokur fokur yeni dünya düzenini pişiriyor ama hâlâ ergen ağızlı dalaşmalar ve tepkilerle havanda su dövme siyasetçiliğinden sıçrayamıyoruz.

Efendiler, şehre hizmet lazım, serbest piyasa istismarcıları ile tekelleşmeye fren, cinnetvari patlayan suç kaynaklarını kurutmak, elimizden kayan çocuk ve gençlerimizi sahiplenmek, yozlaşmış bütün siyasi, ekonomik ve toplumsal değerlerimizi arıtmak ve güncellememiz lazım. Ağız dalaşlarınız ve günübirlik tepkilerinizin hiçbir faydası olmuyor siyaset sanıyorsanız eğer.

Yazının Devamı

Unutulamaz sütoğlan Menendez!

Seni unutmayacağız sütoğlan. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Senatosu’nun 18 yıl, 7 ay, 4 günlük New Jersey’den senatörü. ABD’nin hayrına, Türkiye düşmanlığı kadar çalışmamıştır. Rüşvet almak, yolsuzluk başta, yargılandığı 16 suçlamanın hepsinden suçlu bulundu.

29 Ocak 2025’te 11 yıl hapis cezasını yedi Türk ve Türkiye düşmanı Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Menendez.

En çok Yunanistan ve Ermenistan çıkarlarına çalışmış, yeri gelmiş bu konuda Senato’yu kilitlemiş bir ‘Dış İlişkiler’ Komitesi Başkanı. Yabancı ülkelere çalıştığı, altın külçeler, nakit paralar, lüks arabalar ve diğer rüşvetler aldığı 16 suçu kanıtlanmış kullanışlı bir adam.

Yazının Devamı

Kılavuzu ABD olanın

Huylu huyundan vazgeçmiyor, dünyayı da kendini de sürüklediği uçurum pahasına. Açgözlüysen açgözlü, sömürücüysen sömürücü, vampirsen vampir geliyor öyle de gidiyorsun insanlık çöplüğüne. Ülkelerin derebeyleri vardı, küresel oldular, doymuyor dünyayı istiyorlar artık.

Tarihte olmadığı kadar herkese yetecek para var, kaynak var, besin var, teknoloji var. Ne demeye durduk yere ‘dünya savaşı’ çıkarmaya uğraşıyor olabilir bu doymazlar? Bir nedeni var geriye kalan; dünyanın iliğini zaten emdiler, birbirinin zenginliğine, malına çökme kavgasına girecekler.

Dünya savaşı, toz kaldırıp ortalığı puslandırma, asıl kavgayı perdeleme bahanesi. “Zenginliğinizi bana vermenizi rica ediyorum” diyerek alınamıyor ganimet, kavga çıkacak ki yasa, yönetim, hak hukuk işlemesin.

Yazının Devamı

Açgözlülük kendine karşı

Bile bile ‘yanlış kapısı’ndan girip ‘doğru’ya çıkmayı bekleyenlerin hayal kırıklığı dünyasına çıkışı. Yanlışı doğru gibi gösterip doğruyu da kirlettiler, ayırt edemiyoruz artık doğruyla yanlışı. Hem içeride hem dışarıda, biriken pisliklerin lağımı patlıyor sanki.

21 Ocak’ta Bolu Kartalkaya’da 78 canın yanarak aramızdan ayrılması, daha onların definleri sürerken 24 Ocak’ta Konya Selçuklu’da 3 katlı evin yanlışlar nedeniyle çökmesi, hiçbir uyarı tokadından ders almadan yanlışa devam ettiğimizi gözümüze sokan yeni felaketler.

Özellikle son 35 yıldır, bütün yanlışları bilerek yapıyor, her doğal felaketten, doğal değilken başımıza getirdiğimiz felaketlerden, insanlık ve vicdanımızdan daha da uzaklaşarak çıkıyoruz. Anormal yanlışı normalleştiriyor, üstüne zafiyetleri dibine kadar sömürmekte yarışıyoruz.

Yazının Devamı

2024 servet artışı 2 trilyon dolar

Delirmiş zenginlerin zenginliği, geçtiğimiz yıl 2 trilyon dolar daha artmış. Türk Lirası’na çevirince arkasına dizilen sıfırları sayamayacağımız çok vagonlu uzun bir tren geçidi bizim için. Deliren zenginlerin hızlı treninde lokomotif, trilyon kilometrelerce köklemiş hızını.

Bu yüzden Mars’a falan gitmeye uğraşıyor olabilirler, astronomik hızda astronomik kazançlar çıldırttı demek adamları, dünyaya sığamıyorlar.

İngiltere merkezli yoksullukla mücadele içerikli bir sivil toplum kurumu var ‘Oxfam’ diye. Zenginler eliyle oluşturulmuş ama yoksulluk mücadelesi veren kafa karıştırıcı bir hayır kurumu. Daha zenginlere düşmanlık besleyen zenginler mi oluşturmuş nedir, yoksulluk konusunda çalışıyor, her yıl raporlar hazırlıyorlar.

Yazının Devamı

Asıl kavga 20 Ocak’ta mı başlayacak?

Çok acayip gelişmeler oluyor. Birbiri üstüne çok ani, hiç beklenmedik, sert kırılmalar yaşanıyor ve bugüne kadar bildiklerimiz, açıklamaya yetmeyecek gibi. Bütün dünya için geçerli bir durum; insanoğlunun, bir eliyle kurmak istediği kötülüğün mutlak küresel imparatorluğu ile karşı koymaya hazırlanan diğer eli arasındaki ‘büyük kavga’nın başlangıç eşiğinden geçmek üzereyiz sanki.

Bu içeriği daha önce de pek çok kez işlemiştik ama son bir aydır dünyadaki beklenmedik gelişmelerin, birbiriyle bağdaşmayacak ittifakların, bozulan ezberlerin, bunlara karşın uluslararası siyasetin tepkisizliği, çaresizliği ya da sessizliği, hiç hayra alamet bir gidişatı işaret etmiyor.

Saatin, gereğinden fazla kurulmuş zembereği, yaylarını, dişlilerini dağıtarak boşalacak sanki. İnsanlığı ayaklar altına alan gelişmeler, bu dağılmayı göze alan uluslararası tepkisizlik ürkütücü. Fırtına hatta kasırga öncesi bu sessizlik, kestirilemez bir gelecek karamsarlığıyla kaynatıyor insanlık kazanını.

Yazının Devamı

Ankara’dan 80 ile davet

Başkent, 80 ilin ve ilçelerinin davetiyelerini hazırlıyor; ‘Cumhuriyet Rotası’nı gezmek isteyen herkese açık bir davet. Bağımsızlık savaşıyla Kurtuluş Destanı’nın yazıldığı, kahramanlarının adım adım bıraktığı anı ve izlerle bir devletin dönüşüm ve yenisinin doğum sancılarını yaşadığı sokakları, mekanları gezme, eserlerine dokunma, destanı yerinde yaşama daveti.

Başkentliği sonuna kadar bileği ve aklının hakkı olan Ankara, Cumhuriyeti, bağımsızlık mücadelesini ve dünya tarihine vurduğu damgayı yerinde solumak üzere davet ediyor.

Kendi tarihinden kopuk çocuklar ve gençler yetiştirirseniz, sosyal medyada başkaları eğitir onları.

Yazının Devamı

Melekler cehennemi

Adının tersi bir yaşamın sürdüğü şehir Los Angeles; melekler şehri! Şeytan akıllıların doluştuğu, dünyaya ayar verme merkezi. Beyinleri uyuşturan Holivud’uyla (Hollywood- Kutsal orman) Amerikan savaş makinesinin reklam ajansı.

Sanki ibret için yanıyor, ABD’de bir devrin köklü değişim çığlıkları, sanki alevlerle isyan ediyor.

Şehrin 5 ayrı yerinde aynı anda çıkan yangının biri söndürülmüş, 4’ü devam ediyor. Nedeni hala belli değil.

Yazının Devamı

İran dehlizleri

Filistin ve Suriye’de olanlardan sonra önümüzde değişik bir İran ilişkiler ağı belirmeye başladı günden güne. PKK/PYD/YPG’nin yeraltı tünelleri gibi alttan ve karmaşık, derinlere devam eden bir siyaset ve ilişki ağı çıkıyor son gelişmelerle.

Önümüze çıkan birkaç demeç ya da yorum, İran algımızda parazit yaptı. Başka bir İran çıkıyor İran içinden.

Press TV Müdürü Mehdi Hanalizade "Irak’ta Türkiye’ye karşı SDG/PKK/YPG’yi desteklediğimiz gibi, Suriye Devrimcileri’ne karşı da ABD ile ittifak yaparak SDG'yi desteklemeliyiz" demiş İran devlet televizyonunda.

Yazının Devamı

Bir örgütle baş edemeyen süpergüç

Yüzlerce devleti dize getiriyor da bir örgütle baş edemiyor. 20-30 bin deniyor sayıları, en çok 50 bin kişi diyeni duyduk. DAEŞ/DEAŞ/İŞİD denen bu çok isimli örgütle dünyanın süper gücü Amerika Birleşik Devletleri, baş edemiyor. Yüz milyarlarca dolar bütçeli istihbarat örgütleri ve ordusuyla bir de İngiltere, İsrail ve Avrupa ülkelerini koy yanına, 13 yıldır Suriye çöllerinde sinek avlıyorlar örgüt yerine. Süper saflık!..

Örgütü bir bitirseler çıkacaklarmış Suriye ve Irak’tan. Müdahalenin arka planı yine kendi resmi ağız ve kurumlarından fazlasıyla ifşa oldu ama yalana devam, bir de ısrar ediyorlar.

Aslında bu örgütler, kendi kurdukları taşeron terör şirketleri. İstedikleri yere yönlendiriyorlar onlar da işini yapıyor. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar gibi Körfez ülkelerinin paralarıyla kendi silahlarını satarak bu örgütleri desteklediler. Türkiye’den adam yetiştirmesini istediler.

Yazının Devamı

2024 bitti viraj daha bitmedi

İyi değildi, çukurlu tümsekli bir yolda gidiyorduk, Mart 2020’de Kovid-19 denen sert bir viraj çıktı insanlığın önünde. Pek çekilir olmasa da en azından alıştığımız bir yaşam sürüyor, iyi kötü yolumuza devam ediyorduk. Göremediğimiz bu keskin viraja girerken bir de sert frenle sarsıldık, evlere kapatıldık. Virajı dönüşümüz devam ediyor, ya taklalar atarak şarampole yuvarlanacağız ya da toparlayıp yola devam edeceğiz.

Ulus devletlerin tecrübeli müdahalesi olmasa bu kasıtlı frene basanlar, insanlığı o şarampole yuvarlayacaktı. Hala virajın girişinde toparlamaya, yavaş çekim gibi uzun sürecek bu dönüşten, insanlık olarak sağ salim çıkmaya çalışıyoruz.

Kovid-19 kapanmalarından sonra normale döndüğümüzü sandık ama hiçbir şey eski düzenine dönmedi, dönemiyor değil mi?

Yazının Devamı

Ankara’nın sırlı günü: Kızılca Gün

Okumuşla okumamışı, alimle rençperi, kundakta bebekli kadını, çoluğu çocuğu yollara döküp Ankara’da toplayan coşkunun kaynağını açıklayacak kavramı bulamadık bugüne kadar. 27 Aralık 1919 Kızılca Gün üzerine çok yazdık ancak duygu desen yetmiyor, bilinç desen yavan kalıyor, o günü tarif edecek kavrama daha ulaşamadık.

Konuşarak da olmuyor yazarak da; bir sırrı var o yokluktan, savaşlardan, doğal afetlerden, idaresizlikten bitkin, yorgun, çökmüş toplumu şen şakrak çocuklar gibi günlerce köylerinden kasabalarından Ankara’ya yürüten, daha yüzünü görmeden doğru adam olduğuna inandıran, yeni savaşlar için arkasında durmaya hazır bitkinliğini unutturan.

İlk duyduğumuz andan beri zihnimize mıhlanan, ilk kez duyduğumuz halde yaşamadığımız bir duygu ya da durumun güçlü etkisini hissediyorduk Kızılca Gün kavramında. Yeni devletin, yeni umutların doğduğu, karanlığın aydınlığa çıkışını tanımlayan, yan yana gelince sırrı gibi etkisi tarif edilemeyen müthiş iki sözcük.

Yazının Devamı

Şapkadan bukalemun çıktı!

Beklentimiz alışıldığı üzere tavşandı, şapkadan bukalemun çıkarttı dünyanın sihirbazları. Almanya’da arabayla halkın arasına dalan güdümlü meczup, DAEŞ/DEAŞ/İŞİD diye beklerken İslam karşıtı bir Suudi Arabistanlı çıktı. Kendileri mi şeytan, şeytandan akıl mı alıyorlar, müthiş bir algı çarpıtma harekatıyla ağızlarımız bir kez daha açık kaldı.

Çünkü Avrupa, Filistin ve Suriye’deki gelişmeler, DAEŞ/DEAŞ/İŞİD’in sahneye çıkma ihtiyacını doğuruyor, Türkiye’nin PKK/PYD/YPG/SGD üzerindeki boğucu baskısı ise bu terör şirketinin sahaya çıkmasını acil gerektiriyordu.

Türkiye’nin kararlı tutumunun kısa sürede kırılamayacağı anlaşılınca, arkayı toplama işine girişti şeytan akıllılar Avrupa’da.

Yazının Devamı

Vampirler kana doymuyor

Meslektaşları Suriye’de sıkışınca 20 Aralık’ta Almanya’da yardıma koştu DAEŞ/DEAŞ/İŞİD; Noel pazarında kalabalığın içine süratli arabasıyla daldı ölüm ve kan saçarak. Kişilik bunalımı nedeniyle kendi gibi durmadan isim değiştiren meslektaşı PKK/PYD/YPG/SGD, Irak’tan sonra şimdi de Suriye’de kıstırılıyordu ve bu kez pabuç pahalı ki 3 yıldır eylemsiz DAEŞ, sahneye çıkıyordu.

Daha resmi açıklama yapılmadan nereden bildik DAEŞ olduğunu?

ABD ve Avrupa destekli PKK/PYD/YPG/SGD’nin güçlendirilme nedeni yani bahanesi neydi: DAEŞ/İŞİD’le mücadele. Aynı ellerin kurduğu ve semirttiği bu iki meslektaş çok isimli örgüt ya da taşeron şirket, ‘kötü İslamcı-iyi Kürt’ sahneleriyle dünyanın ilgi odağına konuyor, milyonlarca masumun dökülen kanıyla gösterinin ciddiyet ve gerçeklik etkisi artırılıyordu.

Yazının Devamı

Rutte kişiliğine uygun işi buldu

Eski Hollanda Başbakanı yeni NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, tabiatına uygun işi bulmuş. Göreve gelişi 2 ay oldu, göğsünü gere gere savaş davulu çalıyor, “Savaş dönemi zihniyetine geçme zamanı geldi” demiş.

NATO Genel Sekreteri olana kadar bize demokrasi, insan hakları, uluslararası hukuk falan diye ders veriyordu bu adamlar. Yoktan var edilen Ukrayna-Rusya Savaşı ile üstüne bizzat kendi ağızlarıyla destekledikleri Filistin’deki soykırım, daha önce sessiz kaldıkları soykırım ve katliamların düşüremediği maskeyi indirdi.

Mart 2017’de referandum kampanyası için Türk seçmenlerle buluşmaya giden zamanın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağına iniş izni vermemiş, karadan Rotterdam’a giden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Rotterdam Türkiye Başkonsolosluğu’na girişi engellenmiş, bir de ‘istenmeyen kişi’ ilan edilerek sınır dışı edilmişti.

Yazının Devamı

Başkente yanlış muhalefet

Böyle devam ederse gelecek yerel seçimlerde yüzde 80’e çıkar Mansur Yavaş’ın oyu. Önceki dönemin muhalefet anlayışı, yüzde 61’le iktidar partisi adayının iki katına çıkarmıştı Yavaş’ın oylarını. Yanlışa devam ediyorlar.

Temel hizmetler başta olmak üzere, ‘Hizmete muhalefet olmaz’ demiştik, baktık değişen bir şey yok ‘Seçimi kaybetmek için devam edin’ dedik 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nin 6 ay öncesinde.

Hem yönetimdeyken yapmadıklarını muhalefete düşünce eleştirdikleri için hem de muhalefeti temel hizmetlere zarar verecek biçimde pervasızca yaptıkları için uyarı seviyesini yükseltti başkent seçmeni; 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nden 3 belediye çıkarabilen CHP, 2024 seçimlerinde Büyükşehir dahil, 16 belediye çıkardı.

Yazının Devamı

Yeni dünya düzeninin Suriye’deki belirtisi

Şimdiye kadar yaşadıklarımız arasında dünyada bu kadar kafa karışıklığı yaratan örneğini görmemiştik. İki hafta olacak neredeyse yerli-yabancı, kendinden emin siyasetçilerin, diplomatların, askerlerin, yorumcuların, gazetecilerin, bu kadar kendine güvensiz, tereddütlü değerlendirmeler yaptığına şahit olmamıştık.

Çok acayip bir şey döndü Suriye’de ve tanımlayamadılar, tanımlamaya cesaret edenlerin değerlendirmeleri, saatler içinde boşa çıkabildi.

Çünkü ya kişiler aynı ama roller değişmişti, ya düşmanlar iş birliği yapmış, dostlar dağılmıştı, dostluğu ve düşmanlığı bir arada götürebilenler vardı, 13 yıldır meydanı boş bırakmayanlar ortadan kaybolmuştu, halkın burnundan getirip eziyet edenler, özgürlük kahramanı olarak alkış, tezahürat karşılanıyordu şehir girişlerinde, dün talan edenler, bugün yağma bekçisi oldu, aşılamayan cepheler, domino taşından hızlı yıkıldı, her şeye maydanoz ülkeler suspus, 50 yıldır kurduğu düzenin iki haftada ters yüz oluşuna sessizce çekilerek yanıt verenlerse onlardan sessiz…

Yazının Devamı

Beyin çürümesi anomi ile birleşirse

Birleşirse insan insanlıktan, toplum, düzenden şarampole devrilir. İnsanı ve yaşamı anlamlandırmak imkansızlaşır, hayvan beynimize hapsolur, hayvani içgüdüleri doyurmakla yetinir, beynin ve ruhun insanı insan yapan aşamasına geçemez, insan gelip hayvan gitmiş oluruz dünya cennetinden.

İngiltere’nin dünyaca ünlü Oxford Sözlüğü, her yıl olduğu gibi bu yıl da yılın sözcüğünü seçti; 2024’ünki iki sözcüklü ‘Beyin Çürümesi – Brain Rot’ oldu. Bu terimin kullanılış sıklığının 2023-2024 arası yüzde 230 oranında arttığı görülmüş, çok isabetli bir tercih olmuş. Bir uyanış göstergesi.

Beyin çürümesi, zihinsel ve düşünsel durumun bozulması, önemsiz ve zorlayıcı olmayan içeriklerin aşırı tüketimiyle beynin işlevsizleşip patates olmasıdır özetle.

Yazının Devamı

Yeni oyun Suriye’de perdelerini açtı

Bir komedyeni başkan yaptılar kendilerine, geldiğinden beri hiç güldürmedi Ukraynalıları. Ağlıyor ve başka ülkeler için ölüyorlar. Olan oldu Ukrayna’da, sahiplerinin hizmetkarı İngiltere çekirdekli Batı aklı, bilerek çok kötü oynanan bir oyun koydu sahneye. Sahne kenarından sufle verirken de hem görünüyor hem duyuluyorlar.

Oyunun kötülüğü ya da yönetenlerin beceriksizliği hiç umurlarında değil. Dünya sahneye bakıyor mu, bakarken rahatsız oluyor mu, kötülükten korkup kendine ders çıkartıyor mu, siniyorlar mı, oyunun amacı bu. Kimse bir sanat eseri sergileme derdinde değil, kötülüğün, kargaşanın eseri peşindeler. Paralar, su gibi silahlara akıtılıyor, sahnede de gerçek kan.

Oyuna ilgi azaldıkça daha kanlı sahnelerle ilgiler uyarılıyor. Bu insan mezbahasından gözünü alamıyor seyirciler, şoke olan zihinleri, felç olan muhakemeleri ile izliyorlar.

Yazının Devamı

Gündem zihnimizi köreltmesin

Dünyanın dönüşü hızlandı sanki, ne içeride ne dışarıda gündemler ılımıyor, kaynama ısısına doğru yükselmeye devam ediyor sıcaklığı. Daha şimdiden yorucu, yıpratıcı bir çarkı izliyoruz, başımızı döndürüyor, bulantı yapıyor. İnsan dikkati ve muhakemesini körelten bir akış var.

Her biri aylarca ülke ya da dünya gündemi olacak konular, birkaç gün, günün yarısını bulmadan ya da birkaç saat içinde düşüyor gündemden. Çok önemli ile daha az önemli konular, medya denen çimento karma makinesinde karılıp, odaklanmayı körelten bir bulamaç olarak zihinlerimize dökülüyor.

Önemli ve önemsiz, aynı değerde ilgiye eşitleniyor elenmemiş bu gündem bulamacından dolayı. İçine medyanın, bir de gündem olmayan kendi şişirdiği konuları katalım. İnternetten akan ve sosyal medyada köpürtülmüş içi boş, yalan dolan gündemleri katalım.

Yazının Devamı

İki halde de Batı’nın çöküşü ana kural

Hak ve hukuk çiğneme döngüsüne yine girdi Batı ama bu sefer, gömüleceği bataklıkta sonuçlanacak macerası. 100 metreci çevikliğiyle bataklığa koşuyor, bu kez de aşacaklarına inanıyorlar. Başkalarını bataklığa atıp, onları çiğneyerek aşıyorlardı eskiden, hiç öyle bir gelecek görünmüyor aldıkları kararlar, uyguladıkları siyaset ve çiğnedikleri haklar ve hukuk açısından.

Son 30 yılda Hocalı, Bosna, Ruanda, Arakan’da olduğu gibi, en az 4 soykırımı izlediler kıllarını kıpırdatmadan. Şimdi Filistin’dekini her gün canlı yayın izliyor, hatta silah satarak uluslararası kuruluşlarda sessiz kalarak üstüne destekliyorlar soykırımı.

Daha büyüğü Sudan’da işleniyor; tecavüz, sokakta infazlar, etnik temizlik, kasıtlı yakılan yıkılan evler, 15 milyon insan göçtü ülkeden ama adı geçmiyor haberler ve Batı gündeminde.

Yazının Devamı

Küre karışırken başımıza geçirilen torba

Bütün dünya aynı tehdit altında, ABD, İngiltere, Avrupa ya da Çin, Rusya ayrımı yok. Ayrıcalıklı ülke ayrımı yok bu sefer, küresel bir dönüşüm hazırlanıyor çünkü. Herkes hedefte, dirençli ulus devletler öncelikli.

Kargaşa lazım, ortalığı toza dumana katmak, puslandırmak lazım bu dönüşüm hazırlıklarını perdelemek için. Hiç görünmesin diye de herkesin kendine göre torbasını başına geçirmeye çalışıyorlar. Dikkatler odaktan uzaklaştırılmalı, dağınık olmalı.

Salgınlar, çatışmalar, enflasyonlar, kıtlıklar, enerji krizleri, çok istikrarsız para hareketleri, tedarik zinciri kırık ticari düzen, psikolojik çökertme, siyasi ya da toplumsal her türlü iç çatışma kışkırtmaları… Nereden zayıfsanız oradan başlıyorlar, bütün düğmelere aynı anda basacaklar sonunda.

Yazının Devamı

Temel hizmetlere siyaseti ve ticareti bulaştırmayın

Genel seçimlerde, özellikle de yerel seçimler öncesi defalarca ‘Yapmayın!’ yazılarımız doldurdu köşemizi. Duyarsızlıkla nasırlaşmış vicdanlar, bildiğini okumaya hiç fren koymuyor. Ne kamu kurumları ne şirketler, ne onların siyasetçisi, yöneticileri, insafsızlık sınırlarını zorlamaktan çekinmiyor. Yarışıyorlar hatta.

Belediye meclislerinde, muhalefet edecek diye su gibi temel ihtiyaç yatırımlarını engelleyebilen, sokaktan kopmuş bir duyarsızlık, pervasızlık yarışması.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Polatlı’ya, Elmadağ’a, Kızılcahamam’a, Çubuk’a, Akyurt’a, Mamak’a, Gölbaşı’na, Bala’ya su götürmeye çalışırken muhalefet edeceğiz diye önce Belediye Meclisi dolandı bacaklarına. Polatlı ve Gölbaşı’nda vatandaşlar, çok sert tepki gösterdi partilerine “Ne yaptığınız sanıyorsunuz” diye. Yine de ince ince kemirmekten geri durmadı yaptığını siyaset sananlar.

Yazının Devamı