Eşitsizlik tersine çevrilebilirmiş!
Raporlar yazıyor, dünyanın bildiğini dünyaya anlatıyorlar. Eşitsizlik, zenginin freni boşalmış zenginleşmesini, bir de rakamlaştırılmış haliyle raporlarda gözümüze sokuyorlar. Sonuç olarak hiç de bir şey olmuyor, düzen, akıl hastalığı seviyesini de aşarak ilerlemeye devam ediyor.
Meğer çaresi varmış, Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz vermiş aklı, sona saklıyoruz formülünü.
G20 yani dünyanın en zengin ülkelerinin birliği hazırlatıyor, adı da ‘Küresel Eşitsizlik Raporu’. Hazırlayan komitenin başkanı da yine çareyi bilen Nobel ödüllü Joseph Stiglitz hoca. ABD’nin Kolombiya Üniversitesi’nin profesörü.
Nobel ödülü aldığı sistemin göbeğinde hem maaşını alıyor hem de eleştiriyormuş gibi akıl veren raporları imzalıyor.
RAKAMLAR DOĞRUYSA DA..
Aman efendim rapora göre; 2000 ile 2024 arası yaratılan yeni servetin yüzde 41’i, en zengin yüzde 1’in cebine girmişmiş. En alttakilere, yüzde 1’i kısmet olmuş.
En zengin yüzde 1’in ortalama serveti 1 trilyon 300 milyar dolar artarken en yoksulun, 585 dolar artmış 24 yılda.
2 milyar 300 milyon kişinin yeterli gıdaya düzenli erişimi yokmuş, 2019’dan sonra 335 milyon kişi artmış üstelik.
Rapor dünya ülkelerinin yüzde 90’ınını kapsıyormuş, bunların yüzde 83’ünde yüksek eşitsizlik tespit edilmiş.
Rakamlarla yeni bir göz boyama raporu…
AZGINLIĞA ÇARE OLMUYOR
Akıl hastalığıyla zenginliği beraber artan zümre, sokaklarda çırılçıplak koşturuyor; ne siyasi ve küresel niyetlerini ne servetlerini saklama gereği duyuyorlar artık. Biz de arada sizlerle paylaşıyoruz ama bu raporlar artık dünyayla alay etmek gibi bir şey. Bu raporları hazırlayan kurum ve kişiler, nedense hep de aynı zenginliğin uzantısı, yakın ahbaplar.
Psikolojik savaşın parçası bu raporlar. Karşı görüşü de kontrol etme, dünyanın gazını alma, tepkinin keskinleşmesini köreltme yöntemi. Çaresizliğinizi tebliğ ediyor, gücün adresini gösteriyor, “Biat edin, yaşamak için sisteme ve bu güce direnmeyin” diyen tampon önleyiciler. Kovid-19 salgınında, üstelik bir de el arttırdı azgınlar.
Çünkü bu içerikte rapor ya da toplantılar, ne kadar doğrular söylense de hiçbir şeyi değiştirmiyor, sınırsız zenginleşme azgınlığını, bir an duraklatamıyor bile. Tabii ki çaresizliği kabullenerek bu azgınlığın çaresi bulunamaz.
STİGLİTZ’İN SÜPER ÇARESİ
Şimdi gelelim Stiglitz’in bulduğu çareye: “Eşitsizlik kader değil, bilinçli politikaların ürünü. Aynı şekilde, doğru kararlarla tersine çevrilebilir” demiş.
2001’de aldığından sonra bir Nobel de bu fikrine hak ediyor. Şeytanın aklına gelmez!
Hocam, en zengin 20 ülkenin raporunda komite başkanısın, o 20 ülkenin birincisinden profesör maaşı alıyor, itibarını kullanıyorsun, işine gelen adamlara verdikleri Nobel’i vitrine koymuşsun. Nasıl oldu da bu alemin içinde böyle süper bir fikri ürettin?
‘Yüksek eşitsizlik’ hissedilen o yüzde 83’lük ülkeler, dua edelim de o sefalet içinde küfre denk bu tespitleri, safiyane algılasınlar.
Neoliberalizm ya da yeni sömürgeciliğin en müthiş buluşudur bu; gerçek muhalefetin önünü, karşıtını, kendi eliyle oluşturarak keser.
Raporun önümüzdeki 10 yıllık öngörüsü de şöyle: Servetin 70 trilyon dolarlık kısmının, en zenginlerin mirasçılarına devredileceğidir. “Bizim sistem umutsuz vaka” diyor yani kendi raporunda.