Filistin’i tanıma temaşası

Ortadoğu’yu kilitleyen kördüğümü Filistin’de bağlayan uzun bacaklı İngiliz ve onun askeri ABD hükümetleri ve dahi sallabaş takipçileri Avrupa, tekrarından bıkmadıkları basmakalıp oyunlarını, müthiş oyunculuklarıyla yeniden sahneye koyuyorlar. 110 yıldır Filistin-İsrail barışı olsunmuş tezgahları, dünyanın gözüne soka soka işlenen bir soykırımla sonuçlandı. Şimdi Filistin’i tanıyorlarmış!

Norveç’in başkenti Oslo’da İsrail-Filistin arasında başlayan görüşmelerin ilk barış anlaşması, 13 Eylül 1993’te Beyaz Saray’da imzalandı. İkincisi 28 Eylül 1995’te Mısır’ın Taba kentinde.

Ne temaşa, bütün dünyanın gözlerini üzerine çeken.

BAĞIMLI AMA YÜCELTİLMİŞ FİLİSTİN

Oysa ordusuz, ekonomik yaşamı tamamen İsrail’e bağımlı, artık bu halde ne siyaseti yapabilirse Filistinli siyasetçiler, adı var etkisi yok dekordan bir Filistin devletçiğiyle hem halkını hem dünyayı oyaladılar.

Filistin adına Yaser Arafat, İsrail adına İzak Rabin imzalamıştı anlaşmaları. Bakın Rabin, parlamentosunda anlaşmaları açıklarken ne demişti: ..bir devlet değil, ‘devletten az, siyasi bir varlık’.. İsrail’e tamamen bağımlı, yüceltilmiş bir Filistin yerel yönetimi..

Rabin, 4 Kasım 1995’te, bu kadarına bile dayanamayan Siyonizmin bir tetikçisi Yigal Amir tarafından öldürüldü.

Rabin’in aslında İsrail’i kazançlı çıkaran anlaşmalarına bile tahammül edemeyen Siyonistler, Aralık 2022’de soykırımdan zerre rahatsızlık duymayan Binyamin Netanyahu’yu iktidara getirdi. Geride çok çalışmış, nihayet muradına ermişti gözü kör, kulağı sağır, sinirleri alınmış bir başka Siyonist Netanyahu.

Temaşaya gelirsek…

İNGİLİZ YİNE KURDUĞU SAHNEDE

23 Eylül’de Filistin’i tanıma temaşasına, ‘İngiliz’den Beklenen Oldu’ başlıklı köşemizde yer vermiştik. Anlaşma olursa kimin adı Gazze Valisi olarak geçiyordu? “Saddam kitle imha silahı üretiyor” yalanıyla Irak’ı hallaç pamuğu gibi savurup ülkeyi cehenneme çeviren, milyonlarca insanın ölümüne sebep olmaktan 2016 yılında pişmanlığı ve kederini itiraf edenlerden İngiliz eski Başbakanı Tony Blair.

İngiliz’in uzun bacakları gibi eli, kolu da hala Ortadoğu’da. Şimdi dramatik Filistin’i tanıma demeciyle ilk öne atlayan İngiliz Başbakanı Keir Starmer da geleneği sürdürüyor; aynı demeçte Filistin’i tanımak için öne sürdüğü koşullar, Oslo Anlaşmaları’nda düşürüldüğü durumdaki Filistin’den farksız. Derdin başına, derdi açanı oturtma derdinde hala.

Netanyahu’yla ABD görüşüyor, politika orada şekilleniyor sanıyoruz ama Gazze’ye vali olana bakın!

TÜRK’ÜN TOKADINI YEMEDEN

İngiltere ve kuyrukları Avrupa’nın Filistin’i tanıma temaşası, küresel bir göz boyama sahnesi. ABD’nin eliyle sahtekarlıklarını, Oslo Anlaşmaları gibi ciddiyet süsüyle perdeleme, kapatma ama bildiğini okuma niyetindeler. İçlerinde İspanya hariç.

‘Tanıma’ tezgahı, bir zaman kazanma hilesi, beton gibi kamera kayıtlarıyla arkasında durdukları soykırımı unutturma vesilesi. Bu zokayı, Filistinliler de biz de bir daha yutmayalım artık. Bu insanlık suçu ve ortakları, tokmaklı koltuklu mahkemelerde de vicdan mahkemesinde de ağır cezasıyla yargılanmalı.

Ama anlaşılıyor ki bölgenin nükseden ve ettirilen arazları, eninde sonunda Türk’ün tokadı inmeden döngüsünü kıramayacak, sonlanmayacak göz boyayan temaşalar.