Küller arasında kalan hayatlar

İnanç Uysal

İnanç Uysal

Tüm Yazıları

Temmuz güneşi yine yaktı… Ama bu kez sadece toprağı, ormanı, ağaçları değil; canları da yaktı. Dün akşam saatlerinde, rüzgarın aniden yön değiştirmesiyle alevlerin arasında kalan 5'i orman işçisi, 5'i AKUT gönüllüsü olmak üzere 10 kişi şehit oldu.

Sıcak hava dalgası, nem oranının yüzde 10’un altına düşmesi, rüzgarın saatte 60 kilometreyi aşması… Hepsi meteorolojik verilerde yazılıydı. Ama istatistiklerde olmayan bir şey vardı: Giden canlar.

Her yaz aynı manzarayı izliyoruz. Kızılçam ormanları, Akdeniz makileri, binlerce hektar alan… Ve sonra binlerce hektar alan… Ve sonra haber bültenlerine düşen görüntüler: Çam kokusu yerini is kokusuna bırakmış, siyaha dönmüş dallar, küle dönmüş yuvalar. Tatil beldelerine inen, yanmış ayaklarıyla yürümeye çalışan bir yaban domuzu sürüsü. Arka planda, göğe yükselen gri dumanların altında, maskesi yüzünden belli belirsiz görülen itfaiyeciler… Onlar kurtardıkları her ağaçta, her hayvanda, her insanın canında kendi hayatlarını biraz daha eksiltiyorlar.

PEKİ YA EKİPMAN?

Türkiye, Avrupa’nın en fazla yangın çıkan ikinci ülkesi. Ancak yangın söndürme uçaklarımızın ya bakımları yetişmiyor ya da sayıları yetmiyor. Helikopterler anlık müdahale için havalanıyor ama rüzgar ters esince her şeyin kontrolü kayboluyor. Karadan müdahalede ise en ön safta her zaman itfaiyeciler var. Yeri geliyor bir kazma kürekle, yeri geliyor hortumun başında, alevlerin üzerine yürüyerek. Onlar, en büyük teknolojinin hala insan emeği olduğunu her yaz yeniden kanıtlıyorlar.

Bir araştırmaya göre, 2022’den bu yana Türkiye’de çıkan orman yangınlarının yüzde 45’i insan kaynaklı. Elektrik hatlarından atılan bir sigara izmaritine, kontrolsüz tarla temizliğine kadar uzanan bir zincir. Bu zincirin son halkası ise bir annenin oğlunu kaybetmesi, bir babanın kızına sarılamaması oluyor. Çünkü itfaiyeciler sadece yangın söndüren adamlar ya da kadınlar değil; birilerinin eşi, evladı, kardeşi.

Bazen düşünüyorum.

Yangınlarla mücadelede asıl eksik olan; uçak mı, helikopter mi, drone mu? Yoksa sorumluluk duygusu mu? Biz tatildeyken, ormanın derinliklerinde su tankerinin üstünde ölen o çocukların, daha iyi ekipmanla, daha iyi eğitimle, daha iyi planlamayla belki de hayatta kalabileceği gerçeğiyle yüzleşmeye hazır mıyız?

Bir yaban domuzunun yanmış toynaklarıyla asfalta indiği o görüntüde, ormanın sessiz çığlığı var. İtfaiyecilerin yanık tenlerinde, sıcaktan kavrulmuş kasklarında, erimiş yangın botlarında ise insanlığın sesi.

Bir gün her şeyi kaybettiğimizde, belki de hatırlayacağımız tek şey onlar olacak. Çünkü bazen bir orman yangını sadece bir yangın değildir. Bazen bir orman yangını, insanlığın kendini yakışıdır.

Bu son yaşadıklarımızın istatistiki verileri henüz elimize ulaşmasa da aşağıda resmi kaynaklardan bazı veriler bulacaksınız. Ancak acıların istatistiki bir açıklaması yok elbette. Sadece alınan ve alınabilecek tedbirler açısından merak edenler olur diye:

TÜRKİYE ORMAN YANGINLARI VERİLERİ (2023 – 2024)

2023 yılında Türkiye’de çıkan orman yangını sayısı: 2 bin 718

Yanan toplam orman alanı: 12 bin 345 hektar

2024 Temmuz sonu itibarıyla çıkan orman yangını sayısı: Bin 987

2024 Temmuz sonu itibarıyla yanan alan: 9 bin 620 hektar

(Kaynak: Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü)

CAN KAYBI VE İTFAİYECİLER ÜZERİNDEKİ YÜK

2021 Muğla-Marmaris büyük yangınında 3 orman işçisi ve gönüllü itfaiyeci hayatını kaybetti

2022’de yangınla mücadelede 4 personel doğrudan yangında, 2 personel kalp krizi/ısı çarpması nedeniyle yaşamını yitirdi.

2023 yazında toplam 7 personel yangın söndürme sırasında vefat etti.

2024 Temmuz’a kadar 4 itfaiye ve orman personeli ölüm haberi resmi kayıtlara geçti.

UÇAK VE HELİKOPTER KAPASİTESİ

2021’de THK uçakları bakım sorunu nedeniyle kullanılamamıştı.

2024’te Tarım ve Orman Bakanlığı envanterinde 13 uçak, 64 helikopter, 8 İHA (drone) bulunuyor

Ancak orman mühendisleri odası verilerine göre, Akdeniz Havzası yangın riskine sahip ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin hava müdahale kapasitesi hâlâ %60 daha düşük.

Yunanistan’da 45, İtalya’da 60 civarı yangın söndürme uçağı bulunuyor. Türkiye’de bu sayı kiralamalarla birlikte maksimum 20’yi bulabiliyor. Yangınların Nedenleri

Yüzde 45 insan kaynaklı (piknik ateşi, anız yakma, sigara izmariti, elektrik hatları).

Yüzde 20 yıldırım kaynaklı.

Yüzde 35 nedeni tespit edilememiş (sabotaj ihtimali, dikkatsizlik, kundaklama karışık).

DÜNYA SIRALAMASI

Türkiye, Avrupa’da en fazla orman yangını çıkan ikinci ülke (İspanya’dan sonra).

Yanan alan bakımından ise Avrupa üçüncüsü (İspanya ve Portekiz’in ardından).

Ancak can kaybı oranı bakımından, İtalya ve Yunanistan’a göre daha yüksek personel ölümü yaşanıyor. (Yunanistan’da son 3 yılda toplam 2 itfaiye personeli yaşamını yitirdi, Türkiye’de 11.)