Bazı parçalar yerine oturmuyor!

İnanç Uysal

İnanç Uysal

Tüm Yazıları

Ekrem İmamoğlu’nun Medyascope’a verdiği röportajda sarf ettiği cümle, küçük bir detay gibi görüldü ama siyasi arka planı düşündüğümüzde çok daha fazlası sanki.

“Devlet Bahçeli’nin çözüm süreciyle ilgili açıklamaları çok kıymetliydi. Kendisine teşekkür ediyorum.” minvalindeki ifadeler yeterince dikkat çekmemiş olabilir.

Bahçeli, bilindiği üzere çözüm sürecine dair son derece sert ifadelerle AK Parti’yi hedef almış, 2013-2015 dönemine yönelik bir tür siyasi mahkûmiyet kararı vermişti. İmamoğlu’nun da bu çıkışa destek veren bir teşekkürle eşlik etmesi, aslında muhalefet cephesindeki derin kafa karışıklığını gözler önüne seriyor.

Ya da belki de biz durumu bir türlü kavrayamıyoruz ve bambaşka hesaplarla siyaset yapılıyor ama kimse o hesapların bir ortak kesişim noktası olduğunu kabul etmek istemiyor. O zaman zaten bu yaptığımız analizler falan hep boşa belki de.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın, çözüm süreci gibi son derece tartışmalı bir konuda Bahçeli ile aynı çizgide durması, ilk bakışta Kürt meselesiyle ilgili bir mesafe koyma girişimi gibi okunabilir. Ama meselenin özü burada değil. Asıl mesele şu:

CHP ve İmamoğlu hangi siyasal çizgide duruyor?

Bir çözüm sürecine karşı mı, yoksa yanlış yürütülen bir sürece mi karşı?

Kürt sorunu gibi tarihsel ve hassas bir başlıkta partinin net bir çözüm önerisi var mı?

Bu soruların cevabı, ne yazık ki net değil. Aslında sorun tam da burada yatıyor.

Son yıllarda CHP'nin en temel açmazı, sadece iktidara itiraz etmekle yetinmesi ama kendi pozisyonunu netleştirememesi. Herkesi memnun etmeye çalışan, köşe kapmayan ama taş da atmayan bir dil kuruluyor. Bu dil belki sandıkta bir miktar başarı getirebilir ama toplumsal güven üretmiyor.

İmamoğlu’nun açıklamaları bu yönsüzlüğün bir yansıması gibi.

Bir yandan “muhafazakâr seçmene göz kırpma” çabası, bir yandan Kürt seçmeni ürkütmeme kaygısı. Ama bu çelişkili denge arayışı, giderek bir tutarsızlık algısına dönüşüyor.

Bu noktada iktidarın kurduğu gündem mimarisine de dikkat kesilmek gerekiyor. Ekonomi konuşulmasın, enflasyon görünmesin, orman yangınları gündem olmasın diye açılan “anayasa”, “çözüm süreci”, “belediye operasyonu” gibi başlıklar, muhalefeti bir kez daha söylem tuzaklarına sürüklüyor.

İktidar, bir tür siyasi zamanlama mühendisliği yapıyor:

–Yaz aylarında sosyal gerilim artmadan önce dikkat dağılır.

– Belediyelere karşı hazırlıklar kamuoyunda meşrulaştırılır.

– Muhalefet, çözüm süreci gibi kutuplaştırıcı konulara çekilir.

Ve bu oyuna karşılık olarak muhalefet cephesinden gelen şey nedir?

Bir "teşekkür" cümlesi. O kadar.

Bugün CHP’nin ve özellikle de İmamoğlu gibi potansiyel lider figürlerinin cevaplaması gereken soru şu:

İktidarın geçmiş hatalarına tepki göstermekle yetinecek misiniz, yoksa geleceğe dair net, tutarlı ve halka güven veren bir yol haritası sunacak mısınız?