Savaş kapıda ama zeytinlikler katlediliyor!

Süreyya Terzioğlu

Süreyya Terzioğlu

Tüm Yazıları

TBMM'de görüşmelerine başlanan ve yazık ki madencilerin yani rantın lehine kararla sonuçlanan zeytinlikleri yok etme kanun tasarısı kabul edildi. Bu kadar acımasız bir tutum ve doğayı yok etme eyleminin hayata geçirilmesi ancak silahsız, topsuz, tüfeksiz ülkeyi vurma olarak nitelendirilebilir.

​Türkiye’nin enerji arzını karşılama amacı ile yola çıkıldığı öne sürülse de, yol ve yöntemin bu şekilde olması ancak bir kandırmacadan ibaret olabilir. 19 Haziran Perşembe günü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda “Bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi" görüşüldü. Cuma günü de kabul edildi. Meclis Genel Kurulunda görüşülmesi ise bir şey değiştirir mi göreceğiz. Yine Türkiye aleyhine bir durum daha meclisten, TÜRKİYE’nin meclisinden geçecek…

​Neden mi Türkiye aleyhine.. Bakın görün durum aynen şöyle olacak. Eğer bu teklif kabul edilirse ilerleyen aşamada ÇED yani açık adıyla Çevresel Etki Değerlendirilmesi gibi bir mekanizmanın çalışmasına asla izin verilmeyecek. Neden mi? Onu da açıklayayım; madenciler tarafından bir mağduriyet yaratılıp ama izin verildi ve biz işlemleri başlattık bu kadar yatırım nereye gidecek, çöp olur gibi önceden hazır edilen bahanelerle işlemlere hızla devam edilecek ve yazık ki bu durum bize aziz Türk milletinin başına bela edilecek. Onlarca farklı şekilde enerji üretimi sağlanabilecekken zeytinliklere gözünü dikenler bu vatana ihanet edecekler. Ve yine bizler kuzu kuzu bekleyeceğiz. DUR BAKALIM; NE OLACAK! diye beklemeye ve sonra çözüm bulmaya çalışacağız.

​Üstelik bu işlemler Muğla Yatağan, Kemerköy ve özellikle Akbelen gibi bölgelerdeki zeytinlik alanları hedef alıyor. Yani Ege'nin incileri yok ediliyor. Artvin deki zulüm bitmeden sıra bile isteye Ege'ye taşınıyor.

​Kanun teklifinin 11. Maddesiyle zeytinliklere ve zeytincilere söz hakkı verilmeden idamına karar verileceğini çünkü zeytin ıslahı ile ilgili kanununu direk yok sayılacağını unutmamak lazım. Ve dahası geçici 45. Madde ile Akbelen ve çevresi de bu durumdan nasiplenecektir. Üstelik zeytinlerin taşınması ve başka alanlara taşınması gibi, göz boyamalarla da konu göz ardı ediliyor.

​Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Nevzat Şatıroğlu konuşmasının sonunda gelen tepkilere “Biz, sadece ÇED sürecine dokunmadan diğer izin süreçlerinin de eş zamanlı yürütülmesini murat ettik." dese de aslında eş zamanla ilerlemesinin ardında yatırımcının başlayan çalışmasının durdurulmasına engel teşkil edecek mevzuların ortan kaldırılmasına katkı sağladıklarını itiraf etmekten başka bir şey değildir.

​SONUÇ; yine yeniden bir vahşet yaşanacak ve adı bu sefer ZEYTİNLİKLERİMİZ KATLEDİLDİ olacak…