Kısa videolar beyin çürümesine mi neden oluyor?
Kısa video formatlarının sosyal medyada baskın hale gelmesiyle birlikte bilim insanları, bu hızlı ve algoritma odaklı içeriklerin insan zihni üzerindeki etkilerini daha ciddi biçimde incelemeye başladı.
“Brain rot” (beyin çürümesi) olarak bilinen ve bireyin zihinsel ya da entelektüel kapasitesindeki zayıflamaya işaret eden kavram, artık yalnızca internet jargonunda değil, akademik çevrelerde de ele alınıyor. Oxford Sözlüğü’nün bu terimi 2024’ün kelimesi seçmesi, konuya yönelik kaygıların ne kadar arttığını gösteriyor.
DİKKAT SÜRESİ VE DÜRTÜ KONTROLÜ ZAYIFLIYOR
Eylül ayında yayımlanan ve yaklaşık 100 bin kişinin değerlendirildiği 71 çalışmanın analiz edildiği araştırma, yoğun kısa video tüketiminin bilişsel işlevlerde gerilemeye yol açabileceğini ortaya koydu. Özellikle dikkat süresi ve dürtü kontrolünde belirgin bozulmalar gözlemlendi. Psychological Bulletin’de yayımlanan çalışma ayrıca depresyon, kaygı, stres ve yalnızlık belirtilerinin de kısa video kullanımında artabileceğini gösterdi. Ekim ayında yayımlanan başka bir araştırma ise kısa videoların aşırı kullanımının daha düşük akademik başarı ile ilişkilendirilebileceğini vurguladı.

ZARAR İDDİALARI BİLİMSEL OLARAK GİDEREK GÜÇLENİYOR
Vanderbilt Üniversitesi Tıp Merkezi’nden nöropsikolog James Jackson, daha önce video oyunları ve popüler kültür akımlarına yönelik benzer paniğin yaşandığını hatırlatsa da, kısa videoların potansiyel etkilerinin hafife alınmaması gerektiğini belirtiyor. Jackson’a göre, “Bu endişeleri dile getirenleri çağın gerisinde olmakla suçlamak yüzeysel bir yaklaşım. Kısa videoların yoğun tüketiminin beyin üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğine dair bulgular artıyor.”
ADHD VAKALARI YÜKSELİYOR
CDC verilerine göre ABD’de 2022 itibarıyla her 9 çocuktan biri ADHD tanısı almış durumda. Uzmanlar, kısa video kullanımının tetiklediği bazı davranışların ADHD semptomlarıyla örtüşebileceğine işaret ediyor. Endokrinolog Dr. Nidhi Gupta, riskin yalnızca gençler için geçerli olmadığını; teknolojiye daha az hâkim olan ve boş vakti daha fazla bulunan yaşlı bireylerin de kısa video bağımlılığına karşı savunmasız olabileceğini belirtiyor.
Uzmanlar, mevcut verilerin henüz kısa videolarla ilgili kesin bir neden-sonuç ilişkisi kurmaya yeterli olmadığını, çünkü çalışmaların büyük çoğunluğunun kısa vadeli olduğunu ifade ediyor. Bu nedenle kısa videoların uzun vadeli etkileri ve oluşan bilişsel değişimlerin geri dönüp dönmeyeceği hâlâ belirsiz. Buna rağmen bilim insanları, önümüzdeki 5-10 yıl içinde çok daha sağlam bulguların elde edilmesini bekliyor.
Dr. Gupta, alkol, sigara ve madde kullanımı üzerine yapılan araştırmaların bile onlarca yıl sürdüğünü hatırlatarak, kısa video tüketiminin artık benzer bir bilimsel inceleme sürecine girmiş olduğunu söylüyor.