Ankara'da öğrenci olarak ev bulmak mı, evde kalmak mı?
Ev Bulmak mı, Evde Kalmak mı?
Bir öğrenci için ev, bazen dört duvardan ibaret değildir. Kimi için sessiz bir sığınak, kimi için ise ay sonu geldiğinde bir stres kaynağıdır.
Artık “ev bulmak” da “evde kalmak” kadar zorlaştı. Çünkü fiyatlar yükseldikçe, öğrencinin hayali küçülüyor. Balkon hayali, sonra oda; oda hayali, sonra bir köşe oluyor.
Eskiden “ev arkadaşı” denince akla paylaşmak gelirdi; şimdi masraf bölüşmek geliyor. Artık kimse kimseyle film izleyip kahve içmek için değil, kira ödeyebilmek için aynı evde yaşıyor.
Ve ironik olan şu ki; evin içi kalabalıklaştıkça, öğrencinin yalnızlığı da artıyor. Çünkü her birimiz kendi derdimize kapanıyoruz.
Bir köşede staj ilanlarına bakan biri, diğer köşede KPSS notlarını karalayan diğeri… Aynı odadayız ama başka hayatlarda.
Ev bulmak, artık sadece emlak sitelerinde değil, hayatta da bir mücadeleye dönüştü. “Şu semtte kalayım, işe yakın olsun, kirayı paylaşayım” derken aslında hepimiz bir denge arıyoruz: konforla geçim arasında, umutla gerçeklik arasında.
Evde kalmak ise başka bir sabır işi. Dört duvar arasında nefes almaya, motivasyon bulmaya çalışıyoruz. Ama bazen o ev, ne kadar küçük olursa olsun, içinde bir kahkaha yankılandığında büyüyor.
Çünkü öğrencilik, biraz da bu: sıkışık bütçelere sığmayan büyük hayallerin dönemi.
Ev bulmak zor, evde kalmak daha da zor… Ama her sabah o kapıdan çıkıp okula gidebiliyorsak, demek ki hâlâ bir “yuva” hissini koruyabiliyoruz.
Ve belki de en güzeli bu: zor şartlara rağmen, hâlâ umudu evin içinde tutabiliyor olmak.