Toprak organik karbonu

Karbon, canlı hücrelerin en önemli yapı taşlarından birisidir ve biyolojik sistemin en önemli elementleri arasındadır. Bitki ve mikroorganizma hücreleri, kuru ağırlık esas alındığında yüzde 40-50 düzeyinde karbon içerirler.

Toprak organik karbonu; bitki ve hayvan kalıntılarının, kök salgılarının, canlı ve ölü mikroorganizmaların, bakterilerin, mantarların ayrışması yoluyla toprak bünyesinde yerini almaktadır. Ayrıca yeryüzündeki karasal ekosistemde fotoototrof canlılar (mavi-yeşil algler, kloroplast bulunduran bitkiler ve protistalar, klorofilli bakteriler) tarafından atmosferdeki karbondioksit, organik karbona dönüştürülmektedir. Temel olarak topraktaki organik karbonun kaynağı toprakta var olan organik maddelerdir diyebiliriz.

Toprak organik karbonu, toprağın havalanmasını, su tutma kapasitesini, drenajını iyileştirir ve bitki köklerinin gelişimini destekler. Toprakta depolanan karbon arttıkça, erozyon yoluyla besin kaybı riski azalır. Toprak organik karbonundaki artış, daha istikrarlı bir karbon döngüsü ve genel tarımsal verimliliğin artmasıyla sonuçlanır.

Tarım arazilerinde aşırı sulama ve otlatma, ormansızlaşma, aşırı toprak işleme, tarım alanlarının yakılması gibi sürdürülemez yönetim uygulamaları da toprak organik karbon kayıplarına neden olur. Topraktaki karbon miktarı azaldığında, toprağın bitkiye besin sağlama kabiliyeti olumsuz etkilenir ve bu da düşük verimliliğe yol açar.

Toprak organik karbonunun korunması tarım alanlarında malçlama, toprak yüzeyini bitkilendirme, dengeli gübreleme ve uygun sulama gibi sürdürülebilir toprak yönetimiyle sağlanabilir. Kompost, ahır gübresi, hasat artıkları vb. organik materyallerin toprağa uygulanmaları ve nadas süresinin kısaltılması da toprak organik karbonunun artmasına yardımcı olmaktadır. Mera otlatma yönetimi ve baklagil yetiştiriciliği, hem yem verimini hem de toprak karbon miktarını artırmaktadır. Tarımsal ormancılık uygulamaları kuraklığı ve toprak erozyonunu azaltarak, sellere, toprak kaymalarına engel olur ve karbonun toprakta depolanmasını sağlar.

Toprak organik karbonu üzerine, özellikle 2015'den sonra ABD, Çin, Almanya ve Brezilya gibi ülkelerde çok sayıda bilimsel araştırmalar yapılmaya başlamıştır. Toprak organik karbonu ile ilgili araştırmalarının kapsamı, iklim değişikliği, toprak organik maddesi, karbon tutulumu ve arazi kullanım değişikliklerinden ekosistem hizmetleri, gıda güvenliği ve enzim araştırmalarına kadar giderek genişleyen bir yelpazeye sahiptir.

Ülkemizde Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü ve TÜBİTAK-BİLGEM-YTE işbirliği ile yürütülen “Türkiye Toprak Organik Karbonu Projesi” 2017-2018 yılları arasında yürütülmüştür. Proje sonuçlarına göre Ülkemiz topraklarının 30 cm derinliğinde toplam organik karbon stok miktarı 3.5 milyar ton olarak hesaplanmıştır. Bir hektarda depolanan karbon miktarı yaklaşık ormanda 56 ton, mera alanlarında 50 ton, tarım alanlarında ise 36 tondur. Sektörlerin Türkiye ortalaması ise 44 ton olarak belirlenmiştir. Bu çalışmayla, Türkiye topraklarında bulunan organik karbon stoku belirlenmiş ve ülke olarak ortaya konulan stok artışındaki hedeflerin gerçekleştirilmesi için gerekli altyapı hazırlanmıştır. Bu araştırma, toprak konusunda faaliyet gösteren bütün kamu kurum ve kuruluşlarının yürüteceği faaliyetlere altlık teşkil etmesi için yapılmıştır. Bu araştırma yapılalı 8 yıl olmuş; doğrusu merak ediyorum, topraklarımızın karbon artışı için, bu araştırmanın ışığı altında hangi kimler hangi çalışmaları yaptı ve hangi sonuçlar alındı. Eğer öğrenebilirsem bu satırlardan sizleri de bilgilendireceğim. Üniversitelerimizin, araştırma enstitülerimizin pratiğe yansıyacak şekilde, bu alanda daha fazla araştırma yapması, Tarım ve Orman Bakanlığımızın da topraktaki organik karbon miktarını arttıracak uygulamalara daha fazla destek vermesi son derece önemlidir.

SON DAKİKA HABERLERİ

Dr. Mevlüt Şahin Diğer Yazıları