Bir varmış bir yok muş!

Süreyya Terzioğlu

Süreyya Terzioğlu

Tüm Yazıları

Kısa bir zaman önce sokaklara çıkmış, her ne kadar İmamoğlu’nun içeriye alınmasıyla ilgili gibi görünse de aslında bir hak arayışı, bir direniş, bir yeni yol haykırışıydı. Şimdi bir varmış bir yokmuş oldular. Hepsi içeride…

Seversiniz, sevmezsiniz ama birinin derdest edilip peş peşe suçlamalara muhatap olması tepki çeker. Ha bu gözaltına alınmasındaki gerekçelerin bazılarında haklılık payı vardı belki ama tepkiye engel olmadı yazık ki. Son durum ise içeride Özgür Özel’in kışkırtmalarına kapılıp sokaklara koşan çocuklar, bir hak arayışı için çıktıkları yolda içeride annelerine, okullarına kavuşma gününü bekler haldeler. Peki, onları kışkırtanlar nerede? Onlar evlerinde rahat yataklarında uyurken, dışarıda gezip dolaşırken neden bu kışkırttığınız çocuklara sahip çıkmadınız?

Siz İmamoğlu yüzünden bu çocukların hem siyasi geleceklerini hem iş imkanlarını nasıl, hangi bencillikle ellerinden aldınız? Sizin tuzunuz kuru tabi! Bir gelecek kaygınız yok. Bir geçim derdiniz, bir siyasi kaygınız yok… Bu büyük bir çoğunluğunun sadece “ARTIK YETER” diye masum ve iyi niyetle çıktıkları yolda, bedellerini içeride haftalardır tutulmalarıyla ödettirdiniz!

Olaya nereden bakıyoruz? Hükümet mi? Yok hayır! Hükümet yanlısı filan değilim. Asla olmadım. Çok uzun zamandır artık CHP'li olmadığım gibi. Sadece hükümetin birçok konudaki, beceriksiz idare etme ve muhalefetin de muhalefet edememesi yüzünden ülkenin geldiği durumu yaşıyor çocuklarımız, geleceğimiz, ben de ondan mutsuz ve huzursuzum. Bugün neden gençlerimiz içeride ve neden birilerinin inisiyatifi yüzünden bunu yaşıyorlar?

İmamoğlu’nun faturası neden bu çocuklarımıza kesildi? Bizi yanlış gördüğümüz konuda hak arayışı için sokaklara çıkıp tepki göstermek zorunda bırakanlar da en az, kimin peşinden gittiklerine henüz uyanamamış ama büyük bir çoğunluğunun bu konuda iyi niyetinin ve gençlik heyecanının kurbanı olanlar da suçlu değil midir?

Çocuklarımızın arasında elbette onlardanmış gibi görünen provoke edenler yok muydu? İmamoğlu’nun kaçırdığı para varsa, terör örgütü kurmak ve yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak vb. isnat edilen suçlarla ilgili suçu varsa, ortaya çıkarılsın ve bedelini ödesin, Cumhurbaşkanı filan da olmasın, umurumda bile değil. "O, iyi niyeti taşıyan ve becerebilecek statü ve kabiliyette olmayan, güven telkin etmeyen biri" benim gözümde... Ama aynı suçu işleyen hükümet kanadında da kim varsa, onlar da araştırılsın ve onlar da gereken cezaya çarpıtılsın diye düşünüyorum.

Bu ülkenin hazinesine ihanet edenin hangi partiden olduğuna bakılmaksızın bedeli ödetilmelidir. Taraf tutmadan, arada çocuklarımızı harcamadan, onları maşa gibi kullanmadan.

Yavrularımızın bir an evvel analarına, okullarına dönmeleri ve kimlere maşa olduklarını idrak etmeleri dileğiyle.