Erol Tosun

Erol Tosun

Sen hiç unutulmazsın, çünkü sen Atatürk’sün

ATAM sen bağımsızlığımızın hiç ölmeyen Baş mimarısın, yerin dünya durdukça doldurulamaz.

ATAM bu aziz vatanı uçurumun kenarından sarsılmaz azminle kurtaransın, seni unutturamazlar.

ATAM sen gerçeksin, sahtelerinden hep sakınırız. Sen 7’den 70’ine damarlarımızdaki asil kansın.

Yazının Devamı

Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlamalarında İzmir farklıydı

Sevgili dostum, kıymetli abim 27. Dönem CHP Ankara Milletvekili Sayın Nihat Yeşil’in can oğlu İbrahim Deniz’imizi ebediyete uğurlamak ve Yeşil ailesinin bu büyük acılarına paydaş olmak üzere İzmir’deydim.

*

İzmir’de özel olarak gezmediğim halde Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının 100. Yıla denk gelmesi sebebiyle günler öncesi çok mükemmel hazırlıklar yapıldığına şahit oldum.

Yazının Devamı

Muğla Büyükşehir 29 Ekim kutlamalarını es geçmiş

Sevgili anadolugazete.com.tr okuyucuları; bildiğiniz gibi gittiğim, gördüğüm şehirlerden gördüklerimi sizlere objektif bir şekilde yansıtmaya çalışıyorum. Anadolu Gazete olarak sadece Ankara’yı değil, bütün Türkiye’yi sizlere yansıtmaya çalışıyorum.

Bu nedenle; 29 Ekim 2023 Cumhuriyetin 100. Yıl Kutlamalarının yapıldığı gün, turizmde gözbebeğimiz Muğla Bodrum’daydım. Muğla’da şunu gördüm ki ülkemizin her yerinde olduğu gibi vatandaş 29 Ekim 100. Yıl kutlamalarına olağanüstü ilgili ve duyarlı, ancak ve ancak Muğla Büyükşehir Belediyesi’ni bu konuda çok duyarlı göremedik!

Yazının Devamı

Araplar, Amerika’nın tescilli köleleridir

Sevgili okuyucularım, değerli din kardeşlerimiz; hadi hep birlikte Araplarla ilgili bir ufuk turu yapalım… Araplar Müslüman olsalardı;

Müslüman Filistinlinin, çoluk çocuk kanları oluk gibi akarken, hem de yanı başlarında seyredebilirler miydi?

Petrol zengini ve kaynağı olarak vanalarını Amerika dâhil dünyaya kapatamazlar mıydı?

Yazının Devamı

En Büyük Liderimiz Atatürk’ün eseri Türkiye Cumhuriyeti 100. yaşında

anadolugazete.com.tr'nin sevgili okuyucuları ve yeryüzünde yaşayan ülkemizin kıymetli vatandaşları, bugün 29 Ekim 2023; Türkiye Cumhuriyeti'mizin 100. yılını tamamlayıp Cumhuriyet'imizin İkinci Yüzyılına merhaba diyoruz.

Cumhuriyet öylesine bir isim değildir. Cumhuriyet, Ulu Önderimiz Atatürk ve arkadaşlarınca; işgalci devletlerle savaş meydanlarında, Anadolu'muzun her yerinde dış mihraklı cahil yobazlarla, Türkiye Büyük Millet Meclisi içerisindeki Sultanlık ve Saray sevdalıları ile 3 kolda verilen çok zorlu bir mücadele sonunda ülkemizin uygar dünyaya adım atması için kurulan onurlu bir rejimdir.

Yazının Devamı

Uyduruktan Türkiye Yüzyılı ile Cumhuriyet’i unutturamayacaksınız

Ülkemizde iktidar olan parti, gururlanarak, onurla tam 1 yıl kutlamamız gereken ve yoktan nakış nakış var edilen “TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN 100. YILI” kutlamaları için düzenlenen logoların yanına partilerinin ucuz propagandası olan “Türkiye Yüzyılı” diye uydurma bir kelime ekliyor. Hem de bizim kesemizden, Hazine’den harcayarak, güya olmayan muhakeme yetenekleri ile…

Cumhuriyeti gölgede bırakacaklar! Hâlbuki; “TÜRKİYE CUMHURİYETİ'MİZİN 1OO. YIL KUTLAMALARI” çok özel kutlanması gerekmez miydi? Size göre gerekmez çünkü Cumhuriyet’in bütün nimetlerinden yararlanıyorsunuz ve Cumhuriyet’ten rahatsızsınız. Çünkü onu Ulu Önderimiz Atatürk ve arkadaşları kanla ve irfanla kurdular.

O nedenle yanına uydurma bir şey yapmanız lazımdı! Yaptınız…

Yazının Devamı

Dr. Canan Kaftancıoğlu’na ülkemizin çok ihtiyacı var

Sevgili okuyucularımız; 6 yıl önce İstanbul İl Başkanı olarak ilk defa siyaset sahnesinde gördüğümüz, ancak Mart 2019’dan sonra yazılı ve görsel basınımızda daha sık görebildiğimiz, köy kökenli, bir kadın Dr. Siyasetçimizi, sizler için titizlikle araştırarak yaptığı hizmetlerden çok kısa tanıtım özeti çıkardım; iyi okumalar…

Adının yanına; Siyasal karizmanın tam adı, Yürekli kadın önderi Devrimci bir yiğit, Başarısı tescillenmiş öncü, Kararlı Demir Yumruk, Gözü kara, Yılgınlığı kabul etmeyen örnek, Sefaya değil, cefaya talip olmuş mücadeleci, Adını başarı ile özdeşleştirmiş, Haksızlıklar önünde eğilmeyen, dimdik duran,

Hukuksuzca siyasetten silmek için verilen sözde ve zorlama cezaları asla tınlamayan, Siyaseten kıskanıldıkça büyüyen, Hırsına yenik düşmeyen, Küçük değil hep büyük düşünen, Siyasette yaptığı hizmetleri herkese örnek olarak gösterilen,

Yazının Devamı

Cumhuriyetin 100. Yılında Cumhuriyet Müzesi neden bedava değil?

Sevgili okuyucularımız; bildiğiniz gibi 2023 yılı Cumhuriyetimizin 100. yılı; ancak ne yazık ki Cumhuriyet Müzesi, Kurtuluş Müzesi belirli istisnalar hariç ücretli.

Cumhuriyetimizin 100. yılı sebebiyle değil sürekli şekilde Cumhuriyet Müzesi’nin ücretsiz olması gerekmez mi?

2 çocuklu bir aile Cumhuriyet Müzesi’ni gezecek olsa 500 TL. Dünyanın birçok yerinde tarihini öğreten devletler vatandaşına ücretsiz sunarken, biz tarihini öğrenmek isteyen vatandaşımıza para karşılığı öğretiyoruz.

Yazının Devamı

Kulluktan bireye Cumhuriyet'imizin 100. yılı

Cumhuriyet'imizin 1 asra dayandığı, içerisinde bulunduğumuz bu ayda, 29 Ekim 1923’ten günümüze kadar süreci yıl yıl anlatan Cumhuriyet 100. Yıl kutlamaları için neden görkemli hazırlık yok?

29 Ekim’e 1 aydan az bir zaman kaldı; devlette, okullarda, büyük kurumlarda çok büyük hazırlık göremiyoruz.

Cumhuriyet'i nasıl kurduk?

Yazının Devamı

Emeklilere selam, zencefilli somonlu suşiye devam

Ve beklenen büyük gün geldi! Günlerdir allandı, pullandı, süslendi, pazarlandı, başlıklandı ve nihayet büyük toplantı sona erdi. Açıklama çok şatafatlı oldu, pek yakında, çok yakında, sadece 5 bin liracık.

Maşallah da inşallah da oluyor da derken, oldu da bitti, patadak söyleyiverdi 5 bin lira...

Say say bitmez, 8 kilo bonfile eder.

Yazının Devamı

'İthal Merkez Bankası Başkanı' CB sistemine uymuş

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankamızın yeni Başkanı, TBMM’de yaptığı ufuk saçan yüksek konuşmalarında “Cumhurbaşkanımız bilime çok olağanüstü önem veren bir liderdir” demiş. Bu resmen akıllı olanın aklıyla dalga geçmek bile değil, kafa bulmaktan başka bir şey değil. Bu açıklamanın tam anlaşılanı ve özeti budur.

Merkez Bankası’nın 'turist başkanı', basının karşısına ilk şaşaalı çıkışında, sorulan bir soruya verdiği cevapta işte tam Merkez Bankası Başkanı diye alkışlanacak bir yanıt vermişti, “Benden Merkez Bankası Başkanı olarak siyasi demeç alamazsınız” demişti ve tokat gibi cevap diye yansımıştı basına. Şimdi aradan geçen tamı tamına 66 gün sonra Cumhurbaşkanı’na güzellemeler yapıyor.

Herhalde TBMM’nin ışıklarından etkilendi mi desek olmaz. Merkez Bankası’nın salonu daha ışıltılıydı, gündem değiştirmek mi desek, ne ad koyacağımızı bilemedik.

Yazının Devamı

Devletimizden sosyal yardım alanlar 1 yılda yüzde 100 artmış

Sevgili okuyucularımız; sizlere daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi ülkemizin gündemine ışık hızında olursak ancak yetişiriz. Ancak gücümüz oranında ülkemizde yutturulmaya çalışılanı değil; ülkemizin gerçek ve yaşanan gündemini özel çabalarımızla dile getirmeye çalışıyoruz.

İdare edenimiz başta olmak üzere hükümet edenlerin hepsi ‘uçuyoruz, kanatlanıyoruz, zenginleşiyoruz, uzaya çıkıyoruz’ demişlerdi. Daha düne kadar ‘Avrupa bizi kıskanıyor’ da diyorlardı. Kıskanma ne ki Avrupalılar kıs kıs değil, yüksek sesle haykırarak gülüyorlar acınacak halimize. Avrupa’ya kafa tutunca bizimkisi Hacı Bayram Camisi’nde zekât toplayıp, Kocatepe Camisi’nde sadaka dağıtmaya benziyor desek o da değil. Ancak; ülkemizde yoksulluk değil, derin hem de çok derin yoksulluk yaşanıyor. Esaslı gerçek durumumuz yoksullukla özetlenir.

85 milyonun 60 milyonu yoksul, çok geriye gitmeye gerek yok, Eylül 2022’de sosyal yardım alan ailelere 340 milyon TL yardım parası ödenirken, 2023 yılında bu yardım 579 milyon TL olmuş neredeyse yüzde 100. Bu rakamlar bile bize fakirliğin ve muhtaçlığın ülkemizde pik yaptığını göstermiyor mu sizce de?

Yazının Devamı

Öğrenciler aç, siz tıksırıncaya kadar yeme derdindesiniz

Dünyadaki ülkeler arasında her türlü israfta, şatafatta önde olduğumuz ülkemizde, yeni öğretim dönemi başladı, okullarımız açıldı; ancak dertle, sıkıntıyla açıldı.

20 milyona yakın öğrencimiz eğitime başladı. Ancak daha eğitim döneminin 1 ayı dolmadan yaşananların kısa özeti;

Giyim, kuşam pahalı alınamıyor.

Yazının Devamı

Müslüman memleketimizde ayrıcalıklı babalar ve evlatlar saltanatı

1. AKP Tokat Milletvekili Bekir Sobacı (Oğlu: Mehmet Zahit Sobacı-TRT Genel Müdürü)

2. AKP eski Gn. Başkan Yrd. Hüseyin Tanrıverdi (Oğlu: Ömer Faruk Tanrıverdi-TRT Gn. Md Yrd.)

3. Eski Çalışma Bakanı Vedat Bilgin (Oğlu: Oğuzhan Bilgin-TRT Yönetim Kurulu üyesi)

Yazının Devamı

Fakirlik en yükseklerde, vatandaşın derdini dinleyen yok

Sevgili okuyucularımız; sürekli vatandaşların arasındayız. Yolda, otobüste, parkta, apartmanda hiçbir yerde vatandaşın halini iyi görmediğimi gözlemliyorum. Konuştuğumuz, görüşüne başvurduğumuz psikologlar da aynı şeyi söylüyorlar.

Toplumda insanlar ciddi geçim sıkıntısı yaşıyorlar, bu sarsıntıya dönüşecek. Toplumun bu kanayan yarası kimsenin umurunda değil!

'İdare edenimiz'in TV‘lere, gazetelere pembe gözlük taktırması, masal anlattırması da artık pek inandırıcı gelmiyor insanımıza, çünkü anlatılana değil yaşadığına bakıyor vatandaş;

Yazının Devamı

Halıya basma, boğazımıza basabilirsin

Halıya basılmaya itiraz eden; kendi üzerine basılmasına, açlıktan nefesinin kokmasına neden olana, soğana muhtaç edene, pahalı mazot, gübre nedeniyle tarlasını ektirmeyene, sağlıklı gıdaya ulaştırmayana, eğitimde fırsat eşitliği yaratamayana, en iyi sağlık hizmeti alamamasına, yüksek enflasyon altında inlemesine niye itiraz etmez? Niçin hakkını aramaz?

Bu konuda kesinlikle tek üniversite yetmez, onlarca üniversite tez yazmalı, onlarca psikologlar, sosyologlar görevlendirilmeli…

Gerçekten emekli geçinemiyor, kiracı kirasını ödeyemiyor, memur kredi kartı ile yüksek faize rağmen kendini batağa sürüklüyor, ev hanımı çocuğuna eksiksiz beslenme çantası hazırlayamıyor, yevmiye ile çalışan günü yavan halk ekmekle geçiriyor, iş arayan cebinde yol parası olmadığı için kilometrelerce yaya yürüyor, üniversite öğrencisi tek öğünle açlıkla savaşıyor, çocuklar süt, et, sebze, meyve yüzü görmüyor, büyükler ‘canım çekti bir salkım üzüm alamadım’ diye TV ekranlarında ağlıyor, gençler ülkeden ümidini kesmiş yurt dışına kapak atma derdine düşmüş.

Yazının Devamı

CHP’de değişim isteyenler kimler ki?

Partilerde değişim nasıl olur? Yenilenme nasıl olur? Mutlaka olmalıdır da olacaktır da bu hayatın olağan akışına uygun. Hele de bu teknoloji çağında, olmazsa olmazdır değişim. Ancak ve ancak; bu değişim, yenilenme, adına ne dersek diyelim yeni projelerle, yeni insanlarla olur. En azından bilimsel açıklaması budur.

-Ama maalesef; CHP’sinde değişim isteyenlerin hepsi; yönetimde uzun süreler görev ve sorumluluk almışlar, uzun süre milletvekilliği yapmışlar, 'eskimişler', yani yeni değiller ki önerileri ve gerekçeleri kabul görsün!

-Bize göre değişmesi gereken bu eski, epeski 3, 5, 7 dönem milletvekilliği ve uzun süre parti yöneticiliği yapan 'sözde değişimcilerdir.'

Yazının Devamı

Yerli beyaz ay çekirdeğimiz yok, ithal siyah çekirdek verelim

Sevgili okuyucularımız; yerli ay çekirdeği almak için kuruyemişçilere uğradığınızda aynen başlığımızdaki gibi söylüyorlar. Orta Anadolu’da ‘şemşamer’, bazı bölgelerimizde ‘gündoğdu’, bazı bölgelerimizde ‘ayçiçeği’, bazı bölgelerimizde de ‘çekirdek’, ‘çitlek’ diye bilinen ayçiçeği de ulaşılamayan ürünler arasına girmiş. Bütün bunlar tarım ülkesinde yani ülkemizde yaşanıyor. Ülkemizin dört bir yanında üretmeye uygun milyonlarca dönüm ayçiçeği tarlası var, ancak ne yazık ki kuruyemişçilerde beyaz ay çekirdeği yok, bolca Amerika’dan ithal siyah çekirdek var. Özellikle mi yapılıyor anlamak mümkün değil.

Kuruyemişçilerde olmayan, o zaman ayçiçeği fabrikalarında da olmaz. O zaman işimiz bitik demektir. Çocukluğumuzda ne güzel tarlalarımız bereket fışkırırdı, kendi kendine yeten bir ülkeydik, bütün tarım ürünleri yeterince bulunurdu.

Üretilen satılır. Tohumluklar ayrılır, ev halkı için evlerin kilerinde saklanan kışlık erzaklar arasında ay çekirdeği de mutlaka olurdu.

Yazının Devamı

17. defa pişmanım, vermedim, oyaladım (OVP)

Sevgili okuyucularımız; inanın idare edenimizin programlarını ve tutmayan vaatlerini yazmaya yetişemiyoruz. Bırakın bizi ışık hızı bile yetişemiyor. Onun için de gördüğünüz gibi terse çevirerek attım yazımızın başlığını; 22 yılda 17. defa OVP açıklanmış, hiç birisi de tutmamış. Yani neredeyse her yıl dinlediğimizle baş başa kalıyoruz. Sayfalar kolay yazılıyor kopyala yapıştırla. Yeni OVP’miz tam 76 sayfa. Ancak sonucu daha bugünden görülüyor ki önceki yıllarda açıklanan OVP’lerden daha olumsuz olacak; şahit olacağız.

OVP’yi Maliye Bakanı’nın ‘süslük’ gibi oturduğu salonda Cumhurbaşkanı açıklıyor. Merkez Bankası Başkanı ise arka sıralarda seyrediyor.

İdare edenimiz, piyasaya ‘ipler benim elimde’ mesajı veriyor. Buraya kayda geçsin diye yazıyorum, idareciyim, araştırmacıyım, okuduğunu anlayabilenim ama kesinlikle ekonomist değilim. Ona rağmen bu program tutmaz tutmayacaktır diyorum. Ömrümüz yeterse yaşayıp hep birlikte göreceğiz.

Yazının Devamı

9 Eylül İzmir’in kurtuluşunun 101. yılı

Sevgili okuyucularımız; yazılarımda güncel yaşamımızda karşılaşılan sıcak sorunlar başta olmak üzere ülkemiz için altın değerinde olan tarihleri de unutturmamaya, hafızalarımızda yeniden canlandırmaya gayret ediyorum.

Takvime baktığımızda her günün sıradan bir gün olmadığını, ayrıcalıklı günlerin de özellik ve önem arz ettiğini bilerek ve detaylı araştırarak, sizlere kanıtları ile aktarmaya çalışıyorum. Araştırıyorum, kaynakçaları karşılaştırıyorum ve yazımızı öyle kaleme alıyorum. Kısacası çalakalem yazmıyorum.

-Yani sizlerin özellikle tarihi ve kurumsal yazılarımız başta olmak üzere bütün yazılarımı üzerinde titizlikle çalışarak, yazdığım konunun uzmanlarından görüşler alarak kaleme aldığımı bilmenizi isterim.

Yazının Devamı

TMO’yu bir yazdık, binlerce çiftçinin ahlarını dinledik

Sevgili okuyucularımız; yaklaşık 15 gün önce Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ile ilgili bu köşede yazmıştım. Yazımızdan sonra ülkemizin dört bir yanından geçimini topraktan sağlayan yüzlerce çiftçi, köylü aradı, dert yandı bir tane de olsa Ziraat Odası yöneticisi aramadı.

-Kimisi TMO önünde traktörünün üzerinden, kimisi boşalmış ahırından, kimisi tarlasında sap toplarken, kimisi Tarım Kredi Kooperatifi önünde borç faizi hesaplatmak için beklerken, kimisi Ziraat Bankası borcu nedeniyle veya veresiye aldığı mazot zamlarından daha fazla etkilenmemek için ineğini satarken, kimisi de borçları nedeniyle ürününü yok pahasına tüccara satmaya giderken aradılar. Hepsi dertli, hepsinin sorunları farklı farklı ancak hepsi de çözümü tek olan sorunlar.

-Yozgat’tan, Konya’dan, Çorum’dan, Mardin’den, memleketim Kırşehir’den Anadolu’nun buğday ambarı Boztepe ilçemiz başta olmak üzere bütün ilçelerimizden arayanların hepsinin derdi ortaktı; ‘TMO, geç ödeme, randevu gibi nedenlerle çiftçiyi tüccara mahkûm ediyor, tüccar da ürünü ucuza alıyor’çığlığı idi;

Yazının Devamı

Cumhurbaşkanı kalkan balığı seviyormuş!

Sevgili okuyucularımız; bu güzel ülkemiz o kadar ilginç şeyler yaşamamıza sebep oluyor ki gündemimiz her saniye değişiyor maşallah. Taraftar kanallar, 24 saati 48 saat yaparak CHP öncelikli olmak üzere muhalefeti tartışsalar da sokakta, evde, çarşıda, pazarda, otobüste vatandaşın soluk aldığı her yerde gerçek gündem ekonomi, geçim derdi geçim…

-1 Eylül’de balık mevsimi başladı. Her yerde konuşmayı ihmal etmeyen Cumhurbaşkanı, yeni av sezonunun açılışında yaptığı yüksek ufuklarla dolu konuşmasından sonra yürekli ve cesaretli bir gazeteci tarafından sorulan ‘hangi balığı seversiniz?’ sorusuna yanıt verdi. Yani bu çok zor soruya verdiği cevaplarda; araya fakirin balığı olan hamsiyi de (onun da kilosu 150 TL) ‘içine sos yaparak kızacaksınız ama’ diyerek, KALKAN balığı sevdiğini açıkladı. Estağfurullah niye kızalım karnımız aç olarak alkış tutarız, siz yüce keyfinizi bozmayın lütfen. Kalkan balığının kilosu 2000 TL. Bir kalkan 12000 TL 6 kilodan hesaplarsak. 6 kg’dan fazla gelirse 2 asgari ücret ediyor neredeyse, Cumhurbaşkanı maşallah hiç ucuz şeyi yemiyor, gıdasına dikkat ediyor. İyi beslenmesi için “ot reklamlarının aranan adamı” olan Profesör Başdanışmanı bile var. Manda yoğurdu, ejder meyveli smoothie, kilosu 400 TL olan Medine hurması, kilosu 1000 TL’den başlayan kestane balı, zencefil şerbeti, dut pekmezi, yulaf ezmesi. Cumhurbaşkanı’nın beslenmesine ayda sadece 3 defa yiyebilmek için 2 asgari ücret harcamak gerekiyor. Diğer 27 gün salçasız makarna ve kuru ekmek yesek sadece 4 kişilik bir aileye 1 asgari ücret daha eklememiz gerekecek. Bu sadece yemek; barınma, elektrik, su, ısınma, yol giderini de kattığımızda ortalama bir evin geçimi için 6 asgari ücret yetmiyor. Ancak; sağ olsun Cumhurbaşkanı bizi hayal âleminde bile olamayacak, rüyada bile görülmeyecek yeme, içme, beslenme tarifleriyle avunduruyor. Açlıktan başı dönen Necip Halkımız da soğan ekmeği bile bulamayarak da olsa kendilerinden dualarını ve yüksek oranda oylarını esirgemiyorlar.

-Böyle seçmeni kim bulsa başının üzerinde taşır. Cumhurbaşkanı, bu güzel yemek tarifleri ve zatıalilerinin yedikleri ile gururlanan ekmeği bile zor bulan vatandaşı ile ne kadar övünse az. Her birinin açlıktan guruldayan karınlarını da gösteren heykellerini diktirmeliyiz ki gelecek nesillerimize örnek olsun ve unutulmasın diye. Hatta her ay “Açlıktan Karnı Guruldayanlar Bayramı” yapılarak bu heykellerin önünde saygı duruşları da yapılmalıdır.

Yazının Devamı

Düşmana göstermelik hakem (emredin) kurulu

Sevgili okuyucularımız ülkemizde gündem ve yazı konusu o kadar çok ki yazmaya yetişemiyoruz Allah bileğimize ve beynimize güç versin. Bu güzel ülkemizde bu canım memleketimizde memur ve memur emeklileri hakkını yalancı pehlivan olarak savunacağını söyleyen, ancak baş yandaşlar olarak şatafatlı makamlarda oturan, uygulamada ise ancak iktidarın çantası olabilen sendikalarımız var.

-Bu baş yandaş çanta gibi, evrak gibi kolaycacık elde olan sendika(cık)lar tam bir aydır oturuyorlar deri koltuklarda kahve, çay, pasta, yemekler 1, 2, 3, 4 ,5 toplantı, toplantı derken sonuç "Teklif ettik, teklif verdik, geldik, oturduk, gittik"le bitiyor. 100 TV kanalı haber yapıyor, kameralar, ışıklar aman da aman ne şaşalı toplantılar sonuç kocaman (O) SIFIR.

-Eee ne oldu hani sendika vardı? Memur ve emeklinin hakkını savunacaklardı. Sekreter baka(n)mıyan yanında el pençe divan sonuç yine sıfır.

Yazının Devamı

Ankara'da Meral Abla ve Mansur Yavaş el güçlendirme telaşındalar

Sevgili okuyucularımız; bildiğiniz gibi biz her gördüğümüzü aynen, hiç eğip bükmeden, bildiklerimizi size olduğu gibi yansıtmaya, herkese eşit mesafede durarak yazmaya çalışıyoruz.

Ayrım yapmadan objektif bakışımızı önceliyoruz. Partimizi, partililiğimizi değil, gerçekleri yalın ve tarafsız bir şekilde sizlere yansıtma derdindeyiz. Yazılarımızın tamamını gözden geçirdiğinizde bunu da bariz şekilde fark edersiniz. Bu nedenle yazılarımıza ilginizi biliyorum ve yazılarımızı okumadan geçmeyerek memnuniyetimizi, mutluluğumuzu ve sorumluluğumuzu artırıyorsunuz, ayrıca gazetemize gösterdiğiniz ilgi nedeniyle internet ortamında Ankara’nın en fazla ziyaret edilen gazetesi olmamızı sağladığınız için de yöneticilerimiz adına teşekkür ediyorum.

Geçtiğimiz hafta sonu İYİP Genel Başkanı Meral Akşener bir açıklama yaptı ki; Vatandaşı bu kadar yüksek beklentiye hazırladıktan sonra hayal kırıklığı yaratan, süresi uzun, içeriği hiç anlam ifade etmeyen, içi boş laf salatası olan bir konuşmaydı. Özeleştiri varmış gibi yaparak ittifakın öteki partilerini, tabi ki CHP’si en başta olmak üzere suçlama, kendi partisinin aşağı doğru ivme kazandığını görünce hemen bir suçlu ilan etme telaşıydı. Naiflikte ve kibarlıkta rekor kıran CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nu yersiz, mesnetsiz şekilde tek suçlu ilan etme acizliği ve iftirasıydı, CHP’sine bizimle pazarlığa girmek zorundasınız kurnazlığı idi. Gelelim Mansur Yavaş’a oda aday olmak istediğini açıkladı. Mansur Yavaş’ın derdi de özetin özeti olarak; CHP’sine bana mahkûmsunuz, benden başka kimseyi aday yapmaya kalkışmayın, yine davul sizde, çomak bende olsun, dün olduğu gibi sizin sırtınızdan, sizin emeklerinizle gelirim ama yeni bir (Y.A.) daha bulurum onunla Belediyeyi idare ederim siz sadece uzaktan seyredin, işime karışmayın ben yine sizi ve bana sahip çıkan kitlenizi görmemezlikten geleyim, işime devam edeyim derdinde... Ancak arap uyandı Mansur Bey haberiniz olsun. CHP‘si size karşı pilavı üfleyerek yiyecek hazırlıklı olun, bu birincisi. İkincisi ve en önemlisiyse CHP’si size hiç de mahkûm değil. Süreç içerisinde CHP’nin öz evlatları arasından başka adaylarda çıkacaktır. Erkenden el yükseltme telaşınızın herkes farkında. Bizden hatırlatması! Yani adaylık çantada hazır değil, suyun altından çok şey geçecek bunu bilin; Kurum olarak CHP’sinin, oy verenler olarak da CHP’lilerin bu sefer aldanmalarını beklemeyin, velev ki aday oldunuz ve kazandınız. Bu etaptan sonra sizin hayatında belediyenin önünden geçmemiş, yolda bulduklarınızla belediye idare etmenize müsaade etmezler. Bunu not almanızı tavsiye ederiz. …!
Yazının Devamı