Erol Tosun

Erol Tosun

İdare edenimizin seçim ayarlı nass modeli, Çin modeli

TÜRKİYE YÜZYILI HERYERDEN PATLADI FATURA 85 MİLYON’A

Kıymetli okuyucularımız;

Ekonomiyi iyi bilen “İdare edenimizin” Ekonomi bilgilerini aktaran ve dersler çıkarmamızı sağlayan devamlılık arz eden konuşmalarından bir kaçı, hepsini yazarsak sayfalara kesin sığmaz, saatlere zaten yetmez sadece bazı kısa, kısa örnekler vereceğim;

Yazının Devamı

Mansur Yavaş’a CHP tabanı da tavanı da soğuk

Hem 2014 de, hem de 2019 Yerel Seçimlerinde CHP’sinin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olması için bizzat içerisinde bulunduğum Ankara’da siyaset yapan fedakâr CHP’li arkadaşlarımızla birlikte hem tabanda hem de tavanda olağanüstü çaba gösterdiğimiz Mansur Yavaş’ın işi yeniden CHP’den 3’üncü dönem aday olması ve seçimi kazanması için bu dönem gerçekten işi zor, hem de çok zor gözüküyor.

*Çünkü; objektif olarak baktığımızda CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu hariç CHP’de Mansur Yavaş’ın adaylığını isteyene pek rastlamadık desek tam yeridir.

Nedenlerine gelirsek;

Yazının Devamı

1922’den 2023’e bağımsız vatan olmamızın 101. yılı kutlu olsun

Büyük Taarruz’un 101. yılını gurur ve coşkuyla kutlayacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Türk milletine özgürlük ve bağımsızlık yolunda var ettiği bu destanı siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istedim.

BÜYÜK TAARRUZ;

1-1918-1922 yılları arasındaki emperyal devletlerin topraklarımıza işgalini sona erdiren destandır.

Yazının Devamı

Ey vatandaş 2023 bitti, 2071’den vazgeçtik, size 2053 bari verelim

*İdare edenimiz hiç bir vaadini gününde yapmadan sürekli hizmet hedefinin tarihini değişiyor.

Allah ömür verirse dünya da batmazsa önümüzde yeni yıllar çok. Takvim yaprakları sınırsız. Sürekli tarih değiştirerek vatandaşı şaşı hale getirdiniz. Biz hepimiz bir saat sonrasını göremiyoruz ey İdare edenimiz...

1. İnsanlar açım, kiramı ödeyemiyorum diyerek bakanlık önünde kendini öldürmeye kalkışıyorlar.

Yazının Devamı

Hayat pahalılığı bunalttı çok doğru, küresel kriz hikâye bile değil

*Dünyadaki 197 ülkenin bizim sadece ve sadece Temmuz 2023’de yaşadığımız enflasyon 135 ülkenin tamamında ancak 1 yılda yaşanıyorken, *Dünyada gıda fiyatları % 23 geriliyorken, *Ülkemizde ise fiyatlar 35 aydır (yaklaşık 3 yıldır) ürününe göre 3 kat, 5 kat artıyorken, *Benzin ve mazot fiyatları 14 Mayıs'tan bu yana 93 günde % 110 artmışken, *Kirada oturan milyonlar % 500 kira artışları nedeniyle mahkemelerde sayısız davalar açarlarken, kiracı ve ev sahipleri düşmanca hislerle ve husumetle birbirlerini öldürürlerken, *Her üründe fiyat artışının ana unsuru akaryakıt zamları devam ederken, *Ailelerin okul masrafları % 300 artmışken, enflasyonla mücadele rüya bile değil, *Her şeyi bilen idare edenimiz, hayat pahalılığının insanımızı bunalttığını söyledi.

Dün bu kocaman harflerle altına imza atılacak derecede doğru hem de çok doğru ancak; *Her gün, her gün sürekli tekrarla söylenen ülkemizin küresel krizlerinden etkilendiği kocaman bir masal, hem de uydurma bir masal çünkü biz bu ülkede yaşamımızı idame ettirmeye çalışan insanlar olarak 22 yıldır aralıksız dinliyoruz bu masalı binleri bulan sayıda hem de 100 TV kanalında, yüzlerce patenti eksik taraftar basında, on binlerce vergilerimizden maaşlı trollerin klavyelerinde; *Dünyada şu an Türkiye’dekine benzer bir kriz ve hayat pahalılığı yok. Vallahi de billahi de.*Yaşanan krizin tek nedeni idare edenimizin “Her şeyi sadece ben bilirimin bomboş İnadıdır.”

*Bu ülkeyi yönetenler bir şey beceremiyorlar sonrada dış güçler bizi vuruyor masalına araştırmadan, soruşturmadan hemen (Şakkadanak) ekonomi yazarı olduğunu iddia eden şahıs gibi bizlerden de hemen bu masala inanmamızı bekliyorlar.

Yazının Devamı

Toprak Mahsülleri Ofisi tarımı mahveden olmamalı

13.07.1938 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 24.06.1938 tarih ve 3491 sayılı kanunla sermayesinin tamamı devlete ait olarak Ulu Önderimiz Atatürk tarafından hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyan bir fiyat politikası izlemek üzere “Ofis çiftçinin kara gün dostudur” diyerek kurulan bir İktisadi Devlet Kuruluşudur.

Kuruluş amaçları arasında;

Tarımsal Strateji planları hazırlama,

Yazının Devamı

Şehir Hastanelerinin Başkent’imizde yuttuğu merkezi hastaneler ve tedavisizlik

1-Asırlık Numune Hastanesi, 2-Türkiye’nin gözbebeği Yüksek İhtisas Hastanesi, 3-SSK Gazi Fizik Tedavi Hastanesi, 4-Zekai Tahir Burak Doğumevi Hastanesi (Büyük Doğum), 5-Dışkapı Eğitim Araştırma Hastanesi, 6-Sami Ulus Çocuk Hastanesi, 7-Askeri Mevki Hastanesi, 8-Ulus Rüzgârlı SSK Hastanesi, 9-SSK Ulucanlar ihtisas Göz Hastanesi, 10-Sıhhiye KIZILAY Hastanesi, 11-Sıhhiye Belediye Hastanesi, 12-Bilkent Atatürk Hastanesi, 13-Ankara Fizik Tedavi Hastanesi

Tam 30 adet en az 150 bin nüfusa hizmet veren semt poliklinikleri olmak üzere toplamda tamı tamına 5 bin 645 yatak kapasitesi yok edildi, mahvedildi, malzemeleri çöp, binaları da insan olanın içini acıtan mezbelelikler oldu. Başkent'imiz Ankara'da kapatılan semt poliklinikleri insanların iş ve evlerine yürüyüş mesafesinde ve çok yakındı masrafsız çok kolay ulaşılan yerlerdeydi, hastanelerdeki yığılmayı da önleyen ön hizmet yerleriydi. Kapatılan şehir merkezindeki hastanelerin ise hemen hemen hepsi de insanların tek dolmuşla veya otobüsle Ankara'nın çoğu yerinden ulaşabileceği hastanelerdi, kendi dallarında ihtisaslaşmış, uzmanlaşmış hastanelerdi.

İngiltere’nin, Almanya’nın yıllar önce vazgeçtiği sadece müteahhidine kazandıran bir ucube sistem olan hasta garantili (para) uygulamasıyla maalesef ülkemizde yaşayan herkese maliyetinin onlarca katıyla yansıyan bir garabet bu şehir hastaneleri, idare edenimiz büyük hizmet diye yutturacağı senede 100 sayfalık kitabı bırakın 8 sayfalık bir gazete dahi okumayan, araştırmayan kulak dolgusu fısıltılarla üretilen yalanlara daha fazla inanan, biat eden, her şeye "çok şükür" diyen halkı da buldu ki durdurabilene aşk olsun.

Yazının Devamı

Turizm s.o.s veriyor oteller boş, limanlar boş teknelerle dolu, esnaf iflasta

Doğası, kültürü, tarihi güzellikleri ile dolu dolu olan ülkemizin 2023 turizm mevsimi kötü, hem de çok kötü geçiyor bir ümidimiz vardı; turizm geliri olur muydu acaba dedik. O rüyamız da başka bahara kaldı. Akaryakıt zammı iç turizmi etkiledi, tam kalbinden vurdu. Sağlığa zararlı olan alkole yapılan astronomik zamlar başta olmak üzere girdi maliyetlerinin yüksekliği de yabancı turisti hem de yerli turisti etkiledi. 4 kişilik bir sofra Yunanistan’ın Kos (İstanköy) adasında 870 TL iken 8 deniz mili uzaklığı olan yanı başındaki Bodrum’da 1870 TL’ye kuruluyor. Turist nereye gelir söyler misiniz?

Eskiden kurvaziyer gemiler gelince esnaf bayram ederdi, şimdi bu gemilerin hem sayıları azaldı hem de bu gemiyle seyahat edenler eskisi gibi alışveriş yapmıyor, gemi içerinde her şey dahile devam ediyorlar. Yerli ve milli turizmimiz ele iyi, yerli halka çılgın dövizle deli hale gelmiş gibi gözükse de veriler bunu doğrulamıyor. Turist başka ülkelere kayıyor. Turizmde asıl mesele turistin günlük harcamasıdır. BDDK yurt dışında kredi kartı harcamasına niye taksit yasağı getirdi sanıyorsunuz çünkü Ülkemize gelen Turist sayısı %17 artmış, gelirimizde %27 artmış. Ancak; bizden yurtdışına gidenlerin sayısı %72, giderlerimizde %67 artmış bu neyi gösteriyor gelenden çok giden var, çünkü yerli insanımız içinde yurt dışı memleketinden daha ucuz Antalya’yı Mısır’ın Şarm El-Şeyh’ine kaptırdık. Bodrum’u Yunanistan’ın Kos’una kaptırdık. İspanya, İtalya, Mısır, Yunanistan bizden daha fazla tercih edilen ülkeler haline geldi.

Tabiat ve doğal güzellikleri için değil, bizden daha ucuz fiyatları nedeniyle maalesef nasıl oldu derseniz her şey ateş pahası sadece bize değil dövizi kıymetli olanlara da pahalı, maliyetler pahalı, onun için fiyatlarımızda astronomik tabii ki Turizm Bakanı açıkladı: 5 yıldızlıyı tercih eden, 4 Yıldız’a, 4 Yıldız 3 Yıldızı tercih etmeye başlamış, 15 gün kalan, 10 güne indirmiş, 10 gün kalan 7 güne indirmiş kalış süresini, biz demiyoruz bunu, her yerde otelleri olan bakan söylüyor yani muhalefet lafı değil işin içinde olan bizzat kendi söylüyor. Bu durum anlatıyor ki bu sene için beklediğimiz 56 milyar dolar turizm gelirlerinde, taş çatlasa 30 Milyar dolara ancak ulaşacağız otellerin doluluk oranı düştükçe işsizlikler artacak, otellere erzak temin edenler aylık değil günlük tahsilata başladılar bu gidiş turizm için hiç de iç açıcı olmayan tehlike çanı, iç karartan bir durum kafamızı nereye vursak, nerede yanlış yaptık onu bulsak, çözüm olur mu bilemem! ancak bu bakış açısıyla yaya kalacağımız bariz şekilde ortada, turist başka ülkelere kayıyor acı gerçek bu ülkemiz için çözüm:

Yazının Devamı

27. ay: Sebep faiz, sonuç enflasyon rüyasına yatırıldık

Kaybeden gariban oldu, kaybeden işçi oldu, kaybeden emekli oldu, kaybeden çiftçi oldu, kaybeden dar gelirli oldu, kaybeden iş arayan oldu, kaybeden öğrenci oldu, kaybeden küçük esnaf oldu. Yani toplumun geliri düşük olan veya hiç olmayan kesiminin hepsi istisnasız kaybetti, kimi işini kaybetti. Kimi tarlasını ekemedi, zar zor, borç harç ekebildiyse, gübre atamadı, ilaç atamadı, neticesinde verim olmadı.

Kimi okulunu bıraktı veya dondurdu, açık lise modası ile eğitiminden oldu, kimi kirasını ödeyemedi, kimi zorunlu gıdasını temin edemedi, kimi zorunlu ve insani kullanım olan elektrik, su, doğalgazını ödeyemedi, kimi dükkanına kilit vurmak zorunda kaldı, iflas etti ekmek kapısını kaybetti. Ayakta kalmaya çalışan işletmeler ise dişinden, tırnağından artırarak kötü günler için sakladığı birikimlerini, malını, mülkünü sattı, altınını bozdurdu, birçok büyüklü, küçüklü işletmeler de krizden kurtulmanın yolunu işçisini çıkararak çözmeye çalıştı.

Peki, kimler kazandı? Dünyanın hiçbir yerinde olmayan sadece ülkemize has Kur Korumalı Mevduat icadı ile bir avuç bankada parası olan kazandı. Kur artışı ve faizden hem de çifter, çifter kazandılar, borsadaki havadan para koklayanlar kazandı. Bankalar kazancına kazanç ekledi (Kamu bankaları hariç). 3-5 yerden sizin, bizim, hepimizin kesesinden kamuda bedava yüksek yüksek bedavadan huzur hakkı alarak parasına para katan, ülkemize hiç hayırlı bir şey katmayan özel ayrıcalıklı atanmışlar kazandı. Maliyetin kat be katını yerli ve milli Türk mahkemelerinden değil de İngiltere Londra mahkemelerinden garantili köprü, hastane, havaalanı, demiryolu yapan ve ödemelerini dövize endeksli alan bir elin parmakları kadar müteahhitler kazandı.

Yazının Devamı

Lamı, cimi yokmuş, seçim kaybedilmiş, tünaydınlar!

İYİP Genel Başkanı Sn. Meral Akşener evvelki gün seçimden sonra ilk defa konuştu; Türkiye Cumhuriyeti tarihimizde hepimizin, ülkemizde yaşayan bütün vatandaşlarımızın küçükten büyüğe her bireyimizin geleceği için; 100 yılın en hayati öneme haiz bir seçimiydi 14 Mayıs 2023 seçimleri. Bu seçimden siyasi tarihimize ışık tutacak çok çok önemli notlar da çıkardık. Bunları sırası geldikçe yazıya dökeceğiz elbette.

Bu tarihi seçimin siyasi tarihimize şahitlik etmek için notlarını özenle aldık hem milletvekili adayı olarak bizzat sürecin içerisinde olduğumuz için net olarak gördüklerimizden, bizzat yaşadıklarımızdan, hem de araştırmacı bir yazar olarak objektif nesnelere dayandırdığımız gözlemlerimizle birlikte süreci değerlendiriyoruz desek tam da yerindedir.

Ülkemizde ve Başkent Ankara’mızda seçim afişleri ile ilgili yansız, tarafsız önemli tespitlerimiz var, onları izah edeceğim siz kıymetli okuyucularımıza ve siyaset yapanlara ve gelecekte siyaset yapmayı düşünenlere. Bizim de CHP’sinden 28 .Dönem Ankara Milletvekili Adayı olma onuruna eriştiğimiz Başkent Ankara’mızda bilboard ,refüj , direk, altgeçit, üstgeçit, köprü, bina ve benzeri yerlerdeki Işıklı, ışıksız bütün reklam aparatlarında diz boyu adaletsizlikler vardı ittifak adaylarının reklam görselleri arasında Millet İttifakı partilerinden Saadet Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi ortaklaşa girilen listenin görsele yansımasında üzerlerine düşeni bütçeleri oranında yaptılar, yapma gayreti içerinde oldular, en azından bekleneni yapmaya çalıştılar, bunu gördük. Ve fotoğraflarla da kanıtlayacak hale getirdik.

Yazının Devamı

Bodrum, 'Büyükşehir' olmalı

Bodrum sözde ve yasada ilçe ancak 40 ilden büyük, yaz nüfusu ise 20 büyükşehir belediyesinden büyük. 2014 yılına kadar bütün şehir olmadan 1-Konacık, 2-Bitez, 3-Ortakent, 4-Turgutreis, 5-Gümüşlük, 6-Yalıkavak, 7-Gündoğan, 8-Türkbükü, 9-Mumcular, 10- Yalıçiftlik olmak üzere tam 10 tane sözde kasaba olan ancak Türkiye'deki bir çok ilçeden çok büyük olan belde belediyeleri, belde belediyeleri birkaç istisna hariç Bodrum Yarımadası'na olağan olmayan zararlar vermiş. Çünkü bu belediyelerde yıllarca yeterli donanımda teknik eleman olmamış. Belediyede mühendis, mimar olmaması nedeniyle yapılması gereken belediye işleri teknisyenlere yaptırılınca, belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri de ahbap, çavuştan oluşunca olan olmuş Bodrum'a maalesef.

Birinci ve en temel, en büyük yanlış burada turizm kenti olarak imar bütünlüğü, hizmet bütünlüğü oluşturulamamış 10 yıllarca, her belde ayrı, ayrı bakış açısıyla ve tam bir köy mantığı ile belediye değil sanki muhtarlık gibi idare edilmiş bu beldeler.

Uzun yıllarca alt yapı, üst yapı kesmekeş oluşturmuş güzide kent , dünya kenti olan Bodrum kasaba ve köy idaresi bakış açısıyla yönetilmeye çalışılmış en önemli dikkat çekilmesi gereken can damarı bir konu budur.

Yazının Devamı

Çok gecikmeden yılbaşı civarı

Ülkemizin idare edeni, emekliye maaş artışı için yerel seçimlerin yüksek hatırına 6 ay sonraya randevu veriyor ve bunu sanki hemen ertesi güne randevu veriyormuş gibi söylüyor.

Cebinde kuruşu olmayan vatandaşa israf ekonomisini bitirelim diyor, kendi uçaklardan inmiyor. Saymaya yetişemediğimiz lüks ve yabancı markalı araçlı konvoyuna devam ediyor. Lüksten, şatafattan vazgeçemiyor, tasarruf etmiyor, 5 maaş alan bürokratlara bir şey demiyor, 5'li müteahhitlere döviz karşılığı ödenen katmerli ödemeleri devam ettiriyor, hatta yıllara yayarak torunlarımızı da borç batağına batırıyor.

Bunların ödemelerini hemen ödüyor, hem de döviz olarak. Neden bu ödemeleri TL'ye çevirmiyor? Bunu da kimseciklere anlatmıyor. Maaşına %40 zam yapıyor, bir de katmerli emekli maaşı alıyor. Ancak 7.500 TL alan emeklilere de “Serinkanlı olalım, sabredelim, bekleyelim” telkini veriyor. Acaba bu da mı ‘nas'da var merak ediyorum?

Yazının Devamı

Nas çıpası bitti, zam ve vergi çıpasına terfi ettik

Hani uçacaktık? Hani petrol bulmuştuk? Hani gaz bulmuştuk? Fabrikası olmayan araba üretmiştik? Hani nas vardı? Faiz günahtı hani? Faiz düşecekti? Hani Emekli sürünmeyecekti?

Hani herkesin evi olacaktı? Hani bütçe fazla verecekti? Hani Devlet küçülecekti? Hani mülakat sınavı kalkacaktı? Hani işler hızlı yürüyecekti? Hani her evden bir kişi mutlaka iş bulacaktı?

Ev kadınları sigortalı olacaktı? Hani enflasyon tek haneye inecekti? Hani işsizlik %7'nin altına inecekti? Hani ithalat azalacaktı? Hani israf önlenecekti? Hani fiyatlar düşecekti? Emekli enflasyona ezdirilmeyecekti?

Yazının Devamı

Türkiye Cumhuriyeti’nin Tapusu Lozan 100. Yılında

Lozan olmasa Türkiye olmazdı, Lozan olmasa bizler özgür, bağımsız bir ülkede yaşayamazdık. Lozan’da akıl var, Lozan’da mantık var, Lozan’da siyasi yüksek öngörü var, Lozan’da dış politikada sertlik olmadan da rest çekerek sonuç alan siyasi dehalık var. Buna hayran olmamak elde değil.

Lozan’ı imzalamaya giderken heyet üyelerini özenle seçmekte ayrı bir ilmi siyaset, Lozan siyasi sonuçları ile 8 ay gibi uzun bir diplomasi mücadelesinin ortak akıllarca başarılan ve Ülkemizin Tapusu olarak kabul edilen yeryüzünün en özel ve önemli Antlaşmasıdır.

Lozan, milli sınırların bölünmezliğidir. Lozan Anadolu’nun Türk yurdu olduğunun tescilidir. Lozan Minarelerinizde özgürce ezan okunmasının baş teminatıdır. Lozan yeni Türk Devletinin Tescilidir. Lozan, kapitülasyonun kaldırılmasıdır. Lozan, Sevr hainliğinin çöplüğe Atılmasıdır. Lozan 480 bin km2 olan Türkiye Cumhuriyeti Toprağının 736 bin kilometre kareye çıkarılmasıdır. Lozan "Duyun-u Umumiye’den" kurtulmaktır. Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin diğer dünya devletleriyle eşit olduğunun tasdikli belgesidir.

Yazının Devamı

CHP'de Kılıçdaroğlu'nu arkadan hançerleyenler

Herkes BRÜTÜS oldu maşallah, bıçak atan atana, hançer saplayan saplayana. CHP Genel Başkanı Sn. Kılıçdaroğlu, parti içerisinde kimin elinden tuttuysa, kimi adam etmeye çalıştıysa onların hepsi Genel Başkana eleştiri peşinde son günlerde maşallah. İnsanda biraz vicdan olur, biraz insaf olur, biraz utanma olur.

Manisalı Ö.Ö, Aydınlı olmayıp sürekli Aydın’dan seçilen B.T, Malatya'da her dönem liste başı olup kendinden başka kimseyi seçtirememiş V.A, Ankara’nın dönerli, herkesle iş tutan sürekli vekili T.B, iki seçimdir bilişimi mahveden işbirlikçiliği tescilli O.A, karşılığı sıfır olan 7 dönem vekil olan Sinoplu E.A., başta olmak üzere Sn. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun aleyhine değişik yerlere ışık yakıp takla atmak için boş meydanda savuruyorlar bedavadan.

Peki, bu kadar değişim istiyordunuz da niçin üç, beş, yedi defa vekil olmaya itiraz etmediniz? İllerinizdeki listeyi neden olduğu gibi değişiklik yaptırmadan dizayn ettiniz o zaman? Niye değişim demediniz? Hatta Ege Bölgesi listelerini Ö.Ö. ve B.T. siz dizayn ettiniz. Bunu yaparken neden değişim demediniz? Tabii o zaman iktidar nimeti vardı, onun kokusu adına gık etmediniz, çıt edemediniz. Ne zaman seçim kıl payı gitti, ondan sonra vur abalıya.

Yazının Devamı

Kırşehir'deki evimize temmuzda kar yağdı!

Kırşehir'in asırlık tek gazetecisi, hayatına Kırşehir ile ilgili kitaplar yazacak bilgi ve belgeler sığdırmış Kırşehir ve Kırşehirli aşığı Kırşehir'de her siyasetçiye tavsiye ve telkinleri ile yol gösteren kıymetli büyüğüm, vakıf başkanlığım ve Kırşehir Belediyesi Zabıta Müdürlüğüm döneminde Kırşehir'e kazandırmak istediğimiz güzel projelerimiz de beni her zaman destekleyen bir daha "Kırşehir'i bu kadar seven Erol Tosun gelmez evladım gelmez" diye beni sürekli motive eden Kırşehirimizin Cıncıklı Minaresi, Ahi Baba'mız Mustafa Karagüllü'nün ve benim can arkadaşımız, nadide kardelen çiçeği gibi kendini namuslu gazetecilikte ispat etmiş, önder olmuş, yerel gazeteciliğin duayeni Şevket Güner abimin yol arkadaşı, dert ortağım dediği, evimin taşıyıcı ana direği dediği "ELİF" yengemizi kaybetmiş olduğunu dün telefonda söyledi bana acını, üzüntünü paylaşıyorum.

Sevgili abim yüreğimi kopardı. Adeta telefonda söylediğin şu sözün; “Evimize temmuz ayında kar yağdı Erolcuğum “ dedi. Beni aldı gurbet eli Muğla'dan Kırşehir'in ortasına getirdi. Adeta başın sağolsun ,sevgili abim, sana pırlanta gibi oğulların bankacı Turgay'ı, hukuk doçenti Cemil'i ve Kırşehirimizin gözbebeği Çiğdem gazetemize adını verdiğin Çiğdem kızımızı emanet etti, göç eyledi.

Yalan dünyadan birgün hepimizin gideceği gerçek dünyaya ELİF yengem, kalbi güzel, misafirperver, iyilik insanı merhametli yengem dualarımız seninle ,dalım, kolum gitti diyen Şevket abim senin anılarına saygıyla sahip çıkacaktır. Kim bilir belki kitap bile yazacaktır.

Yazının Devamı

28 Mayıs 2023 Seçimleri'ni herkes kaybetti

Türkiye Cumhuriyetinin en önem arzeden 100 yılın seçimi dediğimiz 14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinde kaybeden suçlu aranıyordu o da bulundu; Kurumsal olarak CHP, Başkan olarakta 13 Cumhurbaşkanı Adayımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu, peki 6 masa etrafındaki diğer Genel Başkanları nereye koyacağız. Sayın Temel Karamollaoğlu, sayın Meral Akşener, sayın Ahmet Davutoğlu, sayın Ali Babacan tek başlarına üst üste 5 Mitingleri yok, Tek başına miting yapma ağırlığı İBB Sn Ekrem İmamoğlu'nda onun dışında diğer Genel Başkanlar ağırlıklı olarak CHP örgütleri tarafından hazırlanan mitinglerde bedava konuşma yapmışlardır.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hariç diğer Genel Başkanlar hazıra konmuşlar çok fazla kendilerini yormamışlardır. Bir örnek sayın Davutoğlu sadece Konya, Karaman ve ilçelerini, sayın Uysal Afyonu, diğer genel başkanlar sadece kendi memleketlerini İlçe ve merkezlerini dolaşsa yeterdi, her Genel Başkan yalnızca kendi İllerini dolaşsalar yeter de artardı. Bu nedenle sadece tek kaybeden yok, çok kaybeden var bunlar CHP hariç diğer Genel Başkanlar ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanıdır. Yandaş medya ve iktidarın borazanı Tv, Gazeteler sadece sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP kaybetti algısı devam ettirsinler ancak ortadaki somut gerçek maalesef Millet İttifakı Partilerinin tamamı Genel Başkanından üyesine kaybetmişlerdir. Binada 6 daire varsa ve o bina yıkılmışsa binada oturan herkes enkaz altında kalmıştır. Üst katta oturan az etkilendi, alt katta oturan çok etkilendisi yok herkes aynı şekilde etkilendi.

Kaybettirenler belli Deva, Gelecek, İYİP, Saadet, DP Genel Başkanlarıdır. Strateji yanlış kuruldu şu oldu bu oldu yok, seçim kaybedilince ülkemizdeki demokrasi, hukuk, adalet, özgürlükler diyen milyonların UMUT bağladığı gelecekleri köreltildi.

Yazının Devamı

Çok yazık iyi niyeti kıymetsizleştirenlere

CHP ve onun Mütevazi Genel Başkanı Sn Kemal Kılıçdaroğlu'nun insanüstü iyi niyeti sayesinde seçilecek yerlerde listelerde yer alan partililerimizin ve demokrasi gönüllülerinin oyları ile seçilen milletvekilleri daha mazbatalarının mürekkebi kurumadan CHP''den istifa edip kendi partileri adına yemin ettiler, hemen arkasından TBMM Başkanlığı seçimlerinde ise bir başka ilginç duruma şahit olduk, gerçekten esef verici ve üzerine tez yazılacak bir durum, benimle beraber aynı listede olan ve seçilen milletvekili arkadaşımız başta olmak üzere, bütün Türkiye de CHP Listesinden seçilen vekiller çok az sayıda da olsa aynı toplantılarda konuşma yaptık, aynı çatı altında, aynı sofralarda yemek yedik, çay içtik, yüzyüze baktık yerimizi, sıramızı hiç önemsemeden sizler için mezra, köy, kasaba, ilçe demeden heryerde CHP,'nin özevlatları olarak ter döktük, gece, gündüz demeden oy istedik halkımızdan, bizim emeklerimiz ve alınterimizle, partili arkadaşlarımızın da canla, başla sahip çıktığı, aç, susuz sandık beklediği insan üstü çabayla seçildiniz. (Başta Sn Cemal Enginyurt olmak üzere DP kontenjanından seçilen 2 Milletvekili hariç) hepinize ayrımsız ve istisnasız, hakkımız helal değil, asla biz kendi koltuğumuzu size kendi ellerimizle ikram ettik, yeryüzünün en büyük fedakarlığını yaptık. Sizler bunu haketmediniz, yazıklar olsun demek bile çok çünkü değmediğinizi ispat ettiniz. Herşey vekillik değil duruş, vefa, bunlar gibi değerler kaybolmuş üzüntümüz ona vekillik geçici adamlık ve kalite, vefa kalıcı bizler CHP listelerinin seçilemeyecek sıralarında parti terbiyemizin verdiği sorumlulukla onurla yer alarak kalitemizi ve karekterimizi ispat ettik. Bir Atasözümüz de belirtildiği gibi ekmeğinizde tuzunuz olmadığını hep birlikte ispat ederek sizlerde kendinize yakışanı yaptınız. TBMM'de CHP sıralarına bakarken ki yüz halinizi ister istemez merak da ederek,Tebrikler Haketmediği yerde oturan Sn Vekilller Tebrikler…!

Yazının Devamı

CHP gelenekten geleceğe yönelmeli

Cumhuriyet Halk Partisi Örgütleri baştan aşağıya yenilenmeli, CHP örgütü mevcut halinden daha aktif hale gelmelidir. Mevcut parti tüzüğü yenilenmeli ve yeni yüzyıla uyumlu hale getirilmelidir. Genel başkanlık 4. veya 5. dönem partideki diğer bütün görevler ise; il, ilçe, kurultay, delegelikler, mahalle temsilcilikleri, il ve ilçe yöneticilikleri, belediye meclis üyelikleri, il genel meclis üyelikleri, milletvekillikleri, belediye başkanlıkları, merkez yürütme kurulu üyelikleri, disiplin kurulu üyelikleri, parti meclisi üyelikleri, TBMM’deki görevler de dahil tabandan tavana bütün parti görevlerinde en fazla iki dönem kuralı getirilmelidir.

Böylece bu kural nedeniyle partide sorumluluk alan kişi bu süre sonunda gideceğini bilir ve görevde bulunduğu süreci partiye faydalı olmak için değerlendirir. Örgütlerin sürekli yenilenmesi hızlanır. Siyasette umutlar yeşerir, hiç kimse yeni gelen önümü keser, bana rakip olur kıskançlığına girmez, giremez. Siyasete yeni kişilerin katılmasının en önemli yolu açılır, bu yöntemle parti büyür, kesinlikle oy sayısı ile üye sayısı arasında açık farklar olmaz. Diğer bir konu da her il ve ilçe yöneticilerine de üye artırımı konusunda asgari ve azami kota konmalıdır. Kotayı dolduramayan, partiye yeni üye kazandırmayan, kazandıramayan yöneticinin yöneticiliği düşürülmelidir. Tabi ki yeni üyenin aynı köyden, aynı soyadından olmaması da kurallarla sağlanarak, yöneticinin akraba, sülale sultası kurması da engellenmiş olur. CHP Türkiye'de bu konuların öncülüğünü mutlaka yapmalıdır.

Cumhuriyeti kuran partiye yakışan budur. Havanda su dövmeye gerek yok, boşa laf çevirmenin bir alemi de yok 2. dönemden sonra hangi makam olursa olsun, kişi kendi yerini, tapulu yeri sanmaya başlıyor ve partiye faydalı olma anlamında maalesef bir şey üretmiyor, üretemiyor. O nedenle partideki bütün makamlara (Genel başkanlık hariç) kesinlikle bu sınır getirilerek CHP örgütleri yenilenmelidir. CHP bu konuları acil olarak kendi tüzüğüne değiştirilemez madde olarak işleyerek Türk siyasetine ve diğer partilere de öncü ve önder olmalıdır. Bir diğer önem arz eden konu; “milletvekilliği, belediye başkanlığı, belediye ve il genel meclisi üyelikleri seçimleri kayıtlı bütün üyelerin katılacağı ön seçimle yapılmalıdır kuralı da tüzüğe değişmez” madde olarak yazılmalıdır. Bu durumda üye sayısını artıracak bir başka önemli yöntemdir.

Yazının Devamı

İttifak'ta Harcanan Emekler

Adı ittifak da milletvekili aday listesi ortak; ancak ortada kimse yok, bir ittifak düşünün 6 partiden oluşuyor, seçim kampanyasında değil 3 ittifak partisi ilçe başkanını, 3 ilçe yöneticisini dahi bir arada göremiyorsun.

Bu nasıl 6'lı İttifak? Anlamlandırmak mümkün değil. Bir aylık seçim sürecinde 10 ilçenin tamamını gezen bir milletvekili adayı olarak; sadece Kızılcahamam İlçemizde Saadet Partisi’nin 1 görevlisini, Keçiören’de sadece Gelecek Partisi İlçe Başkanını 1 defa, Güdül’de Deva Partisi İlçe Başkanını 1 defa, Pursaklar’da Gelecek Partisi İlçe Başkanını da bir defa gördüm.

Gezdiğim 10 ilçemizin hiçbir toplantısında ilçelerimizin hiçbirinde yan yana ittifak ilçe başkanlarını veya yöneticilerinin 6'sını bir arada görmedim, göremedim. Bunun adı ittifak olur mu? Allah aşkına birisi tarif etsin de inanalım.

Yazının Devamı

DEMOKRASİ ve HOŞGÖRÜ KAZANACAK

Otobüslere taş atanlar değil, kalplere sevgi çiçeği ekenler kazanacak, asık suratlı nobran, üstten bakışlı idareciler kaybedecek, koltuktan güç alıp, ben her şeyim diyenler kaybedecek, koltuğa bilgisiyle, birikimiyle güç verenler kazanacak. Devletimizin güler yüzle idare edilmesini isteyenler kazanacak. Kul hakkı yiyenler kaybedecek, devletin kör kuruşuna sahip çıkanlar kazanacak. Manda yoğurdu, ejder meyvesi yiyenler değil, çocuğunun beslenme çantasına 3 tane zeytin koyamayanlar kazanacak. Saraylarda, sırça köşkler de yaşayanlar değil, mütevazi evlerde bizim gibi yaşayanlar kazanacak. Kendine göre rejim ihdas edenler değil, ekmek gibi su gibi demokrasi demokrasi diyenler Kazanacak. 24 saat 80 televizyon kanalında kendine oy vermeyenlere hakaret edenler, onları aşağılayanlar değil, oy versin vermesin bütün Türkiye'yi kucaklayanlar kazanacak. Kendi gibi düşünmeyeni düşman ilan edenler kaybedecek, bizim gibi düşünmeyenlerde bizim kardeşimiz diyerek ırkı, inancı, rengi ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanı taşıyan bütün toplumumuzu kucaklayanlar kazanacak. Ayrıştıranlar, ötekileştirenler kaybedecek. Bütünleştirenler, kaynaştıranlar kazanacak, partimin devleti diyenler kaybedecek, herkesin devleti diyenler kazanacak. Kadınlarımızı evde oturup sadece çocuk doğursunlar, okumasınlar, çalışmasınlar, hayatın hiç bir yerinde olmasınlar, erkeğin kölesi olsunlar diyenler kaybedecek, kadınlarımızı baştacı yapanlar, onların varlığı yaşamın en büyük kazancı diyenler, yaşamın her alanında kadınlarımız kesinlikle olmalıdır diyenler kazanacak. Dili zehirli olanlar kaybedecek. Sevgi kazanacak halkın kesesini kullanarak siyah filmli araçlarla kendini halktan saklayanlar kaybedecek. Halkın içinde olup, durakta otobüs bekleyenler, metroda aktarmada bilete fark olmasın diye acele koşturanlar kazanacak. Gariban vatandaşa İmam hatip talkını vererek, kendi torunlarını 2 dil öğretilen kolejlere gönderen din bezirganları kaybedecek. Çocuklarını devlet okullarında zor okutanlar, beslenme çantalarına 3 Tl,lık yumurta koyamayanlar kazanacak. Vatandaşından korkarak 100,lerce araçlık koruma ordusuyla gezenler kaybedecek. Halkın içinde olanlar kazanacak. Yüce dinimizi, riyadan uzak olması gereken İnancımızı seçim malzemesi yaparak Cuma namazından sonra cami avlusunda yalan nutuk atanlar,dillerinde iftira eksik olmayanlar kaybedecek. Gerçek dini bütün inançlılar kazanacak. Demokrasiye gönül verenler kazanacak. Depremde insanlara yardım eli uzatamayıp diri diri, bağıra bağıra can vermelerine sebep olanlar kaybedecek.

Onlara sıcak çorba, battaniye ulaştıranlar kazanacak. Depremde Çadır satanlar, kaybedecek. Onları sıcak çadırla buluşturanlar, bedava sahra hastanesi, seyyar eczane kuranlar kazanacak. Bizim vergilerimizden 3,5 yerden maaş alanlar kaybedecek.Tek emekli maaşı ile zar zor, kıt kanaat geçinmeye çalışanlar kazanacak. Torpille kul hakkı yiyerek sınavsız işe giren troller kaybedecek. Liyakata göre, alın terine göre iş, aş bekleyenler kazanacak. 24 saat yalan ve algıyla halkı kandırmaya çalışanlar kesinlikle ve kesinlikle kaybedecek. Halka doğruyu söyleyenler kazanacak. Sevgi kazanacak, hukuk kazanacak, özgürlükler kazanacak. Kazanacağız, kazanacağız. Başaracağız, başaracağız. Bu Millet Otokrasi'ye (tek kişi rejimine değil ) herkesin eşit koşullarda yaşayacağı bir ülke için DEMOKRASi 'ye EVET diyecektir. Moralinizi bozmayın. Haydi Bir oyda sen katkı yap ki hep birlikte kabustan kurtulalım ve aydınlık 29 Mayıs'a kavuşalım. Bahardan, Yaza Merhabayı Gülen yüzlerle Karşılayalım. Güzel Ülkemizin Kader seçimini sansa bırakmayalım hep birlikte... Haydi SANDIĞA…!

Yazının Devamı

Teşekkürler Demokrasi Sevdalısı Gönüllü Destekleyicilerimize

Sevgili okuyucularım , Kıymetli hemşehrilerim bize bu onurlu Ankara Milletvekili Adaylığı sürecinde gece, gündüz demeden madden, manen destek olan, telefonla arayarak, bizzat gelerek, mesaj atarak aday olmamıza sevinen gururlanan, tebrik eden başta; Değerli abilerim Sn Ömer Yılmaz ve Eşref Karaçör, Ahmet Haykır olmak üzere, DP Önceki dönem Ankara il Başkanı İş insanı Selami Genel'e Kırşehirli İş insanları Derviş Yıldız'a, Aydın Aydın'a, Mersinli kıymetli bürokrat arkadaşlarıma, Türkiye'nin her yerinde kamuda görevleri nedeniyle adlarını yazamadığım yüzlerce bürokrat hemşehrilerimize ve arkadaşlarımıza, can okul arkadaşım Yozgatlı Ziya İlendemli'ye, canım abim boyacı Hacı Altıntaş'a, Aski'den mesai arkadaşım Vanlı Murat Koç'a, siyasi yol arkadaşım, dostum Nallıhan'lı Elektrik Mühendisi İbrahim Aksöz'e, Emekliler Sendikası Keçiören Şube Başkanı Sultan Alpınar'a, siyaset te yol arkadaşım, danışmanım, kardeşim Kırıkkale'li Emine Ulusan'a, Basın Danışmanım Sivaslı Gizem Aslan'a, Sosyal Medya Danışmanlarım Canım Arkadaşım, kardeşim Mehmet Çetin ve Göçmen ellerinin yılmaz Atatürkçü evladı Murat Tuğ'a, emekli bürokrat arkadaşım kıymetli kardeşim Trabzonlu Tuğ Karaman'a, yine Trabzonlu Cafer Alp'e, Memleketimizdeki farklı siyasi partilerimizde siyaset yapan, yapmış olan Belediye Başkanlarına, Milletvekillerine, İl, İlçe Başkanlarına, Belediye Meclis üyelerine, Keçiören Belediye Meclis Grup Başkan Vekilimiz Durak Karabulut başta olmak üzere CHP Keçiören ve Büyükşehir Belediye Meclis üyelerimize, CHP Keçiören, Altındağ, Pursaklar, Çubuk, Akyurt, Kalecik, K.Kazan, Kızılcahamam, Çamlıdere, Güdül İlçe Başkanlarımız ve Yönetim Kurullarımıza, Kadın ve Gençlik Kollarımıza, Kırşehir ve İlçeleri Dayanışma Kültür Derneği Genel Başkanı Orhan Aydın'a, Genel Başkan Yardımcısı Gül Koyuncu'ya iş İnsanı hemşehrim, dostum, kardeşim Ekrem Kaya'ya, Malimüşavir kardeşim, dostum Hilmi Koçak'a, can arkadaşım Sakıp Özdemir'e, dünyaya geldiğim Hacıhasanlı köyümüzün Dernek Başkanı Ramazan Doğan'a, Kırşehir Aşağıhomurlu Dernek Başkanı Serdar Avcı'ya, Yarımkale Derneği Başkanı Kemal Demiray'a, Dalakçı köyü Dernek Başkanı Murat Köksal'a, Tosunburnu köyü Dernek Başkanı Abdullah Avşar'a, Pekmezci köyü Dernek Başkanı Hacı Atıcı'ya, Kaman Çağırkanlılar Dernek Başkanı Şakir Solak ve eski Başkanı Servet Özel'e, Keçiören Sancaktepe Mah. Muhtarı kıymetli hemşehrim İsmail Uslu'ya, Mucurlular Dernek Başkanı Veysel Eken'e, Kırşehirliler Vakfı,nın ilk Genel Başkanı Yahya Kılıç'a, Kırşehirliler Vakfının 10 ve 11.Dönem Genel Başkanı Bekir Onan'a Cafe Mekanın sahibi Elazığlı arkadaşım Orhan Tuğrul'a, işletme müdürü Gökan Tuğrul ve İşletmenin güleryüzlü çalışanlarına, iş insanı hemşehrim Erdal Genel'e, başarılı İş kadını hemşehrim Filiz Çetinkaya 'ya yaklaşık bir aylık mesaisini bizim için canla başla ispat eden kıymetli hemşehrim bizim mahallenin yiğidi Özhan Memiş'e, yazarı olmaktan gurur duyduğum Anadolu Gazetesi Sahibi Ali Çetin Başta olmak üzere gazetemize emek veren her kademedeki çalışma arkadaşlarımıza, İl gazetesi sahibi Ramazan Çetin'e Kırşehir Çiğdem gazetesi sahibi Şevket Güner'e özel olarak ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Adını sayamadığım yurt içi ve yurt dışından arayan,soran ,tebrik eden, mesaj atan binlerce hemşehrilerimize, arkadaşlarımıza, dostlarımıza da ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Adlarını kalbimize ve beynimize unutulmayacak şekilde yazdık, Milletvekil adayı olmaktan gurur duyduğum CHP'si Örgütünün her kademesinde görev alanlar başta olmak üzere, herkesin, her kesimin KALPLER'indeyiz, sıcak GÖNÜLLER'indeyiz. Allah büyük herkesin kalbine göre veriyor. Biz başarımızla, çalışmalarımızla iz bıraktık ulaşabildiğimiz her yerde, elini tuttuğumuz her elde bunu vicdanı olan herkes biliyor. Genel Başkanımız Millet İttifakının Cumhurbaşkanı Adayı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'nun 13.Cumhurbaşkanımız olması ve ülkemizin geleceğinin aydınlık yarınlara umutla kavuşması için duraksamadan aynı tempoyla ve yüksek moral ile var gücümüzle çalışıyoruz, çalışacağız. Çalmadan da çalışıldığını bütün Türkiye'mize İspat edeceğiz. Cenabı Hak yar ve Yardımcımız, Yolumuz açık olsun…!

Yazının Devamı

10 Numara seçim kampanyası yaptık

Candan dostlarımız, içten arkadaşlarımız, gönülden sevenlerimiz ve CHP örgütünün sevgi dolu sürece aç susuz katkı veren fedakâr emekçileri ile bir seçim kampanyasını çok şükür alnımızın akıyla tamamladık.

Akyurt'tan başlayan seçim startımızı en büyük ilçemiz, Keçiören'le tamamladık. Sıramızın yerini hiç önemsemedik. Partimizin uygun gördüğü yeri 1'e çevirerek var gücümüzle kampanyaya gece gündüz, yağmur çamur demeden katkı sunduk. Küsmeden, darılmadan yollara düştük.

Kampanyaya başlarken, şunu söylemiştim: 1. sıradaki adaymış gibi çalışacağım demiştim, aynen uyguladım. Vicdanım rahat, huzurluyum. En iyi çalışan adaylardan birisi olduğum için gitmediğim ilçe kalmayacak dedim, her ilçemize gittim.

Yazının Devamı

Türkiye'mizin kurtuluşu demokraside ve gerçek eşit hukukta

Siyasetin bir şeyler olmak için değil, bir şeyler yapmak için yapıldığı ve bu işin bir gönüllülük hareketi olduğu anlatılmalı, ATATÜRK'ün kurduğu Çağdaş herkesin eşit haklara sahip olduğu Cumhuriyet'in bitirilmeye çalışıldığı anlatılmalı.

Saltanat ve gösteriş budalası sultanlardan, saray düşkünü padişahlardan alınarak Cumhuriyetle halka verilen bütün hakların yeniden halktan alınıp tek kişinin her şey olduğu saray heveslilerine verildiği anlatılmalı. Özgür bireylerken, özgür vatandaşken saray kulları olmaya gidildiği izah edilmeli, güce boyun eğdirilerek itiraz etmeyen, eleştirmeyen, tamam efendim, olur efendim diyen tebaalar olmamızın istendiği anlatılmalı. Onursuzca tek bir kişinin kulu olarak yaşamak değil, onurlu ve hür bir vatandaş olarak şahsiyetli bir gelecek istendiği anlatılmalı. Hukukun yok olduğu, hukukun bitirildiği, hakkın yendiği, bugün gazeteciler, siyasetçiler cezalandırılıyor. Ancak yarınlarda suçu olmayan masum insanların bile cezalandırabileceği yani sıranın herkese geleceği örneklerle anlatılmalı. Otoriter rejimlerin hayali düşmanlar yaratarak korkuttuğu, inanç sömürüsü yaparak böldüğü anlatılmalı. Kötüye giden ekonomik durum konuşulmasın diye sürekli ve bitmeyen düşmanlar yaratılarak oyalandığımız anlatılmalı.

Gelirimiz artmadığı halde sürekli vatan, bayrak, ezan diyerek alenen aldatıldığımız anlatılmalı. Gizleyecek çok şeyleri olduğu için gerçekleri anlatan gazeteden, radyodan, televizyondan hoşlanmadıkları anlatılmalı. İyi şeyler yapmadıkları için, vatandaşa anlatacak bir şeyleri olmadığı için çok korumayla gezdikleri, halktan koptukları, dünyadaki diktatörlere özendikleri anlatılmalı. Bir tek yüzükle geldikleri halde karun gibi zengin oldukları bunu da vatandaşa izah edemedikleri anlatılmalı.

Yazının Devamı