Erol Tosun

Erol Tosun

Seçmen değişim istiyor; herkes kazanacak

Seçmen moral istiyor, huzur istiyor, kimselerde ağız tadı kalmadı. Sürekli kavga, gürültü gerginlik aşılanıyor. Bu gerginlik toplumun okumuş okumamış her kesimini etkisi altına alıyor; o nedenle liderler ve onların destekçileri gülmeyi unutmuşlar sürekli asık surat, sürekli çatıkkaş olmaları bir de onlardan olmayanlara sürekli ayar verme durumu olunca bireylerde ister istemez bu durumdan etkilenip çare aramaya başlıyor.

Kimisi ‘bu memlekette yaşanmaz, bu memlekette gelecek karanlık’ diye ülkeyi terk edip, Avrupa başta olmak üzere farklı ülkelere gitmeye çalışıyor, kimisi kabuğuna çekilerek etliye, sütlüye karışmadan susuyor. Bu nedenle; bu güzel ülkemizin demokrasiden, özgürlükten, hukuktan yana olan toplumsal duyarlılığı olan Cumhuriyet çocukları olarak; çoğala çoğala, bütünleşe bütünleşe yolların hep dik olmadığını düzlüğe çıkmamızın yakın olduğunu anlata, anlata güzel günlere asık surattan gülümsemeye, çalışmaya çabalamaya, daima gelişmeye, kavuşacağımıza bizler gibi herkesin herkesimin de inanması için mücadele edeceğiz.

Mücadeleyi elden bırakmamalıyız ki gücümüze güç katarak yol alalım. Unutmayın tırtılların hayâli olursa kelebek olurlar, hayâlsiz yaşam olmaz. Ne kadar önemli bir yaşam direnci değil mi yaşamak için hayâlimizin olması gerekir. Hayâllerimizin gerçek olması Demokrasimiz için ekmek kadar, su kadar önemli lütfen bunu da unutmayın. Alın teriyle ekmeğinin peşinde olanlar kazanacak. Gerçekleri, doğruları acı da olsa saklamayanlar, inkâr etmeyenler kazanacak. İnsanları ayırmadan, kucaklayanlar mutlaka kazanacak. Umudunuzu yitirmeyin.

Yazının Devamı

TBMM'de ben değil, sen varsın haydi başlıyoruz...

Gururluyum, onurluyum, sevinçliyim, yaşamım boyu ne bürokraside, nede siyasette unvan ve makam için hiç kimseye biat etmedim, minnet etmedim, kimseden kendim için bir şey talep etmedim, kimsenin sekretaryasında el pençe divan durmadım. Bulunduğumuz yerlerde yaptığımız başarılı çalışmalarımızla, toplumda olan karşılığımızla fark edilmeyi bekledik bilgimizle, birikimimizle bu sefer fark edildik ve parti yöneticilerimiz görev vereceklerini aday olmamıza ihtiyaç olduğunu belirttikleri için aday adayı oldum.

Öncelikle ve özellikle; Keçiören İlçe Başkanımız Sayın Bülent Gündoğan, Pursaklar İlçe Başkanımız Sayın Mehmet Aydın başta olmak üzere 2. bölgemizdeki bütün CHP ilçe başkanlarımız ve yönetim kurulu üyelerine, gençlik ve kadın kolları başkanlarımız ve yöneticilerine Ankara İl Başkanımız Sayın Avukat Ali Hikmet Akıllı ve Yönetim Kurulu üyelerine, İl Disiplin Kurulu Başkanı Sayın Murat Ünal ve disiplin kurulu üyelerine, İstanbul İl Başkanımız Sayın Canan Kaftancıoğlu’na, Genel Başkanımız ve 13. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na, Genel Başkan Yardımcımız Sayın Oğuz Kaan Salıcı başta olmak üzere, CHP Merkez Yürütme Kurulu üyelerimize, CHP Parti Meclisi üyelerimize, iş her biri birbirinden kıymetli aday adayı arkadaşlarımız arasından bizi bir adım öne çıkarıp adaylıkla taltif ettikleri için; Bu onurlu görev yükümüzü ağırlaştı bana verilen bu kutsal görevi en iyi şekilde yerine getireceğime en samimi duygularımla inanıyorum. Bize güvenen, bize inanan partimizin her kademesindeki yöneticilerimizi ve üyelerimizi gururlandıracağız.

Oylarımızı kesinlikle artıracağız, desteklerini bizden eksik etmeyen, gücümüze güç katan bizi adaylık için teşvik eden, yürekten destekleyen Kırşehirli Dernekler Federasyonu Kadın Kolları Başkanı Sayın Nermin Hendek ve yönetim kuruluna, Kırşehirliler Vakfı ilk Genel Başkanı Sayın Yahya Kılıç'a, Kırşehirliler Vakfı 10 ve 11 Dönem Genel Başkanı Sayın Bekir Onan'a, Kırşehir ve İlçeleri Dayanışma Kültür Derneği Genel Başkanı Sayın Orhan Aydın ve yönetim kurulu üyelerine, Kırşehirliler Birliği Derneği Genel Başkan Vekili Sayın Ömer Yılmaz ve yönetim kuruluna, Kırıkkale Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Sayın Cemal Sertkaya ve Kadın Kolları Başkanı Sayın Emine Ulusan'a ve Yönetim Kuruluna, Çankırılılar Vakfı Genel Başkanı Sayın Recep Şahin ve yönetim kuruluna, Yozgat Birlik Vakfı Genel Başkanı Sayın Durak Turan Düz ve yönetim kuruluna, Türkiye Ziraatçiler Derneği Genel Başkanı Sayın Hüseyin Demirtaş ve Genel Sekreteri Sayın Hidayet Muslu ve yönetim kuruluna, Tarım Danışmanları Derneği önceki Dönem Başkanlarından Sayın Mehmet Çetin'e, Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanı Sayın Metin Özaslan'a Ankara Kahveciler Odası Başkanı Sayın İsa Güven ve yönetim kurulu üyelerine, Ankara Kuaförler ve Güzellik Salonları Odası Başkanı Sayın. Köksal Özcan ve Yönetim kurulu üyelerine, Büyükşehir ve Çankaya Belediye Meclis üyesi, Ankara siyasetindeki yol arkadaşım Sayın Av. Ömer Koçak'a, CHP Keçiören Belediye Meclis Grup Başkan Vekilimiz Sayın Durak Karabulut ve Belediye Meclis üyelerimize, Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Bekir Ödemiş'e, Elektrik Müh. Odası Denetim Kurulu üyesi Sayın İbrahim Aksöz'e, Sosyal Demokrasi Derneği önceki Dönem Denetim Kurulu üyesi Malimüşavir Sayın Sahir Oltulu'ya, Kıymetli dostum iş insanı Sayın Mahmut Aslan'a, İş insanı kıymetli dostum, kardeşim Sayın Ekrem Kaya'ya Keçiörenimizdeki bütün muhtarlarımıza ve buradan adını sayamadığım binlerce ekip arkadaşlarıma ve bizden maddi, manevi desteklerini eksik etmeyen dostlarımıza sonsuz teşekkürler.

Yazının Devamı

İnanın herkes tam bizden biri diyecek

Sevgili okuyucularımız milletvekili adaylığı bizim kişisel hırsımız veya egomuzu tatmin etme talebimiz değildi. Yaşamımda büyük abim gibi gördüğüm siyasi dehalığına, idareciliğine gıpta ile bakarak kendime örnek aldığım, hep hürmet ettiğim canım abim, hayatımdaki başarılarımın gerçek mimarı, seçkin bürokrat, tecrübeli siyasetçi, Kırşehirlilere hizmetin gururlu örneği, duayen gönül insanı Sayın Ömer YILMAZ, Gazetemizin Sahipleri can dostlarım Sayın Ali Çetin ve Sayın Ramazan Çetin, Kırşehir Çiğdem Gazetesi Sahibi Sayın Şevket Güner, Artvin eşrafından değerli büyüğüm Sayın Arif Dizdar baba, Etimesgut CHP önceki dönem İlçe Başkanı iş insanı Sayın Ahmet Yeşil, Şereflikoçhisar Dayanışma Derneği Başkanı Sayın Okan Çağan ve önceki dönem Keçiören İlçe Başkanlarımız Sayın Hikmet Baydar ve Sayın Mehmet Küçüktepe, Demokrat Parti Genel İdare Kurulu Üyesi, iş insanı Sayın Nuri Efe, Mali Müşavir dostum, kardeşim Sayın Hilmi Koçak başta olmak üzere buradaki sayfalara adlarını sığdıramayacağım, bize moral ve motivasyon aşılayan binlerce dost ve arkadaşlarımızın maddi, manevi destekleri, Kırşehir’in, Ankara’da bulunan bütün sivil toplum örgütlerinin önceki dönemlerdeki ve şimdiki yöneticilerinin, Orta Anadolulu sivil toplum kuruluşlarının her siyasi görüşten başkan ve yöneticilerinin talebi, başarılı olacağımıza inanan toplumun her kesiminden binlerce insanımızın isteği, CHP örgütüne verdiğimiz emeği gören, farkında olan örgüt emekçilerimizin ve yöneticilerimizin onur veren, gururumuzu okşayan içten destekleri ile yani tabandan ve partili, partisiz vatandaştan gelen samimi ve yol gösteren bir taleple çıktık yola.

Siyasi hayatım boyunca hiç vekillik düşünmedim. Hep hayalim hizmette daha başarılı olacağıma inandığım için, bizden hizmet bekleyenlere daha çok yardımcı olabileceğimi bildiğim için, belediyecilik konusunda bilgili, 27 yıllık birikimli, bir yerel yönetici olarak hep yerel yönetimdi. Ancak; Bu dönem farklı niçin derseniz iktidar olacağız Cenabı Allah nasip ederse.

İktidar milletvekili hele de Ankara’yı iyi bilen bir iktidar milletvekilinin halkına, adil ve eşit davranış bekleyen toplumun her kesimine ayrımsız daha iyi hizmet edebileceğim inancıyla çıktık yola, iktidar olunmadığında yıllardır sürekli dost sohbetlerinde söylerim vekil sadece maaş alır buna da sadece varsa eşi ve çocukları sevinir bu nedenle vekillik hevesimiz olmamıştı ancak; Tekraren söylemem gerekirse bu sefer iktidar olacağız. İnşallah iktidar olanaklarını liyakatlı insanlarımızın iş bulmalarından, yasal bütün hakların vatandaşımız için en iyi nasıl yarar sağlayacağını bilen biri olarak çıktık yola.

Yazının Devamı

Siyasetçilere mal varlığı beyanı zorunlu olmalı

Cumhurbaşkanı adayları ve belediye başkanından, belediye meclis üyelerine, İl genel meclis üyelerinden, Milletvekillerine, il, ilçe başkanlarından belde temsilcilerine bütün siyasetçilerin aileleri ve ailelerin adının olduğu vakıf ve dernekler malvarlığını açıklamalı.

Cumhuriyetimizin 100. yılında. Yeni bembeyaz bir sayfa açalım cumhurbaşkanı adayları başta olmak üzere bütün siyasetçiler kesinlikle noter huzurunda yemin ederek malvarlıklarını açıklamalıdırlar. Kalem kalem, rakam rakam halkın önünde beyan etmeliler.

Sadece YSK veya Meclise Kapalı zarfla vermekle yetinilmemeli, basın önünde şeffaf olarak TV, basının yayınlaması sağlanmalıdır ki o zaman herkes evet inandım başka bir şeyi yokmuş demeli, siyasetçinin malvarlıkları hakkında herkes emin olmalı, güvenmeli, 3. derece akrabaları dahil herkesin mal beyanı olmalıdır.

Yazının Devamı

Millet İttifakı toplumsal barış projesidir

Çalmayacaklar, çaldırmayacaklar, çalışacaklar, çalmadan da çalışmayı herkese ispat edecekler. Yetim hakkı yemeyecekler yedirmeyecekler. Satmayacaklar, sattırmayacaklar devletin malını, parasını koruyacaklar, eksiltmeyecekler, aşırmayacaklar çoğaltacaklar 3, 5 yerden maaş almayacaklar, aldırmayacaklar, köylünün, çiftçinin, esnafın destekçisi olacaklar.

TÜİK’e uydurma ve hileli enflasyon rakamları açıklattırarak işçinin, memurun, emeklinin göz göre göre hakkını yemeyecekler, kendi zenginlerini yaratmayacaklar, bürokrata devletin kupon arazisini benim haberim olmadan satma demeyecekler, diyemeyecekler oğlanlarına, kızlarına.

Şahıs vakfı, şahıs derneği kurdurarak ihale karşılığı trilyonluk bağış toplamayacaklar, toplattırmayacaklar, alın teriyle sınav kazananların haklarını yemeyecekler, yedirmeyecekler, vatandaşlarını kul, köle, emir eri değil, onurlu bireyler olarak görecekler, asla haksız imar rantı yaratmayacaklar.

Yazının Devamı

Yap, işlet, hüplet eserleri

Bedava dediğiniz köprü, havaalanı ve yolları Türkiye'de bulamadık. Biz Bulamadık Türkiye’de yoksa bizi kıskanan, 5 milyona yakın Türk işçisinin ekmek parası kazandığı, sonradan makam görenler olarak binmeyi çok sevdiğiniz Mercedes’i üreten Almanya’damı ki acaba!

Aldatılıyoruz gözlerimiz göre göre! Geçmediğimiz köprüler, görmediğimiz otoyollar, gitmediğimiz havaalanları binmediğimiz demiryolları geleceğimizi karartıyorlar hastanelerin 5 kuruş verilmeden yapılmadığı aldatmacasını önceki yazılarımda belirtmiştim. Bu konuya kendini adamış Prof. Dr. Sayın Yalçın Karatepe’nin kanıtları ve sayfalarca belgeleriyle.

Bugünde 5 kuruş verilmeden yapıldığı söylenerek uyutulmaya çalışıldığımız otoyol, köprü, havaalanı, demiryolu ile ilgili tespitlerimi tarihe not düşmek üzere bilginize sunmak isterim. Yapılan iş bir kere baştan kamu özel işbirliği değil, bunun adı hükümet edenlerle müteahhitlerin işbirliği ile soygun düzeni kurmanın tam adıdır.

Yazının Devamı

Millet kazanacak inanın ve umudunuzu büyütün, büyütün

Ey halkım; Bu seçim kesinlikle bir sağ sol seçimi değildir. Bir partinin öbürüne tercih edilmesi asla değildir. Bir partinin başarısı diğerinin başarısızlığı kesinlikle değildir. Bu seçim; Çok oyu olan partinin diğerine üstünlüğü değil, her partinin aynı ortak değerlerde buluşmasıdır.

Bu seçim bir partinin çok sorumlu, diğer partilerin az sorumlu olduğu değil, her partinin eşit sorumlu olduğu bir durumun ispatıdır, bu seçim işsiz gencin umududur, işi olanın işini kaybetmemesidir, üniversiteli gencin memleketinden ümidini kesmemesidir. İnsanların korkmadan özgürce konuşabilmesidir. Topraklarımızın üretime ve berekete kavuşmasıdır insanların gülen yüzlü olmasıdır. Memurun adaletlice liyakata göre atanmasıdır, adaletin her vatandaşa eşit dağıtılmasıdır.

Adaletin vatandaş nezdinde; Yeniden güven kazanmasıdır. Bu güzel ülkemize; Herkesin bilek veya siyasi gücüne göre değil, mezhebine veya inancına göre değil, Cumhuriyetin eşit yurttaşlık anlayışı ile kazandığı, güvendiği, inandığı, mutlu, huzurlu, sağlıklı bireylerin olduğu bir kalıcı anlayışın yerleşmesidir. Cumhuriyetimizin temel değerlerinin yerini bulduğu, Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün baş tacı edildiği, kuruluşa ve kurtuluşa saygının büyüdüğü. Değerlerimizin tartışma konusu yapılmadığı bir Düzen inşa etmemin tamda kendisidir.

Yazının Devamı

Hizmet yerleri helallik istemeye evrildi

Hayırdır uçaklarımız mı yoktu da, çalakalem kullanılan örtülü ödenek mi tükendi de, saat 04 17’de meydana gelen depremi, saniyelerin önemini unutarak saatler sonra en yetkilimize ancak duyuran unvanları büyük acz içindeki atanmışlar idareciler için mi, sıkıştık mı, zorlandık mı?

Hata üzerine hata yaptık mı, eksik kaldık mı helallik bu nasıl sorumluluk anlayalım çok büyük yetkililerimiz, bulunduğunuz makamlar helallik isteme yeri değil, çözüm üretme, sorunları, sıkıntıları anında yok etme yeridir bunu hatırlayın Allah rızası için anlatın bize lütfen, kocaman ünvanlı sorumlularımız; Fetö’yü, her yerde kadrolaştırıyorsunuz, palazlandırıyorsunuz, devleti işgal etmelerine yıllardır alenen göz yumuyorsunuz paylaşımlar büyüdükçe hisselerde büyüyünce, hepsi benim olsun hırsına düşüyorsunuz.

Kafamıza bomba yağdırınca alçakça devleti yıkmaya kalkışınca helallik, covid salgınında esnaf dükkan kapatıyor, memur açlıkla cebelleşiyor köylü tohum gübre bulamıyor, işsiz iş bulamıyor, kiracı kirasını ödeyemiyor, toplumun her kesimine büyük sıkıntılar yaşatılıyor, küçücük maske ve bir şişe kolonya dahi dağıtılamıyor, helallik verin deprem oluyor binlerce insan ölüyor, milyonlarca vatandaşın evi başına yıkılıyor, işinden, aşından oluyor vatandaş mağdur ediliyor geride sağ kalanlar ise per perişan oluyor helallik ver.

Yazının Devamı

Vatandaş da büyük ajandaya notlarını aldı

Sürekli not alıyor birileri, atanmış idareciler alıyor, vatandaşın can, mal güvenliğinden, vatandaşın adaletle yönetiminden, vatandaşına soğuktan koruyacak çadır temin etmekten sorumlu olan siyasilerimiz alıyor, herkeste tepeden üstenci bakışla Bu not alma işi gırla gidiyor.

Bu durum aba altından sopa değil, düpedüz direkt olarak vatandaşı açıktan tehdit etmektir. Doğrudan vatandaşa sizde kim oluyorsunuz demektir. Duygusal ve sosyal yardımla geçinen vatandaşına aya gidiyoruz, uzaya çıkıyoruz diye algı yaratanların darmadağın olmuş yollar, çökmelerden dolayı tanınmaz hale gelmiş uçak indirilemeyen havaalanları nedeniyle deprem bölgesine saatler sonra gidebildiğini, doğalgaz bulduk diyenlerin vatandaşa tüpgaz bile bulamadığını, kullanılmayan doğalgazın birde faturasını gönderdiklerini, Avrupa bizim başarısızlıklarımızı kıskanıyor, Almanya kriz geçiriyor, İngiltere’de tezgahlar bomboş diyerek saf vatandaşı yalanlarla kandıranların deprem bölgesindeki vatandaşına kuru ekmek, yüzünü yıkayacak tek damla su bile veremediğini, dar günlerde depremzede vatandaşa ilk anda çadır kurmak, kuru gıda dağıtmak ana görevi olan Kızılay’ın deposundaki az sayıdaki çadırları ve konserve gıdaları yardımsever kuruluşa para karşılığı satarak depremi fırsata çevirdiğini, Kızılay gibi ulvi bir kurumu zor günlerin dostu değil, sadece Ankara Çankaya’da bir semt adı olduğunu her Türk vatandaşına ispat ettiğini, hiçbir şey bilmedikleri halde eksikleri dile getirene biz her şeyi iyi biliriz siz bu işten anlamazsınız diyen kendilerini yetkili zanneden biçare idarecileri, koşarak yardıma gelen belediyenin bütün olanaklarını deprem bölgesine taşıyan misafir belediye başkanına İngiliz diyen siyaset eskisini, kurtarma ekibi olmadığı için enkaz altında bağıra bağıra yardım bekleyenlerin diri diri ölümüne sebep olanları, çökmüş havaalanını onarmaya çalışan belediye ye siz kim oluyorsunuz biz yaparız her şeyi diyen kendini beğenmiş atanmışları, toplumsal barışı tesis etmesi gerekenlerin ayrımcı dil kullanmalarını, her ağzını açıp dert anlatan vatandaşına parmak sallayan siyasetçileri, vatandaşın vergi borcunu sileceğine utanmadan Temmuz ayına erteledik diyen Maliye Bakanlığını, çadır yetiştiremeyen Kızılayı, konteyner hazırlığı olmayan AFAD’ı, 3 gün sonra ancak kurtarma işlemi başlatan siyasetçiyi, derdini anlatan vatandaşı ittiren büyükşehir belediye başkanını, yıkılan hastaneleri, bozulan, yamuk yumuk olan yolları, hazır gelen erzakları dağıtmaktan yoksun koordinasyon beceriksizliğini, bu çağda iletişimi sağlayamayan faturadan başka vatandaşa hizmeti olmayan GSM operatörlerini, jenaratör getirip benzini unutanları, valilikten onay almadan müdahale yapamam diyen kepçe operatörlerini, ölenlere kefen dahi sağlayamayan biçare liyakatsiz yöneticileri, battaniye ye sarılarak sokakta bekletilen cenazeleri, günlerdir vatandaşın arasına çıkamayan belediye başkanlarını, delil karartmak için yıkıldığı alenen belli olan Elbistan Belediye binasını, binaların denetleme dosyalarının bulunduğu Hatay Şehircilik Müdürlüğü inşaat denetim bürosunu çok acilen yıkmaya çalışanları, yerel siyasetçilerin yaptığı yıkılan otelleri, binaları, kurtarma ekiplerinin geç müdahalesini, deprem ve afet konusunda deneyimli askerin ilk iki gün sahaya çıkarılmamasını, Pazarcık Cemevi’nde dağıtılmak için vatandaş tarafından toplanan yardımların dağıtımı için kayyum atanmasını, devlet bankalarının vatandaşın kesesinden yaptığı bağışı babasının cebinden yapıyormuş havası ile televizyonlardan acele pazarlanmasını, AFAD’ jeolog, jeofizikçi değil de imam yönetici atanmasını, bilgili ve yetişmiş AFAD başkanının emir eri olmadığı için önce Tanzanya’ya Büyükelçi olarak gönderilip, depremde sıkışınca Tanzanya’dan çok acil göreve çağrılmasını, adı beşli çetede geçen müteahhidin bağış yaptığı akşamın sabahında teşvikle ödüllendirildiğini muhalefeti ve yüzlerce sivil toplum kuruluşlarının, binlerce gönüllü vatandaşların çabalarını es geçerek iktidar ittifakı olarak sahadayız diye poz veren parti sözcüsünü, birçok kamu binasının çöktüğünü, diri insana kurşun sıkmaktan farklı olmayan sosyal medyanın yavaşlatılarak enkaz altındaki vatandaşın üstte kalanlarla irtibatının kesilmesini seyredenleri, yaşadığı sıkıntısını anlatan vatandaştan mikrofon saklayan yandaş televizyon muhabirlerini, depremzede vatandaş çadır, konteyner derdindeyken acilen inşaat yaparak sel önünden kütük kapalım diyen zavallı TOKİ ve adı şehircilik olup gerçeği çaresizlik olan bakanlık yetkililerini, sade milyonlarca vatandaşlarda büyük bir ajandaya not aldı merak etmeyin hem de kalın harflerle aldığı notları seçimlerde mutlaka tekrar okuyarak hatırlayacak ve içinden çok ders notları çıkarılacak unutulmayacak tarihi bir damga vuracaktır. Bunu UNUTMAYIN, UNUTAMAYACAKSINIZ…

Yazının Devamı

Deprem gören şehirlerimizi boşaltmayalım

Şehirler bizim hepimizin yaşayan hafızalarımız lütfen deprem bölgesi olan şehirlerimizi kendisi ile baş başa bırakmayalım, şehirlerin her santimetrekaresinde herkesin mutlaka yaşanmış anıları vardır anılarımıza saygı için de olsa doğduğumuz, yaşadığımız şu ana kadar doyduğumuz şehirleri terk etmek doğru değil sevgili kardeşlerim.

Oraları terk edersek boşalan şehirlerimiz başkalarınca doldurulur demografik olarak şehirlerimizin yapısı istemesek te olsa bozulur şehirlerimiz yaşayan hafızaları olma özelliğini kaybederler. Buda bizleri tabidir ki üzer, üzmeli sadece kendimizi değil, Atalarımızı da düşünerek karar verelim lütfen şu anki psikoloji ile şehre dönmek istemeyen insanlarımızı süreç içerisinde ikna etmemiz ve sonrada teşvik etmemiz gerekir,

Esnafsa; Sahtekarlığı tescilli İranlı adını yazıyı kirletmemek adına buraya yazmadığım uluslararası dolandırıcıya kendini paralayan Halkbank esnaf bankası olduğunu göstermeli uzun vadeli kredilerle alın teriyle geçinen ve depremden etkilenen esnaflarımızı desteklemeli, evsiz depremzedelerimize yapılan evlerin yüzde 70’i hibe edilmeli, geriye kalan ödeme olan % 30’u ise zamana yayarak 3 yıl sonra başlamalı.

Yazının Devamı

Deprem bölgesindeki atanmışlar ve yol veren siyasilere de görevden el çektirilmeli

Bürokratlar siyasetin referansı olmadan yükselemezler, siyasetin oluru olmadan asla ve kata sorumlu göreve gelemezler ilçe, il başkan ve yöneticileri varsa milletvekilinin haberi ve onayı olmadan koltuk sahibi olmak mümkün değil bunu bürokrasinin içerisinden gelen bir vatandaş olarak yakından biliyorum.

Hele bu dönem bırakın üst düzey yönetici olmayı en ast görevlerde bile parti onayı olmadan, siyasetçi tavsiyesi olmadan hademe, çaycı bile olunmuyor bunu da biliyoruz. Bu bilgilerden hareketle illerdeki üst düzey bürokratların nasıl atandığına yakından şahidiz bundan dolayı illerde birinci derecede sorumlu olan valiler, il şehircilik, sağlık, müftülük, milli eğitim ve gençlik ve spor il müdürlüklerinin bağlı olduğu vali yardımcıları, büyükşehir olmayan illerde özel idare genel sekreterleri, büyükşehirler dahil illerdeki şehircilik il müdürleri, il sağlık müdürleri, İl AFAD müdürleri, onbinlerce öğrencinin eğitim gördüğü il ve ilçe milli eğitim müdürleri, ibadet yerlerinden sorumlu olan il ve ilçe müftüleri, spor salonlarından, statlardan sorumlu ilçe ve il gençlik ve spor müdürleri, yollardan sorumlu olan karayolları müdürleri, kesinlikle görevden el çektirilmeli ve mutlaka açığa alınmalıdırlar.

Ayrıca bu liyakatsız unvan, koltuk peşinde koşarak makam sahibi olan görevlilere referans olan siyasetçilerle birlikte atamaya imza atanlarda tabii ki istifa ettirilmelidir. Etmeliler ki gelecek nesile ders olsun, gelecekte illerde sorumluluk alacak siyasetçilere siyasi partilerin il yöneticilerine tarihsel örnek olsun, olsun ki bir daha liyakatsızlara kefil olan siyasilere ve ne iş olursa yaparım diyen iş ve sorumluluktan habersiz liyakatsız atanmış il yöneticilerine de ders olsun ders kalsın.

Yazının Devamı

Depremden etkilenen çiftçi ve köylü karşılıksız desteklenmeli

Çiftçi üreten insan o nedenle çiftçi mutlaka hibelerle desteklenmelidir çünkü; Besiciliği, arıcılığı, seracılığı onlar yapıyor her türlü sebzeyi, meyveyi, tahılı bölgenin durumuna göre onlar üretiyor bu nedenle çiftçi desteklenmeli. Heleki deprem bölgesindeki çiftçiler özel olarak teşvikle desteklenmeli çiftçinin üretimden ayrılıp Bölgeyi terk ederek gelip farklı şehirlerde iş araması mutlaka önlenmeli.

Çiftçi köyünde kalmalı aksi halde üreteni desteklemezsek yaya kalırız. Ziraat Bankası köylüyü kesinlikle ve kesinlikle Allah emri gibi ucuz krediye kavuşturmalı. Köylünün ve üreten çiftçinin baş destekçisi olması gereken, bir zamanlar amblemi başak olan Ziraat Bankası krediyi hükümete yandaş yaratmak için algı yaratacak gazete, televizyon gibi alanlara verdi vereceği kadar şimdi sıra köylüyü, çiftçiyi desteklemenin tam zamanı gerçekten üreten çiftçiye destek olmalıdır olmak zorundadır aksi halde hep beraber yaya kalırız yaya açlıktan taş yeriz bunun başka izahı yok.

Deprem bölgesindeki hayvan envanteri çıkarılmalı deprem nedeniyle telef olan hayvanların yerine köylüye damızlık hayvanlar ücretsiz verilmeli, ahırlar depreme dayanıklı yapılmalı ahırını yeniden yapanlar proje karşılığında ilgili tarım danışmanı ve tarım müdürlüğü yetkililerin onayı ile maddi olarak bir kısmı karşılıksız, bir kısmı uzun vadeli geri ödemeli hibe desteği ile desteklenmeli.

Yazının Devamı

Deprem bölgesindeki belediye başkanları görevden alınmalı

Depremdeki yıkımlarda, kontrolsüzlükte belediyelerin sorumluluğu az değil. Sınırları içerisinde bırakın evi, bir adet kümes bile yıkılan belediyeler il, ilçe, kasaba ve büyükşehir belediyeleri parti gözetmeksizin, iktidar, muhalefet, bağımsız olan bütün belediyeler, bu yıkımla ilgili hesap vermelidirler.

Çünkü belediye hizmeti bir bütün bunu biliyoruz inşaat ruhsatlarını illerde il belediyeleri ve özel idareler büyükşehirlerde ise ilçe belediyeleri veriyor bunu biliyoruz iyide imar planları da, her şehirdeki nazım imar planları kadastral haritalara işlenmiş duruma getirildikten sonra 1/1000’lik uygulama imar planı ilçede yapılıyorsa 1/5000’lik plan da büyükşehirde onaylanıyor.

Yasal koşullara uygun değilse imar planı o zaman onaylamayacak büyükşehir belediye meclisi reddecek büyükşehir bulunduğu şehrin depremsel haritalarını ilçe belediyelerinin önüne koyacak ona göre imar planı yaptıracak, illerdeki şehircilik müdürlükleri de aynı şekilde onlarda bakanlık adına illerde tek yetkililer, hem de bölgede valiliklere bağlı olmaları nedeniyle direkt devleti temsil ediyorlar. Buradaki yetkililerde durumun farkında olacaklar ve belediyelerle koordineli çalışacaklar ki o şehirde sağlıklı imar planı yapılsın, dolayısıyla deprem bölgesindeki kasaba, ilçe, il, büyükşehir belediye başkanları parti farkı gözetmeksizin belediye meclis üyeleri ile beraber hemen en acil şekilde görevden alınmalıdır.

Yazının Devamı

Acele enkaz kaldırma acele konut bu ne telaş...!

Daha enkazlar kalkmadan hemen konut derdine düşmek nedir Allah aşkına. Enkazlardan kesinlikle numune alınmalı bu birincisi, ikincisi ise insanlar enkaz kaldırırken eğer sağ kaldılarsa, kalmadılarsa bir yakını enkaz kaldırılırken mutlaka başında olmalı kurtarabildikleri bırakın parayı ve ziyneti fotoğraf albümü bile kıymetli değil mi sizce?

İzmir depreminde uygulanmıştı burada neden uygulanmasın, efendim zaman alır diyebilen olabilir koordineli çalışılırsa almaz almaz merak etmeyin Allah aşkına insanlar yakınlarını kaybetmiş bari bir tanede olsa bir hatıra kaldıysa onun alsınlar.

Bilim insanları ve teknik üniversitelerden oluşan heyetlerce zemin etüdü yapılmadan, bunlar raporlaştırılmadan, fay hatlarının mevcut güzergahı ve kolları teknik anlamda teyit edilmeden, imar planları yeniden gözden geçirilmeden, ince eleyip sık dokumadan bu inşaat acelesi ne anlam vermek mümkün değil.

Yazının Devamı

Depremde ilk andaki koordinasyon önemli

Deprem koordinasyonu eksi bile değildi yoktu eksik değil resmen yoktu. Yok olsa iki gün sonra TANZANYA elçisi koordinatör olarak acilen Türkiye’ye getirtilir miydi? Personel yetersizdi ‘mücadelede geç kalındı, Allah rızası için elinize Türkiye haritasını almak veya illerin listesini almakta mı zordu? Enkazlarda ses varken ekip yoktu, ekip varken ekipman yoktu, ekipman varken de üzülerek belirtmek gerekir ki sesler yoktu.

10 ilimizde deprem olmuş diğer 71 vilayetimiz ayakta çok şükür depremden etkilenen her ilimize 10 il düşüyor bu illeri büyüklük sırasına göre ayırıp, depremden ağır etkilenen illere yardım konusunda acilen yönlendirmek çok mu zordu Allah aşkına. Depremden etkilenen en yakın olan iller başta olmak üzere hızla bütün ekiplerin deprem bölgesine telefonla yönlendirmesi çok mu zordu, çok mu imkansızdı, liyakatı olmayan anlayış sıkıntısı yaşayan acz içerisindeki çözüm üretemeyen idarecilere tek örnek verelim.

Kırşehir depremden etkilenmedi oradaki hizmetleri aksatmayacak şekilde belediye itfaiyesi, orman işçisi, maden olsaydı maden kurtarma ekibi, askeri tugay, tümen ne varsa onları, zabıta, polisi, doktoru, karayolu, DSİ kepçe, dozer, araç, gereç, ambulans, gönüllü kuruluşlar, giyim, kuşam, gıda, çadır, battaniye ne varsa sadece Hatay’a gidecek dense bu şekilde her il gideceği ile yönlendirilse bu sıkıntı yaşanmazdı trafik tıkanmazdı, her il gideceği ve yardım ulaştıracağı sorumlu olduğu ili bilirdi ve bu kadar can kaybı olmazdı.

Yazının Devamı

Depremde AFAD afalladı ve şaşkındı

Çok övünülerek pazarlanan ve yere göğe sığdırılamayan, her konuda uçacağımızı belirten kurumsallığı bitiren kişi sistemi kağıttan kaplan olduğunu hepimize canlı canlı ispatladı.

Demek ki neymiş büyüklük lafta ve hamasette değil, uygulamada, sahada olmalıymış! İyi niyetli vatandaşımıza dış güçler diye pazarlanan, gerçekte ise ilk yardıma gelen ağırlıklı olarak Avrupa Birliği devletlerinin uluslararası kurtarma ekipleri saatler içerisinde memleketimize gelerek havaalanından AFAD’ı aradılar.

Üzülerek belirtmek gerekir ki AFAD’ın kendisi kurtarılmayı ve saniyelerin altın değerinde olduğu bir zamanda üstten verilecek talimatı bekliyorlarmış, insanlar enkaz altında inleye inleye öldüler bunun hiç vebali olmayacak mı beyler! Yazık hem de çok çok yazık…!

Yazının Devamı

Belediyeler ve siyasiler tam sorumlu!

Belediyeler özellikle bütünşehirlerde ilçe belediyeleri, büyükşehir olmayan illerde il belediyeleri inşaatların her aşamasından temelinden, demirine, betonundan, iskan iznine her santimetrekaresinden sorumludurlar.

İldeki İnşaatlarda birinci derecede sorumluluğu olan ve belediyede olması gereken Teknik elemanlarınca ildeki bütün inşaatları denetleyecek olan kocaman Adıyaman İl Belediyesi kendi binasını denetlememiş ki başka binaları nasıl denetlesin? Taşrada birçok belediyede jeoloji mühendisi, harita mühendisi yok, belediye binası yerle bir olmuş.

Adıyaman’da gösteriş için gümüş renkli belediye tabelası ayakta haklarını yemeyelim aynı caddede belediye binasının hemen karşısına AB fonu yardımıyla ODTÜ’lü mühendisler tarafından AB adına yapılan denetimlerle inşa edilen ve Camdan yapılan “Komagene Kültür Merkezi”nin camları bile kırılmamış bu denetim açısından her şeyi anlatmaya ve üzerine sayısız raporlar yazmaya yetmez mi?

Yazının Devamı

KIZILAY ah ah çocukluğumdaki KIZILAY

Kızılay eski Adıyla Hilal-i Ahmer inancı ne olursa olsun herkese eşit koşullarda sahip çıkan bir kurumdu. İlkokulda bile en güvenilir öğrenciye emanet edilirdi Kızılay Kolu.

Sevgili okuyucularımız kendime pay çıkarıyorum olarak değerlendirmesinler köyümüzdeki ilkokulda Kızılay Kolu Başkanlığı yapan o Kızılay amblemli beyaz bezin içindeki hilali kolunda gururla taşıyan birisi olarak; Okulda Kızılay Kolu Başkanlığı en güvenilir öğrenciye, ilçelerde en güvenilir esnafa, illerde en güvenilir şahsiyete emanet edilirdi.

Kızılay Şube Başkanlığı bu vesileyle en çok yardımı alırdı Kızılay çünkü; Sınıfın, ilçenin, ilin en itimat edilen kişisi var o yardımın başında toplanan maddi yardıma halel gelmez verdiğimiz yardımlar, yaptığımız bağışlar yerini bulur çünkü toplanan yardımı hiç şüphesiz yerine ulaştırır bu kişiler diye bir “GÜVEN” bir anlayış hakimdi insanımızda en fazla yardımı da KIZILAY alırdı güvenilir itibarı olan bir Kimlikti KIZILAY.

Yazının Devamı

TBMM’nin 27. dönemindeki 7 yıldızlı milletvekilleri

Siyasete olan sevdam ve hizmet aşkım nedeniyle yaklaşık 45 yıldır parlamentodaki milletvekillerini izlerim.

Dönemlerine iz bırakan vekil sayısı 45 yılda ortalama her dönem 500 vekil görev yapsa, tekrar tekrar edenleri çıktığımızda 300 kabul edersek dönemleri de 4 yıldan saydığımızda 11 dönemde 4000 civarında vekil görev yapmış TBMM’de iz bırakan vekil sayısı 11 dönemde 40’ı geçmiyorsa. Burada önemli bir sorun var demektir.

Partiler önseçim yapmıyor, istisnaları çıktığımızda partilerin yüzde 99’u önseçim yapmıyor. Ara sıra yapan partilerde kayıtlı üyeyle değil, az sayıdaki ve siyasette asker diye tabir edilen delegeyle yapıyorlar, ayrımsız bütün parti genel başkanları, bana kim iyi itaat eder, kim ben istemeden parmak kaldıramaz derdinde olunca olan tabii ki vatandaşa oluyor, memlekete oluyor.

Yazının Devamı

Büyükşehir belediyelerin sokak isimleri beceriksizliği

Büyükşehir Belediyeleri Bütünşehir Yasasına tabi olduktan sonra sokak isimlendirmeleri artık kontrol edilemez hale geldi. Aynı isimden sokaklar neredeyse her ilçede var. Tamam, eskiden ilçe ve belde belediyeleri ayrı tüzel kuruluştu o nedenle kendi sınırları içerisinde benzer ismi vermeleri normal ölçülerde olağandır.

Ancak; büyükşehir olduktan sonra bütün sokak isimleri tek yerden kontrol ediliyor. Büyükşehir Belediye Meclisinde İsimlendirme Komisyonu var. İlgili isim verilecek yerler buradan geçiyor, geçmesinde de yine aynı keşmekeş maalesef devam ediyor.

En önemli yanlışlardan birisi Büyükşehir İsimlendirme Komisyonları sadece huzur hakkı için toplantı yapıyor sanki. Çünkü aynı isimler farklı ilçelerde hem de metropol sınırları içerisinde en az 3 ilçede mevcut maalesef. Bu keşmekeş devam edecekse o zaman Büyükşehrin ne anlamı kalıyor?

Yazının Devamı

6’lı masanın adayı Kılıçdaroğlu

Altılı masanın kurulmasında, tek yumruk haline gelmesinde şüphe götürmez bir gerçektir ki en büyük katkı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nundur. Kendisindeki sabır, sır küpü olma, devlet tecrübesi, sakinlik, sinirsizlik 6’lı masayı sorunsuz hale getirmiştir gelen eleştirilerin hiçbirine ister parti içerisinden, ister dışardan gelsin hiç önemsemeden yoluna devam ediyor olanda Kılıçdaroğlu’dur.

Devlet ve bürokrasi terbiyesini, birikimini siyasi tecrübe kazanarak pişiren de yine Kılıçdaroğlu’dur. 2010 yılındaki ile 2022 yılına 12 yılda siyaseti de, partiyi de öğrenmiş olan Kılıçdaroğlu kendisini yetiştirmiş, geleceği de iyi okuyan bir devlet adamıdır. CHP gibi bir partide sorunsuz Genel Başkanlık yapılmaz ancak; Kılıçdaroğlu hesap uzmanlığını siyasette de konuşturup ilmik, ilmik partinin bütünleşmesini, büyümesini küçük olsun benim olsun felsefesini büyük olsun hepimizin olsun felsefesine dönüştüren bir kişiliktir.

Cumhuriyet Halk Partisi şununla görüşmez, görüşmemeliyi, hayır herkesle görüşülüre kavuşturan bir ve “Genel Başkanlığı Liderliğe” dönüştürendir. Parti çıkarını ülke çıkarının gerisine alan bir “Ülke Sevdalısı” liderdir. Demokrasi tarihine İYİ Parti’yi kazandıran bir isimdir.

Yazının Devamı

İmrendim havalanmış Mersin’e

Hafta sonu iki günlüğüne iş ziyaretlerim nedeniyle Mersin’e yolumuzu düşürdük. Bu kısa ziyarette yemek ve çay molası verdiğimizde belediyenin sahildeki işletmelerini görme fırsatım oldu. Sorduğumda bu tesislerin Büyükşehir Belediyesi tarafından bu dönem hizmete alındığını öğrendim.

3 yıl gibi kısa sürede gerçekten bu tesisleri; 1-İstihdam yaratan 2- Hijyenik hizmeti öne alan 3-Piyasadaki yeme içme yerlerinin fiyat dengesini kurabilen mükemmel düşünülmüş birçok yönlü proje olarak değerlendirdim. Birikimli bir belediyeci ve Ankara’da yaşayan birisi olarak Mersin’de yaşayanlara gıpta etmedim de değil. Belediyenin sahildeki tesisleri ile göz doldurduğunu gözlemledim. Sahildeki tesislerle Mersin’i adeta Akdeniz’in çekim noktası haline getirmişler kısa sürede.

Çankaya, Tarsusi Denizden, Ekmek, Bakkal, Yöreden, Bizden, Karavan, Kır Kahvesi, Limon, Tiribün gibi.

Yazının Devamı

Son 30 yılın ve geleceğin sendika lideri: Pevrul Kavlak

Son 30 yılda sendikaların yüksek perdeden faaliyet gösterdiğine hiç şahit olmadım. 1991 yılındaki Madenci Yürüyüşünden bu yana ilk defa bir sendikanın böylesine büyük bir eylem yaptığına şahit oldum. Tam 31 yıldır hasret kaldığımız kimsenin önünde eğilmeden, el, etek öpmeden ilk defa böyle dik duruş sergileyen bir sendika başkanı gördüm.

Yumruğunu masaya vuran, masadan kalkarsanız Türkiye’yi ayağı kaldırırım diyen, diyebilen, hiçbir güçten korkmayan, yağız Anadolu çocuğu. Günümüzde her kesimden, her meslekten adeta toplumun bir yarısının bir tarafı, diğer yarısının da karşı tarafa biat kültürü ile hareket ettiği bir dönemde, tamam efendim dediği, korkudan ağzını açmadığı, açamadığı bir dönemde masaya vurmak, yüzbinleri ayağa kaldırırım demek her yiğidin yapamayacağı bir hareketi yapan kişi ancak devrimci bir ruha hitap eden birisi olmalıdır dedim.

Eğilmez duruşu, hak arayan, hakkını kimseye yedirmeyecek derecede iddialı bir sendika önderi, damarlarında dolaşan alyuvarlarında bile mücadele yapan bu yağız Anadolu evladının, Orta Anadolulu Keskinli bir ailenin evladı olduğunu gururla öğrenmiş oldum.

Yazının Devamı

Vefa, Mansur Yavaş vefa...

SİYASETTE bir yere talip olduğunuzda çalışma arkadaşlarınızı, konusunda uzman ve yetkin olanları isimlendirip öyle çıkacaksınız yola, giderken yolda bulduklarınızla hareket etmeyeceksiniz. Devasa belediyelere aday olanların çalışacak yetenekli kadrolarının olmadığını görüyoruz, uygulamalarında tel tel döküldüklerine şahit oluyoruz, şak şaka çabuk alıştıklarını ve sosyal medya mesajları ile kendilerini öne çıkarmaya çabaladıklarını da ibretle izliyoruz.

TÜRKİYE’NİN “En başarılı Belediye Başkanı” olan Eskişehir Belediye Başkanı Sayın Yılmaz Büyükerşen’de görmüyoruz bunları. Niye? Adam konusuna hakim kadrosu yetişmiş elemanlardan oluşuyor, liyakatsızlara ve sahte şakşaklara ödün vermiyor.

BÜTÜN illerdeki belediyeler için “Başkan kendi kadrosuyla çalışsın diyor” parti yetkilileri. Çok güzel ve doğru bir karar, alkışlanacak bir hareket, ancak yeni seçilen başkanların (İstanbul hariç) kadrolarının olmadığını görüyoruz, olmayan kadroyla nasıl çalışılacak ki?

Yazının Devamı