Mini olaylar zincirinden anayasa kulislerine

Son günlerde art arda yaşanan küçük gelişmeler, Ankara’da aslında çok daha büyük bir tartışmanın işaret fişeği olarak görülüyor. İlk bakışta birbirinden kopuk gibi duran olayların, anayasa süreci bağlamında aynı zincirin halkaları olduğu konuşuluyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, PKK’nın ve Suriye’deki uzantılarının silah bırakmadığının devlet tarafından bilindiğini ve buna göz yumulmayacağını açıklaması, kulislerde önemli bir eşik olarak not edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ahlat’ta bu çıkışı daha da sertleştirmesi, bu söylemin devlet politikasına dönüştüğünü gösterdi.

Tam bu noktada gözler, sürecin ilk adımını atan Devlet Bahçeli’ye çevriliyor. Terörsüz Türkiye meselesini gündeme taşıyan, hatta bir “devlet politikası” şeklinde kodlayarak iç cepheyi güçlendirme amacına yönelik bir hamleye dönüşmesine öncülük eden de MHP idi. Ancak kulislerde konuşulan ihtimallerden biri, sürecin zamanla bir “Kürt anayasacılığı” tartışmasına dönüşmesi. Eğer tablo böyle seyrederse, MHP’nin fren rolü üstlenmesinin de kaçınılmaz olacağı bir gerçek. Ne yazık ki bu konuda alınmış tedbirler gibi algılanan ve siyaseten iktidarın belirleyicisi gibi görünen MHP’yi de bir şekilde zora sokabilecek hamleler de belirsizliği artırıyor. Bu durumda süreci başlatan MHP olası bir Anayasa değişikliğiyle sıkıştırılmaya çalışılıyor olabilir. En azından Ankara’da bu ihtimal ciddi şekilde konuşuluyor.

Meclis’te bu tartışmalara dair farklı sesler şimdiden duyulmuş durumda. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, geçtiğimiz aylarda yaptığı bir açıklamada, “Türkiye mutlaka yeni bir anayasaya kavuşmalıdır. Darbe anayasasının gölgesi artık bu ülkenin üzerinden kalkmalıdır.” diyerek sürecin devamına dair güçlü bir vurgu yapmıştı. Komisyonun çalışmalarına başlamasının ardından da aynı tonu sürdürdü. AKP’nin genel yaklaşımı da bu çizgiye paralel ilerliyor. DEM de benzer bir anayasa değişikliğine belirli ölçülerde destek vermeye istekli görünüyor.

Ancak MHP cephesi söz konusu olduğunda tablo daha farklı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, Meclis’te defalarca yaptığı konuşmalarda kırmızı çizgilerini net biçimde ortaya koymuştu. Yıldız, “Türkiye Cumhuriyetinin kurucu felsefesini tartışmaya açmak, milli kimliği sulandırmak anlamına gelir. Bu konularda en küçük bir revizyon kabul edilemez” sözleriyle partisinin tutumunu dile getirmişti.

Barış süreci toplantılarında da konunun aynı noktaya gelmesi üzerine geçtiğimiz günlerde Yıldız, sosyal medya hesabından şöyle bir paylaşım da yapmıştı: “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na davet ederek dinlediğimiz bazı kurumların meseleyi tam olarak anlamadığı görülmektedir. Bu sürecin temel amacı, terör örgütü PKK’nın tüm uzantılarıyla birlikte, ön koşulsuz ve kalıcı biçimde silah bırakmasının sağlanması; Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında terörün tüm boyutlarıyla sona erdirilmesi ve milli birliğin daha da sağlam temeller üzerine inşa edilmesidir”

Yani MHP başından itibaren durumun bu komisyonda tanımlanan çerçevesinin dışında algılanmasına karşı çıkıyor ve çerçeveyi net olarak çiziyor.

Hal böyle olunca sürecin devamında AKP ve DEM’in belli uzlaşma alanları yaratabileceği söylenirken, masadan kalkma görüntüsünün Bahçeli’ye ve MHP’ye yapışma riski giderek büyüyor. Buna Bahçeli’ye yakın isimlerin casusluk ve başka ciddi soruşturmalarla gündeme gelmesi de eklenince, kulislerde MHP’nin siyaset sahnesindeki manevra alanının daraldığı yorumları sıklaşıyor.

Bu yorumların ve ardından toplantıların devamında yapılacak konuşmaların nereye doğru gideceğini göreceğiz. Ancak özellikle komisyonun başından beri komisyonun konusu olan şeyler hakkında çok fazla bir değişiklik olmamasına rağmen iktidar tarafının son zamanlarda söylemlerini sertleştirmesi dikkat çekici.

Sonuçta kesin hükümlere varmak için erken ama kulislerde dile getirilen ihtimal şu: Eğer anayasa süreci bir “Kürt anayasacılığı” zeminine kayar ve orada tıkanırsa, bu defa fatura Erdoğan’a değil, bizzat süreci başlatan Bahçeli’ye kesilebilir. Bugünlerde yaşanan mini olaylar zinciri de aslında bu ihtimalin gölgesini şimdiden hissettiriyor.

SON DAKİKA HABERLERİ

İnanç Uysal Diğer Yazıları