Barış masasında kırılgan bir temsil ikilemi

Türkiye siyasetinin iç açıcı bir işaret verdiği sanılırken, CHP’nin İstanbul İl Kongresi iptali ciddi bir siyasi ve hukuki kırılma ortaya koydu. Delegelerin iradesi yargı kararlarıyla askıya alınırken, partinin iç barış zemini de tartışmalı hale geldi. Delegelerin iradesinin yargı kararına takılması ifadesi burada hukuki bir anlamda kullanılmamıştır. Yani yargının bu uygulamasının hukuksuz olduğu gibi bir iddia içermemektedir. Onu konunun uzmanlarına bırakmak gerekir. Lakin yaşananların bir çok insan tarafından şüphe ile karşılandığı da bir gerçektir. Yargı burada tamamen bağımsız bir karar vermiş olsa dahi vicdanlarda durumun iktidar ve muhalefet için ayrı değerlendirmeler olarak algılanması kolayca engellenebilir değildir.

Tam bu sırada, TBMM’deki Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplanıyor ve hatta bu karar çıkarken de bir haftalık bir araya gidiyor tesadüfen. Kulislerde TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un kendi programı için bir hafta ara verildiği konuşulsa da CHP için verilen kararın tam da o haftaya denk gelmesi şimdi bir sürü soruyu da akla getiriyor.

DEM grubu, baro başkanlarının ve eski TBMM başkanlarının önerilerini öne çıkarıyor, demokratik sistemle barış inşasına vurgu yapıyor. Ancak bu iyi niyet hatları, kamuoyunda dolaşıma giren “talep listeleriyle” farklılaşıyor ve komisyon sonrasına yani karar verici olan TBMM'ye bırakılıyor gibi görünüyor.

Her ne kadar bu komisyon bir Anayasa değişikliği için toplanmamış olsa da ilk günden beri yeni bir anayasa yapılması konusu gündemden hiç düşmüyor.

CHP, bu komisyona katılımı demokratik bir tutum olarak savunsa da, alınan son kararla yani İstanbul İl Kongresinde seçilen yönetimin görevden alınması kararı ile meşruiyet krizinde olması verilen enteresan aradan sonra komisyonda nasıl yer alacağı sorusunu da gündeme getiriyor.

Teknik olarak komisyon takvimi işliyor; TBMM Başkanı’ndan gelen çağrı üzerine başlayan ve yine aynı çağrı ile ara verilen toplantılar sürecek görünüyor ancak bu süreçte yaşanan siyasi kırılmalar, ve son gelen yargı kararı işi biraz karmaşık hale getiriyor.

Soru basit aslında CHP, Milli Dayanışma ve Kardeşlik adı verilen bu süreçte varlığını sürdürürken ve barıştan yana tavrını koyduğunu ifade ederken, iptal edilen kongre kararını da tanımadığını söylerken bu komisyonda yer almaya nasıl devam edecek? Zaten İstanbul için alınan bu karar nedeni ile oradan seçilen üst kurul delegelerinin oylamada verdikleri oyların de geçersiz sayılması durumunda CHP’nin yönetimi de aynı risk altında. Hatta o kurultay ile oluşan yönetimin aldığı hemen her türlü karar da risk altında, değil mi?

DEM Parti kararı Anayasaya aykırı olarak niteledi ve kınadı. Muhtemelen ‘Zamanında bize kayyumlar atanırken neredeydiniz, bizim yöneticilerimiz tutsak alınırken sesiniz çıkmıyordu’ şeklinde bir savunmaları vardır kendi içlerinde ama CHP ile bazı illerde iş birliği yaptıkları da kendi ifadeler aslında. Yani durum aslında tam olarak şuraya evrilmiş görünüyor, hukuki sonuçlarından bağımsız şekilde alınan kararla oluşan CHP içi sorunlara rağmen bu sorunların oluşması zamanına tekabül eden ara sonrası komisyon toplantıları nasıl devam edecek.

Yani CHP mahkeme kararını tanımayarak, hiçbir şey olmamış gibi bu komisyona üye vermeye ve çalışmalara katkı vermeye devam edecek mi? Eğer bu yapılırsa DEM sadece bir açıklama ile yetindiği mahkeme kararına karşı CHP’nin yanında bulunacak mı yoksa bunu bir teferruat olarak mı niteleyecek. Bence ikincisi olacak ama bekleyip göreceğiz.

Dahası kongrelerde alınan kararların iptali ve ardından partinin her kademesine atanacak olan CHP li kayyumlar bu görevleri kabul ederek, CHP’nin komisyonda yer alma iradesinin devamından yana mı karar verecekler. DEM bu atanacak yeni CHP yönetimi ve üyeleri ile de aynı kardeşlik duyguları ile yola devam edecek mi?

Teknik olarak o kongreler iptal edilip sonuçları hükümsüz sayıldığında CHP yönetimin kongre sonrasında transfer ettikleri vekiller belediye başkanları varsa onlar ne olacak. Ya da CHP de ayrılanlar, yönetimle yaşadıkları sorunlar nedeni ile ayrılmışlarsa geri mi dönecekler.

Özetle ne olacak şimdi?

SON DAKİKA HABERLERİ

İnanç Uysal Diğer Yazıları