"Aydınlanmış sömürgecilik"

Tarih 1798 yani Fransa da 1. Cumhuriyet'in devamlı şekilde kendisini dönüştürmeye ve yenilemeye çalıştığı bir dönem. Fransa da Cumhuriyet o dönemlerde oldukça çetin yollar aşmış olmalı. Aşmaya devam ediyor da olmalı hatta.

Hatta Amerika’da bağımsız Virgina’nın ikinci valisi olarak görev yapan Thomas Jefferson tam da 1785 ile 1789 arasındaki dönemde Paris’te Büyük elçi idi. Daha sonra ABD'nin 3. Başkanı oldu. Virginia haklar bildirgesi ile Fransız İhtilali arasındaki ilişkiyi merak edenler tespit edebilir.

Belki de ABD'nin simgesi olan Özgürlük anıtının Fransa tarafından hediye edilmesi bile bu yüzden olabilir.

1798 e geri dönelim, Fransa 1. Cumhuriyet döneminde iken Fransa’nın ilk konsülü Napolyon Mısır’ı işgal etti. Hazırlıklı idi Mısır konusunda bilgisi vardı, medeniyetinden de yararlanmak istiyordu. Piramitler muharebeleri diye tarihe geçen bir savaşla başardı bu işgali.

Ama sonrasında halkla temas ederken zorluk yaşamak istemediğinden şöyle bir bildiri yayınladı:

"Mısır Halkı... Sizlere dininizi imha etmeye geldiğimi söyleyecekler. Bu tam bir yalandır inanmayın.

Sizi zalimin elinden kurtarıp haklarınızı iade etmeye geldiğimi. Allah'a Peygamberi Muhammed'e Memluklular’dan daha fazla saygı gösterip hizmet ettiğimi söyleyin halkınıza. Fransızların inançlı Müslümanlar olduğunu söyleyin. Roma'yı istila edip Hıristiyanları sürekli. Müslümanlara savaş açmaya teşvik eden Papa'yı tahttan indirdiğimiz doğrudur".

Bu sözler daha doğrusu tamamı yalan bu nutuk Napolyon tarafından Mısır işgali esnasında hazırlanan manifestodur. Napolyon bu yalanları özellikle Mısırlı din adamlarını ikna etmekte kullanmış, korku ve menfaat ekseninde de bunda başarılı olmuş. Askerlerinin dışında 160 kişilik bir Oryantalist bilim adamı ordusuyla Mısır'ın psikolojik olarak işgalini de gerçekleştirmiş

23 ciltlik Mısır'ın tasviri adlı bir külliyat hazırlatmış ve bu yöntem "Aydınlanmış sömürgecilik" olarak yeni çığır açmış.

Elbette burada ordu olarak çok uzun tutunamamış olsa ve Osmanlı ve İngiliz ordularınca yenilmiş olsa da muhtemelen bıraktığı oryantalistler ordusu İngilizler tarafından da oldukça hoş karşılanmıştır.

Napolyon’un sözleri aslında Ortadoğu’nun nasıl var edildiğinin en önemli kanıtlarından birisi iletişim araçlarının olmadığı zamanlarda insanları inandırılmaları çok daha kolaydı bu nutuklara elbette. Artık biraz daha söylenenlerin altında ne var ne yok diye inceleme şansımız var ama sanırım o konuda da biraz geç kaldık.

‘Aydınlanmış sömürgecilerin’ kitlesel iletişim araçlarının olmadığına şükretmek mi yoksa onlara karşı bu araçların olmadığına hayıflanmak mı daha doğru olur orası gerçekten tartışılır.

Ama her şeklide kesin olan şudur ki bu günün Ortadoğu’sunun bir çok anlamda başlangıç noktası Mısır’dır. 970 yılında kurulmuş olan El Ezher Üniversitesi, İslam dininin ilk ve en prestijli okullarından kabul edilmiştir. Aydınlanmış sömürgeciliğin 160 kadar oryantalisti için Mısır o anlamda da son derece önemli bir kaynaktı elbette. 1801'e kadar hazırlanan bu 23 cilt ile birlikte oryantalistlerin Fransaya döndükleri söylenir.

Bu durumda tarihin önemli komutanlarından biri olarak gösterilen Napolyon, Mısır'da gerçekten kaybetmiş mi, yoksa kazanmış mı bu günden bakarak değerlendirmek zor olsa da sonuçları açısından kazananın Ortadoğu ve Mağrip olmadığı ortadadır.

Napolyon kaybetmişse kazanan Mısır ya da Osmanlı oldu ise bugün Ortadoğu’da olup biteni nasıl açıklarsınız ki? Artık aydınlanmacı olmaya bile gerek duymayan bir batı kendisini yeterince aydınlattığını düşünen bir Ortadoğu.

İşin garibi Ortadoğu da birbirine düşman olması sağlanmış halkların ortasına ikinci dünya savaşından sonra yerleşmiş İsrail’e karşı bir araya gelemeyen devletler. O zaman bir film repliğindeki gibi anlamak gerekiyor durumu sanırım : bizi kader rüzgarı savurdu… Hadi ordan kendimiz istedik”

SON DAKİKA HABERLERİ

İnanç Uysal Diğer Yazıları