Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Yerli ve Millî İttifak ne yapmalı?

Seçim sayacı, hızla atıyor.

14 Mayıs’taki tarihî seçime fazla bir zaman kalmadı.

Türkiye’nin ve Türk Milletinin dışarıdaki düşmanları, bu büyük milletin yürüyüşünü son istasyonda durdurabilmek için, bütün güçleriyle yükleniyor.

Yazının Devamı

Davul-zurna da kâr etmiyor mu?

İP’li Yavuz Ağıralioğlu, epeyce bir tereddütten sonra, bu vebali daha fazla taşıyamayacağını gördü ve Kemal’in Masası’ndan çekildi.

Sormuştuk: “İP’teki tek Ülkücü Ağıralioğlu mu?” diye…

Soru yerinde duruyor.

Yazının Devamı

Dananın kuyruğu bundan sonra kopacak

Masa’nın sahibi Kemal Kılıçdaroğlu, önüne gelene mavi boncuk dağıtarak, durumu iyi idare etti. Fakat deniz de bitti.

Şimdi siyasetin gerçekleriyle yüzleşme vakti. Önümüzdeki kısa bir zaman dilimi içinde, partilerin milletvekili aday listeleri YSK’ya verilecek. Arkasından da 9 şiddetinde bir liste depremi geliyor.

Liste konusunda Cumhur İttifakı partilerinde büyük fırtınalar beklenmiyor. MHP kendi listesini yapıyor ve başka partilerden kendi listesine kimseyi alma mecburiyeti yok. BBP de seçime kendi listesiyle gireceğini açıkladı.

Yazının Devamı

Bir Yavuz’la ülkücü olunmaz

Akşener ve partisinin, Kemal’in Masası’nda ustaca ketenpereye getirilip bir güzel ütülmesinden sonra, masa altındaki illegal ortak HDPKK, masanın altında çıkarak başköşesine kuruldu.

Yetinmedi, masaya ve ortaklarına sürekli ayar veriyor.

Selocan ve Soros’un içimizdeki devşirmelerine verilen hapisten salıverilme garantileri, teröristbaşı Öcalan’ın serbest bırakılmasına doğru ilerliyor.

Yazının Devamı

SAFLAR NETLEŞTİ

HDPKK’nın Kemal’in Masası’na, Yeniden Refah Partisi’nin de Cumhur İttifakı’na katılmasıyla, 14 Mayıs seçimlerine giden yolda herkesin safı netleşmiş oldu. Bir anlamda, Türk siyasetinde taşlar yerine oturdu. Böylelikle, çok partili siyasî hayat boyunca bize kabul ettirilen ‘Sağ-Sol’ siyaset ayrımının yapay olduğunu ve sahadaki gerçeklikle uyuşmadığını da görmüş olduk.

Artık kabul etmeliyiz: Türkiye’deki siyasî yelpaze ‘Sağ-Sol’ olarak ayrışmıyor. Hatta milliyetçi-muhafazakâr/devrimci-batıcı kavramları etrafında kurgulanan siyasî tasnif de bugünkü siyaset yapılanmasını anlatmada yetersiz kalıyor. Cumhur İttifakı- Millet İttifakı kutuplaşması etrafında oluşan bugünkü kümelenmeler, ortada ‘Bu topraklara ait olanlar’ ve ‘bu topraklara ait olmayanlar’ şeklinde, ikili bir siyasî ayrıma işaret ediyor. Cumhur İttifakı bileşenleri olan AK Parti, MHP, BBP ve YRP, ayrıntılarda bazı farklılıklar olsa da, ana eksende birbirlerine uyumlu siyasî bakış açılarına sahipler. Dolayısıyla Cumhur İttifakı partileri arasında ‘ilkesel’ birliktelik kurmak hiç de zor olmadı. MHP ve BBP, 15 Temmuz ihaneti milat olmak üzere, Türk Milletinin ve Devletinin bekası uğrunda, AK Parti ile hiçbir pazarlığa girmeksizin ittifak kurdu. Fatih Erbakan’ın ‘Millî Görüş’ çizgisinde kurduğu Yeniden Refah Partisi ise, AK Parti ile bazı ilkesel meseleler üzerinde yaptığı görüşmeler sonunda, ‘Yerli ve Millî İttifak’taki yerini aldı. Millet İttifakı adı altında, asıl sahipliğini ABD Başkanı Biden’in, vekil sahipliğini ise Kemal Bey’in yaptığı masada buluşan partiler ise; hayata ve ülkeye bakışları birbirleriyle hiçbir şekilde uzlaşmasa da, ‘yerli ve millî olanın karşısında konumlanma’ noktasında ittifak ettiler. Biraz daha somut ifade edersek, Kemal’in Masası’nda oturan İP dâhil tüm partilerin belirgin niteliği, ‘Batıcı’ olmalarıdır. Aralarında; Amerikancı Anglo Sakson, Britanyacı Anglo Sakson veya Alamancı Cermen destekliler şeklinde bazı ayrımlar bulunsa da, tümü birden ‘yerli ve millî’ olanın karşısında konumlanmış Batı muhipleridir. Kurtuluş Savaşı dönemine ne kadar benziyor, değil mi? Almanya hayranı İttihatçılar… İngiliz Muhipleri Cemiyeti üyeleri… Amerikan Mandacıları… Kürt Tealî Cemiyeti… Ve tümünün karşısındaki, “Ya istiklal, ya ölüm!...” diyen Kuvva-i Milliye güçleri… Yani 100 senedir pek bir şey değişmemiş. Evet, 100 yıl sonra, bir kez daha Bağımsızlık Savaşı veriyoruz. Türk Milleti 14 Mayıs’ta, Yerli ve Millî siyaset ile Batıcı ve Teslimiyetçi siyaset arasında bir karar verecek.

Yazının Devamı

BU MIZRAK BU ÇUVALA SIĞMAZ

HDPKK’nın, Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacağını alenen, Kemal’in Masası’nın adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu’yu destekleyeceğini ise zımnen açıklamasından sonra, masanın İP ayağını sıkıntı bastı.

Meral Hanım, HDPKK’nın kendi yanlarında hizalanmasına olan tepkisini bizzat dile getirmek yerine, âdeti olduğu üzere, vekil ağız tercih etti.

Kendisinin 3 günlük ayrılık demlerinde hiddetle dile getirdiği eleştiri ve suçlamaların bir benzerini, İP’in ‘yüksek hassasiyetli milliyetçisi’ rolünü üstlenmiş olan Yavuz Ağıralioğlu dile getirdi.

Yazının Devamı

6’NIN 5’İ BİR HDP ETMEDİ

2019 yerel seçimleri öncesinden beri bir tiyatro oynadılar.

Önce, olmayan Başbakanlık makamına pek hevesli, kendince ‘kökten milliyetçi’ Meral Akşener oturdu ‘Kemal’in Masası’na.

Tonton Dede pozlarındaki, CHP ve şürekâsının 30 senedir ‘Madımak Katili’ diye tanımladığı Temel Karamollaoğlu da gecikmedi, masadaki yerini almada.

Yazının Devamı

Önce sen aklını başına toplasan…

Onu, daha önce PKK’ya arka çıkan zırvalarıyla tanımıştık.

Hatta terör suçundan hükümlü Selocan hakkında, “Türkiye için bir şans…” abuklaması da olmuştu.

Şimdi de Napolyon pozlarında saçmalamış.

Yazının Devamı