Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Meclis, köpek terörüne teslim olmamalı

Hiçbir ülkede rastlanmayacak bir garip tartışma yaşanıyor, TBMM’de. Son yıllarda giderek çığırından çıkan, acil çözüm bekleyen bir sokak köpekleri sorunumuz var. Siyasî iktidar, buna çözüm bulmak için yol arıyor, yasa tasarısı hazırlıyor ve Meclis’e sevk ediyor.

İlgili komisyondaki müzakereler başlar başlamaz, her şeye muhalefeti yaşam tarzı haline getiren CHP-DEM ittifakı, tasarıyı sabote etmek üzere canhıraş bir çabaya girişiyor.

Sokakta sahipsiz köpeklerin saldırılarından mağdur olmuş bazı vatandaşlar da çağırılmış ki komisyon üyeleri daha iyi bilgilensin.

Yazının Devamı

Tehdit bitti mi?

Namussuzların, Türk Devleti'ni ve ülkesini darbe yoluyla işgal girişiminin üzerinden koskoca bir 8 yıl geçmiş. Oysa daha birkaç hafta öncesi yaşamışız gibi, hafızalarımızda diriliğini koruyor 15 Temmuz...

Geçen bu zaman içinde, devletimiz ve onu yöneten siyasî irade, FETÖ hainlerini, devlet kurumlarından ve ticarî hayattan söküp atmak için çok şey yaptı. Devlete sızmış 100 bine yakın FETÖ mensubu, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlam iradesi ve MHP Genel Başkanı, Bilge Lider Devlet Bahçeli’nin sarsılmaz desteğiyle temizlendi.

Tasmasını ABD ve Batılı yancılarının tuttuğu FETÖ terör/istihbarat örgütüne karşı, güvenlik birimlerimiz binlerce operasyon gerçekleştirdi.

Yazının Devamı

15 Temmuz: Korkunun bizi terk ettiği gece

Akşam sofrasından kalkmış, televizyon karşısında çay yudumlayarak, mesai yorgunluğunu atmaya çalışıyorduk. Ertesi gün işe gitme kaygısının olmaması, bizim gibiler için en büyük keyif unsurlarından biridir, ne de olsa.

Tam da böylesine keyifli bir hal üzereyken, televizyonlar tuhaf bir haber geçmeye başladı. İstanbul Boğaziçi Köprüsü, Anadolu’dan Avrupa’ya geçiş istikametinde, tanklar tarafından kapatılmıştı.

O günlerde, ABD’nin terör aparatları olan PKK ve DAEŞ’in bombalı saldırıları gündemde olduğundan, “Acaba köprüyü havaya uçurmayı hedefleyen bir bombalı saldırı ihbarı mı alındı?” diye söylenmeye başladım.

Yazının Devamı

15 Temmuz: Darbeler parantezini kapatan kutlu diriliş

Bu ülke ve millet, son 120 senede çok sayıda darbe ve darbe girişimi yaşadı.

31 Mart (13 Nisan) 1909: Darbeyle Sultan Abdülhamid Han tahttan indirildi.

27 Mayıs 1960: Darbeyle Başbakan Adnan Menderes alaşağı edildi, daha sonra idam edildi.

Yazının Devamı

Beşşar şaşmaz ise…

Orta Doğu’da güç dengeleri ve buna bağlı stratejiler hızla değişiyor. Dünün ‘doğru’ olan politikaları, bugün ‘amacı karşılamaz’ hale geliyor. Bu, sadece Türkiye için değil, bölgeyi yüz yıldır kaşıyan/karıştıran emperyalistler için de geçerli.

İran, Irak ve Suriye bağlamında çok önemli gelişmeler yaşıyoruz. Her durumda bu gelişmeler, Türkiye’nin elini güçlendiriyor, önünü açıyor.

Biz de konuyu biraz açalım:

Yazının Devamı

Avrupa: Tabutunun son çivisini bekliyor

İstiklal Marşı şairimiz, merhum Mehmet Akif Ersoy, 100 yıl önce, ‘tek dişi kalmış canavar’ diye nitelendirmişti. O mısranın başına da “Medeniyet dediğin…” diye eklemişti.

Günümüzde ise, Avrupa’nın bir ‘medeniyet’ değil; tam anlamıyla bir ‘Anti-Medeniyet’ olduğu hakikati, dökülen makyajının altından fena halde sırıtıyor.

Avrupa Kupası elemelerinde Türk Millî Futbol Takımı'nın, Batı’nın kibir abidelerinden Avusturya’yı devirmesi, bu medeniyetsizlere fena koydu.

Yazının Devamı

Kendine düşmanlık mı, vatana aidiyet sorunu mu?

Gün geçmiyor ki, toplumun içinde her zaman var olan fay hatlarını kaşıyan birileri, sindikleri deliklerden kafalarını uzatmasın…

Hadi, dışarıdaki düşmanlarımızı anladık. Malazgirt’ten bu yana, neredeyse bin yıldır, bizi bu topraklardan söküp, Orta Asya bozkırlarına ve Moğolistan steplerine kadar sürmek istiyorlar.

Bu amaçla, Avrupa’nın ‘siyaseti’ ve ‘kilisesi’ el ele vermiş, bin yıldır kötücüllük üretiyor. Akla hayale gelmeyecek tasvirlerle, ‘insanlık dışı, korkunç Türk-Müslüman’ görüntüsü kurgulayıp, bunu da bebeklikten itibaren bütün nesillerine yutturuyor.

Yazının Devamı

Kışkırtmalar var… Fakat…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye rejiminin başındaki Beşşar Esat’la görüşmeye yeşil ışık yakınca, iç ve dış şer odakları harekete geçti.

Kayseri gibi, insanının, siyasî tavırlarını her zaman soğukkanlı ve mutedil bir yordamla sergilediği bir kentimizde, iğrenç bir olay üzerine patlak veren olaylar, Türkiye düşmanlarının, harekete geçmek için hiç zaman kaybetmediklerini gösteriyor.

Türkiye’nin, Suriye bağlamındaki derin uluslararası sorunu bir şekilde çözüme kavuşturması, hem bölgemizdeki dengeleri değiştirip, barışı tesis etme yolunda önemli bir adım olacak; hem de başta sığınmacılar sorunu olmak üzere, birçok iç meseleyi de suhuletle çözmesine zemin hazırlayacaktır.

Yazının Devamı

Bindiği dalı kesmek…

Haddini aşan, zıddına döner. Fevkalade veciz ve isabetli bir özdeyiş. İyi niyetle de olsa, bir işi yaparken abartmak, kantarın topuzunu kaçırmak; çoğu zaman umulanın tam tersi sonuçlar doğurabiliyor.

AK Parti iktidarı; bürokrasiye karşı, halkın hukukunu ve menfaatlerini önceleyen bir siyasî kimlikle yola çıktı. Bu ülkenin aslî sahibi olan geniş kitleler, uzun yıllardır, ‘Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindin…’ düsturuna rağmen, çeşitli kuraldışı yöntemlerle ülke yönetiminden uzak tutuldu.

Muhafazakâr-Milliyetçi-Mütadeyyin kitleler, bürokratik oligarşinin, CHP ile müttefiken kurduğu tezgâhlara rağmen sabırla bekledi; aradığı cevheri Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’de bulunca da gereğini yaptı.

Yazının Devamı

Cumhur İttifakı tarihî bir süreçtir

Türk Milletinin ‘Beka İttifakları’ tarihin derinlerinden gelir. O ittifak, ‘Devlet Aklı’nın süzgecinden geçen bir süreçtir. Devletin ve milletin zora düştüğü zamanlarda ortaya çıkar. O yüzden de kolay kolay bozulamaz.

Bu birlikteliğin teminatı, bizzat Türk Milletinin derin hafızası ve devlet-i ebet müddet ülküsüdür. Milletin selameti için, devletin ebediyete kadar dimdik ayakta kalması fikrinin ifadesidir, bu ülkü.

Sert ve zor sınamalardan geçse de Cumhur İttifakı’nın temelleri sağlamdır. Bu bir siyasî menfaat birlikteliği değil; vatanın dara düştüğü her dönemde zuhur eden devlet-millet refleksidir.

Yazının Devamı

CHP: Batı Cephesinde yeni bir şey yok

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ölçüsüz, saygısız ve sorumsuz siyaset döneminin ardından, Özgür Özel, siyasetin makulleşmesi yolunda küçük bir ışık yakmıştı.

En azından ‘makam’ düzeyinde de olsa, Cumhurbaşkanı’na gereken saygıyı göstereceklerini söylemişti. Yine, siyaseti normalleştirmek adına, siyasî mücadelenin yanısıra müzakereyi de sürdüreceklerini açıklamıştı.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Özgür Özel’in bu ‘iyi niyetli’ girişimini karşılıksız bırakmadı. Başkan Erdoğan, 31 Mart seçimlerine kadar keman teli gibi gerilmiş olan siyaseti yumuşatan ifadelerle karşılık verdi. Sonrasında Özgür Özel’i hem kabul etti, hem de CHP’yi ziyaret ederek bir jest yaptı. Bahçeli de bu müzakereyi olumladı.

Yazının Devamı

Ciğerlerimiz niye yanıyor?

Sorunun cevabı, bir bakıma çok basit: Ormanlarımızı, ‘insan’ olarak bizler yakıyoruz.

Elbette bu tespitin altının, adı doğru konulmak suretiyle doldurulması gerekiyor.

Orman varlığımızla ilgili genel tabloya kısaca göz atarak, mevzuya giriş yapalım:

Yazının Devamı

Hainlerin son çırpınışı

Anavatan kabul ettikleri ABD’yi mesken tutan FETÖ’cü hainler, iyice bunalmış durumda.

15 Temmuz ihanetinin üzerinden 8 sene geçti; ele geçirilen hainler, neredeyse bu kadar süredir kodeste bedel ödüyor.

Darbe girişimi öncesinde ve sonrasında, bir yolunu bulup yurtdışına kaçmayı beceren ‘elit hainler takımı’, hapiste çürüyen hainlere kıyasla daha rahat ve müreffeh bir hayat sürüyor.

Yazının Devamı

Türkiye barış için çırpınıyor; fakat…

Tuhaf ve ağır bir hava hâkim, uluslararası ilişkilerde. Sanki fırtına öncesi sessizlik yaşanıyor, ülkeler, yaklaşan ‘büyük savaş’ için kendisini hazırlamaya çalışıyor. Hatta kimi yorumcular, Üçüncü Dünya Savaşı’nın çoktan başladığını iddia ediyor.

Yıllardır süren vekâlet savaşlarını dikkate alırsak, özellikle de bizim coğrafyamız onlarca yaldır huzur bulamadı.

Etrafımızdaki son 30 küsur yılın çatışma, savaş ve iç savaşlarını kısaca hatırlayalım:

Yazının Devamı

CHP ve ‘yumuşama’: Şapı kaynatmakla olmaz şeker

Siyasette yumuşama/normalleşme derken, ‘baharı görmeden yaz geldi geçti’…

Doğrusu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun iflah olmaz Türkiye düşmanlığından sonra, Özgür Özel’in yumuşama/normalleşme hamlesi, herkes gibi bize de bir umut ve heyecan vermişti.

Heyhat… CHP’deki Özgür Özel hoşgörüsü, 40’ını zor çıkardı. Özel’in İstanbul’da, İBB Başkanı ve Gölge CHP Genel Başkanı, British muhibbi Ekrem İmamoğlu ile bir araya gelmesi, CHP’yi aslına rücu ettirdi.

Yazının Devamı

‘Cumhur’ zor sınamadan geçiyor

Önce bazı tespitler yapalım:

Tam da siyasette yumuşama/normalleşme derken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, deyim yerindeyse bir çuval inciri berbat etti.

MHP’ye cevap yetiştiriyorum derken, “AK Parti ile suç ortaklığın…” ve “Suç ortağını bize doğru itemezsin…” mealinde, aslında AK Parti açısından yenilip yutulamayacak laflar etti.

Yazının Devamı

Siyasette yumuşama, sivil anayasa için fırsat olabilir

150 yıllık Anayasa tarihimiz, maalesef pek de yüz ağartıcı bir süreç olmamıştır. Kurtuluş Savaşı'mız sırasında TBMM’nin yaptığı ilk Anayasa’yı istisna tutarsak, halen katlanmak zorunda olduğumuz 1982 Anayasası dâhil tüm anayasalarımız, millet iradesi dışında şekillenmiştir.

Meselenin bu yönü, ayrı bir yazı konusu olabilir. Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli, Türkiye’yi darbe anayasaları ayıbından kurtarıp, sivil bir anayasa tesis edebilmek üzere, samimi bir gayretin içindedir.

AK Parti ve MHP’nin milletvekili sayısı, TBMM’de sivil bir Anayasa yapmaya yetmiyor. Başta CHP olmak üzere, diğer partilerin de konuyu sahiplenip, destek vermesi gerekiyor. Bu noktada tek istisna, bölücü terör örgütünün siyasî uzantısı parti olabilir. Ki, olmalıdır da…

Yazının Devamı

Korkunun alameti: Kancıklık

Savaşın da bir namusu olur.

Düşmanın da olsa, insan öldürmenin namusu nedir? Kısaca; mert olmak, cesur ve vicdanlı olmak…

7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de, İsrail adlı terör örgütü ile arkasındaki ABD ve diğer Batılı yamyamlar tarafından tarihin en büyük katliam ve soykırımı yapılıyor. Hem de namussuzca, kalleşçe, kancıkça…

Yazının Devamı

ABD yine hangi oyun peşinde? Sümüklü Kardinal teslim mi edilecek?

Henüz ortada düğün-bayram yok. O halde ABD, niye bizi ‘öpmek’ için manevralar atıyor?

Önce sopa gösterdi. Oradan-buradan tehditler savurdu. F-35 ortaklığından çıkardı bizi. Güya bize teslim ettiği, ama ABD sınırlarından dışarı çıkarmadığı F-35 uçaklarımıza el koydu. Ödediğimiz 1.4 milyar doları geri istediğimizde, duymamış gibi davrandı.

Hadi, dedik; bari ödediğimiz paranın karşılığında F16 modernizasyon kiti verin… Yok Kongre onayıydı, yok bilmem neydi… Aylarca oyaladılar.

Yazının Devamı

Terör ve suçla mücadele: Fazla yumuşak gidiyoruz

ABD ve yancıları, güney sınırlarımızda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın deyimiyle, bir ‘Teröristan’ kurdurmak için hamleler yapıyor. Bu yolda, bazen bakıyorsunuz itinin tasmasını hafiften çekermiş gibi gösteriyor. Sonra farklı ağızlardan, farklı tonlarda, kafa karıştırıcı laflar ediyor.

Şunu artık net olarak biliyoruz: 1960’taki o ahlâksız 27 Mayıs darbesi de dâhil, 15 Temmuz 2016’daki FETÖ marifetiyle yeltenilen şerefsiz darbe-işgal girişimine kadar, bütün darbelerin ve iç karışıklıkların perde gerisinde ABD denilen melun yapı ve Siyonist akıl var.

Yetti mi? Hayır!... Bize ‘Sovyet destekli’ diye yutturulan bilumum sol kaynaklı terör yapılanmaları ve eylemlerinin arkasında da ABD ve güya NATO’da müttefiklerimiz olan şer ülkeleri var.

Yazının Devamı

AK Parti, ‘mesajı’ tam olarak aldı mı?

AK Parti’nin 31. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı, hafta sonunda Kızılcahamam’da yapıldı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplantının açılış ve kapanışındaki konuşmalarında, hem ülke ve dünya gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu; hem de istişare toplantısının içeriğine dair bilgiler aktardı.

Yerel seçimlerde alınan başarısız sonucun nedenleri, toplantının ana gündemi olarak kamuoyuna sunuldu.

Toplantıda yapılan değerlendirmelerin ince ayrıntıları henüz kamuoyuna yansımadı. Bununla birlikte, hem Sayın Cumhurbaşkanı’nın, hem de diğer AK Partili yetkililerin açıklamalarına göre; seçimlerde yaşanan oy kaybının sebepleri, hiçbir komplekse kapılmadan, açık yüreklilikle ele alındı.

Yazının Devamı

Un meselemiz: ‘Beyazlatma’dan vazgeçmeliyiz

Buğdayı ve ondan elde edilen gıda maddelerini çok seven ve bolca tüketen bir milletiz. Dünya ortalamasının neredeyse iki katı kadar, yani kişi başına yıllık 177 kilogram buğday tüketimimiz var.

Peki, bu kötü bir şey mi? Konunun uzmanı değilim, fakat bunun kötü bir durum olduğunu düşünmüyorum.

Galiba bizim buğdayla ilgili temel sorunumuz, un elde etme sürecindeki, aslında olmaması gereken ve maliyeti de artıran ‘eklemeler’dir.

Yazının Devamı

Söylenecek ne kaldı?

Terör örgütü İsrail ve erketeleri, yeryüzünün görüp göreceği en büyük zalimlikleri yapıyor. Medeniyet sandığımız utanmazlar güruhu, yaşanan aleni soykırımı, tavanı seyredip ıslık çalarak geçiştirmeye çalışıyor. Oysa kafaları kuma gömülü olsa da, kıçları dünyanın her yerinden görünüyor.

Talihsizliğimiz; Gazzeli mazlumlar üzerinden sergilenen vicdansızlığın zirvesini seyretmek, kundaktaki bebeklerden yaşlılara kadar suçsuz sivillerin, tonlarca bombayla parçalanıp yakılmasına tanıklık etmek zorunda kalmamızdır.

Zulmün ulaştığı bu raddede, söylenecek söz kalmadığı gibi, söylenenler de anlamını yitirmeye başladı.

Yazının Devamı

Buğday meselemiz

Önümüzdeki kısa süre zarfında, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, hububat destekleme alım fiyatlarını açıklayacak.

TMO, bu yıl alım sisteminde değişiklik yapacağını ve çiftçinin tüm buğdayını alacağını erkenden duyurdu. Bu amaçla, randevu sisteminin kolaylaştırılacağını ve ‘yararlanılabilir duruma getirileceğini’ beyan etti.

Fakat, çiftçinin buğdayını TMO’ya satması önündeki en önemli engel olan ‘Çiftçi Kayıt Sistemi’ (ÇKS) meselesi netleşmiş değil. Yani çiftçi, özellikle Hazine arazileri üzerinde ‘kiralamasız’ üretim yapıyorsa, bu üretim ÇKS kayıtlarına girmiyor. Dolayısıyla çiftçi bu ürününü TMO’ya satamıyor.

Yazının Devamı