Hayatın sessiz duaları: Rutinlerimiz
Ömrümüz, küçük tekrarlardan ibaret esasında. Tekrar ettiklerimiz ve alışkanlıklarımızın tamamı da, rutinlerimizi oluşturuyor. Yatağın hep aynı tarafından kalkmak, masada aynı sandalyeye oturmak, aynı saatte uyanmak… Bunlar, vazgeçilmez alışkanlıklarımız arasında. Aynı pencereden dışarıyı izlemek, alışkın olduğumuz kokuyu sürmek, ayağımızın alıştığı mağazalardan alışveriş etmek ne kadar da huzurlu hissettiriyor. Bu davranışlar, hayatın içindeki görünmez sabitlerimiz gibi. Bu alışkanlıklarımızın temelinde huzur ve güven duygusu yatıyor.
Yıllarca aynı mahallede oturmak, o semti eskiden beri tanıyor olmak, esnaflarıyla tanışıyor olmak… Size de bir güven vermez miydi? İnsan, tanıdığı sokaklarda yürürken hem geçmişiyle hem de kendisiyle buluşur aslında.
Sözünü ettiğim, katılaşmış ve asla değişmeyen tekrarlarımız değil. Bu tarz sert yaklaşımlar, yaşam enerjimizi düşürür. Bu yüzden denge her zaman şart. Her alışkanlığın ve duygunun, fazlası da eksiği de ruhumuza iyi gelmez. Küçük kırıntılar, yaşam melodimizi hareketlendirir.
Sevdiğimiz bir müziğin farklı bir versiyonunu dinlemek, ruhumuza renk katar. Farklı türde bir kitap okumak, zihnimize yeni bir kapı açar. Yeni tatlar denemek, farklı bir yolda yürümek ya da hiç gitmediğimiz bir kafede oturmak bile iç dünyamızda taze bir nefes olabilir. Burada dikkatinizi çekmek istediğim şey, alışkanlıklarımızın bizi mutlu edecek dozda olması. Ayrıca bu tekrarlarımız, bizim kim olduğumuzu anlatır etrafımıza. Kişiliğimiz hakkında ipuçları verir.
“Klasik müzik sever, hamur işleriyle arası iyidir, bu mağazadan alır gömleklerini, kırmızıyı sever...” Bu gibi detaylar, hakkımızda karşı tarafa bilgi verir ve tanınmamıza sebep olur. Çünkü insanlar bazen söylediklerimizden çok, tekrarladıklarımızla bizi tanır.
Bir de başka bir pencereden bakalım...
Ülkemiz, çok büyük bir deprem gerçeğiyle sarsıldı. Binlerce insan, bir anda kendini sokakta buldu. Yanlarında kıyafetleri, tanıdıkları, eşyaları olmadan, bir anda yalın kaldılar. Sevgileri, canları, huzurları, her şeyleri taş yığınlarının altında kaldı. Onların da, tekrar etmekten hoşlandıkları birçok davranışları vardı. Ancak her şey bir anda silindi. Tam da bu noktada, rutin rahmettir. “Yaradan bu rahmetten kimseyi geri koymasın…” diye döküldü dualar dillerden.
Hayat, belirsizliklerle çevriliyken; tanıdık gelen her hareket, her ses, her koku bir dua gibi değer kazanıyor. Bu yüzden, sıradan gibi görünen tekrarlarımızın kıymetini bilelim. Huzurumuz, neşemiz, alışkanlıklarımız (kötü olanlar hariç) hep yerinde olsun.