Kelimelere sığmayan bir meslek: Öğretmenlik

Bir ülkenin geleceğini anlamak için bazen büyük meydanlara, gürültülü toplantılara ya da parlak vaatlere bakmak yeterli olmaz. Gelecek, bir çocuğun defterine düşen minicik harfte, sınıfın uğultusuna karışmış her bir seste gizli. 24 Kasım Öğretmenler Günü işte tam da bunun arkasındaki emektarların günü.

Takvimler 24 Kasım’ı gösterdiğinde hızlıca hazırlanmış programlar, sosyal medya mesajları, birkaç dakikalık tebrik konuşmaları… Yıllardır aynı sahneler yaşanıyor. Çok konuşulup çok övülüyor ama çok az şey değişiyor. Bir ülkenin geleceğini teslim ettiğimiz öğretmenlerin, kendi gelecekleri konusunda bu kadar kaygılı olması ne kadar ironik değil mi? Bir yanda “En kutsal meslek” cümleleri; diğer yanda yetersiz çalışma koşulları ve ağır sorumluluklar… Beklentiler sınırsız, imkânlar sınırlı.

Hem sosyal hizmet uzmanı, hem yönetici, hem de anne-baba figürü… Kısacası her şey olmak zorunda bırakılıyorlar. Ama yine de bazı velilerce anlaşılamayan, şiddete ve hatta tacize uğrayan, iş bilmez yöneticilerce mobbinge maruz kalan; eğitimle ilgisi olmayan öğrencilerin saygısızlığına hedef olan öğretmenlerimiz var. Onların hayatını kolaylaştırmadıkça verilen çiçek de, edilen teşekkür de yalnızca bir jestten öteye geçemez.

Öğretmen sabah sıkıntılı uyansa bile, kapıdan içeri girerken yüzüne yerleştirdiği o mecburi ama gerçek tebessümün ardında bir ülkenin umudunu taşır. Öğretmen, fark edilmeyen bir ses tonudur. Bir çocuk “yapamam” dediğinde ardında “bence sen yapabilirsin” diye fısıldayan kişidir.

Belki kimse o an fark etmez; ancak tam da o an bir ülkenin geleceği değişir. Çünkü öğretmen yalnızca bilgi aktarmaz; özgüven inşa eder, merak uyandırır, yarım kalan hikâyeleri tamamlar. Dönüp bir bakın hayatınıza; muhakkak bir sözüyle aklınıza yer etmiş bir öğretmeniniz vardır.

Kaybettiğimiz cesareti bulduran, denemekten vazgeçmemeyi öğreten… Kimi zaman anne gibi saran, kimi zaman baba gibi yol gösteren… Öğretmenler bu ülkenin en değerlilerinden; ancak en az değer görenlerinden. Yine de vazgeçmezler. Çünkü meslek değil, idealdir onların seçtikleri.

Şehit olan ve ahirete irtihal etmiş öğretmenlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyorum.
Hâlihazırda görevde olan tüm öğretmenlerimize ise başarılarının devamını diliyorum. İyi ki varsınız.

Öğretmenler Gününüz kutlu olsun.