Erişilebilirlik lüks değil, haktır!

Hasibe Boztepe

Hasibe Boztepe

Tüm Yazıları

Değerli okurlarım, bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta (10 – 14 kasım) ilkokul, ortaokul ve liselerde 1. Ara tatil idi. Öğrencilere verilen bu bir haftalık tatil öğretmenler için seminer haftası olarak uygulanmıştır. Uzaktan gerçekleştirilen mesleki eğitim seminerleri, öğretmenlerimizin mesleki gelişimlerine katkı sunmayı hedeflerken, ne yazık ki bazı öğretmenlerimiz için dışlanmışlık hissinin yeniden ve derin biçimde yaşandığı bir sürece dönüştü. Özellikle görme engelli öğretmenlerimiz için ÖBA (Öğretmen Bilişim Ağı) platformunda karşılaşılan erişilebilirlik sorunları, yalnızca teknik bir eksiklik değil, aynı zamanda temel bir hak ihlalidir.

Seminer içeriklerine erişemeyen, videoları dinleyemeyen, yönlendirmeleri takip edemeyen görme engelli öğretmenler, bu süreçte hem mesleki gelişimlerinden mahrum kaldılar hem de görmezden gelindiklerini hissederek, ayrımcı, yok sayıcı bir eylemin bizzat öznesi oldular. Bu nedenle mesleki eğitim çalışmalarını alamayan görme engelli öğretmenlere hak kaybı yaşamamaları için sistem acilen erişilebilir hale getirilmeli ve ek süre verilerek görme engelli öğretmenlerin bu eğitimleri almaları sağlanmalıdır. Zira eğitimde fırsat eşitliği yalnızca öğrencilere değil, öğretmenlere de tanınması gereken evrensel bir ilkedir. Bu ilke, sadece söylemde değil, uygulamada da hayata geçirilmelidir.

Erişilebilirlik sorunu yalnızca ÖBA ile sınırlı değil. Bakanlık portalları, e-devlet uygulamaları, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin web siteleri, hatta kimi zaman resmi yazışmalar bile görme engelli bireylerin ekran okuyucu yazılımlarıyla uyumlu değil. Bu durum, kamu hizmetlerine erişimi engellemekte ve bireyleri sistemin dışına itmektedir. Dijitalleşme çağında, bilgiye erişim hakkı hâlâ teknik engellerle sınırlanıyorsa, burada ciddi bir eşitsizlikten söz etmek gerekir.

Buradan, başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere tüm kamu kurumlarına seslenmek istiyorum: Erişilebilirlik bir lütuf değil, anayasal bir haktır. Engelli bireylerin bilgiye, hizmete ve eğitime eşit koşullarda ulaşabilmesi, sosyal devlet anlayışının temel taşlarından biridir. Aksi takdirde, “eşitlik” kavramı yalnızca kâğıt üzerinde kalır.

Görme engelli öğretmenlerimiz, mesleklerini büyük bir özveriyle icra ederken, sistemin teknik yetersizlikleri nedeniyle mağdur edilmemelidir. Eğitimde dijitalleşme, ancak herkesin eşit şekilde faydalanabildiği ölçüde anlamlıdır. Bu nedenle, dijital platformların erişilebilirlik standartlarına uygun hale getirilmesi, sadece engelli bireyler için değil, toplumun tamamı için bir kazanımdır.

Unutulmamalıdır ki bir toplumun adalet anlayışı, tüm bireylerine gösterdiği kapsayıcılıkla ölçülür. Görme engelli bireyler, sistemin zayıf halkası değil; eşit haklara sahip, güçlü ve üretken bireyleridir. Onların bilgiye erişimini sağlamak, yalnızca teknik bir görev değil, insani ve vicdani bir sorumluluktur.

Eğitimde adalet, ancak herkesin eşit şartlarda bilgiye ulaşabildiği bir sistemle mümkündür. Bu çağrımız, yalnızca bir talep değil; bir hak arayışıdır. Erişilebilirlik, herkes için şarttır. Aksi takdirde, eşitlikten söz etmek mümkün değildir.