11. Yargı Paketi halkın gözünde aspirin mi gerçek çözüm mü?

11.Yargı Paketi Meclis’e sunuldu. Ancak toplumun zihnindeki temel soru değişmiyor: Daha önce 10 kez yürürlüğe giren yargı paketleri sorunları çözdü mü? Adaleti sağladı mı? Eğer sağladıysa, bugün neden 11’inci pakete ihtiyaç duyuluyor?

Biz diyoruz ki; Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve hukuk kişiye göre değil, fiile ve eyleme göre işler. Ceza, infaz ve af konularında da temel ilke budur. Bu nedenle ilkesel olarak genel afla ilgili bir beklenti veya arzu taşımıyoruz.

Ancak bugün geldiğimiz noktada halkımızın kahir ekseriyetinin yargıya olan güveni derinden sarsılmıştır. Verilen kararların adil olmadığı yönündeki kamuoyu algısı her geçen gün büyümekte, toplumun adalet duygusu giderek zedelenmektedir.

Toplumun gözünde durum açıktır:

Kurunun yanında yaşlar da yanmaktadır.

Suçlu ile masumun aynı torbaya atıldığı düşüncesi yaygındır.

Gerçek suçluların serbest kaldığı, masumların ise cezaevlerinde ömür tükettiği inancı derinleşmektedir.

Sıklıkla çıkarılan infaz düzenlemeleri ise halk tarafından zaten örtülü af olarak görülmektedir. Ve bu düzenlemeler, ne yazık ki, adalet sistemine duyulan güveni artırmak yerine daha da zayıflatmaktadır.

Tüm bu tablo karşısında, toplumdaki güvensizliği ortadan kaldırmak için gerçekçi ve cesur bir adım atmanın zamanı gelmiştir. Kanser hastasına aspirin vermek nasıl çözüm değilse, örtülü af niteliğindeki infaz düzenlemeleri de bu sorunu çözmemektedir.

Ülkemizin geleceği için artık iktidarıyla muhalefetiyle birlikte yeni ve temiz bir sayfa açmak zorundayız.

Kamuoyunun büyük bölümünün taşıdığı şu algıyı yok etmenin tek yolu bellidir:

“Gerçek suçlular dışarı çıkıyor, masumlar içeride kalıyor.”

Bu ağır toplumsal algıyı sona erdirecek ve adalet duygusunu yeniden tesis edecek tek çözüm,
şüyuu vukuundan beter hale gelmeden, yani “nasıl olsa af çıkacak” beklentisi oluşmadan, kötü niyetlilere fırsat vermeden çıkarılacak adil, kapsamlı ve net bir GENEL AF olacaktır.

Halkımız artık kişilere özel, örtülü af niteliğindeki infaz düzenlemelerini değil;
toplumsal vicdana seslenen, adaletli ve gerçek bir af beklemektedir.