Meclis Komisyonu İmralı için mi kuruldu?

Siyaset öyle bir noktaya geldi ki millet artık tek bir soru soruyor:
“Ne oluyor ve bu dönüşlerin hesabını kim verecek?”

Dün “terörist” dediği kişiye bugün “Kurucu Önder” denmesini kim, nasıl açıklayacak?
Dün “terör örgütünün başı” dediği teröriste bugün “Gerekirse üç arkadaşımla İmralı’ya giderim” diyen bir MHP lideri var karşımızda.

Üstelik Meclis ayağına gitsin denen kişi Türk yargısı tarafından terör örgütü elebaşı olduğuna karar verilen terörist Abdullah Öcalan'dır.

Yıllarca “kanlı terörün sorumlusu” diye kürsülerden haykıran MHP’nin bugün geldiği nokta, milletin hafızasıyla dalga geçmek değil midir?

Bu dönüş bir fikir değişikliği değil; bir savrulmadır. Bunun gerekçesini millete açıklamak gerekmez mi?

Terör örgütü PKK ve uzantıları silah bırakacak ve barış sağlanacaktı. Havada kalmadı mı tüm sözler?

MHP NEDEN SAVRULDU?

Millet soruyor, ben de o soruları seslendiriyorum:

Ne oldu da terör örgütü ve uzantıları silah bırakacakken, terörist başını siyasi figüre dönüştürme çabası ile bir anda “İmralı’ya gideriz” çizgisine gelindi?

Ne değişti?

Bu ülkenin şehitleri, şehit annelerinin yüreği, gazilerin hakları ne olacak?

Dün meydanlarda söylenen sözler bugün neden yok sayılıyor?

Milletin aklıyla oynamanın bir sınırı olmalı.

PEKİ BU KOMİSYON NEDEN KURULDU?

Yeni tartışma şu:

“Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” gerçekten barış için mi yoksa İmralı’nın kapısını aralamak için mi kuruldu?

Mecliste kurulan bu komisyonun görevi Terörist Apo'yu siyasi figüre dönüştürmek mi?

Terörist başının “görüşlerini” dinlemek için Ankara’dan İmralı’ya bir yol mu açmak?

Millet bunu bilmek istiyor.
Şeffaflık, devlet ciddiyeti ve milli duruş bunu gerektirir.

ERDOĞAN NEDEN MESAFELİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bahçeli’nin çıkışlarına karşı belirgin bir mesafesi var.
Neden?

Çünkü milletin tepkisini görüyor. Çünkü sırtında yumurta küfesi var.

Millet de soruyor:
Bu, küresel bir senaryonun parçası mı?

Ortadoğu’daki dengeler için Türkiye’den yeni bir adım mı beklendi?

Millet bunların cevabını istiyor.
Her şey kapalı kapılar ardında konuşuluyorsa, bu millet için değil siyasi hesaplar içindir.

ŞEHİT YAKINLARININ HAKKI NE OLACAK?

Kim konuşuyor şehit annelerinin acısını?
Kim hatırlıyor bu davaların her birinde dökülen gözyaşını?

Millet unutmaz.
Şehit yakınlarının duası da bedduası da vardır.
Yarın, bir gün İmralı kapıları için atılacak her adımın hesabı onlara verilir.

SON SORU: EKONOMİK AÇMAZ NEDEN GÜNDEM DIŞI?

Millet:

Pazarda

Elektrik faturasının başında

Kirada

Borç batağında

Hayatta kalma mücadelesi içinde

ama siyaset Meclis’in, ekranların ve gazetelerin gündemini “İmralı’ya gidilir mi gidilmez mi?” tartışmasına sıkıştırmış durumda.

Asıl soru bu:

Millet açlıkla boğuşurken, neden kimse ekonomiyi konuşmuyor?