Erol Tosun

Erol Tosun

Şahıs rejiminde kopya, hırsızlık uydurma belge her yerde

Ülkemizde son yıllarda kopya, hırsızlık,soru çalma, belge uydurma, yolsuzluk gibi hayalimizde olamayacak, rüyalarımızda 3 bin yıl göremeyeceğimiz konuların hepsini yaşadık.

Başkasının diploması üzerinde isim değiştirerek uydurma fotokopi tasdik ettirmeyi,

ÖSYM'de soru çalmayı,

Yazının Devamı

Partili CB çok sevdiği yeşil doları, “ağacı seviyorum” yutturması derdinde!

Ülkemizin 80 yeri birden yanıyor.Şu kadar uçakla müdahale ettik, şurayı söndürdük, burayı soğuttuk, köyleri boşalttık, "gece oldu, görüşlü uçağımız yok" itirafı ile uçaklar müdahale edemedi gibi gibi sayacağımız uydurma mazeretlerle gün kurtarmaya devam...Yangına müdahale edecek personelin eğitim tesisini kapatıp, Turizm Baka(n)mayanına otel yapsın diye peşkeş çekersen,Şehirlerdeki nefes alınacak yeşil alanların, deprem toplanma alanlarının üzerine camdan AVM’ler, rezidanslar diktirirsen,"Yeşil olarak koruyacağız" yalanı ile askeri alanları, polis eğitim merkezini boşaltıp lüks konutlar yaptırırsan,Su kaynaklarına "sosyal konut yapıyorum" numarası ile on binlerce konutla doldurursan,"Maden çıkarıyoruz, yeraltı zenginliklerini ekonomiye kazandıracağız" algısı ile yüz binlerce ruhsat verirsen,Zeytinlik alanlarımızı, el değmemiş ormanlarımızı "santral yapacağız, size de başka yerde zeytin ağacı dikeceğiz" baş yalanı ile köyleri boşaltırsan,Oy almak için kolay av görünen köylüleri "Sizi mahalle yapıyoruz, zengin edeceğiz" yalanı ile köylerdeki harman yerinden otlakiyeye her metrekare araziyi belediyelere tapular, onları da yandaşa toplu toplu satarsan,Aşırı pahalı ilaç, gübre, mazot nedeniyle köylüyü tarlasını ekemez hale getirirsen,Yerli besicinin ahırları yüksek yem fiyatları nedeniyle icradan boşalırken ta Uruguay’dan angus eti getirirsen,Köylüye, üretene faydalı olan Köy Hizmetlerini, Toprak-Suyu, Yem Fabrikalarını, Süt Kurumu’nu, Tarım Kredi Kooperatiflerini, Gübre Fabrikalarını, Şeker Fabrikalarını tek satır yazıyla kapatıp şakır şakır yok pahasına satarsan,Yangına müdahalede güvenilir kurum olan THK’yı kayyımla, müdahale ile, yandaş atama ile bitirirsen,Ey Partili CB; “Her şeyi yaptık, ettik, çabaladık” algısını illüzyon haline getirerek bu işten kurtulamazsın!

Vatandaş yaşadığını ve yaşattıklarınızı biliyor.Sorumlu hiç kimse görevden alınmıyor, hiç kimse onurluca istifa etmiyor.Sandığı getir! Ülkenin yeşiline, doğasına, börtüsüne böceğine düşman olduğunu; Amerikan dolarının yeşilini daha çok sevdiğini sana ispat edelim. Hodri meydan… Görelim hangi yeşili sevdiğini!

Not: 1923’ten 2002’ye kadar toplam bin 86 maden ruhsatı, Bu iktidar döneminde ise sadece 23 yılda tam 400 bin (dört yüz bin) maden ruhsatı verilmiştir.

Yazının Devamı

CHP, kuyruk kurtarmak için uydurulan komisyonda olmamalıdır

Partili CB işine geldiği zaman, kendi çıkarına gelen koşulları oluşturma, algısına ihtiyaç duyduğu zaman, “acele kodu” ile komisyon, istişare, diyalog hepsi birden aklına geliyor.

Lise giriş sınavlarının soruları çalınmış,Ormanlarımız ülke çapında cayır cayır yanıyor, 11 insanımız can vermiş,Özel Tüketim Vergisi ile vatandaş yolunmuşun da yolunmuşu, kaza döndürülmüş,Mevsiminde kirazın kilosu 1000 (bin) TL’yi geçmiş, vatandaş meyvenin tadını unutmuş,Kuraklıkla birlikte ve çiftçinin sorunlarına çözüm üretemeyen iktidar sayesinde köylü tarlasından bırakın buğdayı, saman bile elde edememiş,Terörsüz ülke soslaması, barış süslemesi ile komisyon kuralım, Meclis tatil ama yine de komisyon kuralım.Komisyon allaması, pullaması ile “bir daha nasıl seçilirim”i garanti edelim.Partili CB’nin tek derdi tekrar seçilmek. Onun için bütün partisi, algı yaratan yandaş TV’leri, okunmayan gazeteleri ile birlikte atanmış ancak özel seçilmiş memurları da 40 koldan görüşmeler yaparak algı peşindeler.Dertleri ortak çünkü mamaları bitiyor, iktidar gidiyor.Ana muhalefet partisi, ülkenin 1. partisi CHP oyuna gelmemeli. Bu kadar belediye başkanları, başarılı bürokratları suçsuz yere bir iftiracının düzmece safsataları ile tutsakken;Ülke, pahalılıktan, işsizlikten, gelirsizlikten, adaletsizlikten can çekişirken, bu yalandan komisyon numarasını yutmamalıdır.

Ülkenin kurtuluşu bu iktidarın gidişi ile olacaktır.O nedenle; Anayasa filan numaraları ile oynanan iktidar ve aparatlarının illüzyonunu kabul etmemelidir.Ülkeye adalet, iktidar değişince gelecek. Anayasa değişecekse yeni meclis, toplumun bütün katmanları — üniversitelerden barolara, sendikalardan adalete duyarlı sivil toplum kuruluşlarına, köylü, memur, öğrenci, emekli, esnaf, sanatçı, okumuş-okumamış her ferdin katılacağı, hemfikir olacağı anayasayı hep birlikte hazırlayacağımızı halka ilan ederek komisyonun numara olduğunu açıkça ilan etmelidir.Bitmiş, tükenmiş, yerlerde sürünen, çaresiz iktidarın “milli algı” numarasını yutmamalıdır.Azınlık iktidarına can suyu verilmemelidir.Ülkenin umudu söndürülmemelidir.CHP, silkin ve kendine dön.İktidarın ömrünü uzatan değil, iktidarı bitiren ol!

Yazının Devamı

Uydurma tarikat heveslisi sıfır zeka kimdir!

Ülkemizde sadece bu yıl ilkokul, ortaokul, lise, yüksekokul, fakülte öğrencisi olmak üzere tamı tamına 1 milyon kişi ekonomik gerekçelerle, yani parasızlık, gelirsizlik, çaresizlik nedeniyle eğitimini yarıda bırakmış,

Evet evet, son 3 yılda üniversite eğitimine devam etmeyi bırakanların sayısı 2 milyona dayanmış,

Soru çalınmayan sınav yok;

Yazının Devamı

İşte sülale devri böyle olmalı!

Hikaye değil, uydurma hiç değil, iftira bizim fıtratımızda zaten yok. Olamaz da!! Resmi Gazetede yayımlandı: Partili CB'nin eşinin adına üniversitede Tohum Enstitüsü kuruldu.

Ülkemize uyarlanan Ucube Rejim döneminde tam bir Sülale Devri yaşıyoruz. 3. Sınıf Arap ülkelerinde, tek kişilik rejim Türki devletlerinde, 4. sınıf Latin Amerika ülkelerinde ne yaşanıyorsa, ülkemizde de aynısının bir ilerisi yaşanıyor.

Yazının Devamı

Türk Milleti asla 'ÜMMET' olmaz

Partili CB, kendi öz partilileri dahil kimseye heyecan vermeyen milyonuncu konuşmasından birisini daha yaptı: Beklentiyi büyütmek için her zaman olduğu gibi “çok önemli, çok önemli” diyerek şişirmeler yapıldı, ancak reytinglere baktığımızda dinleyen sayısı en dipteydi.

Sözde silah bırakma parodisi daha fazla izlenmişti.

Tek millettik, hani ne oldu?

Yazının Devamı

Ülkede demokrasi ve hukuk uzaydayken, “TERÖRSÜZLÜK” yutturmacasını kimseler yemez…!

Ülkemizde iktidar partisi il, ilçe, mahalle yöneticileri hâkim ve savcılığa devam ediyor. Sadece iktidar partisi ve yedekçi partinin refere ettikleri, yüksek yargı organlarına üye olabiliyorlar. Yargı bağımsızlığı olmadığı, kırıntısı dahi kalmadığı için yargıçlar sadece adı yukarı olan semtten veya binadan işaret alarak Türk milleti adına karar veriyorlar. Ülkenin her bir karış yerinde bal gibi üstünlerin hukuku uygulanıyor.

Tabelalarında “Saray” yazan adliyeler vatandaşın hakkını değil, sözde sarayın talimatlandırılmış hakkını veriyorlar. Adı rüşvetle şaibeli hâkim düğün yapıyor; gelinlik ve damatlıkla partili CB’nin elini acilen öpmeye gidiyor. Yine adı şaibeli, banka denetleyen sözde kurumun yöneticisinin düğününü, yargı ve emniyet mensupları trafiği kilitleyerek dolduruyorlar.

Sesini çıkaran, başını kaldıran, parmağını oynatan hemen yaka paça, ters kelepçeli hâlde Vatan veya Ankara Emniyet’e götürülüyor. Yazı yazmak, hak aramak, görüş belirtmek, iktidarı küçücükten de olsa eleştirmek en büyük suçlardan sayılıyor. Televizyonlarda bırakın eleştiriyi, dudak okuyarak dahi yorumlar yasaklanıyor. Kımıldama ve soluma hariç her şey yasaklanıyor.

Yazının Devamı

(3'ü 8'e çıkardılar) Yalan, yağma, yıkım, yoksulluk, yandaşlık, yağdanlık, yolsuzluk, yüzsüzlük

Ülkemizdeki mevcut iktidar mensupları ve şürekâları, çeyrek asırdan fazladır yani 1994'ten bu yana, tam 31 yıldır iş başındalar.

Sözde yolsuzluğu bitireceklerdi; 5 vakit namaz kılıp, 10 vakit rüşvet aldılar.Yeşili, ormanı, zeytini talan ettiler; sadece doların yeşilini sevdiler. Sözde inançlıydılar; samimi inançlı vatandaşları dinden soğuttular, “Eğer bunlar Müslümansa ben değilim” noktasına getirdiler.Yalanı o kadar çok söylediler ki, gerçeğin yerine geçirdiler. Yolsuzluğu "yol bulma sanatı" haline getirdiler. Utanmadılar, yüzleri hiç kızarmadı. Kişisel hac ibadetlerini, lüks yaşamlarını, şatafatı devlet kesesinden yapmayı adet haline getirdiler. Sınavlarda, atamalarda, işe alımlarda bol bol kul hakkı yediler.İnsanlığı unuttular; yandaş olmayı, yağdanlık yapmayı mecburiyet gibi dayattılar.Birey olmayı değil, kul olmayı, tebaa olmayı öncelettiler.“Değerler” dediler, eğitimi bitirdiler, değerleri de değersizleştirdiler. “Erdemliler” dediler, ahlaksızlığı çoğalttılar. Adaleti sandalet haline getirip, hukuku yerlerde süründürdüler. “Alnı secdeye değiyor” dediler; devleti işgal ettirip, silahlı kalkışmaya yol açtılar.“Yüzükle geldik, fakirin hâlinden anlarız” dediler; vatandaşı zekâta muhtaç hale düşürdüler. “Biz de sizin gibiyiz” diyerek kandırdılar; gecekondudan saraylara gidip, halkı aç, açıkta, bitap bıraktılar.

Kısacası: Ülkeyi yalanla, talanla, yağmayla bitirdiler. Soluk almak hariç her şeyi yasakladılar.

Yazının Devamı

Üst kimlik dilimizdir

Partili CB geçtiğimiz günlerde “En üst kimliğimiz Müslümanlıktır” dedi.

Peki en yüksek seslerle soralım o zaman en yüksek kimliği Müslüman olan:

En en yüksek sesle söylüyoruz, haberiniz olsun: Bizim en üst kimliğimiz 3000 yıldan bu yana Sümerlerden başlayan TÜRKLÜK’tür. Uygurlardan, Orhunlardan, Altaylardan bu yana da dilimiz TÜRKÇE’dir. Nüfus cüzdanımızda Ulu Önderimiz Atatürk’ün kurduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLIĞI yazar.

Yazının Devamı

Suç uyduran iktidara karşı muhalefet yekvücut olmak mecburiyetindedir

Ülkemizde an itibariyle zorlama ile yüzde 29 oy oranı olan iktidar ve sözde sorumlu olmayıp, sorunlu olan yedekçi ortaklarınca tam abanma ile muhalefet, ana muhalefet CHP başta olmak üzere yazan, çizen, konuşan, yürüyen kökten sindirmeye çalışılıyor.

Yalan makinası sözde basınları ile, milli uydurma ve algı ile yanıltma aparatı olan sayısız TV’leri, yandaş yalama, yemleme karşılığı çalışan trolleri ile tam saha saldırıyorlar. İftiraları Allah korkusu olmadan, yalanları kul utanması olmadan sürekli tekrarlarla gerçekmiş gibi sıralıyorlar, sıralıyorlar.

Hücumdalar, çünkü mamaları gidiyor, liyakatsız olarak işgal ettikleri koltuklar kayıyor.

Yazının Devamı

Tam da şimdi zamanı: Kılıçdaroğlu "Bütünleşme" demelidir

CHP’nin 7. Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu, sizi her platformda, her ortamda hiçbir kişisel çıkar beklentimiz olmadan cansiperane savunarak, şahsınıza sonsuz saygı duyarak, dürüstlüğünüze inanarak, Cumhurbaşkanı olmanız için 24 saati 72 saat yaparak sahada oy isteyen bir milletvekili adayı olarak;

Mevcut Genel Başkan Sn. Özgür Özel başta olmak üzere Genel Merkez yöneticilerini hatalı gördüğümde hiç çekinmeden en yüksek seviyede eleştiren, Kılıçdaroğlu’na yakın olduğumuzu herkesin bildiği bir partili olarak;

Sn. Kılıçdaroğlu size açık çağrı yapıyorum: Lütfen Sn. Genel Başkanım, kendinize zarar vermeyin. Biriktirdiğiniz ve bizlerin de şahsınıza kefil olduğumuz, dürüstlükte onur timsali olduğunuz, devlet adamlığına hayran olduğumuz Kılıçdaroğlu durduğu yerde dursun, onu olduğu yerde kendi onurunuz için koruyun.

Yazının Devamı

İthal Maliye Baka(n)mayanı söyledi, Vergiler yetmiyormuş?

Ülkemizde dünyanın en fazla vergisi ödeniyor ancak vatandaşlarımızın yüzde 80’i en berbat, en dip, en kalitesiz hayatı yaşıyorlar. ** Çünkü; yöneticiler halka hizmet için değil, köşe dönmek ve çoluk çocuk sülale boyu servetlere kavuşmak için vatandaşa hizmetkâr olması gereken koltuklara binbir takla atarak uzanıyorlar. Ülkenin sorunlarını çözmesi gereken bol ünvanlılar hâlen ya vergiyi artıracağız ya da borçlanacağız diyorlar. Vergiler artırıldıkça vatandaşlar biner biner batıyorlar, yüz biner yüz biner bitiyorlar, yüzer yüzer intihar ediyorlar, 10’ar 10’ar ailelerini katlediyorlar. Sözde Maliye BAKAMAYANI, yurt dışından borç parayı tefeci faizi ödeme garantisi verdiği halde, yalvar yakar olmasına rağmen zaten bulamıyor. ** O hâlde cezaları bari artıralım, vur abalıya; trafik cezaları bu işin en iyi yöntemi. Yaz babam yaz. Hız yaptın yaz, park ettin yaz, promil yüksek yaz, ışıktan geçtin yaz, çizgiyi geçtin yaz. Kamera kaydı aldık yaz. Ha babam yaz. Gecikme cezalarını artır, gecikmenin gecikmesinin faizini al. Özel Tüketim Vergisini, çok özel yutturma vergisi olarak iğneden ipliğe her şeye yükle. 24 saat açık vergi dairesi gibi çalışan benzin, mazot pompalarını günde iki defa fiyat güncelleme uyutması ile değiştirttir. Neredeyse her kapıya bir vergi memuru dikilmediği kaldı, o da yakın gibi gözüküyor. Adım atma, soluk alma, merdiven çıkma, camdan bakma, asansöre binme, parkta oturma vergileri de alın bari de işin tadı çıksın. Lükse, şatafata, huzur hakkı süslemesi ile 5 maaşa devam et, sonra vergiler yetmiyor diye dert yan. Oturduğunuz makamlar dert yanma yeri değil, çözüm üretme yeri. Çeyrek asırdır yapamadınız, 57 Cumhuriyet Hükümeti’nin biriktirdiklerini haraç mezat sattınız. Üzerine bir de kur koruma, nas diyerek zengini daha zengin ettiniz, daha da üzerine geçilmeyen köprülerin, kullanılmayan havaalanlarının, tedavi bulunamayan hastanelerin müteahhidine torunlarımızı borçlandırdınız. (Karikatür Musa Kart- 20 Haziran 2025 Nefes Gazetesi Köşesinden) Buna rağmen yapamıyorsunuz çünkü inandırıcılığınızı kaybettiniz. Vatandaş çeyrek asırdır üflediğiniz yalandan, şu ay bu aydan, şu gün o günden daha iyi olacak dolambaçlı algılardan bıktı, usandı. Sayenizde intihar ediyor. ** Düşün milletin yakasından, gülerek yemeyin. Fakirin fukaranın kesesinden yeterince soyunuzun, sopunuzun 5 dönem sonra bile haramdan besleneceği servetler elde ettiniz. Artık yeter! Vergi vergi, ceza ceza, bunların hepsi ezaya dönüştü. Gün gelecek, devran dönecek. Halka, zengine, fakire herkese eşit uygulanacak yasalar çerçevesinde, yurt dışına kaçsanız, kaçırdığınız servetlerinizle sokaklar alsanız bile hesap vereceksiniz. Hesap ahirete kalmayacak, hesap bu dünyada mutlaka görülecek, merak etmeyin. Sandığı bekliyoruz. Çeyrek ölçüde, bir çay kaşığı kadar, bir su damlacığı miktarında demokrasi varsa… Çeyrek asırdır kandırdınız ey iktidar. Sandık, sandık, sandık !!!
Yazının Devamı

Ankara Metrolarının işletmesinden kim sorumlu?

Ancak; gel gör ki yazımızın arasına aldığımız görsellerden de anlaşılacağı gibi, ilgili bakanlığın adı hâlen metroların duvarlarında algı operasyonu olarak durmaktadır.

**Bir de her merdivenin önünde kirlenmiş duyuru levhası var ki tam evlere şenlik. Bu levhalarda “2 ay dememek için 6-8 hafta sürebilir merdiveni tamir etmek” diye yazıyor. Bu duyuruya gülenler var, kızanlar var. Belediye başkanına, oy verdikleri partiye sinkaflı küfrederek yetkililerin bolca kulaklarını çınlatanlar var!

Yazının Devamı

Fakirlik yükseliyor, enflasyon düşüyormuş?

Ülkemizde mevcut iktidarın düzmece rakam oyunları ile enflasyon düşüyor algısı yaratılıyor. Oysa enflasyonun sözde düşmesi refahı artırmaz, zenginlik getirmez. Fakiriz, sadece daha daha da fakirleşmemizi azıcık yavaşlatır. İthal İngiliz nüfus cüzdanlı Maliye Baka(n)mayanı, ülkemizin puanını sözde Dünya Bankası 0,5 puan artırmış, buna seviniyor. Ve her zaman duyduğumuz "kötü günler geride kaldı" palavrası ve manipülasyonu da işin cabası, Böyle boş bir sevinç görmedim de, yaşamadım da;

Halbuki demokrasi olan bir ülkenin gerçek bakanları; Vatandaşın alım gücü arttı mı, Vatandaş istediği her gıdaya ulaşabiliyor mu, Vatandaş iş bulabiliyor mu, Vatandaş kirasını ödeyebiliyor mu, Vatandaş eğer varsa kredi kartı borcunu ödeyebiliyor mu, Vatandaş çocuğunu okutabiliyor mu, Vatandaş tatil yapabiliyor mu, Vatandaş köyüne gidebiliyor mu, Köylü toprağını ekebiliyor mu, Besici yerli hayvan besleyebiliyor mu, Küçük esnaf sattığını yerine koyabiliyor mu, Fabrikatör, imalatçı, ürettiğini perakendeciye satabiliyor mu, Öğrenciler sağlıklı beslenebiliyor mu, Barınma sorunu olanlar çözüm bulabildiler mi,

Bunları düşünürlerdi.

Yazının Devamı

Ülkece yaşadıklarımız uçurumun tam da dibidir

Partili CB olduğu müddetçe hiç konusuz kalmıyoruz. Yazacağımız yüzlerce konu birikiyor. Günde 150 yandaş TV’sinde, 300 adet okunmayan yalama basında atılan başlıklara bakınca sürekli “uçuyoruz, havalandık, düşmanlar çatlıyor, Avrupa kıskanıyor, Rusya’ya, Amerika’ya yön çiziyoruz” deniyor.

Yalama sözde gazetenin son başlığına çok güldüm: Güya “Uçurumun kenarından dönmüşüz.” Halbuki gerçek hiç de öyle değil:

Bu yazdıklarımız yaşadıklarımızın sadece özetinin özeti. Tamamını yazsak fasiküller yetmez. Ne yaşadığını ülke vatandaşı gerçek yaşamından biliyor. Onun için uçurumun kenarını değil dibini gören vatandaşın bu ucuz para etmeyen laflara karnı tok!

Yazının Devamı

Kişiye uydurma rejimde bayramı unuttuk!

Ticari faizlerin yüksekliği nedeniyle kredi kullanamıyoruz, işimizi geliştiremiyoruz, makinelerimizi yenileyemiyoruz diyerek; yüksek faizden şikâyetçi olan iş insanlarına Maliye yetkilileri:

“Sizleri takip ediyoruz, niçin evinizi, iş yerinizi satmıyorsunuz? O zaman durumunuz iyi demektir. Zamanında çok kazandınız. 2-3 yılda biriktirdiklerinizi satın, idare edin.” demişler.

Böyle basit, banal, sokak ağzı düşünceli bir anlayış olduğu müddetçe bu ülkeye yatırım yapar mı sanayici, üreten iş insanları?

Yazının Devamı

Anayasa diye kekleyin, BANA yasa yapın?

Partili CB’nin çeyrek asır sonra, ana gayesi siyasi ömrünü uzatmak, yan tali yoldan amacı da gündem değiştirmek olan “yeni anayasa yapılsın” talebi ne yazık ki ülke gündemini işgal ediyor.

177 maddelik anayasanın birçok maddesi kendi döneminde değiştirilmiş. O zaman aklında değil. Kendinden önceki hükümetler döneminde de değişen birçok maddesi var anayasanın. Yani neredeyse yarısından fazlasında, bazı maddelerde kısmen, bazı maddelerde tamamen olmak üzere 134 değişiklik yapılmıştır.

Yani darbe anayasası çıktığı tarihte olduğu gibi durmuyor. Delik deşik edilmiştir.

Yazının Devamı

Partili CB Aile Yılı’na nüfusu da ekledi

Partili CB, 13 Ocak 2025 tarihinde “Aile Yılı” ilan etmişti. Bu uyduruk yılı bazı kamu kurumları da aceleyle antetli kâğıtlarına logo olarak basmışlardı ki aradan 3 ay geçmeden, “Aile Yılı” olmadı; “Aile ve Nüfus 10. Yılı” ilan edildi. Göreceksiniz, iki aya varmadan bu yıla “Doğurma Yılı” da ekler.

Yetmezse “Artırma” ekler.

Yetmezse “Çoğaltma” ekler.

Yazının Devamı

Milli bayramlarda balkonlara Atatürk ve Türk bayrağı yan yana çok yakışır

Geçtiğimiz 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nda özellikle dikkatimi çekti ki toplumda duyarlı insanların olduğu, okuma yazmanın yüksek olduğu mahalle ve semtlerde Türk bayrağı, Atatürk portföylü bayraklar hemen hemen her evin balkonunu süslemişti.

Bayrak fiyatları ortalama olarak 150 TL'den başladığı için, daha dış çeper mahallelerde herkes ucuz ekmek peşinde olduğundan bayrağa ayıracak bütçe parası olmadığı için tek tük bayrak vardı evlerde ve işyerlerinde.

Buradan hareketle mevcut iktidar bu işi yapmaz ve yaptırmaz. Çünkü bunlar özde değil, sözde millî ve yerliler.

Yazının Devamı

Partili CB döneminde ülkemiz 'YOLSUZLUK'ta en yüksek yere geldi

Uluslararası Yolsuzluk Endeksi’nde en öndeyiz. Uluslararası Şeffaflık Enstitüsü’nce her yıl düzenli olarak yayınlanan “Ülkelerdeki Yolsuzluk Algı Endeksi” ölçümünde, adını belki de yeni duyacağınız Zambia, Gambia, Lesoto gibi ülkelerden daha gerideyiz.

180 ülke arasında 107. sıradayız. Ülkemizde bağımsız yolsuzluk denetim kurumunun olmaması; hiçbir bürokrat veya siyasetçi hakkında rüşvet ve yolsuzluktan bir tane dahi olsa dava açılmaması, yanlışlıkla açıldı ise kısa sürede sonuçlanmaması; yolsuzluk yapan kişinin cezalandırılmaması... Yolsuzluğu dilinden düşürmeyen idarecilerin tek bir tane yolsuzluk davası varsa onu bile takip dahi etmedikleri, ettirmedikleri için ülkemizdeki yolsuzluklar, uluslararası camiada acı bir gerçek ki gurur kırıcı bir noktaya sürüklenmiştir. Sayıştay raporlarında yazılan yüzlerce yolsuzluk dosyasından hiçbirisinin soruşturulmaması, yolsuzlukların üzerinin siyaseten örtülmesi, ülkemizin boynunu uluslararası camiada eğen en önemli unsurdur. Ülkemizde yolsuzluklar: dosyalar dolusu, soruşturma sıfır, ceza alan sıfır, hesap sorulan sıfır... Mevcut iktidar sayesinde; çalan da çaldıran da herkes “Yolunda A.Ş.” olmuş. Adrese teslim ihaleye devam etmek için Ecevit döneminde Kemal Derviş tarafından Avrupa normlarında hazırlanmış Kamu İhale Kanunu, mevcut "ucube tek kişi rejimince" 200 defa değiştirilmiştir. İşte tam düğüm de buradadır: Partili CB sistemsizliği sayesinde davetiye usulü ihaleler “Hem yerim hem de yediririm A.Ş.” olmuş durumdadır. Böyle kişiye uydurma rejimde şeffaf olup, yolsuzluk yapılmayan ülkeler statüsünde olan Danimarka mı olacaktık?! Tabii ki Mozambik ve Gambia’nın altında olacağız. "İngiliz vatandaşı" Maliye Baka(n)mayanı yüksek faizlerle hem de dolar bazında sürekli yurt dışından para arıyor. 2 yıldır Asya, Avrupa, Arap, Yahudi gezmedik ülke bırakmadı; kapı kapı kesinlikle "dileniyor", kuruş bulamadı. Bundan sonra para bulması daha da zora girdi, haberiniz olsun. 19 Mart İmamoğlu suç uydurma darbesinden sonra meydanlardaki kalabalıkları gören devletler, mevcut ucube iki dudak arası rejime zırnık koklatmazlar!!! Çünkü gidici olduğunu gördüler. Ülkede hukuk iki dudak arasına girince, yolsuzluğun önlenemeyeceği en cahil devletlerce dahi açıkça biliniyor. Güzel ve canım ülkemizde yolsuzluk endeksini yükselterek, ülkemizi adı bilinmedik ülkeler kategorisine indiren, yukarıdan aşağı herkese, haram yemeyen vatandaşlar olarak hakkımız haram olsun.

Diyor ve yazımıza;

Ünlü Çinli Filozof Konfüçyüs’ün “İyi yönetilen ülkelerde fakirlik utanç vericidir; kötü yönetilen ülkelerde ise yaptığı yolsuzluklar sayesinde zengin olan idarecilerden olmak daha çok utanç vericidir.” sözünü yazımıza dipnot olarak bırakıyorum!!!

Yazının Devamı

Kuzey Kıbrıs'tan yol bulan siyasileri çok konuşmak gerek

Her karış toprağı şehitlerimizin kanları ile kazanılmış Kuzey Kıbrıs, son 23 yıldır ayrı bir devlet gibi değil ülkemizdeki mevcut iktidar tarafından adeta 82’nci plakalı vilayetmiş gibi görünüyor.

Ülkemizin mezrası gibi muamele yapılıyor, eğitiminden binalarının şekline, kimi, hangi partiyi seçeceklerinden, otel yeri tahsislerine, A’dan Z'ye her şeylerine müdahale ediliyor. Bu neyi ifade ediyor, ona hep birlikte bakalım;

Kuzey Kıbrıs an itibariyle dünyada;

Yazının Devamı

"Benim diplomam yok, onun da olmasın!"

CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı 55 gündür cezaevinde tutsak edilip esir alınan İstanbul’un seçilmiş Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun haksız ve mesnetsizce iptal edilen diplomasını kimler iptal etmişti, 3 kişilik komisyonda kimler vardı, önce bir ona bakalım;

Yani velhasıl bu diploma iptali bir garip ve çelişkili durum ki değmeyin gitsin.

Yazının Devamı

TELEF olan kim?

Ülkemizde kurulan neidüğü belirsiz bir uydurma rejim sayesinde iktidarda olan, yoktan ödediğimiz vergilerimizle tüyü bitmedik yetim hakkı yiyerek, şatafatlı bir hayat, ultralüks debdebeli bir yaşam içerisinde, dört maaşlarıyla zevkten dört köşe hayat yaşayanlar, tef çalarak keyif çatarlarken;

1- İş arayanlar iş bulamayarak,

2- İş bulduysa mevcut geliri ile geçinemeyerek,

Yazının Devamı

Yüksek enflasyon ülkemize ahlaksızlığı ve çöküntüyü getirdi

Ülkemizde mevcut tek parti iktidarı sayesinde yaşanan çok yüksek enflasyon;

Daha ne olsun "bu da olmaz" dediğimiz her şey, "bu hiç olamaz" dediğimiz her türlü rezalet bu iktidar döneminde oldu. Olmaya da tam yol devam ediyor. "Yaparsak biz yaparız" dediler. Kötünün ve kötülüğün en dibini yaşattılar, yaşatıyorlar.

*Dindar nesil yetiştirecekmiş?

Yazının Devamı