Erol Tosun

Erol Tosun

Üst kimlik dilimizdir

Partili CB geçtiğimiz günlerde “En üst kimliğimiz Müslümanlıktır” dedi.

Peki en yüksek seslerle soralım o zaman en yüksek kimliği Müslüman olan:

En en yüksek sesle söylüyoruz, haberiniz olsun: Bizim en üst kimliğimiz 3000 yıldan bu yana Sümerlerden başlayan TÜRKLÜK’tür. Uygurlardan, Orhunlardan, Altaylardan bu yana da dilimiz TÜRKÇE’dir. Nüfus cüzdanımızda Ulu Önderimiz Atatürk’ün kurduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLIĞI yazar.

Yazının Devamı

Suç uyduran iktidara karşı muhalefet yekvücut olmak mecburiyetindedir

Ülkemizde an itibariyle zorlama ile yüzde 29 oy oranı olan iktidar ve sözde sorumlu olmayıp, sorunlu olan yedekçi ortaklarınca tam abanma ile muhalefet, ana muhalefet CHP başta olmak üzere yazan, çizen, konuşan, yürüyen kökten sindirmeye çalışılıyor.

Yalan makinası sözde basınları ile, milli uydurma ve algı ile yanıltma aparatı olan sayısız TV’leri, yandaş yalama, yemleme karşılığı çalışan trolleri ile tam saha saldırıyorlar. İftiraları Allah korkusu olmadan, yalanları kul utanması olmadan sürekli tekrarlarla gerçekmiş gibi sıralıyorlar, sıralıyorlar.

Hücumdalar, çünkü mamaları gidiyor, liyakatsız olarak işgal ettikleri koltuklar kayıyor.

Yazının Devamı

Tam da şimdi zamanı: Kılıçdaroğlu "Bütünleşme" demelidir

CHP’nin 7. Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu, sizi her platformda, her ortamda hiçbir kişisel çıkar beklentimiz olmadan cansiperane savunarak, şahsınıza sonsuz saygı duyarak, dürüstlüğünüze inanarak, Cumhurbaşkanı olmanız için 24 saati 72 saat yaparak sahada oy isteyen bir milletvekili adayı olarak;

Mevcut Genel Başkan Sn. Özgür Özel başta olmak üzere Genel Merkez yöneticilerini hatalı gördüğümde hiç çekinmeden en yüksek seviyede eleştiren, Kılıçdaroğlu’na yakın olduğumuzu herkesin bildiği bir partili olarak;

Sn. Kılıçdaroğlu size açık çağrı yapıyorum: Lütfen Sn. Genel Başkanım, kendinize zarar vermeyin. Biriktirdiğiniz ve bizlerin de şahsınıza kefil olduğumuz, dürüstlükte onur timsali olduğunuz, devlet adamlığına hayran olduğumuz Kılıçdaroğlu durduğu yerde dursun, onu olduğu yerde kendi onurunuz için koruyun.

Yazının Devamı

İthal Maliye Baka(n)mayanı söyledi, Vergiler yetmiyormuş?

Ülkemizde dünyanın en fazla vergisi ödeniyor ancak vatandaşlarımızın yüzde 80’i en berbat, en dip, en kalitesiz hayatı yaşıyorlar. ** Çünkü; yöneticiler halka hizmet için değil, köşe dönmek ve çoluk çocuk sülale boyu servetlere kavuşmak için vatandaşa hizmetkâr olması gereken koltuklara binbir takla atarak uzanıyorlar. Ülkenin sorunlarını çözmesi gereken bol ünvanlılar hâlen ya vergiyi artıracağız ya da borçlanacağız diyorlar. Vergiler artırıldıkça vatandaşlar biner biner batıyorlar, yüz biner yüz biner bitiyorlar, yüzer yüzer intihar ediyorlar, 10’ar 10’ar ailelerini katlediyorlar. Sözde Maliye BAKAMAYANI, yurt dışından borç parayı tefeci faizi ödeme garantisi verdiği halde, yalvar yakar olmasına rağmen zaten bulamıyor. ** O hâlde cezaları bari artıralım, vur abalıya; trafik cezaları bu işin en iyi yöntemi. Yaz babam yaz. Hız yaptın yaz, park ettin yaz, promil yüksek yaz, ışıktan geçtin yaz, çizgiyi geçtin yaz. Kamera kaydı aldık yaz. Ha babam yaz. Gecikme cezalarını artır, gecikmenin gecikmesinin faizini al. Özel Tüketim Vergisini, çok özel yutturma vergisi olarak iğneden ipliğe her şeye yükle. 24 saat açık vergi dairesi gibi çalışan benzin, mazot pompalarını günde iki defa fiyat güncelleme uyutması ile değiştirttir. Neredeyse her kapıya bir vergi memuru dikilmediği kaldı, o da yakın gibi gözüküyor. Adım atma, soluk alma, merdiven çıkma, camdan bakma, asansöre binme, parkta oturma vergileri de alın bari de işin tadı çıksın. Lükse, şatafata, huzur hakkı süslemesi ile 5 maaşa devam et, sonra vergiler yetmiyor diye dert yan. Oturduğunuz makamlar dert yanma yeri değil, çözüm üretme yeri. Çeyrek asırdır yapamadınız, 57 Cumhuriyet Hükümeti’nin biriktirdiklerini haraç mezat sattınız. Üzerine bir de kur koruma, nas diyerek zengini daha zengin ettiniz, daha da üzerine geçilmeyen köprülerin, kullanılmayan havaalanlarının, tedavi bulunamayan hastanelerin müteahhidine torunlarımızı borçlandırdınız. (Karikatür Musa Kart- 20 Haziran 2025 Nefes Gazetesi Köşesinden) Buna rağmen yapamıyorsunuz çünkü inandırıcılığınızı kaybettiniz. Vatandaş çeyrek asırdır üflediğiniz yalandan, şu ay bu aydan, şu gün o günden daha iyi olacak dolambaçlı algılardan bıktı, usandı. Sayenizde intihar ediyor. ** Düşün milletin yakasından, gülerek yemeyin. Fakirin fukaranın kesesinden yeterince soyunuzun, sopunuzun 5 dönem sonra bile haramdan besleneceği servetler elde ettiniz. Artık yeter! Vergi vergi, ceza ceza, bunların hepsi ezaya dönüştü. Gün gelecek, devran dönecek. Halka, zengine, fakire herkese eşit uygulanacak yasalar çerçevesinde, yurt dışına kaçsanız, kaçırdığınız servetlerinizle sokaklar alsanız bile hesap vereceksiniz. Hesap ahirete kalmayacak, hesap bu dünyada mutlaka görülecek, merak etmeyin. Sandığı bekliyoruz. Çeyrek ölçüde, bir çay kaşığı kadar, bir su damlacığı miktarında demokrasi varsa… Çeyrek asırdır kandırdınız ey iktidar. Sandık, sandık, sandık !!!
Yazının Devamı

Ankara Metrolarının işletmesinden kim sorumlu?

Ancak; gel gör ki yazımızın arasına aldığımız görsellerden de anlaşılacağı gibi, ilgili bakanlığın adı hâlen metroların duvarlarında algı operasyonu olarak durmaktadır.

**Bir de her merdivenin önünde kirlenmiş duyuru levhası var ki tam evlere şenlik. Bu levhalarda “2 ay dememek için 6-8 hafta sürebilir merdiveni tamir etmek” diye yazıyor. Bu duyuruya gülenler var, kızanlar var. Belediye başkanına, oy verdikleri partiye sinkaflı küfrederek yetkililerin bolca kulaklarını çınlatanlar var!

Yazının Devamı

Fakirlik yükseliyor, enflasyon düşüyormuş?

Ülkemizde mevcut iktidarın düzmece rakam oyunları ile enflasyon düşüyor algısı yaratılıyor. Oysa enflasyonun sözde düşmesi refahı artırmaz, zenginlik getirmez. Fakiriz, sadece daha daha da fakirleşmemizi azıcık yavaşlatır. İthal İngiliz nüfus cüzdanlı Maliye Baka(n)mayanı, ülkemizin puanını sözde Dünya Bankası 0,5 puan artırmış, buna seviniyor. Ve her zaman duyduğumuz "kötü günler geride kaldı" palavrası ve manipülasyonu da işin cabası, Böyle boş bir sevinç görmedim de, yaşamadım da;

Halbuki demokrasi olan bir ülkenin gerçek bakanları; Vatandaşın alım gücü arttı mı, Vatandaş istediği her gıdaya ulaşabiliyor mu, Vatandaş iş bulabiliyor mu, Vatandaş kirasını ödeyebiliyor mu, Vatandaş eğer varsa kredi kartı borcunu ödeyebiliyor mu, Vatandaş çocuğunu okutabiliyor mu, Vatandaş tatil yapabiliyor mu, Vatandaş köyüne gidebiliyor mu, Köylü toprağını ekebiliyor mu, Besici yerli hayvan besleyebiliyor mu, Küçük esnaf sattığını yerine koyabiliyor mu, Fabrikatör, imalatçı, ürettiğini perakendeciye satabiliyor mu, Öğrenciler sağlıklı beslenebiliyor mu, Barınma sorunu olanlar çözüm bulabildiler mi,

Bunları düşünürlerdi.

Yazının Devamı

Ülkece yaşadıklarımız uçurumun tam da dibidir

Partili CB olduğu müddetçe hiç konusuz kalmıyoruz. Yazacağımız yüzlerce konu birikiyor. Günde 150 yandaş TV’sinde, 300 adet okunmayan yalama basında atılan başlıklara bakınca sürekli “uçuyoruz, havalandık, düşmanlar çatlıyor, Avrupa kıskanıyor, Rusya’ya, Amerika’ya yön çiziyoruz” deniyor.

Yalama sözde gazetenin son başlığına çok güldüm: Güya “Uçurumun kenarından dönmüşüz.” Halbuki gerçek hiç de öyle değil:

Bu yazdıklarımız yaşadıklarımızın sadece özetinin özeti. Tamamını yazsak fasiküller yetmez. Ne yaşadığını ülke vatandaşı gerçek yaşamından biliyor. Onun için uçurumun kenarını değil dibini gören vatandaşın bu ucuz para etmeyen laflara karnı tok!

Yazının Devamı

Kişiye uydurma rejimde bayramı unuttuk!

Ticari faizlerin yüksekliği nedeniyle kredi kullanamıyoruz, işimizi geliştiremiyoruz, makinelerimizi yenileyemiyoruz diyerek; yüksek faizden şikâyetçi olan iş insanlarına Maliye yetkilileri:

“Sizleri takip ediyoruz, niçin evinizi, iş yerinizi satmıyorsunuz? O zaman durumunuz iyi demektir. Zamanında çok kazandınız. 2-3 yılda biriktirdiklerinizi satın, idare edin.” demişler.

Böyle basit, banal, sokak ağzı düşünceli bir anlayış olduğu müddetçe bu ülkeye yatırım yapar mı sanayici, üreten iş insanları?

Yazının Devamı

Anayasa diye kekleyin, BANA yasa yapın?

Partili CB’nin çeyrek asır sonra, ana gayesi siyasi ömrünü uzatmak, yan tali yoldan amacı da gündem değiştirmek olan “yeni anayasa yapılsın” talebi ne yazık ki ülke gündemini işgal ediyor.

177 maddelik anayasanın birçok maddesi kendi döneminde değiştirilmiş. O zaman aklında değil. Kendinden önceki hükümetler döneminde de değişen birçok maddesi var anayasanın. Yani neredeyse yarısından fazlasında, bazı maddelerde kısmen, bazı maddelerde tamamen olmak üzere 134 değişiklik yapılmıştır.

Yani darbe anayasası çıktığı tarihte olduğu gibi durmuyor. Delik deşik edilmiştir.

Yazının Devamı

Partili CB Aile Yılı’na nüfusu da ekledi

Partili CB, 13 Ocak 2025 tarihinde “Aile Yılı” ilan etmişti. Bu uyduruk yılı bazı kamu kurumları da aceleyle antetli kâğıtlarına logo olarak basmışlardı ki aradan 3 ay geçmeden, “Aile Yılı” olmadı; “Aile ve Nüfus 10. Yılı” ilan edildi. Göreceksiniz, iki aya varmadan bu yıla “Doğurma Yılı” da ekler.

Yetmezse “Artırma” ekler.

Yetmezse “Çoğaltma” ekler.

Yazının Devamı

Milli bayramlarda balkonlara Atatürk ve Türk bayrağı yan yana çok yakışır

Geçtiğimiz 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nda özellikle dikkatimi çekti ki toplumda duyarlı insanların olduğu, okuma yazmanın yüksek olduğu mahalle ve semtlerde Türk bayrağı, Atatürk portföylü bayraklar hemen hemen her evin balkonunu süslemişti.

Bayrak fiyatları ortalama olarak 150 TL'den başladığı için, daha dış çeper mahallelerde herkes ucuz ekmek peşinde olduğundan bayrağa ayıracak bütçe parası olmadığı için tek tük bayrak vardı evlerde ve işyerlerinde.

Buradan hareketle mevcut iktidar bu işi yapmaz ve yaptırmaz. Çünkü bunlar özde değil, sözde millî ve yerliler.

Yazının Devamı

Partili CB döneminde ülkemiz 'YOLSUZLUK'ta en yüksek yere geldi

Uluslararası Yolsuzluk Endeksi’nde en öndeyiz. Uluslararası Şeffaflık Enstitüsü’nce her yıl düzenli olarak yayınlanan “Ülkelerdeki Yolsuzluk Algı Endeksi” ölçümünde, adını belki de yeni duyacağınız Zambia, Gambia, Lesoto gibi ülkelerden daha gerideyiz.

180 ülke arasında 107. sıradayız. Ülkemizde bağımsız yolsuzluk denetim kurumunun olmaması; hiçbir bürokrat veya siyasetçi hakkında rüşvet ve yolsuzluktan bir tane dahi olsa dava açılmaması, yanlışlıkla açıldı ise kısa sürede sonuçlanmaması; yolsuzluk yapan kişinin cezalandırılmaması... Yolsuzluğu dilinden düşürmeyen idarecilerin tek bir tane yolsuzluk davası varsa onu bile takip dahi etmedikleri, ettirmedikleri için ülkemizdeki yolsuzluklar, uluslararası camiada acı bir gerçek ki gurur kırıcı bir noktaya sürüklenmiştir. Sayıştay raporlarında yazılan yüzlerce yolsuzluk dosyasından hiçbirisinin soruşturulmaması, yolsuzlukların üzerinin siyaseten örtülmesi, ülkemizin boynunu uluslararası camiada eğen en önemli unsurdur. Ülkemizde yolsuzluklar: dosyalar dolusu, soruşturma sıfır, ceza alan sıfır, hesap sorulan sıfır... Mevcut iktidar sayesinde; çalan da çaldıran da herkes “Yolunda A.Ş.” olmuş. Adrese teslim ihaleye devam etmek için Ecevit döneminde Kemal Derviş tarafından Avrupa normlarında hazırlanmış Kamu İhale Kanunu, mevcut "ucube tek kişi rejimince" 200 defa değiştirilmiştir. İşte tam düğüm de buradadır: Partili CB sistemsizliği sayesinde davetiye usulü ihaleler “Hem yerim hem de yediririm A.Ş.” olmuş durumdadır. Böyle kişiye uydurma rejimde şeffaf olup, yolsuzluk yapılmayan ülkeler statüsünde olan Danimarka mı olacaktık?! Tabii ki Mozambik ve Gambia’nın altında olacağız. "İngiliz vatandaşı" Maliye Baka(n)mayanı yüksek faizlerle hem de dolar bazında sürekli yurt dışından para arıyor. 2 yıldır Asya, Avrupa, Arap, Yahudi gezmedik ülke bırakmadı; kapı kapı kesinlikle "dileniyor", kuruş bulamadı. Bundan sonra para bulması daha da zora girdi, haberiniz olsun. 19 Mart İmamoğlu suç uydurma darbesinden sonra meydanlardaki kalabalıkları gören devletler, mevcut ucube iki dudak arası rejime zırnık koklatmazlar!!! Çünkü gidici olduğunu gördüler. Ülkede hukuk iki dudak arasına girince, yolsuzluğun önlenemeyeceği en cahil devletlerce dahi açıkça biliniyor. Güzel ve canım ülkemizde yolsuzluk endeksini yükselterek, ülkemizi adı bilinmedik ülkeler kategorisine indiren, yukarıdan aşağı herkese, haram yemeyen vatandaşlar olarak hakkımız haram olsun.

Diyor ve yazımıza;

Ünlü Çinli Filozof Konfüçyüs’ün “İyi yönetilen ülkelerde fakirlik utanç vericidir; kötü yönetilen ülkelerde ise yaptığı yolsuzluklar sayesinde zengin olan idarecilerden olmak daha çok utanç vericidir.” sözünü yazımıza dipnot olarak bırakıyorum!!!

Yazının Devamı

Kuzey Kıbrıs'tan yol bulan siyasileri çok konuşmak gerek

Her karış toprağı şehitlerimizin kanları ile kazanılmış Kuzey Kıbrıs, son 23 yıldır ayrı bir devlet gibi değil ülkemizdeki mevcut iktidar tarafından adeta 82’nci plakalı vilayetmiş gibi görünüyor.

Ülkemizin mezrası gibi muamele yapılıyor, eğitiminden binalarının şekline, kimi, hangi partiyi seçeceklerinden, otel yeri tahsislerine, A’dan Z'ye her şeylerine müdahale ediliyor. Bu neyi ifade ediyor, ona hep birlikte bakalım;

Kuzey Kıbrıs an itibariyle dünyada;

Yazının Devamı

"Benim diplomam yok, onun da olmasın!"

CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı 55 gündür cezaevinde tutsak edilip esir alınan İstanbul’un seçilmiş Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun haksız ve mesnetsizce iptal edilen diplomasını kimler iptal etmişti, 3 kişilik komisyonda kimler vardı, önce bir ona bakalım;

Yani velhasıl bu diploma iptali bir garip ve çelişkili durum ki değmeyin gitsin.

Yazının Devamı

TELEF olan kim?

Ülkemizde kurulan neidüğü belirsiz bir uydurma rejim sayesinde iktidarda olan, yoktan ödediğimiz vergilerimizle tüyü bitmedik yetim hakkı yiyerek, şatafatlı bir hayat, ultralüks debdebeli bir yaşam içerisinde, dört maaşlarıyla zevkten dört köşe hayat yaşayanlar, tef çalarak keyif çatarlarken;

1- İş arayanlar iş bulamayarak,

2- İş bulduysa mevcut geliri ile geçinemeyerek,

Yazının Devamı

Yüksek enflasyon ülkemize ahlaksızlığı ve çöküntüyü getirdi

Ülkemizde mevcut tek parti iktidarı sayesinde yaşanan çok yüksek enflasyon;

Daha ne olsun "bu da olmaz" dediğimiz her şey, "bu hiç olamaz" dediğimiz her türlü rezalet bu iktidar döneminde oldu. Olmaya da tam yol devam ediyor. "Yaparsak biz yaparız" dediler. Kötünün ve kötülüğün en dibini yaşattılar, yaşatıyorlar.

*Dindar nesil yetiştirecekmiş?

Yazının Devamı

Avrupa tescilledi; Kaçak göçmen deposuyuz

*Partili CB emrettiğinde; bin dedi mi binen, in dedi mi inen Eski Başbakan, sakalı ak olan Erzincanlı Topal Dursun'un oğlu Binali Efendi, 24 Kasım 2016'da iktidar borazanı, yandaş çiftliği, TRT’de kısaca demişti ki; ‘’Türkiye olmasa Avrupa göçmen istilasına uğrardı.”

*Partili CB’ye Eski Almanya Başbakanı Merkel teşekkür etmişti; "Göçmenleri ve kaçakları Avrupa'ya göndermediniz, biz de size bedelini şakırt diye ödedik" demişti.

*Partili CB, bir teşekkür de İtalya Başbakanı Meloni’den aldı; "İtalya'ya kaçak göçmen göndermediniz" diye.

Yazının Devamı

Sınıfta silahla, masada ayakkabıyla poz veren öğretmenden ne olur?

Eskiden "Eski Türkiye" dedikleri memlekette öğretmen okulları vardı. Öğretmen liseleri vardı. Bu okullarda öğrencilere yalnızca ders değil, hayat öğretilirdi. Köy yaşamı, şehirdeki görgü kuralları, toplumsal sorumluluk... Her şey bir ders, her konu bir uygulama olurdu. Öğretmen adayları sadece akademik olarak değil, insani olarak da hayata hazırlanırdı.

Bugünse durum çok farklı. Artık öğretmen okulu mezunu genç, önce torpilin yollarını öğreniyor. Hangi partiden referans alırsa devlet okuluna sınavsız atanabileceğine bakıyor. İlk adımı sosyal medyada iktidarı övmekle atıyor. Sonrası mı?

Liyakat yerini biata bırakıyor. Anne-babasının partiye üye olmasından, mahallesinde “bizim çocuk” algısı yaratmaya kadar tüm PR süreci başlıyor. Aile, iktidar partisinin bir parçası gibi görünmeye başlıyor. Bu kadar tanıtımdan sonra sadece öğretmen değil, hukuk mezunuysa hâkim, iktisat mezunuysa maliye memuru oluveriyor.

Yazının Devamı

Kanal İstanbul: Partili CB’nin Türkiye intikamı

31 Mart 2024'te İstanbul adayı olan, "ailenin imar ve rant işlerine bakan" ve şimdi de Şehircilik Baka(n)mayanı olan Murat K., adaylığı sırasında "Bizim gündemimizde Kanal manal yok," demişti. Ancak vatandaş, olayın farkındaydı: Adaylık bal gibi "Kanal" içindi. Adaylığın tek amacı uyduruk "Kanal İstanbul" projesiydi.

İşte tam da bu nedenle vatandaşlar bu düzmeceye inanmadı ve Murat Kurum’u belediye başkanı seçmedi. Ardına bile bakamadan Ankara’ya, dönüşü olmayan tek yönlü bir biletle gönderildi!

Bu yenilgi, seçilememe olayı ve rant için Araplara verilen, üstelik peşin avans alınan sözler iktidarı ve partili CB'yi iyice köşeye sıkıştırdı.

Yazının Devamı

Diploma yoktu, uydurulmuş fotokopi vardı

Partili CB’nin diploması yıllardır tartışılır.

Oysa ortada yalnızca noter katibinin tasdik ettiği fotokopi ile yıllardır durum idare ediliyor.

Bu fotokopide isim değiştirilmiş, tarih unutulmuş; “Mezuniyet: 1981” yazıyor.

Yazının Devamı

23 Nisan’da Anıtkabir muhteşemdi

● 23 Nisan, TBMM’nin 105. kuruluş yıl dönümüydü.

● Her zaman olduğu gibi, partili CB yine yoktu törenlerde.

● “Harun gibi geldiler, Karun oldular.” diyerek iktidar partisini yerden yere vurup, sonra partili CB’ye biat ve itaat eden ünvanı da TBMM Başkanı olan Numan Bey vardı törenlerde.

Yazının Devamı

Uyduruk Kanal’la ranta, talana, ihanete devam!

İstanbul’u çeyrek asırdır yöneten zihniyet, tarihi ve doğayı geri dönülmez biçimde tahrip etti. Artık yeter diyoruz!

Partili CB, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı 1994 yılından bu yana, doğrudan veya işaret ettiği isimler aracılığıyla İstanbul’u kesintisiz biçimde yönetti. Ali Müfit Gürtuna, Kadir Topbaş, Mevlüt Uysal derken tam 25 yıl boyunca İstanbul, tek merkezden idare edildi.

İstanbul’da bir arsa imara mı açılacak, yeşil alan AVM’ye mi dönecek, deprem toplanma alanları konuta mı çevrilecek? Tüm bu kararların arkasında tek bir irade vardı.

Yazının Devamı

Ülkede; diplomanın, tapunun, helal kazancın asla garantisi yok

* Ülkemizde yaşayan her kişiye duyuru olsun; ucube rejimde ilk, orta, lise, fakülte mezunu olsanız da diplomanız asla teminat altında değildir!

* Niçin derseniz; Ülkemizde bulunan 213 üniversiteden yaklaşık 68 devlet üniversitesinin rektörlerinin birçoğunun bir tane uluslararası yayınlarda kabul görmüş makalesi yok. Sadece yandaş olanın, iktidar partisinden referans getirenin, "Parti Trolü" olarak sosyal medyada iktidara yalakalık yapanların rektör olduğu bir düzende nasıl diploma garantiniz olacak?

* Diploma alsanız bile sürekli "ne zaman iptal edilecek" kuşkusu ile yaşıyoruz adeta. Yarın, öbür gün siz "sıra arkadaşınızla aynı sorulara aynı cevabı vermişsiniz, yanındaki sıra arkadaşınla aynı sorulara cevap verememişsiniz" diye bir iptalle karşılaşabiliriz kuşkusu içerisindeyiz.

Yazının Devamı

“Tayyip Erdoğan” bakımsızlar yuvasında!

Ülkemizdeki iktidar partilerinin ilk iktidara geldiği dönemlerde iktidar partisi başkanlarının adını çocuklara vermek her zaman vardır.

Ülkemizde sahte tarikatları ilk hortlatan, bürokratının nikâhlı eşine göz koyan, köpek ve bebek davası ile adı hep yan yana duran, ülkeyi vatan cephesi diye ortadan ikiye bölen Aydınlı Ednan’ın, Çoban Sülü Demirel’in ve Özal’ın adını az sayıda da olsa çocuklarına verenler oldu.

Ancak; Adını çocuklara verme patlaması Recep Tayyip’te oldu. Hemen hemen her vilayette bir iki Recep Tayyip, Tayyip Erdoğan gibi isimler gırla oldu, nüfus cüzdanları yetmez oldu.

Yazının Devamı