6 Şubat depremleri hepimizi çok sarstı. Halen depremin kayıplarını yüreğinden atamayan insanlar acımızı ve çaresizliğimizi daha da arttırıyor. Bir yandan da elimizden geldiğince deprem mağdurlarına yardım etme çabası içindeyiz. 6 Şubat'ta ne gördüm ne yaşadım? Kimi bölgeye giderek kurtarma çalışmalarına destek olmaya çalışıyor, kimi bölgeye gönderilecek yardımlara katkıda bulunuyor. Sosyal ve görsel medya üzerinden olayları takip ediyor, yardım çığlıklarını çevremize duyurmaya çalışıyoruz. Tüm bu seferberlik haline eşlik eden ortak duygularımız var; üzüntü, çaresizlik, korku, suçluluk, öfke bunlardan belki de en önde gelenleri. Kitlesel bir travma yaşıyoruz.
Burada İlyas Usta'dan bahsetmek isterim size. Tüm Türkiye'nin gerçek haliydi aslında bu. İlyas Usta benim Kahramanmaraşlı olduğumu bildiği için ilk günden arayıp "beni bölgeye götür, ben dayanamıyorum" diyerek bana devamlı baskı yapan kadim bir dost kendisi.
Tüm hazırlıkları yaptım bana gelen bir yardım çığlığı üzerine Kahramanmaraş Afşin Kangal köyüne gitmeye ve o mağdur insanlara el uzatmaya karar verdim. İlk aklıma İlyas geldi. "Haydi hazırlan gidiyoruz" dedim. Bu teklifi duyan İlyas Usta, ömründe en kıymetli hediyeyi almış gibi sevindi. Sanki deprem bölgesine değil, bayram şenliğine gidiyordu.