Boşanma davasında akrabalarım tanık olabilir mi?
Boşanma davalarında ileri sürülen iddiaları ispatlamakta kullanılan en önemli delili tanıklar oluşturmaktadır. Bu yazımızda boşanma davalarında tanıkların durumunu ve akrabaların tanıklıklarının önemini ele alacağız.
Boşanma davalarında eşlerin yaşadığı olaylar ve diğer eşe karşı gerçekleştirdikleri kusurlu davranışlar davanın konusunu oluşturmaktadır. Aile içinde gerçekleşen bu olaylara tanık olan kişiler arkadaşlar, komşular olabilmektedir fakat en önemli tanık yine aile ile yakın ilişkide olan akrabalardır. Halk arasında eşlerin, kendi akrabalarının tanıklıklarının geçerli olup olmadığı sıklıkla sorulan sorulardan birisidir.
Hukuk sistemimiz tanık beyanlarına yönelik önemli düzenlemeler yapmıştır. Hukuk davalarında tanık beyanları aksine bir delil olmadığı sürece kabul edilmektedir. Boşanma davalarında da eşlerin yaşadığı sorunlara tanık olan kişiler olağan akış içerisinde düşünüldüğünde akrabalar olabileceği için akrabaların tanıklıkları da aksine bir delil olmadıkça doğru kabul edilmektedir. Bu nedenle akrabalık veya başka türlü bir yakınlık başlı başına tanık beyanlarının doğruluğunu etkilemeyecektir.
Eşiniz tarafından gerçekleştirilen kusurlu davranışlara kendi aile bireylerinizin tanık olması durumunda akrabalarınızı tanık olarak göstererek eşinizin kusurlu davranışlarını bu şekilde ispatlayabilirsiniz. Bu hususta herhangi bir aksine düzenleme olmadığı gibi Yargıtay içtihatlarında da akrabalarının tanıklıklarını destekleyecek kararlar bulunmaktadır. Örneğin Yargıtay 2. Hukuk Dairesi vermiş olduğu bir kararda “Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da yoktur. O halde davacı tanıklarının davalının davacıya hakaret edip, onu iffetsizlikle suçladığına ilişkin ve olaylara çok yakın tanık sözlerine değer verilerek isteğin kabulü gerekmektedir” şeklinde karar vermiştir.
Yazımızı HMK madde 255 ile bitirelim; “Tanığın davada yararı bulunmak gibi tanıklığının doğruluğu konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler varsa, bunu iki taraftan biri iddia ve ispat edebilir.”
İlgili köşe yazıma ilişkin ve genel hukuki konularda danışacağınız sorularınız için av.akinozbey@gmail.com e-posta adresinden yazabilirsiniz.