Neler oluyor?

İsrail: Gazze işgal planını adım adım devreye sokuyor. Filistin’de taş üstünde taş bırakmazken, Suriye’de saldırılarını artırıyor; Lübnan’ı, Ürdün’ü vuruyor, tehdit ediyor. İran’ı vurdu ve hedef aldı, tüm Ortadoğu’ya gözdağı veriyor. Türkiye’ye ise sürekli aba altından sopa gösteriyor. Doğrudan bir saldırı yapmıyor ama sık sık sert açıklamalarla mesaj veriyor. Hedefin Türkiye olduğuna dair işaretler giderek artıyor.

Rusya – Ukrayna: Savaş hâlâ sürüyor. Şu ana kadar barış görüşmelerinden somut bir sonuç çıkmadı. Her geçen gün can kayıpları artıyor.

Azerbaycan – Rusya: Karabağ sonrası dengeler sarsılıyor, Moskova ile Bakü arasında zaman zaman gerilim yükseliyor.

ABD – Venezuela: Washington yönetimi, Venezuela üzerinde yeni baskılar kuruyor; işgal planı tartışmaları dillendiriliyor.

Avrupa’da aşırı sağın yükselişi: Göçmen karşıtlığı ve milliyetçi söylemler siyaseti yeniden şekillendiriyor.

Küresel ekonomi: Enerji fiyatları, gıda arzı ve ticaret savaşları dünyanın her köşesinde halkı zorluyor.

Ortadoğu ve dünyada bunlar olurken…

ÜLKEMİZDE NELER OLUYOR?

Ekonomi: Vatandaşın alım gücü neredeyse sıfıra düştü. Resmî açıklamalarda enflasyonun düştüğü söyleniyor ama gerçekte fiyatlar durmadan yükseliyor. Enflasyon tavan yapmış durumda. Mazot 44 liraya dayandı. Faiz politikaları doları daha da yükseltti; dolar 41 lirayı aştı ve 50’ye doğru ilerliyor.

İmralı görüşmeleri: “Terörsüz Türkiye” çerçevesinde İmralı görüşmelerinin yeniden başlatılacağı belirtiliyor. Mecliste kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” görüşmelere devam ediyor. Ancak nelerin kararlaştırıldığı, hangi konuların masada olduğu halka açıklanmıyor. Neler olduğu on yıl sonra açıklanacak, millet on yıl sonra öğrenecek.

Suriye: Anlaşmaya yanaşmayan örgütlere ise doğrudan mesaj veriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleriyle: “Kılıç kınından çıkarsa kaleme ve kelama yer kalmaz… Artık son düzlükteyiz.” Yani: Ankara ve Şam’la anlaşacaksınız, ya da kelam biter, deniliyor.

Belediyeler ve yolsuzluk iddiaları: Görevden almalar, mahkemelerde açılan dosyalar sürüp giderken halkın sorunları gündemden düşüyor; umudu sarsılıyor, tükeniyor.

Emekliler ve memurlar: En düşük maaşlarla ay sonunu getiremeyen milyonlar sesini duyurmaya çalışıyor. Ancak ne duyan var ne ilgilenen. Halk adeta bağırıyor: “İmdat! Sesimizi duyan var mı?”

SON DAKİKA HABERLERİ

Durak Karabulut Diğer Yazıları