Amerika’nın adayı; Erdoğan - İngiltere’nin adayı: İmamoğlu

Osmanlı tarihine özgü siyasal rejim denemelerini hatırlayalım:

1.Meşrutiyet (1876)

1. Abdülhamid tarafından 1876’da Kanun-i Esasi’nin kabul edilmesi sonucu ilan edildi, Meclis-i Mebusan açıldı.
2. Abdülhamid 13 Şubat 1878’de Meclisi süresiz tatil etti ve otoriter padişahlık düzenine dönüldü. 1. Meşrutiyet fiilen sona erdi.

2.Meşrutiyet (1908)

1908’de 2. Meşrutiyet II. Abdülhamid tarafından yeniden ilan edildi, Meclis yeniden açıldı.

1. – Sultan Vahdettin tahta çıktı.

Osmanlı Devleti 1.Dünya savaşından yenilgi ile çıktı.

Vahdettin döneminde Mondros Mütarekesi imzalandı, ardından Saltanat Şurası toplandı; Meclis-i Mebusan feshedildi…

1920’de Vahdettin’in Saltanat Şurası Sevr’i imzalayarak Anadolu’nun işgaline onay verdi.

İttihatçı mebuslar tutuklandı. İstanbul’un işgali ile Meclis tamamen dağıtıldı.

Bu adımlarla II. Meşrutiyet de Vahdettin döneminde fiilen sona ermiş oldu.

Ve 19 Mayıs 1919’da büyük önder Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a attığı ilk adımla;

23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi kuruldu.

30 Ağustos 1922’de Anadolu işgalci emperyalist yedi düvelden temizlendi.

29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi.

30 Ekim 1923’te 1. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Başbakan İsmet İnönü tarafından kuruldu.

Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu tescilledi.

Başbakan ilk kez meclisin seçtiği Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirildi.

1924 Anayasası’nda çok partili siyasal hayata engel bir hüküm yoktu.

Hiçbir maddede “tek parti” zorunluluğunu kılan bir düzenleme de bulunmuyordu.

CHP’nin tek parti dönemi, anayasal bir mecburiyet değil; dönemin koşullarının, savaş yıllarının ve siyasal kültürün sonucuydu.

Dolayısıyla 1945’ten sonra yaşanan süreç bir “Meclis kararı” değil, tamamen “siyasi irade” kararıdır.

Bu siyasi iradeyi ortaya koyan isim de çok nettir:

2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü

1946’da kurulan Demokrat Parti 14 Mayıs 1950 Genel Seçiminde yüzde 52,7 oy ile 408 Milletvekili kazandı.

CHP’nin milletvekili sayısı ise 69 oldu.

Bu sonuçla Türkiye’de ilk kez iktidar seçimle el değiştirdi.

Demokratik laik parlamenter rejim 16 Nisan 2017’de yapılan halk oylamasında 3,4 milyon mühürsüz ve geçersiz oyu AKP önerisi ile “geçerli” kabul eden YSK’nın tarafından sonlandırıldı

Tek Kişi Rejiminin kararını Türk milleti değil AKP saltanatının şurası sayılabilecek 11 YSK üyesi verdi.

Otoriter meşrutiyet ile saray devleti dönemine dönüldü.

Günümüzde iki cumhurbaşkanı adayı olduğuna göre yaşanan olayların kriptosunu 56 yıllık mesleki deneyimimle şöyle çözüyorum:

• Amerika’nın hedefleri için uygun aday: Recep Tayyip Erdoğan.
• İngiltere’nin hedefleri için uygun aday: Ekrem İmamoğlu.

Değerli okurlarım,

Yarın saat 09.00’da (20 Kasım 2025) Ankara Adalet Sarayında “cumhurbaşkanına hakaret” ettiğim iddiası ile yargılanacağım mahkemenin ilk duruşması var.

Bir gazeteci daha sanık sandalyesinde olacak.

Haydi hayırlısı diyerek savunmamı yapacağım.

Sadece benim değil, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla karşı karşıya kalan tüm şüpheliler için kapsamlı bir savunma yapacağım.

Başta basın meslek kuruluşları olmak üzere basın ve ifade özgürlüğüne inanan herkesi davet ediyorum.