Devlet tazelenmiş olarak yeniden doğarken şanslı çocuklar doğdu onunla beraber. Dünyada benzeri olmayan bir bayramla ödüllendirildiler. Çocukluğunu da bayramlarını da hakkını vererek yaşadılar. 23 Nisan 1927’de bayramları oldu, 1979’da dünya çocuklarını da ortak ettiler güneş gibi parlayan coşkularına.
Ertesi yıl bir alamet geldi ‘12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’ diye. Yumruk gibi geldi, zerk ettiği zehirle insanlığımızı yavaş yavaş hasta etti. İnsanlık değerlerimiz körelirken çocukların çocukluğu bozuldu. Eğitim sistemi ile maddiyatı yücelten düzen, hisleri dağlanmış çocuklar bıraktı geriye.
Çocukluğunu yaşatmayan eğitim sistemi, okul sıraları ve dershanelere hapsetti onları. Maddiyatçı düzen de müşteriye çevirdi. Varlık içinde de yokluk içinde de olsalar, çocukluk coşkuları parlaklığını yitirdi.