Türkiye henüz etkin savunmada

Ali İnandım

Ali İnandım

Tüm Yazıları

Peşrev bitti, ülkelerin birbirini el enselerle yokladığı aşamadayız şimdi. Herkes rakibin kilosunu, direncini, gücünü tartıyor yavaş yavaş. Bazıları sert el enseler çekiyor, geri adım atıyor tekrar. İsrail-İran, Hindistan-Pakistan, Çin-Tayvan-Filipinler gibi.

Küresel bir güreş başlayacak anlaşıldı, kavgaya dönüşürse şiddeti ne olacak kestirmesi zor şimdilik.

2007 Genel Seçimleri’nden sonra 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimine kadar geçen sürede, çok çalkantılı bir dönem geçirdi Türkiye. Hükümeti gösterip devleti yıkma hamleleri, ardı ardına uygulamaya geçirildi. Dışarının beslemesi ne kadar örgüt, kurum, destekçi varsa yüklendi cümleten.

1960 ya da 1980 Askeri Darbeleri’nde olduğu gibi kapısına değil, devletin kolonlarına yüklendiler.

Yıkamadılar, yıkamadıkları gibi kolon dibine sızan sinsi sabotajcıları ifşa oldu. Yıkım ekibi, topluca suçüstü yakalandı.

ALGILAYAMADILAR DÖNÜŞÜMÜ

Kıt aklımızla bu 9 yıllık süre içinde devletin ‘pasif savunma’dan ‘etkin savunma’ya geçtiği izlenimi edindik daha sonra değerlendirince. Belki daha da geriye gidiyordur hazırlıklar ama görünür oluşu bu tarihler arasında belirginleşti bizim açımızdan. Belki Sovyetler Birliği’nin yıkıldığı 1991 tarihinden sonrasına…

Örneğin 2014 yılında Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nda yapılan değişiklikle MİT’in bağlı eli kolu çözülmüştü. Yurt içi ve dışında operasyon yapma yetkisi verildi değişiklikle. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra asıl etkisini gördük değişikliğin. Kuzey Irak ve Suriye’de, Balkanlar’dan, Asya’dan, Kafkaslar’dan, Afrika’dan nokta atış, suçu sabit adamları toplayıp getirmeye ya da ortadan kaldırmaya başladı.

15 Temmuz darbesinden bir buçuk ay sonra Suriye’ye başlatılan askeri operasyonu, başta ABD-İsrail-İngiltere olmak üzere Batı ve bu kullanışlı yıkım ekibinin diğer hamileri, algılayamadı. Devamı geldikçe de içeride ve dışarıdaki örgütü, kurumu, destekçileri, sinir krizleri geçirmeye başladı.

PKK VE HAMİLERİ ANLAMAMIŞ KONUYU

Boğazına tıkanan bu lokmayı yutamayan koca koca ülke ve besleme kuklaları, ne uluslararası hukuka ne diplomasiye ne akla adaba sığmayan uygulama ve baskılara başladılar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi kurumları da dahil ederek; geçen ay mahkemenin akladığı FETÖcü sayısı, 3 bin 386’ydı.

Türkiye, barış süreci başlattı, “Gerekirse Abdullah Öcalan Meclis’te yapsın bu çağrıyı” dendi. Öcalan, “Fesh edin” dedi. Daha Fesih Kongresi’nde yan çizmeye, koşul öne sürmeye başladı PKK. O günden bugüne, yeni talep ve gittikçe artan sert çıkışlarla hem frene basmaya hem suyu geri akıtmaya uğraşıyorlar bir yandan.

Anlaşılamamış konu. Anlamazdan geliniyorsa da ok yayadan çıktı, hedefine gidiyor bir yandan.

AİKİDO, JİU JİTSU, COPOEİRA

Japonların aikido ya da jiu-jitsu diye karşı tarafa da fazla zarar vermeden savunmaya yönelik meşhur sporları var. Öyle öldüresiye dövüş yerine, önleyici savunma yapıyorsunuz.

İşte Türkiye’nin geçtiği ‘etkin savunma’, bu sporlara benziyor; hamlelerini engelliyor ama ölümcül zarar verecek seviyeye taşımıyor mücadelesini. PKK’dan hariç daha pek çok ülke ve örgütün hamlelerine, şimdilik bu biçimde karşılık veriyor. Kavgaya dönüştüğünde, kimin kime ne zarar vereceğini kestiremediği için vur kaçlarla yokluyor rakipler.

Bir de capoeira diye Afrikalı kölelerin Amerika kıtalarına taşıdığı ama Brezilya’da gelişen bir savunma sporu var. Bu bir de müzikli danslı yani, dayak yemesi de zevkli oluyordur. Örneğin boyundan çok büyük işlere kalkışan Yunanistan ve Güney Kıbrıs’la yapılabilir. Diğerlerini Libya ve Ermenistan tatmıştı.

KAZANDIĞINA PİŞMAN OLUR RAKİPLER

Küresel kavga peşrevden el enseye geçti ama güreş değil kavga olacak, başlamadı henüz. 2026’nın ön izlemesidir 2025. 2027-2028, etkin savunmadan kavgaya sokabilir tüm dünyanın hesaplaşması içinde Türkiye’yi.

İşte o halini süpergüçler de kestiremiyor son 20 yılda yaşadığı dönüşüm ve savunma sanayisindeki atılımlarından dolayı. Hele İsrail, savunmamızı kavgaya çevirmesin; devlet zannettiği şeyi, bir daha ayağa kaldıramadığı gibi göremeyebilir de.

Saldırı ve hamleleri, seri ve çevik savunma sporları gibi siyasi, diplomatik ve askeri yöntemlerle savuşturuyoruz şimdilik. Kavgaya daha girmedik. Kavgada yumruk aranmaz, nezaketi bıraktığında Türkiye’nin kimin kefesine ağırlığını vereceği küresel dengeyi belirler.

Etkin savunmadayız, kavgaya çekilecek olursak kaybetse bile kazandığına pişman olacaktır rakipler.