Gizli işsizlik kurumları: Küresel örgütler
İnsanlık, sonu tahmin edilen ama bilinemeyen bir heyelana yakalandı. Ayağımız toprağa değiyor ancak toprak, Nuh Tufanı gibi ayırt etmeden sürüklüyor herkesi. Tarla açmak için etrafındaki ağaçları kesilen yayla evinin akıbeti. İnsanlığın değerlerini biçtikçe insanlık da yaşam da yavanlaştı, kötülüğün arsızlaşan damlalarıyla çözülen zemin, altımızdan akıyor ayağımız toprağa değiyor sanırken.
Koca insanlık bu heyelana kapılmadan önce önlem alması gereken küresel örgütler ne yapıyor, ne işe yarıyordu acaba? “Ağacı kesme, insani değerleri biçme, heyelandır sonu” diyecek, müdahale edecek kurumlar?
Yüzlerce büyük örgüt, binlerce orta ve küçük ölçekli örgüt var, bu gidişatı önlemeye katkısı olan yok. 11 Eylül 2001’de başlayan sinsi kayma, Kovid-19 salgınıyla hissedilir oldu. Hızlanarak da bir dünya savaşına doğru sürüklüyor insanlığı.
Hangi küresel örgütün çabası ya da etkisini görüyoruz? Bir tane var, ileride anacağız adını.
O ÖRGÜTLERDEN BİRKAÇI
Birkaç tane hatırlatalım: Örneğin Birleşmiş Milletler (BM), devletler üstü en büyükleri. Başından yanlış kurulu bir örgüt; 5 ülke veto ederse 193 ülkeden 188’i boşuna oturuyor o salonda, bir de aidat ödüyor. 1945ten beri hangi küresel sorunu çözmüş ya da savaşı, soykırımı engelleyebilmiş?
‘Barış Gücü’ diye silahlı kuvveti var, o 5 ülkenin çıkarı dışında etkisiz, şekilden ibaret bir dekor. Filistin’de, önceki soykırımlar gibi engellemek bir yana, yine sadece çeneleri çalıştı. BM karakollarına tankla girince İsrail, dekor yıkıldı! Yüzlerce ülkenin aldığı kararları, uygulatamayan bir örgüt.
Ama çok yüksek maaşlı memur ve askerler çalıştırıyor bünyesinde. Asli işi yapamayan ve işlevini yerine getiremeyen bu örgütte çalışanlar, niye yüksek yaşam standartlarıyla ödüllendiriliyor o zaman?
İşleri bu; bir şey yapar gibi yapma tiyatrosu. Daha çok örgüt var bu tiyatroyu çeviren.
Örneğin Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)… İnsanlık aleyhine yapılan ne ilaç ne haksız uygulama ne de yasadışı laboratuvar çalışmalarını engelleyebiliyor. Üstelik Kovid-19 salgınında, bir de tüm dünyayı yanlış yönlendirdi yüksek maaşlı yönetici ve çalışanlarıyla.
Örneğin NATO; çözdüğü bir sorun, önleyebildiği bir savaş yok. Hatta kendisi bizzat çatışma kaynağı. Kovboy filmlerindeki süvariler gibi her şey bittikten sonra gelip kahramanlık payesini çalmakla mahir. İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler’i Rusya yendi ama kahramanlık sahnesini, filmdeki süvarileri gibi NATO’nun patronu Amerikalılar çaldı.
Yüksek maaşlı komutan ve memurları olan, amacından uzak bir başka küresel örgüttür.
Örneğin Avrupa Birliği (AB)… Üye ve üye adayı ülkeleri demokrasi, insan hakları, şeffaflık falan diye kanırtan AB, şu an itibariyle de Filistin’deki soykırımı izliyor ve faili İsrail’i destekledi üstelik. ABD desteği çekilince içine savrulduğu savaş girdabına karşı koyamıyor, neredeyse gönüllü atlıyorlar içine. Heyelanı öngöremediği gibi kendilerinden hariç dünyadan nihayet haberleri oldu.
Binlerce iyi maaşlı AB vekili, yönetici ve çalışanı, ne işe yarıyordu o zaman?
DİĞER GİZLİ İŞSİZ KURUMLARI
Örneğin İslam İşbirliği Teşkilatı; en kutsallarından Kudüs’e sahip çıkamadı.
Örneğin OECD, Şangay İşbirliği Örgütü, Uluslararası Af Örgütü ve Adalet Divanı, IMF, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), G8-G20, Dünya Ticaret Örgütü (WTO), Afrika Birliği (AU) ve bunun gibi daha yüzlercesi…
Yukarıdaki şablonu alın, hepsine uygulayın. İçine düştüğümüz heyelanı öngöremeyen, engelleyemeyen yüzlerce boş işlerle uğraşan küresel örgüt.
Bir işlevi ve etkisi olmayan, iyi maaşlı gizli işsiz kurumları.
NİYETİ KÖTÜ KENDİ İŞLEVSEL TEK ÖRGÜT
Ancak bir örgüt var ki kararları devletlerin anayasaları üzerinde uygulanabilen, kötülüğün arsız damlalarıyla zemini gevşetip, insanlığın heyelanını yaratma seviyesine getirebilen: Dünya Ekonomik Forumu (WEF).
Maaşını gerçekten hak edenler, bu örgütte çalışanlardır. Birkaç küresel derebeyinin fantazilerine çalışıyor, insanlığın hayrına çalışmıyor onlar da. WEF, insanlık heyelanın sebebi olmakla beraber, bu heyelanın kendisini de yutabileceğini hiç hesaba katmıyor.
İçine düştüğümüz küresel heyelanın bir faydası olacaksa eğer, bu kurumlar ve zihniyetinin yıkılıp, insanlık yararına yeniden kurulması, gerçek işlevine kavuşmasıyla olacaktır.