Demokrasi hayaleti öldü

Ali İnandım

Ali İnandım

Tüm Yazıları

Bir asırda tarifi olan ama sınırları belirsiz, nereye koysan oraya uyar ‘demokrasi’ peşinden koşturdu, oyaladılar bizi. Uzandıkça tutamadığınız, dokunur gibi olup elinizin içinden geçtiği bir hayaletle. Yüzyılın sözde en etkili ama somutlaşamayan kavramı. Herkesin kişiliğine göre şekillenen, bedensiz, şeffaf, varlığında ısrar edilen bir sis yumağı. Biri üfleyince çok fena dağıldı hayalet sisimiz.

İsrail, insan olmanın, vicdanın, ahlakın, inancın bütün değerlerini çiğneyerek üfledi, demokrasi ve kuyruğu ‘insan hakları’ hayaletlerini, savurarak öldürdü insanlık algısında.

Nerede varmış bu demokrasi ve insan hakları? ABD’de mi, Avrupa’da mı, Asya’da mı?

KİMİ OYLUYORUZ?

ABD ve Avrupa desteklemedi mi soykırım sınırlarını bile aşan İsrail’i? Kendi ülkelerindeki protestoları güç kullanarak susturmadı ve susturmuyor mu demokrasi ve insan hakları havarileri? Bir ülke, 193ülkeyi kilitlemiyor mu Birleşmiş Milletler tiyatrosunda?

Demokrasi ve insan hakları adına seçim yapılıyor ülkelerde, kamuoyunun tercihi mi yansıyor acaba iktidarlara? İktidarı muhalefetiyle önümüze sürülen, arkası kollanan adayları mı oyluyoruz yoksa?

Örneğin en yakın Brezilya, Arjantin, Venezuela, Macaristan, Romanya, Gürcistan seçimleri var halkın seçimlerini beğenmeyen güçlerin müdahale ettiği. O müdahaleye göz yumanlardan biri olan Ukrayna, seçiminin bedelini, kanı, parası ve kaybettiği bağımsızlığıyla ödüyor örneğin. Ve daha birçok ülke, demokrasi ve insan hakları hayaletiyle korkutulup, urganıyla boğuluyor.

YÜZYILLIK SAHTEKARLIK

Yüzyıl işe yaramış ancak içi tamamen boşaltılmış bu iki kavram, yenisinin kurulmasını gerektiren dünyanın, anahtar kavramları değildir artık. İsrail’in üfleyip sisini dağıttığı hayalet, ölmüştür.

Devletler üstü güce dönüşen, para ve silaha hükmeden derebeylerinin korunma kalkanıymış meğerse bu kavramlar. Devletlerin kelepçesi, prangasıymış. Hiçbir iyi niyet ve samimiyet taşımayan sopasıymış derebeylerinin.

İsrail, Filistin soykırımı ve destekçileriyle arkasından sürüklendiğimiz içi saman dolu demokrasi ve insan hakları korkuluklarını, çırılçıplak döktü önümüze. Yüz yıllık sahtekarlığı sonlandırıyor bir yandan.

İNSANLIĞIN YÜZYILLIK KAYBI

Ünvanı profesör, doçent, hala iki lafını bu iki kavramla dolduruyor canhıraş muhalefetini süslemek için. Bitmiş kavram, ölmüş hayaletlerden güç bulmaya çalışıyor. İsrail, varolan siyasi ve ekonomik sistem neoliberalizmin kafasına sıkmış, vefatını kabullenemiyor bizim akademisyen ve siyasetçiler.

Demokrasi ve insan hakları vardır, düzenin gereğidir ancak derebeylerine hizmet ettiği hayalet haliyle değil. İnsana yakışır bir bedenlenme ve samimiyetle gerçekleşebilir.

O eşikteyiz. Hayalet demokrasinin bizi getirdiği nokta insanlığın, vicdanın, ahlakın ve inancın çöktüğü, keyfi bir Üçüncü Dünya Savaşı eşiğidir. Oysa hak ettiğimiz eşik, hiç de bu savaş eşiği değildir.

İnsan evladı, insanlık için değil, derebeylerinin çıkarları için bir yüz yıl daha boş işlerle iştigal etmiştir.