Akıllıya hasretiz, aman koyvermeyin!
İnsan beyninin yetişemeyeceği gereksiz bilgi akışı ve bu kirliliği saçmalamasıyla taçlandıran yeni insan modeli, karşılaştığı psikolojik savaştan, bu sefer nasıl çıkacak acaba? Siyasetçinin, bürokratın, akademisyen, iş insanı, “Hıyarım var” diyene hepsinden önce tuzlukla koşan medyanın, kargaşayı söndürmek yerine körükle yellediği yeni bir döngüye girdik.
İnsanoğlunun zaman zaman yaşadığı bir döngü bu. Bu kez biçimi farklı ama özü aynı uygulanışıyla dalıyoruz girdaba.
Adı var bu durumun; anomi deniyor.
Toplumbilimciler Fransız Emile Durkheim ve sonrasında ABD’li Robert K. Merton, fikrin altyapısını oluşturmuştur. Batı, en şiddetli hallerini yaşadığı için durumun en iyi açıklamasını da yine kendi bilim insanları yapmış.
CEHALET FÜTURSUZCA SALDIRIR
En özet haliyle anomiye, ‘bireyler ve toplumun anlam kaybına uğraması, toplumu bir arada tutan ortak ahlaki değer ve hukuk kurallarının işlevsiz hale gelmesidir’ diyebiliriz. Daha önce de ‘Beyin Çürümesi Anomiyle Birleşirse’ derken değinmiştik biraz. Zihinsel ve fiziki olarak tam ortasına itiliyoruz bu kasıtlı kargaşanın.
Anomiyle hayat anlamsızlaşıyor, değersizlik duygusu artıyor, heyecanımızı kaybediyoruz, hedef belirleyemiyor, hiçbir şeyin hiçbir zaman düzelmeyeceği umutsuzluk ve çaresizliğine kapılmamızla önce zihnimizde emiyorlar yaşam coşkumuzu.
Bir gün söylediğimizi ertesi gün inkâr ediyor, kanun ve kuralları çiğniyor, cezasız kalıyoruz. Keyfilik hakim oluyor.
İlkesiz ve sorumsuz davranışlar sıradanlaşıyor, kuralsızlık yerleşiyor, insani duyarlılık ve saygı azalıyor.
Paylaşım bitiyor, bencillik artıyor, şiddet tırmanıyor. Cehalet, akla ve aydınlığa fütursuzca saldırma cesaretini buluyor, eğitimin önemi azalıyor.
TAM BİR DEĞERSİZLİK HALİDİR
Eğitim, hayatı keşfetme heyecanını yitiriyor, Durkheim’in tabiriyle akademi yerini, bir yerlere girip para kazanmak için bir kâğıt parçası edinme telaşına bırakıyor.
Anomi, anarşi ile karıştırılır ki anarşide otoriteye başkaldırı vardır, anomi ise hedefsizdir, pusulasız gemidir.
Medya dediğimiz kitle iletişim araçları, bu değersizlikleri ve temsilcilerini sürekli ekranlara ve basına taşıyarak yaşanan tuhaflığı normalleştirilir. Toplum da onları örnek alır.
Toplum ruhen çöker, hukuk ‘guguk’ olur, ekonomik dengesizlik şiddete yönelimi, kaçınılmaz olarak körükler. İnsanlar ruhu ile değil maddi varlık olarak değerlendirilir. ‘Öteki’ olurlar, ötekine saldırmak mübahlaşır, saldırıları önlemek imkansızlaşır. Tam bir değersizlik halidir anomi.
İLACI DAYANIŞMADIR
Anomi virüsünün tedavisi vardır; dayanışma. Unutulmaya yüz tutmuş ‘imece’ sözcüğü, derin kültürümüzün dayanışmanın her türlüsünü karşılayan çare kavramıdır. İmeceyle komşunun evi dikilir, tarlanın hasadı kaldırılır, bahçeye su çekilir.
İmece olan ülkeye, anomi giremez. Üstün vasfımızı, hatırlamalıyız sadece.
Küresel derebeyleri yani toprakçılar ve sikkeci dediğimiz derebeyleriyle hizmetkarlarının dünyayı sürüklediği kargaşadan, kaçarımız var bizim; özümüzü hatırlamak.
Değilse delirmeden, cinnete kapılmadan kurtuluş yok anomisiyle girdiğimiz bu yeni dünya döngüsünden. Dünya akıllıya hasret, aman koyvermeyin karamsarlığa kapılıp. Bizim her zaman imeceyle çıkışa açılan dayanışma kapımız var.
Kapının yolunu unutmuştuk, hatırlama zamanıdır.