“Bir öğretmenin dokunuşu, bir öğrencinin yolu”

Bazen bir sınıfa girersiniz ve ilk bakışta her şey sıradandır: tahta, sıralar, duvardaki afişler… Ama bir süre sonra fark edersiniz ki o odanın havasını değiştiren tek şey vardır: öğretmenin sesi. Çünkü bazen bir insanın hayatındaki en güçlü motivasyon cümlesi, hiç ummadığı bir anda duyduğu bir “Bak, sende ışık var” sözüdür.

Geçen hafta kampüste yürürken iki öğrencinin sohbetine kulak misafiri oldum. Birisi diğerine, “Hocam çok yoruyor ama garip şekilde motive oluyorum” diyordu. İçimden “İşte öğretmenlik tam da bu” dedim. Yoruluyorsun, kızıyorsun, bazen bunalıyorsun ama yine de bir şekilde o insan seni ileri doğru itiyor. Çünkü öğretmen, sadece bilgi aktaran değil; insanın omzuna görünmez bir destek koyan kişidir.

Hepimiz öğrenciyken öğretmenlerden zaman zaman şikâyet ettik. “Çok ödev veriyor”, “Notu düşük veriyor”, “Bizi anlamıyor” dedik. Ama şimdi düşünüyorum da… Belki de en çok emek veren, en çok yorulan, çoğu zaman evine bile kendi işini taşıyan onlardı. Biz sınav stresi yaşarken, onlar bizim gelecek stresimizi taşıyordu.

Üniversite hayatında bunu daha net görüyorum. Bir hocanın derse sadece ders anlatmak için değil, bir öğrencinin içindeki potansiyeli uyandırmak için geldiğini fark ediyorsun. Bir bakışla, bir yorumla, bazen sadece bir baş selamıyla bile “yalnız değilsin” mesajı veren insanlar onlar. Kütüphanede sabahladığımız gecelerin arkasında bile onların inancı var aslında.

Belki o an fark etmiyoruz ama hayat ilerledikçe insan şunu çok daha iyi anlıyor:
Öğretmen, öğrencinin kaderine küçük ama çok önemli bir dokunuş bırakıyor.

Öğretmenler Günü gelirken içimden tek bir cümle geçiyor:
Biz bugün kim olduysak, yolumuza bir ışık bırakan tüm öğretmenlerin sayesinde olduk.

Ve bazen gerçekten, bir insanın hayatını değiştirmek için sadece bir öğretmenin yüreği yeter.

SON DAKİKA HABERLERİ

Serkan Baygınoğlu Diğer Yazıları