Siyoniste sürgün yolu görünüyor

Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Tüm Yazıları

Lanetli kavim, Mısır’a köle olarak götürülmelerinden bu yana, defalarca katliama ve sürgüne maruz kaldı.

Firavunlar, Babil hükümdarları, Roma İmparatorluğu, günümüz Avrupa’sının neredeyse tüm devletleri, bu ıslah olmaz kavmi katletti ve sürgüne gönderdi.

Bir topluma karşı yürütülen yok etme politikasının tam adı ‘soykırım’dır. İnsan olarak, hiçbir topluluğun soykırıma uğramasını tasvip edemeyiz. Velev ki hak etmiş ola…

İsrailoğulları özelinde mevzuya baktığımızda, uğradıkları her felaketi, bizzat kendilerinin tetiklediğini görüyoruz. Ne zaman ki içinde yaşadıkları toplumda ‘tırnak tutturabilmişler’, ellerine fırsat geçmiş, parayı ve gücü elde etmişler… İşte o zaman hadlerini fersah fersah aşmışlar.

Parayı, inek sağar gibi sağmakta mahir olan bu lanetliler topluluğu, zengin olmayı beraberinde getiren bunca yeteneklerini, bırakınız içinde yaşadıkları toplum lehine kullanmayı, kendi lehlerine dahi kullanma basiretini gösterememişler.

Azıcık bitleri kanlanınca, içinde yaşadıkları toplumu ifsat etmeye, fitne fesat çıkarmaya başlamışlar.

Hadlerini aştıklarında ise; hem kucağında oturup hem de sakalını yoldukları milletlerin esaslı sillesiyle yüzleşmek zorunda kalmışlar. En az 2.500 senedir bu kısır döngü böylece sürüp geliyor.

PAÇALARINI EPSTEİN REZALETİNE KAPTIRANLAR

Yazık ki, bugün de Siyonistler hiç değişmemiş. Aynı aymazlıkla, burunlarının doğrusuna gidiyorlar.

Epstein Dosyaları oluşturarak, ABD ve Avrupa’nın, hatta belki de diğer ülkelerdeki etkili ve yetkili mevkilerde bulunanları avuçlarının içine almışlar. Siyonistlerin yediği her halt karşısında, koca koca ülkelerin yöneticileri, söze, “İsrail’in güvenliği bizim için önceliklidir…” zırvasıyla başlamak zorunda hissediyor.

Fransa gibi bir ülke, Filistin’i tanıyacağını açıklayınca, Siyonist sözcüleri, koskoca Fransa’yı, “Paris sokaklarının güvenliğini sağlayabilecek misin?” diyerek, açıkça tehdit edebiliyor.

Sadece tehditle de kalmayıp, internet korsanlığı marifetiyle, Fransa’nın çok gizli askerî sırlarını ele geçirebiliyor.

Peki sonuç ne?

Gazze’de açlıktan veya bombayla, mermiyle katlettikleri masum yavruların, kadınların, yaşlıların onurlu direnişi, paçasını Esptein Dosyalarına kaptırmış zavallıları dahi büyük bir toplumsal baskı altında bırakıyor. Ve onların çoğu, Filistin Devleti’ni tanımak üzere adım atma niyetini beyan ediyor.

Çok mu önemli, bu niyet beyanı? Evet, çok önemli… Askerî gücün yetmiyor da soruna diplomasi yoluyla çözüm bulmaya çalışıyorsan; birilerinin çıkıp, İsrail adlı terör örgütünü yönetenleri küplere bindirecek laflar etmesi önemlidir.

O LOKMA ÇOK BÜYÜK GELİR

İşin bir de ‘yutamayacağı kadar lokmayı ısırma’ boyutu var. Nedir bu?

Siyonist Yahudi, Nil’den Fırat’a kadar olan çok geniş bir coğrafyanın, Allah tarafından kendilerine vaat edildiği hezeyanına iman ediyor. Bunun için akla ziyan kehanetler üretiyor.

Arz-ı Mevut diye kutsadıkları Siyonist emeller, Mısır’ın da önemli bir bölümünü içine alacak şekilde başlayıp; Filistin, Ürdün, Suudi Arabistan, Lübnan, Suriye, Irak, İran’ın Batı kısımları ile Türkiye’nin Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu bölgelerinin de önemli bir kısmını kapsayacak şekilde, büyükçe bir coğrafyayı ele geçirmeyi öngörüyor.

Şirket kurmakta çok mahir olan Siyonist akıl, iş devlet kurmaya gelince dumura uğruyor. O kadar büyük bir lokma ısırıyor ki; ne ağzında çevirebilir, ne dişleri o lokmayı parçalayabilir ve ne de o lokma boğazından geçer…

Çıplak gerçeklik nedir? İsrail’de sadece 7.5 milyon Yahudi yaşıyor. Ki, bunun ne kadarının tam olarak ‘Yahudi’, ne kadarının ise ‘sadece Musevî’ olduğu bilinmiyor. Dünyadaki tüm Yahudileri ve Yahudi olmayan Musevîleri toplasak, 15 milyon civarında bir nüfus ediyor. Hadi, bol kepçe yapıp, 20 milyon diyelim.

Dünya nüfusu 8 milyardan fazla. Her 1.000 insandan 250’si Müslüman. Her 1.000 insandan ise sadece 2-2,5’i Yahudi/Musevî

İsrail’in, kendisine vaat edildiğini iddia ettiği topraklarda yaşayan nüfus ise; nereden baksanız en az 300 milyon

Hadi bakalım; kolay gelsin…

YİNE SÜRGÜN YOLLARI GÖRÜNÜYOR

Sormak lazım, bu Siyonist hadsizlere: Yahu, siz kafayı mı yediniz? Bir coğrafyaya hâkim olabilmek için, orasının gerektirdiği kadar nüfusa ihtiyaç var. Sizin etiniz ne, budunuz ne? Nil’den Fırat’a kadar olan devasa coğrafyaya, hangi nüfus gücüyle sahip olacaksınız?

Öyle ABD’nin ve Avrupalı ahmakların kaşığını pilava sallayıp, onların verdiği dehşet bombalarıyla her yeri viraneye çevirebilirsiniz. Peki, oralara hâkim olabilir misiniz?

Vazgeçtik o devasa ‘vaat edilmiş’ topraklardan; siz daha Rize kadar bile genişliği olmayan Gazze’ye hükmedemiyorsunuz…

Gidin işinize yahu!... İçinde yaşadığınız toplumları ifsat etmek yerine; ele geçirdiğiniz refah ve zenginliğin tadını çıkarın. Huzur içinde yaşayıp gidin.

Aksi halde, sizin için yeni bir yok oluş ve sürgün vakti yaklaşıyor.