Diyarbakır Annelerine vefa… MHP Diyarbakır’a çıkarma yapmalı
Bölücü terör örgütü PKK’nın silah bırakma ve kendini fesih kararına dair tartışmalar sürüyor.
Örgütün, silahlarını teslim etme noktasında ayak sürümesi ihtimali de gündemde.
Diğer taraftan, yaşadığı ağır yenilgi ve zamanın dışında kalması sebebiyle varlığına son vermek zorunda kalsa da, örgütün sözcüleri, deyim yerindeyse ‘kuyruğu dik tutma’ çabasını sürdürüyor.
Bu noktada, Lozan Barış Anlaşması’na ve 1924 Anayasası’na bazı atıflar yapılması, hatta Türk Devleti’nin bazı anayasal ve yasal düzenlemeler yapacağı, ‘demokratikleşme adımları’ atacağı gibi, devam eden sürecin ruhuyla bağdaşmayan söylemler üretiliyor.
Elbette bunların hepsi, süreçte yaşanacağı baştan öngörülen gelişmeler.
PKK’nın tarihe karışması gibi büyük bir hadise karşısında, bu tür söylemler sadece ayrıntı olarak kalmaktadır.
DIŞ MÜDAHALEYE KAPALI
Terörsüz Türkiye projesinin belki de en önemli niteliği, mevzuya dışarıdan müdahalelere fırsat verilmemesidir. Daha önceki denemelerde, esasen PKK’yı üretip Türk Milleti’nin başına bela eden Avrupalı emperyalistlerin parmağı da burnu da sürecin içindeydi. O yüzden başarılı olunamamıştı.
Bölücü terör örgütünün yolun sonuna gelmesinde, zamanın ruhu kadar, Türk Devleti’nin eriştiği savaş gücü, diplomasi yeteneği, siyasî iradenin sağlamlığı ve nihayet Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bilge Lider Dr. Devlet Bahçeli gibi fedakâr ve cesur devlet adamlarının azim ve siyaset yeteneği de belirleyici olmuştur.
Bu noktada unutulmaması gereken bir unsur da Diyarbakır Anneleridir. Onlar, PKK’nın kandırarak veya zorla dağa kaçırdığı evlatlarını geri alabilmek için, 2 bin günü aşkın süredir, çelik gibi bir iradeyle eylem yapıyor.
Öyle ki, PKK’nın siyasî kanadı HDP’nin Diyarbakır İl Başkanlığı önüne kurdukları eylem ve nöbet çadırıyla, kendilerini o bölgenin ‘hâkimi’ zanneden terör siyasetçilerine ‘dükkân kapattırdılar.’
O mazlum ve masum annelerin yüzde 10’dan fazlası, evlatlarını PKK’nın elinden söküp aldı. Şimdi PKK’nın kendini feshetmesiyle, muhtemeldir ki, o annelerin evlatlarının büyük çoğunluğu ailelerine kavuşacak.
CHP’NİN YÜZÜ VAR MI?
PKK’nın toplumsal tabanda eritilmesi ve destek kaybına uğramasında, Diyarbakır Annelerinin büyük payı olduğunu unutmamak gerekiyor. Çünkü onlar, hayatın tam içinden sesleniyordu, hem terör örgütüne, hem de iç ve dış destekçilerine.
Bakmayın şimdi CHP sözcülerinin çıkıp, “Terörsüz Türkiye’yi destekliyoruz…” yollu gevezelikler etmesine.
Burada sorulması gereken soru şu: O anneler, 2 bin günü aşkın süredir orada eylem yapıyor, nöbet tutuyor. Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Özel, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu dâhil, hangi CHP’li gidip onların çadırını ziyaret etti?
Onların evlat acısıyla yanan yüreğine su serpmek için kılını kıpırdatan bir CHP’li oldu mu? Olmadı, olamazdı. Zira öyle bir durumda, Cumhur İttifakı’nı devirmek amacıyla ittifak yaptıkları PKK partisi gücenirdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’ı ziyareti sırasında, gidip Diyarbakır Annelerini ziyaret etmek yerine, onlardan birkaçını otelde kabul edip, oradan resim vererek mevzuyu geçiştirme yolunu seçti. Tabi, onu da eline yüzüne bulaştırdı.
Hâsılı kelam, CHP’nin, Terörsüz Türkiye sürecinde en küçük bir katkısı olmadığı gibi, bu süreçten dolayı mutlu olduğu da söylenemez.
BU ONUR MHP’YE YAKIŞIR
Gelelim MHP’ye… Terörsüz Türkiye sürecinde en büyük pay sahiplerinden birisi, Bilge Lider Dr. Devlet Bahçeli’dir. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu gerçeği her konuşmasında dile getiriyor ve Dr. Bahçeli’nin hakkını teslim ediyor.
Bu gerçekler ışığında, Diyarbakır Annelerini ziyaret ederek, onların evlat nöbetini taçlandırma onuru, Bilge Lider Dr. Bahçeli’ye yakışır.
MHP, sade bir ziyaretle yetinmemeli; önümüzdeki günlerde/haftalarda, Diyarbakır’a büyük bir çıkarma yapmalıdır.
Çünkü Türk Devleti’ni tökezletmek adına, 1840’tan bu yana istismar edilen Kürt sosyolojisine verilecek en güzel kardeşlik mesajını, zaten MHP ve Dr. Bahçeli vermiştir.
Şimdi bu kardeşlik mesajının taçlandırılması da MHP’nin hakkıdır.
Diyarbakır ve diğer Güneydoğu-Doğu illerinde vatandaşlarla yapılan söyleşilerde, MHP ve Dr. Bahçeli’ye yönelik dile getirilen samimi duygular ve minnet ifadeleri, gelecekte bu partinin, oralarda ciddi bir potansiyele erişeceğine işaret etmektedir.
Bitlis’in Ahlat ilçesinde Cumhurbaşkanlığı Köşkü inşa eden iradeye, MHP ve Dr. Bahçeli üzerinden icra edilecek büyük bir Diyarbakır çıkarması da yakışacaktır.