Tarım, hayvancılık ve marketler

Hami Fiskeci

Hami Fiskeci

Tüm Yazıları

İşin içinde olan birisi olarak tarım ve hayvancılıkta neler olduğunu anlamak, benim için bile pek mümkün olmuyor…

Aslında bu filmi Türkiye çok uzun bir zamandan beri izliyor…

Aynı kurak yıllarla bereketli yıllar gibi 3-5 yıl iyi sonra yere çakılıyoruz…

Fiyatlar uçuyor…

Bazen üretici kazanıyor, bazen de market...

Ama çok uzun bir zamandan beri sadece marketler kazanıyor artık.

Zincir marketler bir ağ gibi sarıyor şehirleri, küçük esnaf ve yerel marketler rekabet edemiyor ve yok oluyorlar.

Ama biz uslanmıyoruz ve yaşananlardan ders çıkartmıyoruz, yani çabuk unutuyoruz.

Konuyu özetledikten sonra gelelim önemli bir soruna

Uzun zamandan beri Et ve süt sürekli baskı altında tutuldu.

Girdi maliyetlerindeki anormal düzeydeki artıştan dolayı sütten para kazanamayan üreticiler ineklerini kestirmek zorunda kaldı.

İnekler kesilince piyasaya süt arzı azaldı…

Azalan süt üretimi neticesinde fiyatlar yükseldi ve böyle devam ederse yükselmeye de devam edecek.

Bu kez başka bir sorun baş gösterecek, olurda girdi maliyetleri düşerse bu kez de inek bulmak gerekecek, inek bulmak için Avrupa ya da Güney Amerika’nın kapsısını çalmamız gerekecek ancak diğer sorun da yüksek döviz kuru nedeniyle inekler bize göre son derece pahalı…

Bu büyükbaşta yaşadığımız sorunların küçük bir parçası sıra da küçükbaş var…

Bakanlık tedbir olarak iç piyasa yükselmesin diye ihracatı kapatıyor zaman zaman, ithalat açık ama.

Büyükbaş ve küçükbaş piyasası çöktü!

Yem, saman, çoban gibi önemli girdileri karşılayamayan küçükbaş üreticisi perişan koyunlarını satacak yer arıyor ancak fiyatlar öyle düşük ki, külliyen zarar da.

Çözüm, büyükbaş ve küçükbaş üreticisine nefes aldırmak olmalı, acilen ve ivedilikle yoksa ellerini ovuşturan birilerinin çözümü belli yurt dışından ithalatı açalım…

Şimdi de salgın vakası ve uzun süreli hayvan hareketlerine getirilen karantina kararı.

Allah üreticimizin yar ve yardımcısı olsun, hayvancılık zaten zor, şimdi daha da zor!

Peki, daha önce açmadık mı bu yolu defalarca değerlendirmedik mi?

Sanırım yeterince ders almadık, aynı filmi bir kez daha izleyeceğiz…

Hazine Maliye Bakanlığı tutturmuş bir türkü enflasyon yükseliyor diye baskıladığı, et ve süt fiyatlarından ötürü et, peynir, tereyağı, yoğurt gibi ürünlerin fiyatları patladı…

Üreticinin bu gün yanında olma ve destek olma zamanı gelmiştir. Paraları bu kez üreticiye harcamaz yine yola devam dersek bu işin sonu kötüye gidiyor ve telafisinin bedeli ağır ve pahalı olur biline…

Biz bakmaya devam edelim…

Bana göre Zincir marketleri eleştirmek kolaycılığa kaçmak…

Demedik mi küçük esnafa bakkala birleşin büyüyün sermayeyi büyütün diye teşvik etmedik mi, Avrupa’da bile olmayan dev alışveriş merkezleri için imarda her tür değişikliği yapmadık mı,

olmaz yerlere olmaz imarları vermedik mi, Belediyeler, esnaf odaları bas bas bağırdı yapmayın etmeyin memlekette küçük esnaf kalmadı diye ama dinlemediniz ve bal gibi verdiniz…

Eee şimdi bütün kabahat zincir marketlerin oldu öyle mi, yok efendim ortada bir günah varsa bu zincirlerin yürümesine izin veren sizlerin ve büyüdükçe piyasayı kontrol eden zincir marketlerin…

Bunun sorumluluğunu halka yükleyemezsiniz.

KİMSE BUNU YEMEZ zatı muhteremler…

Hani hal yasası çıkacaktı hani üretici hal ve son halka market olacaktı ama yapmadınız, yasayı çıkartmadınız. Hala hal ile market arasında toptancı var.

Tarım kredi marketleri de yazıp ağzınızın hiç tadını kaçırmayayım! o apayrı bir masal…

Sonuç olarak ortada bir gerçek var yüksek döviz kuru, yüksek girdi maliyetleri ve alım gücü düşüklüğü bizi bu hale getirdi.

Ümidimiz 2026 yılında ekonomik istikrar yeniden sağlanarak her şeyin normale dönmesi için dua etmekte...