İklim değişiyor ama biz hazır değiliz!

Hami Fiskeci

Hami Fiskeci

Tüm Yazıları

9-13 Nisan‘da yaşanan don 34 ilde etkili olarak büyük zarara neden oldu.
Bir yanda seller, bir yanda kuraklık, bir yandan da yaşanan don olayları...

Bunlar normal değil...!

Son 5 yıldır yazdım, söyledim.
Kuraklık kapımızı çaldı, çalacak diye.
İklim değişikliği, erişilebilir tatlı su kaynakları üzerinde
büyük riskler oluşturarak hem Su kaynaklarını azaltıyor hem de kalitesini bozuyor...
Su tüketiminin, yüzde 77'si tarım ve hayvancılıkta, yüzde 11'i sanayide ve yüzde 12'si
günlük tüketimde kullanılmaktadır.

Yerel ve merkezi yönetimlerin el ele vererek bu "SU" sorununu çözmeleri gerekir.

Belediyelerin su faturası kesmek dışında bir fonksiyonu yok.

Zaten 2024 ve 2025'de yaşanan su sorunları bunun en canlı kanıtı...
Sorun giderek büyüyor ve ülkemizde "SU" meselesi bir güvenlik meselesine dönüştü...


Türkiye'nin yaşadığı iklim anormalliklerinin sebebi de İklim değişliğine sebep olan
etkileri önlemek için bir hazırlığımızın olmaması...

Tedbir alamazsak, Türkiye çöle dönüşecek...

Yaşadığımız coğrafya da kuraklığı en ağır yaşayan ülkelerden birisiyiz...

Son yıllarda Türkiye'nin tarım zararlılarında anormal artış var.
Yeni zararlı türler ortaya çıkması, ormanların yakılması, su kaynaklarının kirletilmesi
deniz de ve karada çevre kirliliğinin bizi çölleştirmesi gibi sebepler sadece doğal bir sonuç değil bir planın sonucu.

Toprak ve bitkisel üretimimize uygulanan kimyasal ilaçlar ve zararlılarla topraklarımız kirleniyor...

Sınırlarımızı kontrol etmeyi kısmen başardık, ancak virüslere karşı da biyolojik tedbirler almalıyız.
hava sahamızı kullanan ticari ve taşıma amaçlı geçen uçaklara karşı daha dikkatli olmalıyız.

Gökyüzü denetimlerini artırmalıyız...

Türkiye biyolojik ve kimyasal saldırılara karşı hazırlıklı olmak durumunda...
savaşlar sadece uçakla ve füzelerle olmayacak.
Belki en güçlü silah olan gıda ile de mücadele etmek zorunda kalacağız.