Okur temsilciliği| Yeni Ankara’da yeni bir dönem: Güçlü kadro, güçlü kalemler
Yeni kadro, yeni sesler, yeni tepkiler… Okur konuştu, Yeni Ankara dinledi. Bu hafta yorumlar hem duygusal hem düşündürücüydü.
Yeni Ankara’da, hem içerik hem de kadro anlamında hareketli, umut veren bir dönem başladı.
Gazetemizin Genel Yayın Yönetmenliği görevine deneyimli isim Hasan Taşkın getirildi.
Bu gelişme, Yeni Ankara’nın habercilik çizgisinde yeni bir ivmenin de habercisi.
Gazetecilikte kararlılık, dilde tutarlılık ve okurla güçlü bağ kurma hedefiyle ilerleyen Yeni Ankara ailesi, her geçen gün büyüyor, çeşitleniyor.
Bu geniş ailenin en taze üyelerinden biri de Hasibe Boztepe.
Doğuştan görme engelli bir Türkçe öğretmeni olan Boztepe, “Merhaba” başlıklı ilk yazısıyla kalemini yalnızca bir anlatı aracı olarak değil, bir farkındalık dili olarak kullandı.
Engellilik üzerinden toplumsal duyarlılığı artıran bu köşe, gazetemizin “her kesime ses verebilme” ilkesini bir kez daha taçlandırdı.
Yeni Ankara’nın insana, emeğe ve eşitliğe verdiği önem, Hasibe hocamızın katılımıyla daha da görünür hale geldi.
Hoş geldiniz Hasibe hocam; kaleminiz açık, sesiniz hep duyulur olsun.
“EPSTEIN DOSYASI” ANKARA’YA ULAŞTI
Geçtiğimiz hafta kaleme aldığım “Gücün Karanlık Yüzü ve Monarşinin Utancı” başlıklı yazıda, küresel sistemin kirli ilişkiler ağından bahsetmiştim.
Ve beklenen oldu: Epstein davası Ankara’ya sıçradı.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’a gönderilen e-postalar, skandalın izlerini Türkiye’ye taşıdı.
Yazımda, Epstein’ın servetinin kökenini, istismar ağını ve ünlü isimleri, Bill Clinton’ın 26 kez Little St. James Adası’na gitmesi, Ehud Barak, Prens Andrew’un 12 milyon Euro uzlaşması, Bill Gates ve Tom Barrack gibi bağlantıları gibi örnekler vererek detaylandırmıştım.
Yeni Ankara, bu haberi de atlamadı.
“Epstein davası Ankara'ya sıçradı! Skandal iddia” başlıklı haberimizle okurlarımıza ulaştık.
E-postalarda Epstein’ın Barrack’a “Çocukla fotoğrafını gönder, beni gülümset” gibi ifadeler kullandığı ortaya çıktı; bağlamı belirsiz olsa da, tartışmaları alevlendirdi.
Gazetecilikte asıl başarı, bu yankıyı oluşturabilmektir.
YORUMLARLA GÜNDEMİN NABZI
Bu hafta yorumlar, tarihsel acılardan güncel çilelere uzandı. Okurlarımız, yazılarımıza hem duygusal hem düşündürücü dokunuşlar kattı.
İşte öne çıkanlar
Her biri, Yeni Ankara’nın okur-yazar bağını güçlendiriyor.
“AĞIT”IN HİKAYESİ – İLHAN ERDOST’UN ARDINDAN”
Haber: Erencan Taşcı
“Onlar darbeci, onlar dikta... dış güçler sağcısıyla solcusuyla insanları birbirine kırdırdı. Ve bu ilk değildi, son da olmadı. Daha TC kurulmadan bile dış güçler tarafından bu diktalar hep yönetildi. Dış güçler her ülkede hem sağcıyı hem solcuyu besler, sonra da birbirlerini katletmelerini o da olmazsa katlettirmeyi keyifle izler, olan hep bu vatanın evlatlarına olur. Sonra solcular kalkar düşmanı dindarda arar, hep dindarlar suçlanır çünkü onlara da giydirilen islami terörist yaftasıdır.” - Selma Hanım
Bu yorum, tarihsel bir olayın, insani bir acının siyasi sorguya dönüştüğünü gösteriyor.
Bir okur temsilcisi olarak şunu söylemeliyim: Bu ülkenin acılarını ideolojik değil, insani bir payda üzerinden okumak gerekiyor.
“NE İŞ OLSA YAPARIM?”
Köşe Yazarı: Mustafa Özver
“Hiç bu açıdan bakmamıştım. Farklı bakış açısı için teşekkürler.” - Kevser Hanım
Yazı, okurda bir farkındalık yaratmış. Köşe yazısının amacı tam da budur:
Düşünmeye davet etmek.
Diğer yorumlarda işsizlik ve esneklik üzerine düşünenler ağırlıktaydı; bir okur “İşsizlikte her yol denendi, bu yazı umut verdi” dedi; diğeri “Teşekkürler, yarın CV’mi güncelliyorum” diye pratik bir adım attığını paylaştı.
“TARİKATLAR GERÇEĞİYLE YÜZLEŞMEK - 2”
Köşe Yazarı: Nihat Kaşıkcı
“Selamünaleyküm. Öncelikle 20 Şehidimiz için ailesi ve Türk milleti adına taziyelerimi kabul buyurun. Lakin, Tarikat ve cemaatlerin Diyanet işleri Başkanlığı'na bağlanıp denetleme görevini üstlenmesine sıcak bakamıyorum. Herkesin malumu, ateist, selefi, vahhabi gibi oluşumlar diyanet çatısı altında yer almış durumdalar. Önce bu gibi oluşumlar temizlenmeli, ya da ayrı bir çatı altında devlete bağlı başka bir kurumda ele alınmalı diye düşünüyorum.” - Ferit Usta
Ferit Bey’in yorumu, tartışmaya farklı bir pencere açıyor.
Okur temsili olarak şunu söyleyebilirim: Bu konularda öfke değil, ölçü belirleyici olmalı. Denetim ve özgürlük, devletin iki elidir; biri diğerini bastırmamalı.
İÇİMİZDEN BİRİ YAZIYOR
“MERHABA”
Köşe Yazarı: Hasibe Boztepe
Bu hafta en çok etkileşim alan yazıydı. Okurlar, Boztepe Hanım’ın içtenliği ve samimiyetinden çok etkilendi.
Her bir yorumda ortak duygu şuydu: “İçimizden biri yazıyor.” Yeni Ankara olarak, bu sesi duyurmak bizim için bir onur.
Yorumlarda empati ve farkındalık çağrıları ağırlıktaydı.
“Umutsuzluğa yaktığınız mum, yaşama sevinciniz ve rol model olma özelliğiniz gençlere ilham olacaktır. Sizi tanımaktan mutlu oldum, takipçiniz olacağım.” - Selin'in Annesi, Eğitim Gücü Sen Antalya İl Başkanı Yıldız Albayrak
“Ne güzel yazmışsınız. Nehir oldunuz içime aktınız. Öyle gürül gürül aktınız ki Karartmak yok günlerimi düşüncesiyle doldurdunuz.” - Kadriye Hacımusaoğlu
“Sevgili Hasibe, Şiir tadında harika bir yazı, su gibi akıyor, zevkle okudum. Yazar şair olunca metin de şiir gibi oluyor demek ki! tebrikler, devamını bekliyoruz.” - Selim Altınok
“Yazınızı keyifle okudum Sayın hocam. Biz engelli öğretmenlerin medyadaki sesi, soluğu olacağınıza inanıyorum.” - Süleyman Bey
“HOLLYWOOD FİLMİNE BENZEMEZ, MADARA OLURLAR!”
Köşe Yazarı: Tamer Korkmaz
“Yazmaya başladığınız için teşekkürler.. Kaleminize kuvvet..” - Mehmet Bey
“Tamer bey sizi yeniden yazıyor görmek çok güzel daha çok platformlarda görmek yazılmayan alanlarda görmek dileğiyle hayırlı olsun eyvallah” - Nazmi Sezer
“Yine yeni yeniden güzel cesur yazı......” - Mehmet Kerem
“Gene 10 numara bir yazı olmuş” - Kürşat Bey
Okur, yazarına sahip çıkıyor.Gazetecilikte sadakat, yalnızca kurumlar arasında değil, okurla yazar arasında da bir bağdır.
Yorumlarda teşekkür ve cesaret övgüleri ön planda.
Bir okur “Tamer Bey’in cesareti ilham verici, madara olmayalım” diye ekledi.
“ÇOK ‘ÖZEL’ HAREKETLER, BUNLAR… ”
Köşe Yazarı: Tamer Korkmaz
“Tamer bey Türkiye üst liginin yeni isim babası siz oldunuz yakıştı da Trendyol Süper Lig. Çünkü uzun zamandır bu ligin tadı tuzu kalmamıştı. Teşekkürler” - Murat İnanç
“Türkiye bağırsaklarını temizlemeli. Eğer müreffeh ve huzurlu bir toplum olmak istiyor isek keneler itlaf edilmeli, kökleri kurutulmalıdır..” - Alperen Balkan
“Tamer bey ellerinize, (klavyenize) sağlık. Yine muhteşem bir yazı!” - Hacı Baba
“Tamer korkmaz her zaman ki gibi çok güzel bir yazı olmuş tebrikler” - Gürsel Bey
Bu tür yorumlar, hem mizahın hem zekanın iç içe geçtiği o eski okur ruhunu yansıtıyor. Okur yalnızca okumuyor, izlemiyor, konuşuyor.
“GÖKTEN ACI DÜŞTÜ - YASTAYIZ”
Köşe Yazarı: Durak Karabulut
Azerbaycan’dan havalanan Türk Silahlı Kuvvetlerine ait askeri uçağın sınır bölgesinde düşmesi ve 20 kahraman Mehmetçiğimizin şehit olması, yalnızca ülkemizin değil, okurlarımızın da yüreğini yaktı.
Bu büyük acıyı ele alan köşe yazarımız Durak Karabulut'un yazısı yayımlanır yayımlanmaz, okurlarımızdan derin duygular içeren yorumlar geldi; acının ortaklığı adeta tek bir ses oldu.
“20 asker, 20 kahraman… Ülkede yas ilan edilmeli. Yas için daha ne olmalı ki? Kahramanlarımız için halk olarak yastayız. Tebrikler Durak Bey; milletimiz yasta diyerek dikkatleri çektiniz ama galiba duyması gerekenler duymadı.” -Adem Kamil
“Ne söylenebilir… Hangi sözcük bu acıya merhem olabilir? Artık her şeyi yok saymaya, anında unutmaya o kadar alışmışız ki… Yaslarını tutan her yüreğe binlerce şükürler olsun.” - Serhat İncesu
“Yüreğimiz yandı kuzularımız için… Allah rahmet eylesin. Duygularımıza tercüman oldunuz Durak Bey, var olun.” - Fadime Yiğit
“Canımız yandı… O kahramanlar biz rahat nefes alalım diye gitti. Ama gönlümüzde yaşayacaklar.” - Ankara06
ANKARA TRAFİĞİ: BİTMEYEN ÇİLE, ARTAN TEPKİ
Yeni Ankara olarak, yalnızca haber merkezimizle değil, sosyal medya hesaplarımızla da okurlarımıza ulaşıyoruz.
Bu hafta en çok konuşulan konulardan biri, Ankara trafiği oldu.
Eline telefonunu alan vatandaşlarımız, olay yerinden bize ulaştı; çoğu zaman bir haberi bizden önce paylaştı.
Kızılay’dan Sincan’a, Etlik’ten Çayyolu’na kadar her noktadan aynı şikayet yükseldi:
“Yollar tıkanıyor, kimse çözüm üretmiyor.”
Başkent’in trafiği artık yalnızca bir ulaşım değil, yönetim sorunu.
ABB’nin bu konuda somut bir adım atmasını bekleyen vatandaşlarımız, her geçen gün daha çok öfkeleniyor.
Videolarda izlediğim kadarıyla, metroda, sokakta, duraklarda, bir çok takipçimiz ve Ankaralı vatandaş Mansur Yavaş'a tepkili.
Mansur Yavaş hayal kırıklığına büyük ölçüde evrildi.
Okur temsilcisi olarak görüyorum ki, Ankaralı sabırlı ama sessiz değil.
ABB Başkanı Mansur Yavaş ilk dönemdeki enerjisini yitirdi; alkışlarla gelmişti, ıslıklarla mı uğurlanacak?
Ankaralı olarak yaşam kalitemiz düştü ve zamanımızın çoğu trafikte geçiyor. Geçtiğimiz gün Yeni Ankara sosyal medya hesabından izlediğim videoda bir vatandaş yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyordu.
Sözlerine başlarken de dile getirdiği bir cümle var: Ankara'nın otobüs şoförleri biraz problemli.
Hepsini bu şekilde değerlendiremeyiz elbette.
Ama trafikte, Mansur Başkan arkalarına takılarak biraz izlerse bazı mağduriyetleri gözleri ile görür. En sağ şerit, en sol şerit, sinyal vermeme, sıkıştırma, aynalarını kullanmadan şerit değiştirme ve binen yolcuya davranış biçimleri gibi bir çok örnekle karşılaşması mümkün, hatta ötesi mümkün.
Vatandaşa ses verelim:
"Saat şu an 18.30 ve ben bir otobüse bindim. Otobüs rotası gereği geçeceği yeri bildiğim halde sordum, ve bana hayır dedi. Ama rotası orası.Ve bu esnada kartımı basmıştım."
Vatandaşın dediğine göre otobüs şoförü: “Oraya girmiyorum, çünkü trafik var. İn başka otobüse bin”
Vatandaş bir de Mansur Yavaş'a seslendi: “Yol yapmıyorsun, metro yapmıyorsun, peki trafiğin nasıl geçmesini bekliyorsun? ”
Her mesajda, çözüm arayışının yanında hayal kırıklığı da var.
Trafik, yalnızca yolları değil, vatandaşın güven duygusunu da tıkıyor.
SOSYAL MEDYA ELEŞTİRİSİ VE YENİ ANKARA’NIN YAKLAŞIMI
Bu hafta sosyal medya hesaplarımızda paylaşılan bir video üzerine yapılan bir okur yorumuna da değinmeden geçemeyeceğim.
Yayınlanan videoda, alacaklarını tahsil edemeyen kepçe operatörünün, kendine ait iş makinesiyle kamyonları hurdaya çevirdiği anın görüntüleri var.
Bir izleyici bu videoya, “Eski ve cinayet videoları paylaşmaya devam ederseniz kimse takip etmeyecek sizi” diyerek çok net bir eleştiri yöneltti.
Yeni Ankara olarak bu eleştiriye katılıyor ve önemsiyoruz.
Konuya ilişkin çalışma arkadaşlarımızla görüştük ve aldığımız yanıtlar şu yönde oldu:
Sosyal medya ekibimiz, aldıkları eğitimlerde bu tür “merak uyandırıcı, yüksek tıklanma getiren” videoların algoritma tarafından öne çıkarıldığını öğrendiklerini;
Bu nedenle içerikleri bu mantıkla hazırladıklarını;
Sosyal medyanın haber sitesinden farklı işlediğini düşündüklerini ifade ettiler.
Ancak okur temsilcisi olarak şunu belirtmem gerekir.
Bir içeriğin yüksek izlenmesi, onun gazetecilik ilkemize uygun olduğu anlamına gelmez.
Yeni Ankara’nın yayın anlayışı; dikkat çekiciliği önceleyen algoritmaların değil, kamu yararının yanında durur.
Bu doğrultuda sosyal medya stratejimizin yeniden gözden geçirilmesi için gerekli adımlar başlatılmıştır.
Okurumuza bu uyarısı için teşekkür ederiz; çünkü bizim için değerli olan takipçi sayısı değil, okur güvenidir.
SON SÖZ
Efendim, biz çuvaldızı her zaman kendimize batırırız, sorun da olmaz.
Amma ve lakin siz okuyucularımızdan bir istirhamım olacak:
Lütfen, yorumlarınızı bizimle paylaşırken güzel Türkçemizi yormayın.
Çoğu zaman yayınlanamayacak halde oluyor ve meramınızı biz ortaya çıkaramıyoruz.
Sizlerin sesi, bizim yönümüz.
Yorumlarınızı dikkatle inceleyerek, içime sinen bir şekilde yorumladım.
Çünkü gazetecilik, “haberden sonra susmak” değildir.
SİMA GÜLESER POLAT – OKUR TEMSİLCİSİ
Epstein davası Ankara'ya sıçradı! Skandal iddiaAnkara Haberleri
Leman Sam’ın “Ağıt” şarkısını onun için bestelediği İlhan Erdost kimdir?Güncel
MerhabaYeni Ankara TV